"Risk tespitinde binayı 90 günde boşaltma zorunluluğu kentsel dönüşümü yavaşlatıyor"

Adalet Bakanı Bozdağ'ın açılan davaların kentsel dönüşümü yavaşlattığı iddiasını rakamlar doğrulamıyor. Öngören, neden yavaşladığını anlatırken, Cingil'e göre kentsel değil, rantsal dönüşüm var. Müteahhit Maraşlı ise Bozdağ'a hak verdi

Kentsel dönüşüm kapsamında eski binaların yenilenmesine çalışılırken bu süreçte pek çok hukuki sorun da yaşanıyor / Fotoğraf: AA

Depremin ardından kentsel dönüşüm konusu daha fazla gündeme gelmeye başladı.

Birçok kişi, eski binasını kentsel dönüşüme götürmeye çalışıyor.

Kimi çevrelere göre depreme karşı en kalıcı önlem kentsel dönüşüm ile eski binaların yenilenmesi.

Depremden sonraki müdahalelerde yaşanan aksamalar nedeniyle eleştirilerin hedefinde olan iktidara yakın çevreler ise muhalefetin itirazlarının kentsel dönüşümü yavaşlattığını öne sürüyor.

Buna karşı kimi muhalefet çevrelerinden verilen cevap ise Türkiye'de kentsel değil, rantsal dönüşümün yapıldığı, ihtiyaç olan yerlere değil, rant getirisi olan yerlere yoğunlaşıldığı yönünde oluyor.

Tam da bu tartışmaların ortasında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da 22 Şubat'ta yaptığı açıklamada, "2015-2023 arasında 7 bin 91 kentsel dönüşüm davası var. Bu davalar kentsel dönüşümü yavaşlattı, 2012'de çıkan yasa nedeniyle atılması gereken adımlar atılamadı" iddiasında bulundu.

Peki gerçekten de Türkiye'de kentsel dönüşüm davalar yüzünden mi ilerlemiyor? Kentsel dönüşümün hızlanması için ne yapılmalı?

 

bekirbozdağ.jpg
Bekir Bozdağ / Fotoğraf: AA

 

Rakamlar Bozdağ'ın iddiasını desteklemiyor

İmar ve kentsel dönüşüm hukuku üzerine çalışmalar yapan Prof. Dr. Gürsel Öngören, Türkiye'de kentsel dönüşüm kapsamında bir milyon konut yapıldığını hatırlatarak, şunları söyledi:

Davası açılan 7 bin konut. Bunların da en fazla yüzde 10'unda mahkemeler kentsel dönüşüm ortak kararının iptali veya satış kararının ya da sözleşmesinin iptali kararı çıkmıştır. En fazla 700 dava yani 700 bina demektir. Her binada 10 daire olsa 7 bin konut eder. 1 milyon konutun dönüşümünde yedi bin konut için yani binde yedi oranında mahkemelerin kentsel dönüşüm işlemlerinin iptali kararı vermesi sayın bakanın 'açılan davalar kentsel dönüşümü durdurdu veya yavaşlattı' savunmasını desteklemiyor.

 

gürselöngören.jpg
Gürsel Öngören / Fotoğraf: Twitter

 

"Kentsel dönüşümü, binanın riskli çıkması halinde 90 günde boşaltma zorunluluğu yavaşlatıyor"

Öngören, kentsel dönüşümün vatandaşların kendi istekleriyle yaptırdıkları risk tespitinde (karot aldırılması) riskli çıkan binayı 90 günde boşaltma zorunluluğu sebebiyle yavaşladığını öne sürerek, "Eğer risk tespitini belediyeler her bina için yaparsa ve 90 gün yerine 1 veya 1,5 yıl boşaltma süresi verilirse kentsel dönüşüm hızlanır" dedi.

"Heyecanını yitiren üst düzey yöneticiler de kentsel dönüşümü yavaşlatıyor"

Öngören, kentsel dönüşümü yavaşlatan bir başka unsurun da bakanlıkta ve belediyelerde görev yapan üst düzey yöneticilerin 10 yıldır bu işi yapmaktan yorulmuş olmaları ve ilk zamanlardaki heyecanlarını kaybetmiş olmaları olduğunu iddia ederek, "Kentsel dönüşümün kamu kurumlarındaki yöneticilerinin yerlerine bu konuda liyakat sahibi kişiler bulunarak değiştirilmeleri de süreçleri hızlandıracaktır" diye konuştu.

 

davalar.jpg
Öngören, kentsel dönüşüm davalarının neden uzun sürdüğünü anlattı / Fotoğraf: AA

 

Hakimler, iktidarın desteklediği kentsel dönüşüm aleyhine karar vermekten çekiniyor

Kentsel dönüşüm ve inşaattan kaynaklanan davaların sonuçlanmasının gecikmesi de projelerin tamamlanamamasında önemli etkenler arasında. 

Bu iddiayı sorduğumuz Öngören, kentsel dönüşüm konusunda diğer kat maliklerinin veya ilgili belediyelerin mağdur ettiği yüzde 10 oranında bir kitle olduğunu düşündüğünü belirterek, "Bu kişilerin mağduriyetlerinin de mahkemelerde giderilmediğini düşünüyorum. Çünkü hakimler iktidarın desteklediği kentsel dönüşüm aleyhine karar vermekten çekiniyor. Sanki iktidarın uygulamalarını engelliyorsun gibi görüyor hakimler kendilerini ve bu nedenle olumsuz karar vermekten kaçırıyorlar" iddiasında bulundu.

Çözüm kentsel dönüşüm ve inşaat davalarının görüleceği özel mahkemeler

Beş yıldan fazla süren yargılama süresinin mağdur vatandaşın hakkına ulaşmasını da engellediğini söyleyen Öngören, "Bunun çözümü ülkede kentsel dönüşüm ve diğer inşaat davalarını görecek özel mahkemeler kurulması. Tıpkı fikri hak mahkemeleri veya aile mahkemeleri gibi" diyerek sözlerini bitirdi.

onur cingil.jpg
Onur Cingil / Fotoğraf: Twitter

 

"Bozdağ'ın verdiği rakamlar gerçek dışı"

Öngören'in ardından sorularımızı Tüketiciyi Koruma Derneği (TükoDer) Üsküdar Şube Başkanı Avukat Onur Cingil'e yönelttik.

Çünkü Cingil, kentsel dönüşüm kapsamına sokulmak istenen ancak düzenlemeye yönelik ciddi itirazları olan mahalle sakinlerinin avukatları arasında yer alıyor.

Cingil, Bozdağ'ın verdiği rakamlar gerçek dışı olduğunu ve şişirme olduğunu öne sürerek, "Türkiye'de kentsel dönüşüm yaptıkları yerler belli. İstanbul'da 10'u bile bulmayan proje var, işte Anadolu'da bir o kadar olsun. Anladığım kadarıyla burada karot numunesi alarak bir apartmanın riskli yapı kararı almasını da mı bunun içine kattılar. Onu anlamak mümkün değil ya da mahallelerde açılan yüzlerce dava var. Bunların hepsini bir torba yapmak da mümkün değil" dedi.

 

armutlu.jpg
Sarıyer'e bağlı boğaz manzaralı Armutlu Mahallesi'nde kentsel dönüşüm kapsamına alınan yerler arasında

 

"Olmayan bir şeye karşı çıkılamaz. Kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm yapıldı"

Türkiye'de kentsel dönüşüme karşı gelindiği için kentsel dönüşümün yapılamadığı iddiasının da doğru olmadığını öne süren  Cingil, "Bilinen bütün deprem uzmanlarının haritalarına baktığımızda örneğin İstanbul bazlı konuşursak kentsel dönüşüm adı altında riskli alan ilan edilen yerlerin hiçbiri deprem öncelikli risk taşıyan yerler değil. Hepsi tamamen rantın bol olduğu alanlar. Olmayan bir şeye karşı çıkılamaz. Türkiye'de hiçbir zaman kentsel dönüşüm olmadı, rantsal dönüşüm yapıldı. Bir sürü örnek var" değerlendirmesinde bulundu. 

onurcingiltozkoparan.jpg
Onur Cingil, Tozkoparan'da yürütülen kentsel dönüşüm projesine itirazları olan mahalle halkını dinlerken 

 

"Gerçekten riskli olan yerler değil, rant değeri olan riskli ilan ediliyor"

Cingil, şunları söyledi: 

Bakan Tozkoparan'da 2019'da üflesen yıkılacak apartmanlara gidiyorlar. Diyorlar ki buraları görüştüreceğiz. Medyaya servis ediyorlar. Ama mahallenin tam aksi istikametinde ama Merter Tekstil'in dibindeki bölümü yıkıyorlar. Geçen gün gittim ve bakana bir soru sordum. Madem buraları 2019'dan beri dönüştürecektin, dört yıldır bu apartmanları niye dönüştürmedin? Dolayısıyla gerçekten riskli olan alanlar riskli alan ilan edilmiyor. Rant değeri olan alanlar riskli ilan edilip buralar dönüştürülerek rant edilmeye çalışılıyor.

 

kirayardımı.jpg
Cingil, kentsel dönüşüm kapsamında yapılan kira yardımının yetersizliğine dikkat çekti / Fotoğraf: AA

 

"Başarısızlığını örtmek için kentsel dönüşüm tartışması açıyor" 

Cingil, "Kentsel dönüşüm yapıyorum diye insanlara sözleşme sunmayacaksın, haklarını vermeyeceksin. Fikirtepe, Sulukule gibi yaşadıkları yerlerden onları kazımaya çalışmayacaksın. Kiraların 10 bin liradan başladığını dönemde kira yardımını 1950 lira vereceksin sonra çıkıp diyeceksin ki ben kentsel dönüşüm yapıyorum" diye tepkisini sürdüren Cingil'e iktidarın bilerek kentsel dönüşüm tartışması açarak 20 yıl boyunca depreme karşı gerekli önlemleri almamış olmasının ve depremden sonraki organizasyon başarısızlıklarını örtmek istiyor.

 

emremaraşlı.jpg
Emre Maraşlı / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Davalar kentsel dönüşüm süreçlerini sekteye uğratabiliyor"

Öngören ve Cingil'in ardından Bozdağ'ın iddiasını inşaat sektöründen bir isme Erguvan İnşaat Şirketi Kurucu Ortağı Emre Maraşlı'ya sorduk.

Maraşlı, sözlerine "Sayın Bakan'ın söylediği gibi davalar kentsel dönüşüm süreçlerini sekteye uğratabiliyor" diye başladı ve şöyle devam etti:

Bu davalar arsa payı düzeltme davası, sözleşmenin hukuki olmaması ile alakalı iddialar, çürük raporuna itiraz gibi üç ana başlıkta toplanıyor. Mahkemelerimiz çok zayıf ve yetersiz, yoğunlukları sebebiyle karar almaları uzun sürebiliyor."

 

kentseldönüşüm.jpg
Depremin ardından kentsel dönüşüm projelerinde bir artış bekleniyor / Fotoğraf: AA

 

Üç aşamada çözüm mümkün

Maraşlı'ya bunların 3 başlıkta da çözüm mümkün olduğunu söyleyerek bunları şöyle sıraladı:

Arsa payı düzeltme davaları ile ilgili bir kanun çıkarılarak, bu konudaki prensipler ortaya konularak, arsa payı düzeltmenin usülü belirlenebilir ve bu konudaki davalar az sayıda celsede çözülebilir.

Sözleşmeye itiraz davalarında bakanlık tip sözleşme oluşturarak, dönüşümün sözleşme karmaşası sebebiyle durdurulmasının önüne geçebilir. Hala klimalı-klimasız kavgası eden sorunlu arsa sahipleri de bu tehdit sebebiyle çözüme daha yakın olacaktır.

Çürük raporuna itiraz davaları ise aslında tek celselik davalar fakat en yakın dava tarihi üç ay sonrasına verilince, bu konuda da hızlı dönüşüm için zaman kaybediliyor."

fikirtepe.jpg
Maraşlı, Fikirtepe'de izlenen kamulaştırma yönteminin her yerde uygulanamayacağını söyledi / Fotoğraf: AA

 

"Bakanlık dönüşmesi gereken iki milyon konutu tek tek kamulaştıramaz"

Bunların hepsinin yanında bakanlığın kentsel dönüşümde tam yetkili olduğunu hatırlatan Maraşlı, "Fikirtepe'deki davaların çözülmeyeceğini anladığında, bakanlık (Çevre ve Bayındırlık Bakanlığı)  Fikirtepe'yi kamulaştırarak, Emlak Konut aracılığıyla projeyi ihale etti ve hak sahiplerine alacaklarını proje tamamlandıktan sonra dağıtacak. Bu demek oluyor ki bakanlık konuya el attığı zaman rahatlıkla çözebiliyor. Fakat kentsel dönüşüm; doğası itibariyle vatandaşın özel sektör ile birlikte çözmesi gereken bir sorun. Bakanlığın dönüşmesi gereken iki milyon konutu tek tek kamulaştırarak çözmesini beklemememiz lazım" şeklinde konuştu.

"Herkes imar artışı bekliyor ama bu artık çoğu yerde mümkün değil"

Emre Maraşlı, kentsel dönüşümün gecikmesinde çok kişinin bölgesinde "imar artışına" gidileceği beklentisinin de etkili olduğunu söyleyerek "Herkes yerine fazladan imar çıkarılmasını ve oluşacak rant ile müteahhitlik bedellerini ödemeyi bekliyor. Bu artık çoğu yerde mümkün değil. Özellikle İstanbul imar konusunda dolmuş ve taşmış durumda. Vatandaşın ya evini ufaltması ya da kendi serveti ile kendisine bina yaptırması gerekiyor" diyerek sözünü bitirdi.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU