Yeni Şafak yazarı Kılıçarslan: Bir beka meselesi; ekonomi

“Kirasını ödeyemeyen babalar, akşam evinde çocuklarını neyle doyuracağını bilemeyen anneler, ailesi servis parasını denkleştiremediği için okuluna yürümek zorunda olan öğrenciler beka meselesidir”

Fotoğraf: Yeni Şafak

Yeni Şafak gazetesi yazarlarından İsmail Kılıçarslan, Türkiye’de ekonominin beka meselesi olduğunu belirtti ve “Kirasını ödeyemeyen babalar, akşam evinde çocuklarını neyle doyuracağını bilemeyen anneler, ailesi servis parasını denkleştiremediği için okuluna yürümek zorunda olan öğrenciler beka meselesidir” dedi.

Kılıçarslan bugünkü köşe yazısında “kendisinden pek hazzetmediğim” diyerek bahsettiği eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın Yani ben 2 kilo et yiyeceğime yarım kilo et yerim diye göğsünü gere gere dolaşıyor. Ulan 2 kilo et kaç para biliyor musun sen? 300 lira. Kim verecek bu parayı?” şeklindeki ifadesini paylaştı.

Arınç’ın sözlerine hak veren Yeni Şafak yazarı, Türkiye’nin bir ekonomik krizde olduğunu belirtti:

Ekonomideki sıkışmayı -hele vatandaş kısma sırasını boğazına getirmişken- önemsememek, hatta bu daralmayı “beka meselesinden daha mı önemli yani?” gibisinden laflarla savuşturmaya çabalamak kelimenin gerçek anlamıyla “ahmakça” geliyor bana.

Bu tavrın, ekonomik daralma ve hadi adını adam gibi koyalım, yaşadığımız ekonomik krizle mücadele eden Recep Tayyip Erdoğan’a da, AK Parti’ye de bir gram faydası yok üstelik.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kılıçarslan yazısına şöyle devam etti:

Açık konuşacağım. Dilerseniz gönlünüzce linç edebilirsiniz beni açık konuştuğum için: Beka meselesi olan şey ekonominin kendisidir. Kirasını ödeyemeyen babalar, akşam evinde çocuklarını neyle doyuracağını bilemeyen anneler, ailesi servis parasını denkleştiremediği için okuluna yürümek zorunda olan öğrenciler beka meselesidir. Ve emin olun, bundan daha büyük bir beka meselemiz yoktur.

Yazısının devamında Kılıçarslan özetle şunları söyledi

Ekonomideki daralmayı bu vizyonu ve bu ilkeyi hesaba katarak anlatmak yerine “ayda yarım kilo et yesinler, soğana-patatese İstanbul’u sattınız” falan gibi çiğliklerle yaklaşmak cidden Recep Tayyip Erdoğan’ı Recep Tayyip Erdoğan haline getiren ilkelere ihanet etmek manasına gelir.

Mesele nettir ve net kalmaya devam edecektir. Padişahın padişahlığı “yiyimlik” ile belli olur. Geçimini teminde zorlanmayan halk, başta vatanı olmak üzere her türlü durumda “devletinin yanında” durur, duracaktır.

Orta sınıfın azı haklı çoğu haksız ekonomik isyanıyla yoksulun, alt sınıfın tamamı haklı serzenişini birbiriyle karıştırmak ve alt sınıfın gönlünü kıracak laflar etmek, hesabı da sonucu da zor olan bir şeydir.

“Yoksulun dini yoktur” denmiştir ve şüphesiz doğru denmiştir. “Yoksula dini sorulmaz” denmiştir ve şüphesiz doğru denmiştir.

Oturduğu sandalyeden, yemek yediği Meclis lokantasından, ağırlandığı mükellef sofradan, oturduğu sıcak evden “yarım kilo et yiyin, domates almayın, mesele beka meselesi” gibi lafları kolayca sarf eden adamlarla olmaz. Bize kelimenin gerçek manasıyla “halden anlayan” temsilciler lazım.

Bilmem, kızdınız mı bana?

 

Yeni Şafak, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU