Tahran ve Riyad arasında pratik sürecin başlangıcı

Sorunların, ev halkı tarafından çözülmesinin vakti geldi… İnsanlar, günlerin neler getirdiğini görecek

Fotoğraf: Reuters

Ulusal Güvenlik Danışmanı Bakan Musaid el-Ayban liderliğindeki üst düzey Suudi heyetin 10 Mart'ta, Çin'in Pekin'deki ev sahipliğinde Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani liderliğindeki İranlı heyetle gerçekleştirdiği toplantının ardından bir açıklama yayımlandı.

Açıklamaya göre anlaşma, 60 gün içerisinde yürürlüğe girecek ve başka toplantılar yapılacaktı. 

Dün Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, İranlı mevkidaşı Emir Abdullahiyan ile bir araya geldi. Görüşme hakkında yayınlanan bir açıklamada 2001'de imzalanan güvenlik iş birliği anlaşması ile 1998 yılında imzalanan genel işbirliği anlaşmasının etkinleştirildiği bildirildi.

Ayrıca Suudi Dışişleri Bakanı, İranlı mevkidaşını Riyad'a davet etti ve Abdullahiyan da bu daveti memnuniyetle kabul etti.

Ardından o da Prens Faysal bin Ferhan'ı İran'a davet etti. Faysal bin Ferhan da davete aynı memnuniyetle karşılık verdi.

Üçlü olarak yapılan son açıklamadaki en önemli nokta, ülkelerin egemenliklerine saygı gösterme ve içişlerine karışmama vurgusuydu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

2016 yılında Suudi Arabistan'ın diplomatik resmi konutlarının, Devrim Muhafızları'nın takipçileri tarafından terör saldırılarına maruz kalmasının ardından Riyad, Tahran'la ilişkilerini resmen durdurmuştu… Bugün tablo değişiyor. Siyaset böyledir işte; hareketli dalgalar...

Hiç şüphesiz ki Suudi Arabistan, bu son adımı bir gecede atmadı. Aksine iki yıldan fazla bir süre içerisinde Umman'dan Irak'a ve belki de diğerlerine kadar birçok durağı geride bıraktı.

Humeynici devrimci karaktere sahip İran rejimi ile ilişkiler, 1979 yılından bu yana Suudi Arabistan'la, doğrudan ve birçok ülkede dolaylı yoldan çatışma anları; medya, siyaset ve hukuk savaşları gibi pek çok aşamadan geçti.

İran bu süreçte, milisler oluşturmada ustalaşan, Arap ülkelerinin egemenliğini ihlal eden ve mezhepçi milisler yerleştiren taraf oldu.

Suudi Arabistan ise Arap ülkelerine ve başka her şeyden önce bizzat Suudi Arabistan'a yönelik bu işgali durdurmaya çalışan taraftı. 

ABD önderliğindeki Batı, İran rejimine karşı olduğunu söylüyordu. Ancak Yemen, Irak ve Lübnan'daki tecrübeler ve sonra Suudi Arabistan'ın doğusundaki petrol tesislerine yönelik füze ve İHA saldırılarından sonra Batı'nın hilekârlığı ortaya çıktı.

Hatta Riyad, Cidde, Abha, Hamis Muşayt ve Necran'ın bombalanmasının, Suudi Arabistan'ın "bir arada yaşamaya" alışması gereken şeylerden olduğunu kabule hazır olduklarını gördük.

İş o noktaya geldi ki açıktan açığa saldırıların yapıldığı bir zamanda Patriot sistemi, "dâhi" ABD Başkanı Joe Biden döneminde Suudi Arabistan'dan çekildi! Suudi diplomasisi bugün, yeni ruhla, yani girişimci, beklemeyen ve ittifaklarla çözümleri çeşitlendiren bir ruhla uyumlu bir yol izliyor.

İran'ın içindeki karışıklığa, Suudi Arabistan ve Riyad'ın müttefiklerine karşı yoğun düşmanlığın ekonomik ve siyasi maliyetine, en önemlisi de İran ve Suriye'nin büyük hamileri Çin ve Rusya'nın İran ve Suriye'yi "temizlemek" için arabuluculuğunu reddetmenin maliyetine bakıldığında evet, belki İranlıların bu anlaşmaya Suudi Arabistan'dan daha çok ihtiyacı var. 
 


Raporların belirttiği üzere İran ile olan hadisede Çin'in yaptığı gibi Rusya da Riyad ile Şam arasında bir diyalog başlatmaya çalıştı ve aylar içinde işler ilerledi.

Nihayet Suudi Arabistan ile İran kararından yaklaşık iki hafta sonra söz konusu iki ülke arasındaki bütün ilişkilere bir hazırlık olarak ilk önce konsolosluk ilişkilerinin yeniden başladığı duyuruldu.

Suriye, Arap Birliği'nin ve önümüzdeki mayıs ayında Suudi Arabistan'da yapılacak sonraki toplantılarının gündem maddelerinden biri olacak.

Tüm bunlar, Tahran ve Şam ile gerçek sorunların sona erdiği anlamına mı geliyor? Asla.

Ama yeni bir yol izlendiği, eskisini denedikten sonra farklı bir yöntemin denendiği ve Batı'nın dürüstlüğüne pratikte güvenilmediği anlamına geliyor.

Sorunların, ev halkı tarafından çözülmesinin vakti geldi… İnsanlar, günlerin neler getirdiğini görecek.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU