Erbaş: Din alanında haber ve yorum yapanların asgari düzeyde dini literatüre hakim olması önem arz etmektedir

Erbaş konuşmasında ''Din konusunda oluşturulan yanlış bilgiler üzerinden toplumumuzu ayrıştırmaya yönelik faaliyetlere ve dinin asli yapısını perdeleyen söylemlere karşı uyanık olmak mecburiyetindeyiz'' dedi

Fotoğraf: AA

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul'da ulusal medya yöneticileriyle bir araya geldiği programda konuştu.

Diyanet'in her türlü siyasi düşüncenin, ideolojinin ve gündelik tartışmaların dışında anayasal bir kurum olduğunu söyleyen Erbaş, "Bazı kesimlerce zaman zaman kurumumuz ve mensuplarımızla ilgili olumsuz algı oluşturulmaya çalışıldığına şahit oluyoruz" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Bu, bugüne ait bir durum da değildir" diyen Erbaş şöyle devam etti:

Ne yazık ki son asır boyunca medyada en fazla gündeme gelen konulardan biri de din ve diyanet ile ilgili konulardır. Maalesef bu da çok düzensiz şekilde, gelişigüzel, yalan-yanlış bilgilerle, çoğu zaman sığ bir ideolojik düzlemde ve ön yargıyla yapılmaktadır. Bu durum, yeni nesillerin bilincinde onarılmaz yaralar açmakta; din-değer ve medeniyet algısını tahrip etmektedir. Doğru olmayan bir bilgiyi yaygınlaştırdığınız zaman gençler, yeni nesiller onu doğru zannediyor ve oradan bir ön yargı oluşuyor zihninde. Dolayısıyla bu hedeflenen kurumu değil sadece, o kurumla ilgili belki milyonları etkiliyor.

"Din ve diyanetle alakalı haberler konusunda daha hassas davranılmalı"

Bilgi kirliliği ve gerçeği yansıtmayan haberin oluşturduğu algının insanlar arasında zihinsel bölünmelere ve sosyal kopmalara sebebiyet verdiğine dikkati çeken Erbaş, "Bu durum, aynı zamanda bir güven sorununu da beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla din konusunda oluşturulan yanlış bilgiler üzerinden toplumumuzu ayrıştırmaya yönelik faaliyetlere ve dinin asli yapısını perdeleyen söylemlere karşı uyanık olmak mecburiyetindeyiz" dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, din ve diyanetle alakalı haberler konusunda daha hassas davranılması gerektiğini vurgulayarak, "Medya gruplarımızın bu alanda istihdam ettikleri editörlerin ve muhabirlerin özel bir eğitime tabi tutulmasının gerektiğine inanıyorum. Din-diyanet alanında haber ve yorum yapan kimselerin hiç olmazsa asgari düzeyde dini literatüre hakim olması büyük önem arz etmektedir. Bu hususta kurum olarak her türlü desteğe, iletişime ve bilgi paylaşımına açık ve hazır olduğumuzu özellikle bilmenizi isterim" diye konuştu.

''Gönül isterdi ki hiç kimse bu tür yorumlarla milletimizi rahatsız etmesin''

Erbaş, konuşmasının ardından bir gazetecinin, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in, Diyanet İşleri Başkanlığının okul öncesi Kur'an kurslarıyla ilgili sözlerini hatırlatması üzerine, şunları söyledi:

Siyasi kişiler zaman zaman kendi anlayışları doğrultusunda konuşmalar yapıyorlar. Bu konuşmayı da ben öyle değerlendiriyorum. Talihsiz bir konuşma olmuştur. Orta Çağ'a benzetilmiştir. Orta Çağ karanlığı, hemen arkasından ya da zihniyeti gelir ki bu, İslam medeniyeti ile alakalı bir Orta Çağ zihniyeti değildir. Tamamen Batı'nın bir tanımlamasıdır. Batı kendisini adeta Orta Çağ zihniyeti olarak... O dönemde İslam dünyasında ilmi gelişmeler zirveye tırmanırken, Batı'da büyük bir Orta Çağ karanlığı yaşanıyordu. Dolayısıyla çocukların din eğitimini Orta Çağ zihniyetine benzetmek kabul edilebilir bir şey değil. Zaten milletimiz büyük tepki gösterdi, biz de tepkimizi çeşitli vesilelerle gösterdik. Yani gönül isterdi ki hiç kimse bu tür yorumlarla milletimizi rahatsız etmesin.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU