Kurtulmuş: Cumhur İttifakı'na ve milletimize müteşekkiriz; ittifakımız geçici ve dönemsel değildir

AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Independent Türkçe'nin sorularını yanıtladı, seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulundu

Prof. Dr. Kurtulmuş, Cumhur İttifakı'nın hiçbir zaman al-ver pazarlığı içerisinde olmadığını söyledi / Fotoğraf: Independent Türkçe

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, cumhurbaşkanı seçimi ikinci oylamasının kesin sonuçlarını açıkladı. 

Buna göre Recep Tayyip Erdoğan'ın oyların yüzde 52,18'ini Kemal Kılıçdaroğlu'da yüzde 47,82'ni aldı. 

Sonuçların Resmî Gazete'de yayımlanmasıyla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan yemin edecek ve cumartesi günü yeni kabineyi açıklayacak.

Millet İttifakı'nın aldığı sonuçlar sonrasında nasıl bir yol haritası izleyeceği belli değil ve tartışmalar devam ediyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Peki, seçimi kazanan Cumhur İttifakı'nın yol haritası nasıl şekillenecek.

Cumhur İttifakı, Millet İttifakı gibi sadece bir seçim ittifakı mı, dünyada bu seçimler nasıl takip edildi, seçim sonuçlarını Amerika ve Avrupa Birliği ilişkileri bağlamında nasıl okumalıyız. 

Merak edilen soruları AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'a sorduk. 

"FETÖ'cü hesaplar üzerinden Kılıçdaroğlu'na destek sağlanmaya çalışıldı"

Sayın Kurtulmuş, seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye bu seçimler dolayısıyla bir ilki yaşadı. İlk sefer iki turlu bir seçim yapmış olduk. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 50+1 gerektirdiği için birinci turda 49,5'da kalmış olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ikinci turda halkın yüzde 52'sinden fazlasının oyunu alarak büyük bir zafer elde etmiş oldu. Öncelikle bu seçim bir tarafta cumhurbaşkanımız, karşı tarafta da rakibi ama rakibinin arkasında içeride ve dışarıda açıktan Sayın Kılıçdaroğlu'na destek verdiğini ifade eden Türkiye karşıtı çevrelerin varlığına da hep beraber şahit olduk. Öncelikle PKK-PYD ve birtakım bölücü terör örgütlerinin üst düzey yetkililerinin alenen, gizleme gereği duymaksızın Kılıçdaroğlu'na nasıl destek verdikleri ortadadır. Yine aynı şekilde dünyanın dört bir tarafına yayılmış bilinen maruf FETÖ'cü hesaplar üzerinden de Kılıçdaroğlu'na önemli bir destek sağlanmaya çalışıldı. Bunlara ilave olarak da özellikle 14 Mayıs seçiminin hemen öncesinde dünyanın sayılı dergileri kapaklarında "Erdoğan'ı indirin", "Türkiye'de diktatörlüğü yıkın", "demokrasiyi kurtarın" çağrıları yaptı. Böylece aslında kendi dillerinin altındaki baklayı da çıkartmış oldular. Erdoğan'ın liderliğinde güçlü bir Türkiye Batının menfaatlerine halel getiriyordu, onları zedeliyordu. Dolayısıyla Türkiye karşıtı bütün çevrelerin hiçbir gizlenme gereği duymaksızın açıktan Erdoğan'a saldırdıkları bir seçim sürecini yaşadık.

 

96e290c9-2f59-41b6-860d-793d5ac9fec1.jpg
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs'taki seçimden de zaferle çıktı / Fotoğraf: AA



"Sonuç Türkiye demokrasisi bakımında cesaret verici, milli irade içinde umutlandırıcıdır"

Buna rağmen halkın ilk turda Sayın Cumhurbaşkanımıza yüzde 49,5 gibi önemli bir oy vermiş olması ve ikinci sıradaki rakibiyle arasında 2,5 milyonu aşkın bir oy farkının bulunması fevkalade önemlidir. Bu, Türkiye demokrasisi bakımından cesaret verici, milli iradenin tahakkuk etmesi bakımından da umutlandırıcı bir sonuçtur. Ama ikinci turda vatandaşlarımız çok daha büyük bir teveccühle, çok daha güçlü bir destekle cumhurbaşkanımızı yüzde 52'nin üstünde bir oy oranıyla yeniden cumhurbaşkanı seçtiler. Böylece hep söylediğimiz; bu seçimle birlikte Türkiye için, Türk milleti için büyük bir milli hedef olan Türkiye yüzyılının kapıları da milletimizin iradesiyle sonuna kadar açılmış oldu. Bu seçim aynı zamanda katılım bakımından son derece yoğun bir seçimdi. Yüzde 87'ler civarında ilk turda, yüzde 85'lerin üstünde de ikinci turda katılımın gerçekleşmiş olması Türkiye'ye ikide bir demokrasi dersi vermeye kalkan Batı ülkelerinin alması gereken bir demokrasi dersidir. Vatandaşlarımız çok yüksek bir katılımı ortaya koymuş oldular.

"Mazlum milletler dünyanın her yerinde Erdoğan'ın zaferi dolayısıyla sokaklara çıktı"

Dünyada bu seçimin bu kadar dikkatli takip etmesini ve seçim zaferinden sonra dünya başkentlerinde oluşan destek konvoylarını neye bağlıyorsunuz?

Biz kampanya sırasında da ifade ediyorduk, yine zaten bu Batılı dergiler de kendi kapaklarında ifade ettiler. Bütün dünya hem Türkiye'yi sevenler, Türkiye'nin gözünün içine bakanlar, Türkiye'den medet umanlar, başta İslam dünyasının mazlum ve mağdur büyük kitleleri olmak üzere dünyanın bütün mazlum milletleri bu seçimleri yakinen takip ediyordu. Aynı şekilde de Batı ülkeleri ve dünyada siyaseti dizayn ettiğini zanneden bazı çevreler de yakinen bu seçimi takip ediyorlardı. Seçim gecesi New York'tan Kudüs'e, Balkan ülkelerinden Afrika ülkelerine, Bakü'den Türk dünyasının en ücra köşelerine kadar Türkiye sevdalılarının, Türkiye'yi seven dostlarımızın, Türkiye'nin gözünün içine bakan kardeşlerimiz coşkuyla sokaklara çıkmış olması Batılı başkentlerde de konvoylarla, kalabalıklarla, sokaklarda, caddelerde Türkiye'nin bu zaferini kutlaması Recep Tayyip Erdoğan'ın galibiyetini sevinçle karşılamış olmaları, aslında tam da söylenen bu durumun tahakkuk ettiğini gösteriyor. Mazlum milletler dünyanın her yerinde Erdoğan'ın zaferi dolayısıyla sokaklara çıktılar, meydanlara çıktılar ve Türkiye yüzyılının müjdelendiğini bütün dünyaya haykırmış oldular.

 

113c138d-f310-49ac-aee0-6f8a95bf23e7.jpg
Cumhur İttifakı'nı oluşturan AK Parti Genel Başkanı Erdoğan (sağda) ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli (solda) / Fotoğraf: AA



MHP'nin lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin uzun süredir Sayın Erdoğan'la birlikte hareket etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Cumhur İttifakı'nın geleceği nasıl olacak? 
 
Şimdi tabi her şeyden evvel bu seçimin en büyük kazanımı bütünüyle Cumhur İttifakı'dır. Cumhur İttifakı, parlamentoda büyük bir çoğunluk elde etmiştir. İnşallah önümüzdeki dönemde parlamentoda yasama bakımından birinci grup Cumhur İttifakı'dır. Cumhur İttifakı Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte yine hep kampanya sırasında söylediğimiz yürütme ile yasamanın eşgüdüm içerisinde çalıştığı bir parlamentoya şahit olacağız. Nasıl yürütme "Türkiye Yüzyılı"nın öncülüğünü yapacaksa, yasama da Türkiye Yüzyılı'nda gerçekten Türkiye'yi ileriye taşıyacak gerekli yasal düzenlemeleri yapacak ve aynı zamanda siyasetin merkezi olan, milli iradenin tecelligâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) de Türkiye Yüzyılı vizyonunun taşıyıcı unsuru olacaktır.

Başından itibaren Cumhur İttifakı'nın şöyle bir özelliği vardı: Hiçbir zaman bir al-ver pazarlığı içerisinde olmadı. Karşı taraftaki ittifak, işte zaten seçimden sonra o yüzden dağılma ya da birtakım türbülanslar yaşadıklarını görüyoruz. Hep böyle, ver bana cumhurbaşkanlığı, al cumhurbaşkanı yardımcılığını, ver bana cumhurbaşkanlığını, al bakanlıkları diyerek bir pazarlık içerisinde oldular. Ayrıca, toplam oyları yüzde 1 bile etmeyen partilere 40 milletvekili vererek Türk demokrasi tarihinde görülmemiş bir al-ver pazarlığı içinde oldular.

Buna mukabil Cumhur İttifakı ise başından itibaren ilkeler etrafında bütünleşti. Hiçbir şekilde bir pazarlık içinde olmadı. Temel ilkelerimiz belliydi, Türkiye'nin teröre karşı mücadelesinde, Türkiye'nin milli hedeflerinin gerçekleştirilmesinde, Türkiye'nin özellikle milli savunma sanayi başta olmak üzere, sanayi ve teknolojide dünyada rekabet edebilen öncü ülkelerden birisi olmasında, içeride toplumsal bütünlüğünün sağlanarak milli ahengin temin edilmesinde, dışarıda ise uluslararası alanda sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye'nin oluşmasında Cumhur İttifakı ilkeler etrafında birleştiği için, hiçbir zaman başından itibaren bir pazarlık içerisinde olmadı. Burada gerçekten başta Sayın Bahçeli olmak üzere, Milliyetçi Hareket Partisi'ne de ilk andan itibaren takındığı son derece vatansever ve olumlu tavır dolayısıyla şükranlarımızı bir kere daha ifade etmek istiyorum. Her zaman ilkeler çerçevesinde bu meseleye yaklaştılar ve cumhurbaşkanımızın da sadece AK Parti Genel Başkanı değil, aynı zamanda Türkiye'nin bir lideri olarak görerek bu ortak noktalarda bir fikir anlayışı, bir fikir birliği, bir anlayış birliği içerisinde oldular.

 

İttifak.jpg
Cumhur İttifakı'nı oluşturan partilerin liderleri / Fotoğraf: AA



İttifakınız geçici ve dönemsel bir ittifak değil mi?

İttifakımız, seçim beyannamesiyle ortaya koyduğumuz hususların tamamının gerçekleştirilmesine gayret ve mücadele edecektir. Ve siyaset zemininde dostane, iyi ilişkilerini sürekli pekiştirerek ve bunu yaparken de Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü, milli menfaatlerimizin, milli çıkarlarımızın en üst seviyede korunması bakımından her alanda Türkiye'nin önceliklerine dikkat eden bir fikir, siyaset ve ilke birliği olarak da uzun süreli devam edecek bir ittifaktır.

Tabi özellikle bu süreçte Milliyetçi Hareket Partisi'nin Sayın Genel Başkanı Devlet Bahçeli Bey hakikaten vatansever bir siyasetçi olarak ve sorumluluk sahibi bir devlet adamı vasfını ortaya koyarak Sayın Cumhurbaşkanımıza en zor zamanlarında destek vermiştir ve bu desteğin temelinde de ifade ettiğim gibi ilkeler çerçevesinde bu desteğini gerçekleştirmiştir. Böylece aslında Cumhur İttifakı hem çerçevesi belli hem tabanı oldukça güçlü bir ittifak olarak gündeme geldi ve ifade ettiğim gibi sadece geçici ve dönemsel bir ittifak değil, Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek, Türkiye'nin menfaatlerini koruyarak daha da ileriye taşıyacak bir siyasi bir birliktelik haline geldi. Bundan dolayı da kendilerine teşekkürü bir borç biliriz.

Yine aynı şekilde Cumhur İttifakı'na bu kampanya sırasında katılan diğer partiler, Yeniden Refah ve Büyük Birlik Partisi de HÜDA PAR da DSP de bunlar da bu anlayış birliği içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımıza destek verdi. ‘Şimdi seçim bitti ve ittifak bitti' şeklinde asla yaklaşmıyoruz. Cumhur İttifakı, nasıl bir al-ver pazarlığı değilse, aynı zamanda da kısa süreli ve mevsimlik bir ittifak da değildir. Bu ittifak Türkiye'nin önümüzdeki yüzyılına damgasını vuracak büyük atılımların, geride kalan dönemde gerçekleştirilemeyen büyük projelerin gerçekleşmesidir.

 

download-2.jpg
Seçim sürecinde bazı Batı menşeli dergilerin yaptığı yayınlar dikkat çekmişti. Prof. Dr. Kurtulmuş bu yayınlara tepki göstermişti / Fotoğraf: AA



"Batı'nın en temel özelliği pragmatist olmasıdır"

Yurtdışından çok hızlı ve çok yoğun tebrik mesajları geldi. Peki, bu seçim sonuçlarını Amerika ve Avrupa Birliği'yle ilişkileri konusunda nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Amerika Birleşik Devletleri olsun, Avrupa ülkeleri olsun, nihayetinde bu ülkeler seçim öncesinde maalesef oralardaki bazı siyaset çevreleri Kılıçdaroğlu'nun lehine topa girdiler ve etkilemeye çalıştılar. Sonradan itiraf ediyorlar ki, ya biz aslında Türkiye'deki muhalifler kendi yankı odalarında yüksek sesle bağırmışlar, biz de bunları gerçek zannettik diyorlar. O oluşturulan, biraz da yalan ve hayal üzerinde oluşturulan muhalefetin algısına Batı dünyasında da kanan bazı siyaset çevreleri oldu. Ama Batı'nın malum en temel özelliği pragmatist olmasıdır. Nihayetinde 85 milyonluk fevkalade büyük bir güce erişmiş olan ve önümüzdeki yüzyıl da Allah'ın izniyle, milletin desteğiyle çok daha güçlü olacak olan bir Türkiye'yi asla karşılarına almayı düşünmezler. Türkiye'nin bu gücünden nasıl bir şekilde yararlanabilirler, nasıl iş birliği yapabilirler, bunun hesabı içerisinde olurlar. Ben bu anlamda Türkiye kendi istikametini, rotasını, milli menfaatleri çerçevesinde pekiştirerek yoluna devam ettiği sürece dünyanın birçok ülkesinden Türkiye'yle ilişkilerini iyileştirmek için olumlu adımlar atılacağını düşünüyorum, zaten bunların sinyalleri de hemen verilmeye başladı.

Ben Batılı ülkelerin, başta Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere hemen ilk andan itibaren Cumhurbaşkanımıza tebrik telefonlarını yapmaları ve bu telefonlarla kendilerinin bu üstün başarısı dolayısıyla tebrik ettiklerini ifade ettiler ve uzun süreli birlikte çalışmaya hazır oldukları mesajları gelmeye başladı ve önümüzdeki günlerde bu mesajlar artarak devam edecektir. Burada asıl olan, Türkiye'nin kendi hedefleri istikametinde gücünü artırarak yoluna devam etmesidir.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU