PODCAST | Dijital piyasaların düzenlenmesi

Avukat Dr. Cihan Doğan Türkçe için yazdı

Artık birçoğumuz alışverişi çevrim içi ortamlarda yapıyoruz. Bundan üç beş sene öncesine kadar çoğunlukla sadece otel veya uçak bileti rezervasyonu için kullandığımız çevrim içi ortamları artık ofiste tüketeceğimiz kahveden evimizde okuyacağımız kitaba kadar birçok ürünün siparişinde kullanır hale geldik.

Hatta, bazı ürünlerin tüketimini bile çevrim içi ortamlarda yapıyoruz.

İzleyeceğimiz filmi veya dinleyeceğimiz müziği çevrim içi satın alarak, bu ürünleri herhangi bir kaset veya CD'ye gerek olmaksızın akıllı cihazlarımız marifetiyle tüketebilmekteyiz.


E-ticaret Kanunu'nun gerekçesinde yer alan rakamlara göre, e-ticaretin genel ticarete oranı 2019'da yüzde 9,8 iken 2021 yılına gelindiğinde yüzde 17,7 seviyesine çıkmıştır.

Günümüzde bu oranın daha da yüksek olduğunu tahmin etmek güç değil.

Rekabet Kurumu'nun Nisan 2022'de yayınladığı, E-pazaryeri Platformları Sektör İncelemesi Nihai Raporu'na göre, tüketiciler ile perakendecilerin alışveriş yapmasına aracılık eden e-pazaryerleri, 2018 yılında 14,2 milyar TL olan işlem hacimlerini 2019 yılında 24 milyar TL'ye, 2020 yılında 55,7 milyar TL'ye, 2021 yılında ise 84,6 milyar TL seviyesine çıkarmıştır.


Tüm bu büyüme rakamlarında öne çıkan teşebbüslerin çok büyük bir çoğunluğu platform iş modeline sahiptir.

Bu iş modelinin temelinden birden fazla müşteri grubuna hizmet sağlanması yatmaktadır.

Mesela Amazon bir tarafta perakendecilere hizmet sağlarken diğer taraftan tüketicilere hizmet sağlamaktadır.

Amazon, hizmet sağladığı bu müşteri gruplarının ekonomik bir etkileşimde bulunmalarını sağlayarak, kendi iş modelini fonlamaktadır.

Benzer durum Google için de geçerlidir. Bir taraftan kullanıcılara arama motoru fonksiyonunu ücretsiz vermekte, diğer taraftan arama sonuçlarında sponsorlu sonuçlar göstererek iş modelini fonlamaktadır.

Hatta arama motorundan topladığı verileri farklı mecralarda yine hedef odaklı reklam için kullanabilmektedir.


Platform iş modeline sahip teşebbüslerin toplam ticaretten ve e-ticaretten aldığı payın hızlı bir şekilde büyümesi farklı tartışmaları gündeme getirmiştir.

Nitekim birçoğu küçük ve orta ölçekli işletmeler olan ticari kullanıcılar, çevrim içi ortamlarda faaliyet yürütmek için bu platformlara adeta mahkûm hale gelmiştir.

Mesela, çevrim içi ortamda yemek siparişi almak isteyen restoranın; çevrim içi ortamda gömlek, defter satmak isteyen esnafın; hatta ilan vermek isteyen galericinin seçenekleri çok sınırlıdır.

Dolayısıyla platform iş modelinin iktisadi yapısından da kaynaklı olarak, bu platformlar ciddi rekabetçi baskı da hissetmemektedirler.

Bu sebeple platformların ticari kullanıcılara karşı çok önemli bir pazarlık güçleri bulunmaktadır.


İşte bu asimetrik pazarlık gücü sayesinde platformlar, ticari kullanıcılara dilediği sözleşme koşulunu dayatabilmekte, kendi ürünlerini ön plana çıkarabilmekte, topladığı verileri ticari kullanıcın kendisiyle dahi paylaşmadan dilediği gibi kullanabilmekte, platformdaki arama sonuçlarını dilediği gibi ve objektif olmayacak şekilde belirleyebilmekte ve dilediği zaman ilgili ticari kullanıcıyla ilişkiyi askıya alabilmektedir.

Tüm bu davranışlar bu piyasaların rekabetçi bir şekilde işlemesini ve gelişmesini engellemektedir.


Tüm bu gerekçelerle dünyanın farklı yargı yerlerinde bu piyasalara müdahale edildiği görülmektedir.

Bu konuda, en hızlı olmasa da en sağlam adımlarla yürüyen otorite şüphesiz ki Avrupa Komisyonu'dur.

Avrupa Komisyonu'nun 15 Aralık 2020'deki Dijital Piyasalar Yasası (Digital Markets Act, DMA) önerisi, birçok değişiklikle beraber 12 Ekim 2022'de Avrupa Birliği Resmî gazetesinde yayımlandı.

Amerika Birleşik Devletleri'nde de konuya ilişkin birçok yasa tasarısı hazırlanmakla beraber, an itibarıyla, yasalaşan herhangi bir taslak bulunmamaktadır.


Ülkemizde ise konuya iki farklı müdahale aracı kullanılmaktadır.

Bunlardan ilki, 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ("E-ticaret Kanunu") kapsamında yapılan değişikliklerdir.

E-ticaret Kanunu kapsamında yapılan değişikliklerle, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılar ile elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına çok sert yükümlülükler getirilmiştir.

İlaveten, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamında da önemli değişiklikler yapılması öngörülmektedir.

Bu kapsamda 12 Ekim 2022 tarihinde Rekabet Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin taslak birçok paydaşla paylaşıldı.

Çoğunlukla DMA ve Alman Rekabet Kanunu esas alarak hazırlanan Taslak kapsamında, dijital platformların davranışları önemli ölçüde sınırlandırılmakta ve piyasaların daha rekabetçi bir yapıya kavuşturulması hedeflenmektedir.


Peki, E-ticaret Kanunu neler getirmekte?

Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıların yükümlülükleri, E-ticaret Kanunu kapsamında belirlenen net işlem hacimleri eşiği üzerinden kademeli bir şekilde belirlendi.

Bu kapsamda dörtlü bir ayrım yapmak mümkündür: 

Bunlardan ilki; bütün elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarına uygulanan yükümlülükler, 

İkincisi; bir takvim yılındaki net işlem hacmi on milyar Türk lirasının üzerinde olan elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarına uygulanan yükümlülükler, 

Üçüncüsü; bir takvim yılındaki net işlem hacmi otuz milyar Türk lirasının ve iptal ve iadeler hariç işlem sayısı yüz bin adedin üzerinde olan elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarına uygulanan yükümlülükler

Ve nihayet dördüncüsü de; bir takvim yılındaki net işlem hacmi altmış milyar Türk lirasının ve iptal ve iadeler hariç işlem sayısı yüz bin adedin üzerinde olan elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarına uygulanan yükümlülüklerdir.


Tüm elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılara uygulanan yükümlülükler
Her şeyden önce, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı, elektronik ticaret hizmet sağlayıcı tarafından sunulan içeriğin hukuka aykırı olduğundan haberdar olması halinde, bu içeriği gecikmeksizin yayımdan kaldırarak hukuka aykırı hususu ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına bildirme yükümlülüğü altındadır. 

İlaveten, bütün elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, haksız ticari uygulamada bulunması yasaklanmıştır.

E-ticaret Kanunu kapsamında haksız ticari uygulama, aracılık hizmeti sunduğu elektronik ticaret hizmet sağlayıcının ticari faaliyetlerini önemli ölçüde bozan, makul karar verme yeteneğini azaltan veya belirli bir kararı almaya zorlayarak normal şartlarda taraf olmayacağı bir ticari ilişkinin tarafı olmasına sebep olan uygulamalar olarak tanımlanmıştır.

Kanun kapsamında her durumda haksız ticari uygulama kabul edilecek uygulamalara yer verilmiştir.

Bu kapsamda; 

  • Ödemenin en geç beş iş günü içinde yapılmaması, 
  • Kampanyalı mal veya hizmet satışına zorlama, 
  • Ticari koşulların belirsiz ve muğlak olması, 
  • Koşulların geçmişe dönük ve tek taraflı aleyhe şekilde değiştirilmesi, 
  • Verilmeyen hizmet için bedel alınması, 
  • Sıralama ve tavsiye sisteminde geri düşürme, 
  • Hizmeti askıya alma veya sonlandırma gibi eylemler her durumda haksız ticari uygulama olarak kabul edilmiştir.

En önemlisi, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcının kendi markasını taşıyan ürünleri pazaryerinde satışa sunması yasaklanmıştır.

Ayrıca bu malların, farklı elektronik ticaret ortamında satışa sunulması halinde, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı bu ortamlar arasında erişim imkânı sunamayacak ve birbirinin tanıtımını yapamayacaktır.

Bu kapsamda Trendyol gibi pazar yerlerinin kendi markalı ürünlerini pazaryerinde satışa sunmaları yasaklanmış olmaktadır.

Ancak bu yasak toplam satış hasılatının yarısından fazlasını elektronik ticaret dışındaki satışlardan elde eden kişilerin markasını taşıyan veya marka kullanım hakkını haiz olduğu mallar hakkında uygulanmayacaktır.

Bu nedenle esasen E-ticaret Kanunu'ndaki belirli yasakların uygulama alanı bulduğu hizmet sağlayıcılarından olan süpermarketler, satışlarının büyük bir çoğunluğu, en azından mevcut durumda, fiziki satış noktalarından olması sebebiyle, bu yasaktan doğrudan etkilenmeyecektir.


Bir takvim yılındaki net işlem hacmi on milyar TL üzerinde olan elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları

Öncelikle e-ticaret lisansı alma yükümlülükleri bulunmaktadır.

Bunun dışında, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcısı, elektronik ticaret hizmet sağlayıcısından ve alıcıdan elde ettiği verileri, yalnızca aracılık hizmetlerinin sunulması amacıyla kullanabilecektir.

Ayrıca söz konusu verileri aracılık hizmeti sunduğu elektronik ticaret pazaryerleri veya diğer elektronik ticaret ortamlarında, elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarla rekabet ederken kullanması da yasaklanmıştır.

Üçüncü olarak ise, elektronik ticaret hizmet sağlayıcısının satışları dolayısıyla elde ettiği verileri bedelsiz taşımasına ve bu veriler ile bunlardan elde ettiği işlenmiş verilere bedelsiz ve etkin şekilde erişim sağlamasına teknik imkân sunma yükümlülüğü altındadır.

Dördüncü olarak ise, net işlem hacmine dahil edilen elektronik ticaret ortamları hariç olmak üzere, kendine ait elektronik ticaret ortamları arasında erişim imkânı sunması ve bu ortamlarda kendine ait elektronik ticaret ortamlarının tanıtımını yapması yasaklanmıştır.


Bir takvim yılındaki net işlem hacmi otuz milyar TL ve iptal ve iadeler hariç işlem sayısı yüz bin adedin üzerinde olan elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları

İlk olarak, reklam ve promosyon harcama sınırlaması getirilmektedir.

İkinci olarak, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları, elektronik ticaret hizmet sağlayıcısının ticari ilişkilerini, alternatif kanallardan aynı ya da farklı fiyattan mal veya hizmet sunmasını ya da reklam yapmasını kısıtlayamama ve ayrıca herhangi bir kişiden mal veya hizmet teminine zorlamama yükümlülüğü altındadır.

Bu kapsamda, buna imkân sağlayan herhangi bir hükme aracılık sözleşmesinde yer vermeme yükümlülüğü altındadır.


Bir takvim yılındaki net işlem hacmi altmış milyar TL ve iptal ve iadeler hariç işlem sayısı yüz bin adedin üzerinde olan elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları

Yukarıda yer alanlara ilaveten, pazaryerlerinde, kredi kartları hariç ekonomik bütünlük içinde bulundukları bankaların diğer hizmetlerinin gerçekleştirilmeyecektir.

İlaveten, aracılık hizmeti sunduğu elektronik pazar yerlerinde; ekonomik bütünlük içinde bulunduğu elektronik para kuruluşlarınca ihraç edilen elektronik paraların kabul edemez ve kendisi veya ekonomik bütünlük içinde bulunduğu kuruluşların cüzdan hizmeti sunmasına müsaade edemez.

Üçüncü olarak ise, aracılık hizmeti sunduğu elektronik ticaret pazar yerlerindeki satışlar, kendisinin elektronik ticaret hizmet sağlayıcı olarak yaptığı satışları ile elektronik ticaret dışındaki satışları hariç olmak üzere, eşya taşımacılığı, taşıma işleri organizatörlüğü ve posta hizmet sağlayıcılığı faaliyetlerinde bulunamaz.

Son olarak ise, e-ticaret aracı hizmet sağlayıcısı, mal veya hizmet ilanlarının yayımlanmasına elektronik ortam sağlaması halinde, aynı ortamda mal veya hizmet teminine yönelik sözleşme yapılmasına ya da sipariş verilmesine imkân sağlayamaz.


Toparlayacak olursak, E-ticaret Kanunu, dünyayı saran dijital piyasaların düzenlenmesi dalgasının ülkemizdeki görünümü olarak kabul edilebilir.

Ancak şu ana kadar dünyanın hiçbir ülkesinde ülkemizdeki kadar kapsamlı yasakların bir arada olduğu örnekler bulunmadığına dair çekinceyi de peşinen sunmak gerekir.

Fakat, endişeler, genel olarak dünyanın her yerinde aynıdır: Bu piyasalar yoğunlaşmakta ve bu piyasalara herhangi bir müdahale olmadan bu piyasaların kendiliğinden rekabetçi hale gelmesi olası değildir veya çok uzun zaman almaktadır. 


E-ticaret Kanunu'nda yer alan faaliyet yasakları, genel olarak, diğer örneklerle kıyaslandığında son derece müdahaleci ve atipik kalmaktadır.

Üstelik gerekçede yer alan ifadeler de bu yasakları açıklamaktan, fikrimizce, uzaktır.

Mesela, pazaryeri platformlarının ilan platformu olarak faaliyet yürütmesine ilişkin yasak hiçbir şekilde anlaşılabilir değildir.

Salt bu sınırlayıcı hüküm dolayısıyla, Trendyol'un, uzun zamandır çalışmalarını yaptığı ve kadrosunu dahi kurarak tüm altyapısını hazırladığı ilan piyasasına girmesi engellenmiştir.

Trendyol (ve Getir), kısa süre önce yemek sipariş piyasasına hızlı bir şekilde girmek suretiyle, ilgili piyasanın hâkimi olan Yemek Sepeti'nden önemli pay almayı başararak piyasayı daha rekabetçi kılmıştır.

Benzer durumun ilan piyasasında gerçekleşmesi de şüphesiz ki piyasa açısından daha olumlu olurdu. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU