Birol Yıldırım'ın karakolda polis dayağıyla öldüğü iddiasına ilişkin davada tanıklar dinlendi

Mahkeme, dinlenmeyen tanıkların zorla getirilmelerine karar verdi

Görsel: Twitter

Birol Yıldırım'ın karakolda polis dayağıyla öldüğü iddiasına ilişkin davada

stanbul Esenyurt'ta Birol Yıldırım'ın müdahili olduğu olay için gittiği polis merkezinde hayatını kaybetmesine ilişkin 12 polisin yargılanmasına devam edildi.

Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz 7 sanık ile avukatları katıldı.

Müştekiler ve avukatları da duruşmada hazır bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Duruşmada tanık olarak dinlenen U.Ş, karakolda yeni görevlendirildiğini, olay günü kapıda nöbetçi olduğunu belirterek, "Daha sonradan vefat eden beyefendi geldi. Arkadaşlarının olaya karıştığını ve bilgi alacağını söyledi. Yarım saat sonra polis memurlarıyla aralarında tartışma oldu. Polis memurları o kişiyi yeniden içeriye aldı, girmek istemedi. Nöbet tuttuğum yerle içeride olayların olduğu yer arasında bayağı bir mesafe var. Bulunduğum yerden hiçbir şekilde gözükmez. Bir süre sonra içeriden bir polis geldi, birinin baygınlık geçirdiğini ve ambulans gelirse içeriye yönlendirmemi söyledi" ifadelerini kullandı.

Mutfağa bardak bırakmak için girdiğinde içeride baygın yatan bir şahıs gördüğünü anlatan U.Ş, olay günü yerde su birikintisinin olup olmadığını hatırlamadığını söyledi.

Tanık S.T. de olay tarihinde karakolda ifade alan polis memuru olarak görev yaptığını, karakolun yoğun ve kalabalık olduğunu dile getirerek, "'Dur' gibi bağırış, çağırış sesleri geldi ancak ben yerimden kalkıp bakmadım. İfadesini aldığım şahsın işlemini bitirdikten sonra nezarethaneye götürdüm, görevliye teslim ettim. Dönüşte mutfağın bulunduğu koridordan geçerken kapıdan bir şahsın yerde yattığını gördüm. Çok kalabalıktı. Grup amirimize ne olduğunu sordum. Şahsın yaralandığını söyledi" şeklinde konuştu.

Mahkeme, dinlenmeyen tanıkların zorla getirilmelerine karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

İddianameden

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık İsmail A.S'nin, Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü Devriye Ekipler Amirliğinde komiser yardımcısı, diğer sanıkların da polis memuru olarak görev yaptığı belirtiliyor.

Bir sitedeki esnaf ile güvenlik görevlileri arasındaki 5 Haziran 2021'de karşılıklı kasten yaralama olayıyla ilgili Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü Devriye Ekipler Amirliğine bağlı görevlilerin, sitenin güvenlik amiri Barış ve Alihan Uysal'ı Esenyurt Polis Merkezi Amirliğine getirdikleri anlatılan iddianamede, sitenin özel güvenlik müdürü Birol Yıldırım'ın da Barış Uysal'ın durumunu sormak maksadıyla polis merkezine geldiği kaydediliyor.

İddianamede, adli tıp raporuna göre olay anında alkollü olduğu tespit edilen Birol Yıldırım'ın, sözlü sataşmaları üzerine İsmail A.S'nin müdahalesi ile polis merkezinden gönderilmek istendiği, çıkış kapısına yöneldiği sırada maktulün olayın taraflarına "Sizinle görüşeceğiz, sizi süründüreceğim." dediği anlatılıyor.

Bunun üzerine hakkında adli işlem yapılması için karakol binasına alınmak istenen Yıldırım'ın direndiği belirtilen iddianamede, mutfaktaki müştekiler Barış ve Alihan Uysal'ın, yüzleri duvara dönük olduğu halde polis memurlarının Birol Yıldırım'a vurduklarını, "Ben kalp hastasıyım, kalbimde stent var." dediği halde dövmeyi sürdürdüklerini, kendilerinin de aynı polislerce darbedildiklerini, suyla ıslatıldıklarını, sanık İsmail A.S'nin polisleri azmettirdiğini söyledikleri aktarılıyor.

İddianamede, sanıkların, müştekilerin iddiası ve tanıklığına göre kalp hastası olduğunu bildikleri Yıldırım'ın ölümüne sebebiyet verecek nitelikte kusurlu oldukları, sanıkların eylemi ile ölüm neticesi arasında illiyet bağının bulunduğu ifade ediliyor.

İddianamede, Komiser Yardımcısı İsmail A.S. ile diğer sanıklar Muhammet K, İsmail G, Muhammed Ş, Mustafa Ş, Erdoğan K. ve Bilal K'nin "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan 2 yıl 8'er aydan 9'ar yıla kadar, müştekiler Barış ve Alihan Uysal'a yönelik eylemleri nedeniyle ise birer yıldan 3'er yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

Diğer 5 sanığın da "kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle kasten yaralama" suçundan cezalandırılması talep ediliyor.

Büyükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıkların eylemlerinin "işkence" ve "neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence" suçunu oluşturabileceğini, bu deliller karşısında sanıkların işkence kastıyla mı yoksa yaralama kastıyla mı eylemi gerçekleştirdiğinin tartışılıp belirlenmesi gerektiğini dikkate alarak, görevsizlik kararıyla dosyayı ağır ceza mahkemesine göndermişti.

 

 

 

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU