Çizgi film karakterleri artık tanımlanamıyor

Karakter 'avatarlara' daha yakın formatta çizilmeye başlanırken tasarımlar çarpık bir hale bürünüyor, artık geleneksel güzellik kavramlarına bağlı değiller

Sünger Bob adlı çizgi filmin karakterleri, deniz dünyasına uyacak şekilde çizilseler de abartılı konfigürasyonlarla tasarlandılar/ Görsel: Twitter

Çizgi film dünyası sıradanlıktan çıkıp tuhaflaştı. Karakterler artık tanımlanamıyor. Çünkü ne bir hayvan ne bir bitki ne de bir insan olarak tasarlanıyorlar.

Tüm bu unsurların bir birleşimi ve belki de garip bir şekilde oluşturulmuş cansız bir nesne olan çizgi film karakterlerinin tasarımcıları arasında en sıradışı karakteri çizmek için çılgınca bir yarış gibi görünüyor.

Elbette insanlar ya da hayvanlar aleminden olsun, kahramanları doğal ve gerçekçi dünyaya daha çok benzeyen 'sıradan' çizgi film karakterleri halen var olsa da sayıları oldukça az.

Özellikleri bilinmeyen ve uzayın hayali dünyasına daha yakın olabilecek gizemli ya da çarpık varlıkların daha fazla çizildiği bir gerçek.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İnsanların yaşadığı çevreyi kopyalayanlar, dramatik bir neden olmaksızın, tuhaflığı ustaca, bunun normal olduğunu gösterircesine ve belki de çirkinliğin bir temsili denebilecek çizgi film karakterleri geliştiriliyorlar.

Örneğin korkunç bir görünüme sahip karakterler, artık kötülerle bağdaştırılmıyor ya da iyi değerlere karşı bir karakter olarak çizilmiyor.

Sanki tüm dünya itici özelliklere sahip gezgin 'avatarlara' dönüşme yolundaymış gibi genel bir durum söz konusu.


Geleneksel karakterler gözden düştü!

Tom karakterinin çizilmesinin üzerinden geçen bir asır boyunca çizgi film çalışmaları nesiller boyu hafızalarda yer etti.

Örneğin en ünlü karakterlerden Mickey Mouse, kulaklarının boyutu gibi mizahen kabul edilebilir bazı abartılara sahip net özellikleri olan sıradan bir fareydi.

Ancak Mickey Mouse, sonunda, Walt Disney tarafından 5 Aralık 1901 tarihinden 15 Aralık 1966 tarihine kadar çizilen ve Donald Duck, Goofy ve diğerleri gibi birçok karakterle birlikte Walt Disney dünyasının simgesi olan sevimli bir fareydi.  

Külkedisi, Pamuk Prenses, Güzel ve Çirkin ve daha birçok hikayenin anlatıldığı işlerle büyüyen Walt Disney Şirketi büyük prodüksiyonlar ve eşsiz bir mirasla bu alanda hala öncü olmaya devam ediyor.

1940'lı yıllara gelindiğinde ise tarihin en başarılı ve sevilen çizgi filmlerinden biri olan Tom ve Jerry çizgi filmi rüzgarlar estirmeye başladı.

Çizgi filmin karakterleri olan fare ve kedi, tüm bölümlerde zeka, mizah ve bitmek tükenmek bilmez bir eğlence üzerine kurulu sürekli bir arayış içindedir.

Ayrıntıları bu iki hayvanın yanı sıra şimdiye kadar çocuklardan önce yetişkinlerin yoldaşı olan bölümlerde görünen diğer ikincil karakterler belirliyor. 

Ancak çizgi film dünyasındaki yeni üretimler karşısında bu ayrıntılar eskimiş ve kadim geçmişin simgesi haline geldi.

Mesela 'Lalaloopsy' adlı çizgi film karakterine bir bakalım.

Çizgi filmdeki karakterlerin giysi düğmeleri gibi görünen korneaları olmayan büyük siyah gözleri var ve böyle çizilmeleri için hiçbir sebep yok.

İçeriği tam olarak öyle olmasa da bir tür zombi ya da yüzünün her iki yanında abartılı gözlere sahip 'Buttercup' ve hatta bazıları tek gözlü olan kısa boylu 'Minyonlar'.


Abartılı bir deformasyon mu yoksa normal bir gelişim mi?

Karakterlerin özelliklerini küçültüp büyüterek abartmak ve masal karakterleri çizmek çizgi film dünyası için elbette kabul edilebilir.

Ama bunu savunmadan önce örneğin, Walt Disney'in ünlü çizgi film serisi 'Monsters Company Ltd.' (Sevimli Canavarlar) karakterlerinin neredeyse tamamı, görünüş ve davranış açısından garip boylardadır.

Fakat canavar oldukları için bu normaldir. Olaylar komik bir çerçevede geçse de kahramanlarının iri olması, korkutucu alışkanlıkları olması ve bazılarının gerçekten kötü olması sıradan karşılanabilir.
 

2.jpg
Geçen kasım ayında Çin'de düzenlenen animasyon ve çizgi film karakterleri festivalinden bir kare / Fotoğraf: AFP

 

Peki modern çağın en popüler çizgi film karakterinin sadece ön iki dişi olan, vücudunun geri kalanı ve kafası tek bir kareden oluşan sarı bir sünger olmasının gerekçesi ne?

Arkadaşı Patrick'in sadece bir 'deniz yıldızı' olmasına rağmen, ince kafalı, ancak şişman vücutlu 'sıradan' bir karakter olması daha da tuhaf.

Karakterlerin çizerleri tarafından ana karakterin eşcinsel olduğuna dair çok sonraları yapılan açıklamalardan bahsetmiyorum bile.

Bu çizgi filmde deniz dünyasının tüm kahramanlarının tuhaflıklarla dolu formlarda sunulması, izleyicilerin şekilsiz ve belki de çirkin karakterlere alışmalarının sağlanabileceğine işaret ediyor.

Ancak ressam ve Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim görevlisi Amr Talat, çizerler yeni alanlarda kendilerini denemeye çalıştıkları için meselenin hoş bir gelişme olarak yorumlanabileceğini düşünüyor.

Talat, "Çizerler bu çetin rekabet çerçevesinde geleneksel karakterlerin izleyiciyi çekebileceğine güvenebilirler mi yoksa daha popüler olma olasılığı yüksek bu yeni trendle mi devam etmeliler? Yeni trend zaman aşımına uğramaz, çünkü bu bir tür gelişmedir" şeklinde konuştu.


Bunun başlıca sebebi seyirci!

Sanat eleştirmeni Ehab et-Turki bazı modern çizgi film karakterlerinin tuhaf ve çarpık görünüşleri olduğunu inkar etmiyor.

İşi ticari boyutun kontrol ettiğinin altını çizen Turki, "Bu yüzden kedi ya da fareden yola çıkarak basit bir çizgi film sunma fikri artık mümkün değil. İzleyici kitlesini kaybetmemek ve böylece sürdürülebilirliği ve başarıyı sağlamak için sürekli bir tuhaflık arayışı söz konusu. Çizgi filmin kahramanı bir robot, bir araba, cansız bir nesne ya da başka herhangi bir çizim olabilir" ifadelerini kullandı.

Turki, sözlerini şöyle sürdürdü:

Gerekli olan bu dönüşümlerin arkasında birçok neden yatıyor. Bunların başında kültürel değişim geliyor. Gençler, internete sürekli erişebiliyor olduklarından çok fazla bilgi birikimine sahipler.  Dolayısıyla kolay memnun edilemeyen ve sıradan masallarla tatmin olmayacak karmaşık bir yapıları var. Çocukların tek tıkla görebileceği bilimsel gelişmeler ve keşifler, uzaylı alemler ve bambaşka bir bilişsel ortam söz konusu. Bu sebeple çizgi film üreticileri tüm bunlara göz önüne alıyor. Artık asıl mesele estetik anlayışı değil, akıllı telefonu elinden neredeyse hiç bırakmayan biri için en dikkat çekici olanın bulunması. Son dönemde genellikle karmaşık fikirler ve daha karmaşık tasarımlar başarılı oluyor.  Bu sebeple çizgi film üreticileri, kitleleri ellerinde tutmak için bu yönde ilerliyorlar.


Barbie artık bir simge değil

Bundan 50 yılı aşkın bir süre önce, Barbie bebek piyasaya sürüldü ve çok popüler oldu.

Kız çocuklarının birçoğu bir Barbie bebek sahibi olmanın hayalini kurdu.

Popülerliği, abartılı hayatı, eşsiz güzelliği ve şimşek hızında sahip olduğu şeylerle onu sonu gelmez bir çizgi film eseri kaynağı haline getirdi.

Bu tarz ürünler başarılı olduğu kadar, bunlara yönelik tüketim çılgınlığını reddeden eleştirmenleri de oldu.

Avrupai özelliklerle ilgili belirli ve dar bir güzellik örüntüsü ihraç ettiği eleştirilerine bir oyuncak bebeğin çocukların dünyasını simgelemesi, sıradan bir görünüme sahip olması ve daha geniş kesimlere yakın olması gerektiği yönündeki çağrılar eşlik etti.

Birkaç yıl önce birkaç alternatif oyuncak bebek bu çağrılara yanıt olarak piyasaya sürüldü.

Ancak çoğu kızların genel tarzına benzer şekilde ve normal değildi. Öyle ki bu oyuncak bebeklerde abartılı dokunuşların olduğu ayrıntılar taşıma eğilimi söz konusuydu.

Bu oyuncakların arasında popülaritesi ve genç kızların ona olan bağlılığı nedeniyle çizgi filmi de yapılan LOL bebek de yer aldı.

Irkların çeşitliliği ve diğeriyle bir arada yaşama ilkesi temelinde efarklı ten renklerinde olmaktan çok uzaktaydı ve abartılı bir şekilde geniş gözlerle ve çok büyük siyah bir gözbebeği ile tasarlanmıştı.

Sanki bütün yüz iki kocaman gözden oluşuyor gibi bu konuda bir tür ısrar olduğu da söylenebilir.

Sanki artık sıradan karakterler yokmuş, hatta talep bile edilmiyormuş gibi büyük bir kafaya ve küçük bir gövdeye sahipti. 
 

3.jpg
Barbie'den sonra kız bebeklerinde çeşitlilik ve yenilik arttı / Fotoğraf: AFP

 

Ressamlık ve animasyon alanında doktora sahibi olan Amr Talat bu olguyu açıklamaya çalışırken şunları söyledi:

Çizgi film endüstrisinde iki temel ekol vardır. Bunlardan birincisi Disney gibi dev şirketler tarafından benimsenmiştir ve bir dereceye kadar eski klasik karakterler çizilmeye devam ediliyor. Bu, ticari ama istikrarlı bir yaklaşımdır. Sinematik olmayan bir ese başka bir görsel araçla sunulduğunda dahi çoğu zaman ünlü eserlerden ve aynı entelektüel çerçeveden türetilir.

 
Küçük ve orta ölçekli şirketlerin en çok izlenen televizyon kanallarıyla daha fazla iş birliği yaptığını söyleyerek konuyu açıklamaya devam eden Talat, "Bir de konu ve fikir ve elbette karakterlerin tasarımında en özgür ve televizyon çalışmaları daha verimli olanları kitleler arasında çok daha popüler oluyor" ifadelerini kullandı.


Daha karmaşık fikirler

Eleştirmen Ehab et-Turki, 'klişeleşmiş, sıradan ve geleneksel olanların artık çizgi film dünyasında hoş karşılanmadığını' belirterek, "Çizgi filmler, onlarca yıllık klasik masallara dayanıyorlar. Çoğu çizgi filmin ana kaynağı, Pamuk Prenses, Rapunzel, Kırmızı Başlıklı Kız ve diğerleri gibi çok sayıdaki dünyanın en popüler masallarının yazarları Grimm Kardeşlerin hikayeleriydi" şeklinde konuştu.

Turki, şunları söyledi:

İçinde bulunduğumuz dönemin yazarları, bu masallardan bir kesiti tekrarlamak istediklerinde, onlara bu sahnenin izleyicilerine uyan çağdaş bir şekil veriyorlar. Bir başka nokta daha var. Yapım şirketleri artık basit fikirlerin peşinden gitmiyorlar. Çünkü daha fazla izleyici çekmek ve artık sadece çocuklara yönelik olmayıp, herkesin ilgisini çekecek, tüm aile üyelerinin izleyeceği işler yapmak istiyorlar.


Sanat eleştirmeni Turki'ye göre içerik, 'daha derin ve daha karmaşık' hale geldi.

Örneğin, yazarların şu an kötü karakterlerin geçmişini araştırmayı, zorbalığa ve adaletsizliğe maruz kalma gibi bazı nedenlerden ötürü eylemlerini haklı çıkaran geçmişlerini izleyiciye sunmayı tercih ettiklerini söyleyen Turki, "Kötü karakter de olumlu yönlere sahip olabileceğinden olay örgüsü artık geçmişte olduğu kadar doğrudan işlenmiyor" dedi.

Turki, teknolojide, kültürel çeşitlilikte ve tüm alanlarda yoğun bir şekilde yaşanan değişimlerden büyük ölçüde etkilenen çizgi filmlerin sunulmasında görsel kültüre yansıyan yeni bir fikir türü olduğunu söyledi.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU