Bir paket Camel, MİT, İbrahim Kalın ve Hi Jolley

Prof. Dr. İbrahim Kalın, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) yeni müsteşarı oldu.

Kalın'ın entelektüel birikimi, mahrem ve tecessüs konusundaki hassasiyetleri Teşkilat'ın asıl misyonuna sadık davranacağına dair akıllarda şüphe bırakmıyor.

Biliyorsunuz, Hazreti Süleyman'ın Hüthüt kuşu, bizim irfanımızda "ilk İstihbarat şefimiz" olarak arifane/latifane bir şekilde değerlendirilir.  

Bu yüzden Osmanlı'da istihbarat ile meşgul olanlara kuşçu yahut kuşçubaşı denirdi. 

Kalın'ı politik kimliğinin dışında takip eden çevrelerin kendisi için kullandığı "Bir paket Camel, İbrahim Kalın ve Hi Jolley" sözünü bilmeyenler için tekrar anlatmak gerekecek.
 

2.jpg
Prof. Dr. İbrahim Kalın / Fotoğraf: AA

 

İbrahim Kalın ve Hi Jolley

İbrahim Kalın'dan bu hikâyeyi yıllar önce ilk kez, yanılmıyorsam, "Batı ve İslam" kitabında okumuştum.

Sonraları "Ben, Öteki ve Ötesi" kitabında bazı düzeltmeler yaparak tekrar yayımladı.

Hikâyenin Kalın ile özdeşleşme nedeni bu hadiseyi kamuoyunun gündemine onun sokmuş olmasıdır.

Nitekim Abdülhamid'in yakın muhiplerinden Wallece da Kalın'ın kamuoyunda bilinir olmasını sağladığı simalardandır.

Kalın'ın Hacı Ali "Hi Jolley" ile özdeşleşmesinin bir diğer nedeni de bulunduğu platformda büyük bir şevkle defaten anlatmasıdır. 

Olay şu şekilde cereyan eder:

1846 yılında meydana gelen Meksika Savaşı, ABD ordusunun çöl koşullarında son derece zayıf olduğu gerçeğini gözler önüne serdi.

Bir ordu ancak ikmal ile ayakta durabilirdi; ama taşlık ve engebeli arazide eşekler ve atlar ile taşımacılık son derece kifayetsiz bir metottu.

Arizona, California, Nevada, Utah ve Colorado gibi yeni bölgeler henüz keşfedilememişti dahi.

'Altına Hücum' devresinde ise bu bölgenin arazisi binlerce ABD'linin telef olmasına neden olurken ekonomiye istenen katkıyı da sağlayamamıştı.

Ulaşım sıkıntısı ortaya ciddi bir asayiş sorunu da çıkartmıştı. Çeteler yağmalar yaparken Kızılderililer de beyaz insanları topraklarından uzak tutmak için güçlü bir isyan içerisindeydi.

Kızılderili Reisi Seatlle'ın ketum mücadelesi, tüm ordusunu sınır hattına sevk eden ABD'liler için iç güvenliği kontrol edilemez bir hale getirmişti.

Bu sorunu çözecek ve merkezi otoriteyi yeniden tesis edecek yegâne şey develerdi.

Avrupa'da ve Afrika'da neredeyse gitmediği şehir kalmayan ABD heyetine kimse deve vermiyordu.

Heyet nihayet 4 Ekim 1855'de İstanbul'a geldi. Heyetin talihsizliği ise Osmanlı'nın o sıralarda Kırım Savaşı'nda olmasıydı. İstanbul'daki tüm develer bölgeye sevk edilmişti.

ABD'liler nihayet taleplerini Sultan Abdülmecid'e ulaştırmayı başarınca talihleri döndü. Sultan gerekli develeri temin etti.

ABD'liler İzmir limanında deve temini konusunda kendilerine yardımcı olacak bir dost edindiler. İşte Hacı Ali'nin hikâyesi böylece başlamış oldu…

Cabbar'ın oğlu Ali, kervanla Mekke'ye gidip Hac farazisini yerine getirmesi nedeniyle Hacı Ali olarak tanınıyordu.

Suriye doğumlu olduğu tahmin edilen Hacı Ali'nin tüm hayatı develerdi.

Hacı Ali'nin şimdiki vazifesi maceraperest ABD'lilere deve satın almaktı. Bu ticarette Hacı Ali misafirlere hem kaliteli develer almış hem de dolandırılmalarını engellemişti.

ABD ordusunun bu şekilde kurduğu "Deve Birlikleri" kurdu ve Meksikalıların canını okudu.
Hacı Ali renkli kişiliği ile bu süreçte ABD'liler tarafından çok sevildi.

Savaş bittiğinde Ali'nin tüm arkadaşları Osmanlı'ya dönmüştü; ama Ali kendisini Vahşi Batı'nın kızgın topraklarına ait hissediyordu.

Amerikan rüyasına kendisini fazlasıyla vakfeden Hacı Ali, maden kömürü arama ve altın bulma işlerine de girişecekti.

Ali develerini bu zorlu işlerde kullanarak önemli vazifeler yapmaya devam etti.

Hacı Ali bu devrede altın bulmaktan çok altın arayanlara ikmal sağlamasıyla ünlenecekti; çünkü haramilerin kol gezdiği böyle bir coğrafyada Ali dürüstlüğü ile dillere destan olmuştu.

Hi Jolly olarak tanınan Hacı Ali sonunda ABD vatandaşlığı da kazanarak Philip Tedro ismini aldı.

1880'de Meksikalı bir kıza âşık oldu ve yüklü bir başlık parasıyla kızla evlendi.
 

1.jpg
Hacı Ali'nin düğünü

 

Hacı Ali köşesine çekilmiş huzurlu hayatının tadını çıkartırken ABD ordusu ondan son bir görev için ricacı oldu.

Hedef ünlü Kızılderili "Gerenimo"nun ta kendisiydi.

Gerenimo şerefli bir Apaçiydi ve ABD ordusuna karşı destansı bir mücadele veriyordu.

Hacı Ali bu görevdeki izcilik faaliyetini layıkıyla yerine getirdikten sonra muhtelif bölgelere dağılan ve vefa borcu duyduğu develerini aramaya koyuldu.

Ali, develerin peşinden diyar diyar dolaşınca karısı kendisinden ayrıldı. Hacı Ali, devlerini günden güne bir saplantı haline getirdi.

Köşe bucak develerini arıyor ve onları toplamaya çalışıyordu. Bu durum sağlığının bozulmasına da neden olmuştu.

73 yaşında yaşlı bir adamın mecnun misali ABD çöllerinde deve araması halk arasında efsanelere konu oldu.

Hacı Ali daha hayatta iken hakkında sayısız hikâye anlatılır olmuştu. Bu hikâyeler onun 1902'deki ölümünden sonra efsanelere dönüştü.

Hacı Ali'nin bilinen son devesi 1946'da Arizona'da yakalandı. Arizonalılar bir halk kahramanına dönüşen Hacı Ali'nin mezarına 1934 senesinde bir anıt dikti.

Her sene Hi Jolly törenlerinde korkusuz deve bincisi Hacı Ali'nin ismi yâd edilmekte ve mezarı başında anılmaktadır.

"Bir paket camel, İbrahim Kalın ve Hi Jolley" sözünü özü de budur.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU