Japonya'da II. Dünya Savaşı sonrası 9 yaşında çocukların da kısırlaştırıldığı ortaya çıktı

Yasa yürürlükteyken 25 bin kişiden en az 16 bini rızaları alınmadan kısırlaştırılmış

29 Mart 2018 tarihli bu fotoğrafta Japonya'nın "ırk ıslahı" programı mağdurlarının destekçileri, Tokyo'da milletvekilleriyle yapacakları toplantıya hazırlanıyor (Toshifumi Kitamura/AFP)

Japonya'nın II. Dünya Savaşı sonrasındaki ırk ıslahı yasası kapsamında zorla kısırlaştırılan 25 bin kişi arasında 9 gibi küçük yaşlarda çocukların da yer aldığı, bir meclis raporunda ortaya kondu.

Pazartesi günü Japonya'da kamuoyuna açıklanan 1400 sayfalık meclis raporuna göre, artık yürürlükten kalkmış yasa kapsamında yapılan bu işlemlerin yaklaşık yüzde 65'i rıza alınmadan gerçekleştirildi. Uygulamaya onay vermeyen 16 bin kişi arasında 9 yaşında iki çocuk da bulunuyordu.

1948'le 1996 arasında 48 yıl boyunca yürürlükte kalan ırk ıslahı yasası kapsamında zihinsel yetersizliği, akıl hastalığı ya da kalıtsal bozukluğu olan kişilerin "aşağı" görülen çocuklara sahip olmalarını önlemek amacıyla kısırlaştırılmasına izin veriliyordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu kanun, II. Dünya Savaşı'ndan sonraki gıda kıtlığı sırasında nüfusu kontrol altına alma amacı da taşıyordu.

Uygulama 1996'da yasaklansa da 1975 gibi yakın bir tarihte lise ders kitaplarında "ülkede ırk ıslahıyla tüm halkın genetik yatkınlığını iyileştirmek ve geliştirmek için" hükümetin çaba gösterdiği belirtiliyordu.

Yerel medya kuruluşlarının bildirdiği üzere raporda adı geçen biri oğlan diğeri kız iki çocuk sırasıyla 1960'larda ve 1970'lerde kısırlaştırıldı. Meclis raporuna göre bu ameliyatların nedenleri tespit edilemedi.

14 yaşındayken zorla ameliyat edilen ve halihazırda 80 yaşında olan bir başka mağdur, raporun Japon hükümetinin çocukları kandırdığını kanıtladığını söyledi.

Saburo Kita diye bilinen mağdur bir basın toplantısında şöyle belirtti:

Devletin bu meselenin üstünü örtmeyip acılarımızı bir an önce ciddiye almasını istiyorum.

Rapor, kısırlaştırma programı mağdurlarını temsil eden bir grup avukat tarafından iyi karşılanmadı.
 

Michiko Sato
2018'e ait bu fotoğrafta, ergenlik çağında kısırlaştırılan Yumi Sato'nun görümcesi Michiko Sato, Tokyo'da milletvekilleriyle yapacağı toplantı öncesinde gazete okuyor (Toshifumi Kitamura/AFP)


Kyodo News ajansının aktardığı üzere tazminat talebiyle hükümete karşı açılan davada davacıları temsil eden avukatlardan Koji Niisato, "Rapor, yasanın neden hazırlandığı, değiştirilmesinin neden 48 yıl sürdüğünü ya da mağdurlara neden tazminat ödenmediğini açıklamıyor" dedi.

Daha önce Japon hükümeti, Nazi Almanyası yasalarını örnek alan devlet kısırlaştırma programının mağdurlarına tazminat ödemeyi 2019'da kabul etmişti.

Japon hükümeti daha sonra bu işlemlerden geçen mağdurlara 3,2 milyon Yen (yaklaşık 531 bin 110 TL) tazminat ödemeyi taahhüt etmişti.

Eski Japonya Başbakanı Şinzo Abe de ırk ıslahı yasası mağdurlarından kamuoyu önünde özür dilemişti.

Abe'nin, "Yasanın yürürlükte kaldığı dönemde, engelli ya da başka bir kronik hastalığa sahip olduğu fikrine dayanarak çocuk sahibi olmalarını engelleyen operasyonlara tabi tutulan birçok kişinin büyük acılar çekmesine yol açıldı" dediği bildirilmişti.

Bu yasayı uygulayan devlet olarak derinlemesine düşündükten sonra, tüm kalbimle özür dilemek istiyorum.

 

Japonya
Mağdurların avukatları ve destekçileri, "Irk ıslahı yasası kapsamında kısırlaştırma. Mağdurlar için yardım çalışmaları şimdi gerekiyor!" yazılı bir pankart taşıyor (Toshifumi Kitamura/AFP)


Japonya zorla kısırlaştırma politikalarına sahip tek ülke değildi.

The Guardian'ın bildirdiği üzere Nazilerin, hayatlarının yaşamaya değmeyeceğini varsaydıkları yaklaşık 400 bin kişiyi kısırlaştırdığı düşünülüyor. Kanada'da ve ABD'nin 30 eyaletinde de kısırlaştırma yapıldığını belirten yayın kuruluşu sadece Kuzey Karolina'nın 1973'e kadar yaklaşık 7 bin 700 kişiyi kısırlaştırdığını ve bunların üçte ikisinin siyah olduğunu ekledi.

1997'de ortaya çıkarılan kayıtlar, İsveç'in 1935'le 1976 arasında 60 bin kadını kısırlaştırdığını, bunların bir kısmının fiziksel ya da zihinsel engelleri nedeniyle, diğerlerininse "aşağı ırktan" sayıldıkları için bu işlemden geçirildiğini ortaya koydu.

Birçok kadın, çocuklarını ya da sosyal yardımlarını kaybetme tehdidi altında bu uygulamayı kabul etmeye zorlandı.

İsveç hükümeti daha sonra programın tüm mağdurlarına 175 bin Kron (yaklaşık 386 bin 644 TL) tazminat ödenmesini öngören bir yasa çıkardı.



*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/asia

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU