İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ABD’li şirketlere kapıyı kapattı

Borrell’in nükleer anlaşmayı canlandırma konusundaki iyimserliği azalırken Tahran, UAEA soruşturmalarının kapatılmasında ısrar ediyor

Dün Tahran'daki eski ABD Büyükelçiliği duvarına müzakere masasıyla ilgili çizilen bir duvar resminin önündeki otobüs durağında bekleyen insanlar. Fotoğraf: EPA

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, dün yaptığı açıklamada, İran ile dünya güçleri arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın canlandırılması için hızlı bir mutabakata varılması ihtimalinin düne göre daha zayıf olduğunu söyleyerek bu konudaki iyimserliğinin azaldığını gösterdi. Öte yandan Tahran, nükleer anlaşmayı canlandırmayı amaçlayan diplomatik maratona son noktanın koyulması için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) yürüttüğü soruşturmaların kapatılması talebini yineledi. Tahran ayrıca Washington’ın olası anlaşma kapsamında ekonomik yaptırımları kaldırması halinde ABD’li şirketlerin İran'da iş yapmalarına izin vermeyeceğinin de altını çizdi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell, bir sözcüsünün, müzakere taraflarının durdurulan müzakerelerde ilerleme kaydetmek amacıyla İran'ın verdiği son yanıtı incelediklerini açıklamasından birkaç gün sonra Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında, “Bugün bir anlaşma olabileceğine olan inancımın düne göre daha zayıf olduğunu üzülerek söylüyorum” dedi. Bu arada İsrailli yetkililer, müzakereleri, seçimleri Cumhuriyetçi çoğunluğun kazanması durumunda ABD Başkanı Joe Biden’ın nükleer anlaşmayı onaylamasının zorlaşacağı ABD Kongresi için yapılacak ara seçimler sonrasına ertelenmesini umuyorlar.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, Pazartesi günü yaptığı haftalık basın toplantısında, ülkesinin ABD yönetimi başta olmak üzere ilgili tarafların yanıtını beklediğini söyledi. Tahran'ın Batılılardan ‘herhangi bir yorum alamadığını ve bu tutumun yapıcı olmadığını düşündüğünü’ belirten Kenani, ülkesinin tutumunun ise ‘yapıcı, şeffaf ve hukuki’ olduğunu vurguladı. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) aktardığına göre “İran, İranlılara ekonomik fayda sağlamak için yaptırımları kaldırmaya çalışıyor. Bu bizim önceliklerimiz arasında” dedi.

Anlaşmanın canlandırılması için UAEA tarafından yürütülen soruşturmaların kapatılmasını gerektiğini vurgulayan Kenani, resmi adı Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olan nükleer anlaşma meselesinin ve AB’nin koordinatörlüğünde Washington ile yapılan dolaylı müzakerelerin İran'a yönelik UAEA soruşturmalarının kapatılmasına bağlı olduğunu ve İran ile ABD arasındaki ikili ilişkilerle hiçbir bağlantısı olmadığını söyledi.

Öte yandan Beyaz Saray’dan Cuma günü yapılan, UAEA'nın İran'ın gizli 3 tesisinde bulunan uranyum izlerine ilişkin soruşturmalarına ilişkin açıklamada, nükleer anlaşmayı sürdürmek ile Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması (NPT) kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini kontrol etmek arasında hiçbir bağlantı olmaması gerektiği vurgulandı.

İran, AB’nin nükleer anlaşmanın canlandırılmasına ilişkin nihai önerisine son yanıtını Perşembe günü gönderdi. ABD’nin eski Başkanı Donald Trump, nükleer anlaşmanın İran'ın balistik füze programı ve bölgesel faaliyetleri de dahil olmak üzere bir takım eksiklikleri olduğunu defalarca kez eleştirdikten sonra 2018 yılında anlaşmadan tek taraflı olarak çekildiklerini duyurmuştu.

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı’nın aktardığına göre Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kenani açıklamasında, “Karşı tarafın siyasi iradesi varsa, müzakerelerin kısa bir sürede tamamlanması için zemin hazır olacak ve bir anlaşmaya varılabilecek” dedi.

ABD’li şirketler

Kenani, gazetecilerden birinin, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması durumunda ABD’li şirketlerin İran’da faaliyet gösterip gösteremeyeceklerine dair bir sorusuna, “Nükleer anlaşma ve gelecekte yapılabilecek bir anlaşma, İran-ABD ikili ilişkilerinin düzeltilmesini öngörmüyor. Daha çok İran’ın faaliyetleriyle ilgili yapay ve dayanaksız krizleri halen açık olan siyasi hedefler ve sebeplerle çözmeye yönelik” yanıtını verdi.

İran rejiminde son sözü söyleyen ülkenin Dini Lideri Ali Hamaney, 2015 yılının Temmuz ayında nükleer anlaşmanın imzalanmasından sonraki ilk konuşmasında ABD’li şirketlere kapıyı kapatmış ve aynı dönemde İran'ın karar alma merkezlerine ‘Batı nüfuzuna’ karşı dikkatli olmaları için uyarılarda bulunmuştu. Bunu, dönemin İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani liderliğindeki eski hükümetin yatırımların kapsamını genişletme arzusunu sınırlamak için yaptığı biliniyor.

İran, ABD'den nükleer anlaşmadan bir daha çekilmeyeceğine ve göreve gelecek herhangi bir ABD başkanının tekrar anlaşmadan geri çekilme kararı alması halinde İran’da faaliyet gösteren yabancı şirketlerin zarar görmeyeceğine dair garanti vermesini istiyor.

Muhafazakar çizgideki İranlı milletvekili Ali Hazaryan, Pazar günü Twitter’dan yaptığı paylaşımda, anlaşma metninde İran'a yaptırımların yeniden uygulanması halinde, İran'la sözleşmesi olan yabancı şirketlerin Tahran'ın nükleer anlaşmaya uymaya devam etmesi şartıyla iki buçuk yıl daha İran topraklarında faaliyetlerini sürdürme imkanına sahip olacaklarını kaydetti.

Enerji kartı

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kenani, yaptırımların kaldırılmasının ardından Avrupa kıtasındaki enerji krizi çerçevesinde İran’ın Avrupa’ya yeniden petrol ve doğalgaz ihracatına başlayabileceğinin sinyallerini verdi. Kenani, “(Yaptırımların kaldırılmasından sonra) İran sahip olduğu doğalgaz ve petrol rezervleri nedeniyle en önemli petrol ve enerji ihracatçılarından biri olacak. İran, yaptırımlara rağmen uluslararası pazarlardaki varlığını sürdürdü” ifadelerini kullandı.

Kenani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Avrupa ülkeleri enerji tedariki konusunda sorunlar yaşıyor. Eğer müzakereler sonuç verirse tek taraflı olarak uygulanan yaptırımlar kaldırılacak. Böylece İran, Avrupa'nın enerji ihtiyacının büyük bir kısmını sağlayabilir.”

İran nükleer müzakere ekibinin danışmanı Muhammed Marandi dün Twitter’dan yaptığı paylaşımda İran’ın ‘anlaşma metnindeki belirsizlikleri ve ya boşlukları kabul etmeyeceğini’ yazdı. Marandi, “Kış yaklaşıyor ve AB boğucu bir enerji kriziyle karşı karşıya” dedi.

Pazartesi günü, Batılı ülkelerin yaptırım uygulama yaklaşımını eleştiren Marandi, “Batı, haksız yaptırımları silah olarak kullanırken, İran tüm meşru ve düşman olmayan ülkelerle ilişkilerini normalleştirmeye çalışıyor. ABD, üstü kapalı sözlerle dünya enerji piyasasında fiyatların yükselmesine neden oluyor” şeklinde konuştu.

Diğer taraftan Katarlı Dışişleri Bakanı Muhammed Bin Abdurrahman Al Sani, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ı arayarak nükleer anlaşmanın canlandırılmasına yönelik müzakerelerdeki gelişmelerle ilgili son temaslara değindi. Katar Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Bakan Al Sani, İranlı mevkidaşına Katar’ın tüm tarafların endişelerinin dikkate alındığı, İran ve ABD arasındaki nükleer anlaşmanın yeniden canlanmasına ve herkes için adil bir anlaşmaya varılmasına katkıda bulunacak bir mutabakata varılmasını istediğini söyledi. Katarlı Bakan, bunun bölgenin güvenliği ve istikrarı için önemli olduğunu da sözlerine ekledi.

Mayınlı bir sorun

Washington, UAEA soruşturmalarının nükleer anlaşma dışında kaldığını defalarca kez vurgulasa da bu mesele, İran'ın ABD, BM ve AB yaptırımlarının kaldırılması karşılığında nükleer programını durdurduğu 2015 tarihli nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasının önünde engel olmaya devam ediyor.

UAEA, temel nükleer faaliyetleri içeren ve İran'ın NPT’nin taraflarından biri olarak yükümlülüklerini belirleyen Koruma Tedbirleri Anlaşması kapsamında düzenli erişimi olan ve bilinen nükleer tesisleri izliyor. Koruma Tedbirleri Anlaşması, UAEA müfettişlerine, İran'daki tüm nükleer malzemeler hakkında, miktarları, depolama yerleri ve nükleer malzeme ve teçhizat için kullanımları dahil olmak üzere çeşitli bilgiler sağlıyor.

İran, geçtiğimiz yıl Şubat ayında UAEA tarafından nükleer anlaşma kapsamında yapılan bazı denetimleri ve izlemeleri engelledi. Ayrıca NPT’nin Koruma Tedbirleri Anlaşması’na Ek Protokol’ünün uygulanmasına geçici olarak durdu. Ek Protokol, UAEA'nın gizli tesisler için kısa bildirimler almasına ve diğer bazı önlemlere dayalı olarak hızlı denetimler gerçekleştirmesini sağlıyordu. Tahran, 2003 yılında Ek Protokol'ü imzalamış, ancak İran Şura Meclisi bunu onaylamamıştı.

İran, nükleer programını sürdürdüğü bazı tesislerin otomatik ölçüm cihazları ve kameralarla izlenmesine izin veren 2015 tarihli nükleer anlaşmada yer alan şeffaflık taahhütlerini de kademeli olarak terk etti.

UAEA Yönetim Kurulu’nda ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya tarafından hazırlanan taslak öneri çerçevesinde ezici bir çoğunlukla İran'a karşı karar çıkarılması kabul edildi.

UAEA’nin 35 üyeli Yönetim Kurulu, bu ayın sonlarında, New York'ta yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) toplantıları öncesi İran ile yaşanan anlaşmazlıkları ele almak üzere bir araya gelecek.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU