Amasra davasında madenci yakınları: Keyfiniz değil daha çok kömür lazım denmiş, fazla gaz maskesi takıldığı için yevmiyeden kesilmiş

Bartın'ın Amasra ilçesinde geçen yıl 43 işçinin hayatını kaybettiği maden patlamasıyla ilgili dava iki ay sonra kaldığı yerden devam ediyor

7'si tutuklu 23 sanık, olası kast ve bilinçli taksirle öldürme suçu işledikleri iddiasıyla yargılandığı Amasra maden patlaması davasının ikinci duruşması başladı.

Bartın Cumhuriyet Başavcılığı'nca hazırlanan 195 sayfalık iddianamenin Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmesinin ardından davanın ilk duruşması 25 Nisan-5 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilmişti. 

İki ay sonra görülen davanın ikinci duruşması teknik yetersizlik eleştirilerine karşın yine Bartın Adliyesi'ndeki koridorda gerçekleştirdildi. 

Müşteki avukatları davanın Bartın Gençlik Merkezi'nde gerçekleştirilmesini istemiş ancak Bartın Valiliği amacı dışında kullanıma uygun olmadığı gerekçesiyle bu talebi geri çevirmişti. Aynı salon AK Parti'nin temayül yoklamasına ev sahihliği yapmıştı.  

CHP Bankoğlu'ndan Adalet Bakanı'na: Vicdanınız rahat mı?

Dava öncesinde Bartın Adliyesi önünde bir araya gelen madenci yakınları, STK'lar ve CHP'den yetkililer bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, TTK yetkilileri hakkında soruşturma izni verilmediğini anımsatıp Bartınlı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a "Vicdanın rahat mı? Sorumluların yargının önünden kaçırılmasına müsaade etme" diye seslendi.

"Ailelerimizi asla yalnız bırakmayacağız" diyen Bankoğlu, duruşmanın Bartın Adliyesi koridorunda yapılmasını bir kez daha eleştirip olası teknik aksaklıklara dikkat çekti.

Madenci Yener Saygın'ın ablası Ayşe Saygın ise "Tutuklu yakınları bize haber gönderiyor. 'Bize söz verildi, serbest bırakılacaklar' deniyor. Bize de söz verilsin, adalet sağlansın" diye konuştu.

Duruşma başladığı esnada bir madenci yakını, yanında getirdiği 43 madencinin fotoğrafının basılı olduğu dövizi mahkeme başkanına gösterip "Bunu sanıkların göreceği yere koyun. Çocuklarımızın yakınlarımızın fotoğraflarını görsünler" dedi. 

Mahkeme başkanı ise söz konusu talebin kabul edilemez olduğunu belirtti.

Yaralı madenci: Üretim baskısı vardı 

Yaklaşık iki ay sonra görülen duruşmanın ilk gününde Amasra'daki maden ocağından yaralı olarak kurtulan işçiler ve hayatını yitiren madenciler dinlendi. 

Duruşmada ilk sözü Amasra'daki maden patlamasında yaralanan işçilerden Erol Bulduk aldı. 

14 yıl boyunca Amasra'daki madende çalıştığını belirten Bulduk, hakimin sorusun üzerine çalıştığı dönem boyunca üzerinde üretim baskısı olduğunu söyledi. 

Patlama ve sonrasını anımsamadığını ifade eden Bulduk, "İki ay sonra gözümü İstanbul'da yoğun bakımda açtım" deyip sanıklardan şikayetçi olduğunu belirtti.

Bu ifadeler sonrası sanık avukatları yürümekte güçlük çeken yaralı maden işçisi Erol Bulduk'a üretim baskısıyla ilgili peş peşe sorular yöneltti. 

Bulduk bu sorulara özetle "Saatimiz geldiğinde eğer işten çıkamıyorsak bu üretim baskısı değil midir?" yanıtı verdi.

Duruşmada beyanda bulunan bir başka madenci ise Umut Güneş oldu. 

4 yıldır Amasra'daki madende çalıştığını hatırlatan Güneş, olay anında eksi 300 kotta, 2. rekup sağ kalın damarda bulunduğunu ifade etti.

Uzun süre boyunca yoğun bakımda yattığını ve hafızasını yitirdiği söyleyen Güneş ise patlamadan sonra tartışma konusu haline gelen iş güvenliği ve maske eğitimi meselesine değindi, o da daha önce iddinanameye ifadesi yansıyan birçok madenci gibi eğitimlerin kağıt üzerinde kaldığına işaret etti:

Olduğumuz yere en yakın maske istasyonu 2 km uzaktaydı. Maskelerin sürelerinin yeterli olduğunu düşünmüyorum. 2019'da iş başı yapmadan önce teorik olan bir aylık eğitim aldık. Verilen eğitimler teorik bir eğitimdi. Maskeler bile açılmıyordu. Ben bu eğitimlerde maskelerin açıldığına şahit olmadım.  Olay günü bizim orada hemen elektrik kesintisi olmadı. Tam hatırlamıyorum" 

"Fazla gaz maskesi taktığı için yevmiyesinden kesmişler"

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağındaki patlamada 42 yaşında hayatını kaybeden ve emeklilik hayali yarıda kalan Yusuf Özerkan'ın eşi Nurgül Özerkan da heyetin karşısına çıkıp maskelerin kullanımı ile ilgili çarpıcı bir beyanda bulundu.

Özerkan eşinin kendisine "Fazla gaz maskesi takılınca yevmiyem kesiliyordu" dediğini aktardı: 

Eşim 2009’da iş başı yaptı helal para kazanan, çalışkan bir insandı. Kızlarım ve kendim adına şikayetçiyim. Kızlarım yetim kaldı. Yetkililer, işçilere ufak bir olayda gaz maskesi kullanırsanız 2 yevmiyeniz kesilir diyorlarmış"

"Allah'a emanet çalışıyoruz" 

118 müşteki arasında söz alanlardan biri de patlamada hayatını kaybeden Remzi Özçelik'in eşi Hanife Özçelik oldu. 

Özçelik olaydan bir hafta önce yaşadıklarını şöyle anlattı:

Son zamanlarda izne çıkarılacağını söyledi. 'İşler çok zor, sürekli olarak üretim baskısı vardı. Biz de Allah'a emanet çalışıyoruz' demişti. Bu bir katliamdır. Eşim öldürüldü. Onun hakkını sonuna kadar savunacağım"

Remzi Özçelik'in babası ise "Neden ölenler arasında bir tane mühendis, şef yok? Söylenecek çok şey var. Bunlar nasıl tahliyelerini talep ediyor anlayamıyorum. Bunların bir tanesi bile bizim yaşadığımız evlat acısı yaşamış mı? Türk adaletine güveniyorum" diye konuştu.

Sendika seçimleri ve denetimsizlik bir kez daha gündemde

Maden ocağı patlamasında hayatını kaybeden maden işçisi Mehmet Bulut’un eşi Buse Bulut, eşinin hayatını kaybettiğinde henüz 30 yaşında ve on bir aylık bir kız çocuğu babası olduğunu hatırlattı. 

Eşinin erken emeklilik hayaliyle işe başladığını söyleyen Bulut, diğer mağdur ailelelerinin de duruşma boyunca defalarca dile getirdiği gibi olaydan kısa süre önce eşinin yoğun baş ağrısı çektiğini, sürekli halsiz olduğunu ve  göz kızarıklıkları bulunduğunu söyledi: 

Eşim madende kömür üretimi baskısı olduğundan ve mobbing uygulandığından bahsederdi. Haddinden fazla iş yükü vardı. Son zamanlarda eşimin ağzından havalandırmanın yetersiz ve sıkıntılı olduğunu, otuz kırk gün süreyle madenin kapatılıp, bakıma alınacağını söyledi. Aradan birkaç gün geçince sendika seçimlerinden dolayı ertelendiğini beyan etti. Hatta sendika seçimlerinden dolayı yasal izin ve mazeret haklarının dahi durdurulduğunu söyledi"

"Denetim önceden haber alınıp göstermelik temizlik yapılıyordu" 

Amasra'daki maden ocağında meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlerden biri de 38 yaşındaki Deniz Baykal'dı.

Eşi Meltem Baykal, mahkemeye verdiği ifadede ocakta üst düzey görevdeki bazı kişilere para verip çalışmayanların olduğunu, madende kayırmaların yaşandığı öne sürdü. 

Baykal da eşinin özellikle son bir zarfında yoğun baş ağrısı yaşadığını belirtip, madendeki denetimlerle ilgili eşinin kendisiyle paylaştıklarını şu sözlerle aktardı:

Eşim maden denetlemesi öncesi haber alındığını söylerdi. Her şey göstermelikti. 'Her yer yıkanır, temizlenir' derdi. Üretim baskısı vardı. 'Selçuk Ekmekçi bizi çok sıkıştırıyor' diyordu"

Hayatını kaybeden madencilerden Okan Akgül'ün eşi Tuğçe Akgül de "Madene bakanlıktan denetleme geldiğinde eşime yeni kıyafet ve çizme verildiğini, denetlemeden sonra bunların geri alındığını biliyorum" diye konuştu.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


"Kaza değil katliam, kader değil cinayet" 

Dava sonrası açıklama yapan avukatlar ile aileler maden katliamında hayatını kaybedenlerin isimlerinin bulunduğu, "Kaza değil katliam, kader değil cinayet cinayet" yazan bir pankart taşıdı. 

Açıklamada konuşan avukatlardan Ceren Yılmaz, "Burada devletin madeninde üretim baskısı olmayacağı söylenmişti. Bugün söz alan ve madenden yaralı kurtulan Erol Bulduk, 'İşten çıkmamız gereken saatte işten çıkamıyorduk bu üretim baskısı değildir de nedir' diye sordu. Bunlar açıkça üretim baskısını ortaya koyan beyanlardı" diye konuştu. 

Avukatlar, TTK Genel Müdürlüğü'nün soruşturmaya dahil edilmemesine bir kez daha tepki gösterdi, söz konusu yetkililerin sanık olarak yargılanmaları gerektiği belirtildi.

İfade işlemleri ve katılma taleplerini tamamlayan mahkeme heyeti, davanın bugünkü celsesini bitirdi. 

Dava yarın sabah 10.00'daki celseyle sürecek.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU