Eğitimciler, Öğretmenlik Meslek Kanunu'na karşı 2 Kasım'da iş bırakıyor

Eğitim- Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, "İktidara yakın iki sendikaya üye öğretmenler arkadaşlarımız arasında da bu sınava karşı olan ciddi bir kesim var" diye konuştu

Fotoğraf: AA

Öğretmenlik Meslek Kanunu’na eğitim sendikalarının tepkileri sürüyor. 19 Kasım’da düzenlenecek Kariyer Basamakları Sınavı’na karşı birleşen 13 öğretmen sendikası, bugünden itibaren okullarda öğretmenler odasında hazırladıkları ortak metinleri okuyacak ve üç gün boyunca göğüslerine kokart takacak. Eğitimciler 2 Kasım’da ise iş bırakma eylemi yapacak.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı birleşen, Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Teç Sen, Anadolu Eğitim Sen, Özgür Eğitim Sen, Eğitim Hak Sen, Eksen Eğitim Sen, İdeal Eğitim Sen, Eğitim Söz Sen, Eğitimde Birlik Sen, Eşit Haklar Sendikası ve Töb-Sen üyeleri, var olan kanunun öğretmenler arasında eşitsizlikleri derinleştirdiğini söyleyerek yeni bir kanun hazırlanmasını talep etti. Eğitim sendikası temsilcileri, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı başlattıkları eylem sürecini ve atacakları adımları anlattı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Cumhuriyet tarihinin en ayrımcı kanunuyla karşı karşıyayız"

Gazete Duvar'dan Nur Kaplan'ın haberine göre; Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yanlış ve eksik bir kanun olduğunu, idari ve teknik personeli içermediğini, ataması yapılmayan ve özel okullarda görev alan binlerce öğretmeni kapsamadığını belirten Eğitim- Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, “Öğretmenlerin ayrıştırılması sözkonusu. Öğretmenlerimizin maaş artışını sınava bağlayan bir süreç başladı. 69 puan alan öğretmen düşük maaş, 70 puan alan yüksek maaş alacak. Biz okul okul gezerek bu haksızlıkları anlatıyoruz ve güçlü bir şekilde iş bırakmanın örülmesine ilişkin çalışmalar içerisindeyiz" dedi.

“Öğretmenlik Meslek Kanunu iktidarın bütçeden eğitime daha az kaynak ayırmasının bir projesi. Cumhuriyet tarihinin en ayrımcı kanunuyla karşı karşıyayız" ifadelerini kaydeden Kurul, öğretmenlerin genelinin sınava karşı olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

Sınav odaklı bir sistemin parçası olmak öğretmenleri mağdur etmiş durumda. Kimi öğretmenler ise ekonomik nedenlerle bu sınava başvurmuş fakat 'İstediğim için değil ekonomik durumlar beni buna zorluyor' diyor. Öğretmenler boşluk gördüğünde sınava çalışıyor. Öğrencilerine hazırlık yapması gerekirken sınava çalışmaları nedeniyle öğrencilerin eğitim hakkı engellenmiş oluyor. Bu kanun bir baraj olarak öğretmenlerimizin karşısında. Bugün iktidara yakın iki sendikaya üye öğretmenler arkadaşlarımız arasında da bu sınava karşı olan ciddi bir kesim var. ‘Ücretlerimizde ciddi artış yapılmalı, bin, iki bin lira yetmez’ diyorlar. Öğretmenler arasında bu kanuna karşı ciddi bir itiraz yükseliyor.

"Mesleğimizin onuru, çocuklarımızın hakları için uyarıyoruz"

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, iş bırakma eylemine katılımın yüksek olacağına inandığını, okul idarelerinin kimi yerlerde sözlü ve yazılı şekilde uyarmasına karşın öğretmenlerin motivasyonunun yüksek olduğunu ifade etti. "Öğretmenlerin sesine kulak verdik, bu sesin yankısının çok güçlü olduğunu görüyoruz" diyen Özbay şöyle devam etti:

Anayasa ve uluslararası sözleşmelere bakıldığında demokratik hakkımızı kullanıyoruz. Bu süreçte kaygılı arkadaşlarımız elbette var. Biz, üyemiz olsun olmasın bize katılan tüm arkadaşlarımızın yanında olacağız. Şu ana kadar sendikasının aldığı kararla iş bırakma eylemine katılan hiçbir arkadaşımızın üzerinde ceza yok. Sorun yaşayan arkadaşımız olursa da hukuki yolları arayacağız. Sendika üyesi olsun olmasın 500 bine yakın öğretmenin bu eylem sürecine katılacağını düşünüyorum.

2 Kasım’da okullara gitmeyerek alanlarda açıklamalarda bulunacaklarını ifade eden Özbay, yapılan görüşmelere rağmen sorunları anlamayanlara karşı alanlarda "öğretmenlik meslek onuruna ve çocukların geleceğine sahip çıkacaklarını" söyledi. Özbay, “2 Kasım’da iş yerlerinde olmayacağız. Eğitimde aksaklıklar olacak, zaten iş bırakma eyleminin amacı da budur, uyarmaktır. Mesleğimizin onuru, çocuklarımızın hakları için uyarıyoruz. Hakkımız olan bir şeyi istiyoruz. Bunu da en demokratik şekilde alanlarda ilan edeceğiz" diye konuştu.

Öğretmenlerin, bir meslek kanununa karşı olmadığını, fakat öğretmenlerinin görüşü alınmadan hazırlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı olduklarını söyleyen Özbay, tarihe not düşmek için bütün öğretmenlerin eylem sürecine katılmaları yönünde çağrıda bulundu. Özbay, şunları kaydetti:

Öğretmenlerin fikrinin alınmadığı, sosyal ve özlük haklarına yönelik iyileştirme içermeyen bu kanunun bütün bileşenlerinin görüşü alınarak, tıpkı demokraside olması gerektiği gibi, katılımcılık örneği gösterilerek yeniden düzenlenmesi ve hazırlanması gerektiğini söylüyoruz. Cumhuriyet tarihi boyunca öğretmenlik mesleğine bu kadar büyük bir saygısızlığın hiç yapılmadığını, o nedenle de bugünkü sürecin çok tarihi olduğunu, bütün eğitimcileri de bu sürecin farkına vararak mesleğinin onuruna ve çocuklarının geleceğine sahip çıkmaya davet ediyoruz.

"ÖMK’ya karşı birleşmenin bir turnusol etkisi olacaktır"

Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu ise öğretmenlerin eylem sürecine ilişkin beklentisinin oldukça yüksek olduğunu, kimi sendikaların iş bırakma eylemini provoke etmeye çalıştığını ancak sendika üyelerinin okulları gezerek bilgi kirliliğini engellemeye çalıştığını ifade etti. “Gezdiğim okullarda öğretmen arkadaşlarımızın hem kanuna hem de ekonomik sıkıntılara dair büyük tepkisi var. Katılımın çok yüksek olacağı görülüyor” diyen Kuruoğlu, şunları söyledi:

26’sından itibaren kokartla eylemlerimize başlıyoruz. Üyelerimizin tamamı katılacaktır. İş bırakma eylemleri bir uyarıdır. Arada bir mesafe bırakılarak, kanun yapıcıya, yöneticiye ‘biz buna tepki gösteriyoruz bu konuda uyarılarımızı dikkate almazsanız iş bırakıyoruz’ diyoruz. O güne kadar bir düzenlemenin Meclis’e geleceğine dair hâlâ beklentim var.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı ortak eylem kararı alan tüm sendika üyelerinin eylemlere katılmasını istediğini belirten Kuruoğlu, “Daha önce birçok iş bırakma eylemi oldu. İstisna cezalar oldu. Mahkeme kararları iş bırakma eylemine ceza verilemeyeceğini gösterdi. Her dönemde korkutmalar, engellemeler oldu. Hükümet kanadından bir ses gelmezken, kimi sendikalar eylemi kırmaya çalıştı. Bunları dikkate almayarak bütün eğitimcilerin eylemlere katılmasını istiyorum. Sendikasız arkadaşlarımızın bir sendikaya üye olmalarını tavsiye ediyorum. Eğitimcilerin ekonomik ve özlük hakları noktasında ÖMK’ya karşı birleşmenin bir turnusol etkisi olacaktır" diye konuştu.

 

 

Gazete Duvar 

DAHA FAZLA HABER OKU