Honduras kadınlar hapishanesinde önceden bildirilmiş katliam: 48 ölü

Hüsamettin Aslan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Orta Amerika ülkesi Honduras'taki bir kadın hapishanesinde çıkan tüyler ürpertici isyanda çoğu yanarak 48 kadının ölümüne neden oldu.

Ulusal Sosyal Uyum Kadın Cezaevi'nde (Pnfas) kadın mahkûmlar arasında çıkan çatışmada 46 kişi öldü, bunlardan 23'ü yandı, diğer 23'ü ise bıçaklı veya ateşli silahlarla öldürüldü. Daha sonra ölü sayısı 48'e çıktı

Olaydan birkaç saat sonra yapılan aramada, çok sayıda tabanca ve bir ABD R-15 saldırı tüfeğinin yanı sıra çok sayıda şarjör ve el bombası, üç bıçak ve bir radyo da dahil olmak üzere bir silah cephaneliği bulundu.

Katliam, 20 Haziran'da başkent Tegucigalpa'dan yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Támara'daki kadın hapishanesinde meydana geldi ve yetkililer şiddeti 'Barrio 18' çetesinin saldırısına bağladı.

Nitekim yerel basında, 'Barrio 18' çetesine mensup mahkûmların bir hücre bloğuna girerek rakip çeteye mensup mahkûmları vurduğunu ve onları ateşe verdiğini açıkladı.
 

Reuters.jpg
Fotoğraf: Reuters

 

Honduras'ta 'Barrio 18' çetesi ile rakibi 'Mara Salvatrucha' (MS-13) çetesi, şehirlerdeki mahalleleri kontrol ediyor, gençleri zorla silah atına alıyor ve irili ufaklı işletmeleri gasp ederek haraç vermeyen işletme sahiplerini kaçmaya zorluyor.

Barrio 18 çetesi, PNFAS hapishanesindeki en baskın çetedir. Barrio 18 üyeleri hapishanenin 12 bloğun 4'ünde baskın durumda ve iddiaya göre geri kalanında muhbirleri var.

Yetkililer saldırının önceden planlanmış olduğunu düşünüyor. Çünkü Barrio 18 çetesi, rakiplerinin hapishanedeki bloğuna doğru ilerlediler.

Rakip çete üyelerine kurşun yağdırdılar ve onları palalarla kestiler. Hayatta kalanlardan bazılarını, üzerlerine yanıcı bir sıvı dökülüp yakıldıkları hücrelere kilitlediler.

Basında çıkan haberlere göre, cesetlerin çoğu teşhis edilemeyecek kadar kötü bir şekilde yanmış bir bölümü de vahşice bıçaklanarak öldürülmüştü.

Başkan Xiomara Castro, saldırıyı "canavarca" olarak nitelendirdi ve "maralar (gangsterler) tarafından güvenlik görevlilerinin gözü önünde planlanmış" olduğunu söyledi.

Sosyal medya hesabımda yaptığı açıklamada "Sert önlemler alacağım!" diyen Castro, hapishane güvenliğini ve kolluk kuvvetlerini kayıtsız olmakla ve hatta isyancılara boyun eğmekle suçladı.

Associated Press'e göre Castro daha sonra güvenlik bakanını değiştirdi ve askeri polisi ülkedeki 21 hapishanenin kontrolünü ele geçirmekle görevlendirdi.

Başkan Xiomara Castro, Güvenlik Bakanı Ramón Sabillon'u da görevden aldı ve ABD'de eğitim görmüş bir polis memuru olan Ulusal Polis şefi Gustavo Sanchez'i güvenlik bakanı olarak atadı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü 2021 tarihli bir raporunda "Honduras hapishanelerinde aşırı kalabalık, yetersiz beslenme, yetersiz temizlik, dayak, çete içi şiddet ve tutuklu cinayetlerinin yaygın olduğunu" belirtti.

Honduras hapishanelerinde uyuşturucu, tabanca, makineli tüfek ve el bombası gibi çok sayıda patlayıcı bulundu.

Bu silahların hapishaneye Güvenlik güçlerine genellikle mahkûmlar tarafından rüşvet verilerek sağlandığına yönelik genel bir kanı var.

Keza olay yerinde bulunan 18 tabanca, bir AR-15 tüfeği, iki Uzi hafif makineli tüfek, iki el bombası, pala ve yanıcı sıvı dahil olmak üzere önemli bir cephaneliğin ele geçirilmesi ancak hapishane içerisinden alınmış bir destekle izah edilebilir.

Tıpkı selefleri gibi Başkan Castro da tüm hapishanelerin kontrolünü orduya, özellikle de Askeri Polise (PMOP) devredecek ve en az 2 bin yeni gardiyan eğiterek sisteme dahil edecek.

Ancak PMOP'nin şu anki başkanı Ramiro Fernando Muñoz, 2020 yılında üç askeri hapishaneden birinde mahkûmların yakınları ve Honduras'taki Kayıp Yakınları Komitesi (COFADEH) tarafından taciz, işkence ve reçeteli ilaçları vermeyi reddetmekle suçlandı.
 

Reuters 1.jpg
Fotoğraf: Reuters

 

Mahkumlar PMOP başkanı Munoz'u, bir mahkumu ölümle tehdit ettiği ve adamın kulaklarını ısırdığı ve mahkumu 3 gardiyanla birlikte dövdüğü için suçladı.

Başkan Castro, seçim kampanyasında en popüler vaatlerinden biri, orduyu kışlaya geri göndermekti.

Ayrıca PMOP'un feshedilmesini önerdi. Hatta 2015 yılında birimin "halkı terörize etmek ve muhaliflere zulmetmek için" kurulduğunu söyledi.

Ancak bugün Castro, PMOP yani orduyu tekrar sisteme dahil ederek daha güçlü bir güç tesis etmesine yardımcı oluyor.

Honduras Ulusal İstatistik Enstitüsü'ne göre, Honduraslıların yüzde 73'ü resmi yoksulluk ve çoğunluğu aşırı yoksulluk altında yaşıyor.

Ülkenin GSYİH'sinin dörtte biri, göçmen işçiler tarafından gönderilen havaleler yüzbinlerce hane onurlu bir insan hayatı yaşamaya çalışıyor.

Ancak Obama, Trump ve Biden yönetimindeki sınır dışı etme politikaları yüzünden son on yılda 1 milyon Honduraslı göçmenden 700 bini sınır dışı edildi. Dolayısıyla bu durum Honduraslılar için büyük bir ekonomik kayıp oldu.

Bu arada Biden yönetimi, göçü kontrol altına almak ve ülkeyi bir açık hava hapishanesine dönüştürmek ve ABD'li danışmanlarla birlikte asker konuşlandırmak için Castro ile anlaştı.

Bu bağlamda son hapishane isyanı hem bir rant kavgasının hem de ordunun 'kamu güvenliği' adı altında sivil hükümete daha çok müdahale olmasına yol açıyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU