Kremlin, önceki gün Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patrushev, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Meir Ben-Shabbat’ın katılımıyla Batı Kudüs’te gerçekleşen ABD-Rusya-İsrail üçlü güvenlik zirvesinin sonuçlarından duyduğu memnuniyeti ortaya koydu.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un herhangi bir detay vermeden üçlü güvenlik zirvesinde “önemli anlaşmalara” ulaşıldığı şeklindeki açıklamasıyla birlikte Rus çevreleri, Suriye dosyası ve İran’ın Suriye’deki varlığından kaynaklanan sorunlarla ilgili yeni bir diyalog kanalının açılması için yeni bir adım atılacağını düşündükleri yarınki toplantıya odaklandılar.

Bununla birlikte Moskova’nın bir yandan Tahran, diğer yandan ise Tel Aviv ve Washington arasında fikir birliği oluşturmak için arabuluculuk rolü oynama niyetini ortaya koydu.

Anlaşma ile ilgili herhangi bir detay verilmedi

Toplantı sonunda üç ülkeden ayrı ayrı yapılan açıklamalar, toplantının ana konusunun İran’ın Suriye’deki varlığı meselesi olduğuna işaret etti.

Kremlin ve ona yakın kaynaklardan “Suriye’de bir dizi önemli anlaşmaya varıldığı” şeklindeki açıklamalar, görüşmelerin sonucundan duyulan memnuniyeti yansıtıyordu.

Ancak söz konusu açıklamalarda, bu anlaşmaların içeriği hakkında herhangi bir detay verilmekten kaçınıldı.

Bununla birlikte basının kendi kaynaklarından aktardığı bilgilere göre söz konusu anlaşmalar, İran yanlısı güçlerin gelişmiş silahlara ulaşmasının engellenmesi zorunluluğu da dahil olmak üzere bir takım öncelikli planları kapsıyor.

Ayrıca bu dosya ile ilgili detaylar, Cuma günü Japonya’nın Osaka şehrinde başlayacak olan G20 Zirvesi’nin oturum aralarında yapılması planlanan ABD-Rusya ikili zirvesinde görüşülecek. 

Kremlin Sözcüsü Peskov açıklamasında, Batı Kudüs’te yapılan üçlü güvenlik toplantısının sonuçlarının G20 Zirvesi’nde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılacak görüşmede ele alınacağını belirtti.

Peskov ayrıca G-20’deki Rusya-ABD zirvesinin, üçlü güvenlik toplantısının sonuçlarından biri olduğunun altını çizdi.

Rus şirketlerine yönelik yaptırımların kaldırılması talebi

Bununla birlikte Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patrushev yaptığı açıklamada, toplantının Moskova için önemli olan sonuçlarından birinin de, toplantıda Suriye ile çalışan Rus şirketlerine yönelik yaptırımların kaldırılması gerektiğine dikkat çekilmesi olduğunu söyledi.

Ancak Patrushev, bunun karşılığında İran’ın Suriye’deki varlığı meselesinin masaya yatırılması talebinin ABD’den mi yoksa İsrail’den mi geldiğine dair herhangi bir ayrıntı vermedi.

Patrushev ayrıca, İran ve İsrail’e işaret ederek, yabancı güçlerin Suriye’yi çatışma alanı olarak kullanmayı bırakmaları gerektiğini söyledi.

Bununla birlikte Petrushev, Suriye’de barışın sağlanması yolunda uygun adımlar atılması çağrısında bulundu.

“İsrail’in endişelerini anlıyoruz”

Rus yönetiminin, İran’ın Suriye’deki varlığının, Suriye meşru hükümetinin davetine dayandığına ilişkin tutumuyla Patrushev, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun aksine “yabancı güçlerin Suriye'den çekilmesi” ihtiyacına değinmekten kaçındı.

Bununla birlikte Rus yetkili, tarafların fikir birliğine ulaşmasını sağlamak amacıyla ülkesinin arabuluculuk rolü üstlenebileceğini ima etti ve Moskova’nın İsrail’in güvenliği için tam bir güvence verme istediğini yineledi.

Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri, açıklamalarını şöyle sürdürdü;

İsrail’in endişelerini anlıyoruz. Mevcut tehditleri de ortadan kaldırmak istiyoruz. Ancak aynı zamanda diğer ülkelerin ulusal çıkarlarını da unutmamalıyız.

 

Toplantıdaki tarafların görüşlerini anladıklarını vurgulayan Patrushev, “İlk aşamada, ‘Suriye gelecekte ne olmalı?’ sorusuyla ilgili bir vizyona sahibiz. Ancak bunun nasıl yapılacağıyla ilgili bir diyalogumuz olacak” dedi.

Öte yandan İran’ın Suriye’deki varlığı ile ilgili anlaşmazlığın, G-20’deki Rus-Amerikan zirvesinde ele alınmasını bekleyen uzmanlar, özellikle Rusya’nın ABD başkanlık seçimleri kampanyasına müdahale ettiğine dair iddiaların etkileri konusundaki endişeler nedeniyle Washington’ın şu sıra İran’la olan gerginliği tırmandırmak istemeyeceği inancında olduğunu ve bu yüzden olası Rus arabuluculuk rolünün önem kazandığını düşünüyorlar.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat'tan Independent Türkçe için çeviren: Seda Demiröz