Atlantik Rus savaşçıya meydan okuyor

"Rusya çok ileri gitti ve kulağının çekilmesi gerekiyor"

Fotoğraf: Reuters

Irak kuvvetleri Kuveyt'i işgal ettiğinde, merhum Ürdün Kralı Hüseyin, Irak Başkanı Saddam Hüseyin'i arayarak kuvvetlerini geri çekmesini ve müzakere yoluyla ihtilafları çözmeye dönmesini istedi.

Saddam'ın yanıtı "Fazla ileri gittiler, kulaklarının çekilmesi gerek" oldu. Bunun sadece bir "disiplin süreci" olduğunu söylemeye çalıştı, ancak sonraki gelişmeler bunun daha büyük ve daha tehlikeli olduğunu gösterdi.

Irak'ın işgali, çok geçmeden Irak'a sıçrayan bir depremi serbest bıraktı ve sonuçlar depremi başlatanların umduğunun tam tersi oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Vladimir Putin güçlerini Ukrayna sınırlarına yığdığında Avrupalı ​​​​liderler onun burayı işgal edeceğine inanmayarak, meselenin sindirme ve korkutmanın ötesine geçmeyeceğini ve maksimum bunun sadece bir 'kulak çekme' olacağını düşündüler.

Saddam'ın Irak'ını asla Putin'in Rusya'sı ile bir tutmuyorum. Ancak Batı'da Ukrayna işgalinin sonuçlarının, işgali başlatanın istediği şeyin tam tersi olabileceğinden bahsetmeye başlayanlar var.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) bugün Josef Stalin dönemindeki kuruluşundan beri her zamankinden daha güçlü olduğunu ve Ukrayna'nın NATO saflarına resmi olarak katılması mümkün olmasa da NATO'ya her zamankinden daha yakın olduğunu söylüyorlar.

Suriye sahnesinde Putin'le dans eden ve Atlantik'in bahçesine Rus füzelerini sokan Recep Tayyip Erdoğan'ın Vladimir Zelenskiy'i kabul etmesi ve Ukrayna'nın NATO üyeliğini hak ettiğini söylemesi bunun en iyi kanıtıdır.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen'in Pekin ziyareti sonunda ABD ve Çin ekonomilerinin tamamen ayrılmasının imkansızlığını vurguladığını ve ilişkilerin "daha sağlam temeller" üzerine oturtulmasından bahsettiğini de unutmamak gerek.

Rusya'nın izole, yaralı veya istikrarsızlığa açık olmasının dünyanın çıkarına olmadığını söylemek abartı olmaz.

NATO'ya katılarak tarafsızlığını terk eden Finlandiya'nın, Rusya ile bin 340 kilometrelik ortak sınırı olduğunu da unutmamak gerek.

10 yıl önce, bazı Avrupa koridorlarında fısıltılar yükselmişti. NATO'nun varoluş gerekçesini yitirdiği, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla tehlikenin ortadan kalktığı, Rusya'nın bir düşman olmadığı ve bazı adamlarının Sovyet dönemine duyduğu özlemin yaşlı bir insanın gençliğine duyduğu özlemden öteye geçmediği, ittifakın Asya'ya taşınan ve ABD'nin hesaplarında ve kaygılarında bir öncelik haline gelen düellodan çok uzak olduğu minvalinde konuşmalar ortaya çıkmıştı.

Avrupa ülkeleri, Avrupa'nın ABD generalinin etekleri altında yaşamaya devam etmeyip kendini savunma zamanının geldiğini fark etti.

Ne var ki 70'inci yaşıyla NATO, Vladimir Putin'in 2014'te Kırım yarımadasını alıp anavatana ilhak etmesi sebebiyle komadan çıktı.

İttifakın liderleri, o günlerde Putin'in Ukrayna'nın hiçbir zaman bağımsız bir ulus olmadığı yönündeki sözüne tepkisiz kalmadı.

Rus tankları 24 Şubat 2022'de Rusya-Ukrayna sınırını geçtiğinde, NATO'nun etkinliğiyle ilgili şüpheler artık yersizdi.

Aylar sonra birçok kişi, Ukrayna'nın resmi olarak NATO'nun koruması altına girmeyi başarmış olsaydı, Rus işgaline maruz kalmayacağını savundu.

Üye devletlerin liderleri yarın Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta buluştuğunda herkes neredeyse Belarus sınırında ve Rusya sınırına çok da uzak olmayan bir yerde toplandıklarını hatırlayacak.

Putin, Batılıların şu mesajı iletmek için bu eski Sovyet şehrini seçmesine kızmakta haklı: Batı Rusya'nın Ukrayna'da yürüttüğü savaşta kazanmasını engellemekte kararlı ve zirve Batı'nın Ukrayna'ya karşı cömertliğinin yıllarca devam etmesinin temini olacak.

Putin, Sovyet geçmişlerine veya tarafsız geçmişlerine ihanet eden ülkeler olmasaydı, Atlantik ailesinin üye sayısının 30'u geçmeyeceğini biliyor.

Washington'un kararlılığının belki de en iyi ifadesi, ABD yönetiminin bazı NATO ülkelerinin ne kadar karşı olduğunu bilmesine rağmen, zirveden birkaç gün önce Ukrayna ordusuna misket bombası tedarik etmeyi kabul etmesidir.
 


Ukrayna'nın işgali, vatandaşlarında sert bir kimliğin uyanmasına neden oldu. Son anketler, yüzde 70'inin Rus güçlerine karşı mücadelenin devam etmesini desteklediğini ve Ukrayna topraklarının herhangi bir karışından vazgeçmeyi reddettiğini gösterdi.

Ukrayna'nın işgali aynı zamanda sıradan bir siyasetçi olan Zelenskiy'i ülkesinde ve kıtada bir sembol haline getirdi ve toplantılarda bir yıldıza dönüştürdü.

İşgalin NATO'daki ABD liderliğini tekrar güçlendirdiği söylenebilir. Avrupa'nın Rus savaşına tepkisi beklentileri aşsa da Avrupalılar, Ukrayna'nın kararlılığının her şeyden önce önde gelen Avrupa ülkelerinin de peşinden geldiği cömert bir destek halinde ortaya çıkan değişmez ABD tutumundan kaynaklandığını kabul ediyor.

Vilnius zirvesinin Ukrayna'yı resmi olarak ve derhal ittifak saflarına dahil etmeyi kabul etmesi pek olası değil.

Çünkü bu, tehlikelere kapı aralamak anlamına gelir ve ittifakın, hiçbir fırsatta nükleer cephaneliğinden bahsetmeyi kaçırmayan Rusya ile doğrudan karşı karşıya gelebileceğine dair uyarı çanlarını çalıyor.

Ancak kesin olan şu ki zirve, ittifakın Ukrayna'nın kaderi ve geleceği olduğuna dair net bir işaret gönderecek.

Vilnius zirvesinin Ukrayna'ya birkaç yıllık askeri, istihbarat ve mali destek programı sağlayabileceği ve bunun Ukrayna'nın karşı saldırısı yavaşlasa veya duraksasa bile çatışmaya devam etmesine yardımcı olacağı aşikâr.

Bazıları, ABD'nin İsrail'e destek olduğu gibi, çatışmanın sona ermesi ve resmi üyelik ilanına kadar Ukrayna'ya destek olacağından bahsediyor.

Vilnius zirvesi, savaşın başlamasından 500 gün sonra gerçekleşecek. Ukrayna'nın tüm topraklarını Rus kuvvetlerinden geri alabileceğine inanmak zor.

Buna karşılık Rusya'nın savaşı bitirip Ukrayna'yı teslim olmaya zorlayabileceğine inanmak da zor.

Şu ana kadar yaklaşık yarım milyon kişinin ölümüne veya yaralanmasına neden olan çatışma için ufukta herhangi bir hızlı çözüm gözükmüyor.

Çatışma, enerji ve tahıl fiyatlarını etkileyerek uzak ülkelerin istikrarını tehdit ediyor. Wagner liderinin krizi, Kremlin'in efendisinin imajını zedeledi, ancak Rusya'nın savaşı sürdürme kabiliyetini etkilemedi.

Vilnius zirvesinin mesajı açık: Savaşın ucu açık ve Rusya'nın zaferi yasak. Atlantik, Rusya'yı büyük bir yenilgiye uğratmanın tehlikelerinin farkında olsa da kışkırtıcı bir mesaj gönderiyor:

Rusya çok ileri gitti ve kulağının çekilmesi gerekiyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU