Amerika'daki Ermenilerin taş plaklardaki sesleri Anadolu'ya döndü

Hasan Saltık'ın tasarladığı çalışma, Saltık'ın vefat etmesinin ardından, eşi Nilüfer Saltık ve Kalan Müzik çalışanları tarafından tamamlandı

"Ara Dinkjian Arşivinden Taş Plaklarda Amerika'daki Ermeniler" başlıklı, üç CD ve bir kitaptan oluşan albümde yer alan kayıtlar tüm çevrimiçi müzik platformlarında yayınlandı / Fotoğraf: Kalan Müzik

Kalan Müzik, kuruluşunun 30. yılını özel bir çalışmayla kutluyor. "Ara Dinkjian Arşivinden Taş Plaklarda Amerika'daki Ermeniler" başlıklı, üç CD ve bir kitaptan oluşan albümde yer alan kayıtlar, 17 Aralık Cuma günü tüm çevrimiçi müzik platformlarında yayınlandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kalan Müzik'in kurucusu Hasan Saltık'ın tasarladığı çalışma, Saltık'ın Haziran ayında vefat etmesinin ardından, eşi Nilüfer Saltık'ın ve Kalan çalışanlarının yoğun emekleriyle tamamlandı ve onun anısına ithaf edildi. Çalışmanın sınırlı sayıda basılan matbu, fizikî versiyonu da satışa sunuldu.

erenian.jpg
Albüm Kapağı / Kalan Müzik

 

Albümdeki toplam 58 kayıt, Karekin Prudyan, Vartan Margosyan, Kaspar Cancanyan, Harputlu Karekin, Hovsep Şamlıyan, Markos Melkon, ‘Horyad' Kevork, Udi Hrant, Garabet Mercanyan, Aşuğ Murad, Mesrop Takakçıyan, Kemani Minas, Garbis Bakırcıyan gibi, kimi hâlâ hatırlanan, kimi unutulmuş birçok müzisyenin, Anadolu ve Mezopotamya'nın damgasını taşıyan seslerini bugüne taşıyor.

Kayıtların yer aldığı üç CD'ye, İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanmış, kapsamlı bir kitapçık eşlik ediyor.

Ara Dinkjian, kişisel taş plak koleksiyonuna ve bu çalışma için hazırladığı seçkiye, Nilüfer Saltık ise bu projenin Kalan külliyatı içindeki yerine ve Hasan Saltık'ın ardından Kalan Müzik'in faaliyetlerini nasıl sürdürdüğüne ilişkin Agos'a açıklamalarda bulundu.

ara.jpg
Ara Dinkjian / Twitter

 

Ara Dinkjian: Kurtardığım taş plakların emanetçisiyim

"Altı yaşlarımdayken, evde babamın birkaç taş plağını buldum. O Türkçe, Kürtçe, Ermenice müzikler o kadar güzeldi ki, onlar gibi başka kayıtlar da dinlemek istedim. Koleksiyon yapmaya işte o zaman başladım" diyen Dinkjian, sözlerini şöyle sürdürüyor:

İster tarihsel olsun, ister güncel, herhangi bir müziğe dinleyicinin nasıl bir tepki vereceği konusunda hiçbir zaman tahminde bulunamıyorum. Sadece, kişisel olarak hangi müziklerden etkilendiğimi biliyorum. Bu seçkide, beni etkileyen müzikler var. İyi bir geleceğe giden tek yolun hakikatten geçtiğine yürekten inanan biri olarak, bu üç CD'deki müzikler ve kitapta yer alan bilgilerin, tüm açık fikirli insanları aydınlatmasını ümit ediyorum

Nilüfer Saltık: Anadolu kayıt tarihine ışık tutmaya devam edeceğiz

Hasan Arat'ın Ara Dinkjian'ın kişisel arşivindeki kayıtlara olan ilgisini ve bunlardan özel bir seçki yayınlama  isteğini bildiklerini söyleyen  Nilüfet Saltık, onun başladığı bu projenin tamamlanmasının bir sorumluluk olduğunu belirtti.

nlfr.jpg
Nilüfer Saltık / Fotoğraf: Agos

 

"Biz çalışmalarımızı, özellikle de arşiv çalışmalarımızı belirli bir hedef kitleye ulaşma kaygısıyla yapmıyoruz" diyen saltık, şöyle konuştu:

Bizim için önemli olan, bu işitsel ve yazılı kaynakların kısa vadede ne kadar yaygınlaştığından ziyade, bu çalışmayı tamamlayıp ortaya çıkarmış olmamız. Bu tür çalışmaları yapmak zorundayız, çünkü bizden başka yapacak kimse yok. Kalan Müzik, Anadolu kayıt tarihine ışık tutmaya, Anadolu müzik tarihini ele alan ciddi projelere açık olmaya devam edecek. Hasan'ın eksikliği, acısı içimizde, ancak başlattığı iş, onun ilkeleri doğrultusunda Kalan Müzik'le yaşayacak

"Kef Time nasıl doğdu?" (Albümdeki kitapçıktan)

Amerika'daki birçok Ermeni, diğer diaspora topluluklarında olduğu gibi, Gomidas Vartabed ve diğerlerinin kurduğu Klasik Ermeni ekolünün takipçileriydi. Ermeni halk ezgilerini Batılı/Avrupalı bir üslupla, piyano ve keman eşliğinde söylüyorlardı. Ancak [birçokları  da] Ermeni, bunun yanı sıra, çocukluklarının ve gençliklerinin Anadolu müziği için yanıp tutuşuyordu. İşte Amerika'da düğünlerinde, pikniklerinde ve hantes-khıncuyk olarak bilinen eğlence yemeklerinde ve elbette Ermenilerin bir araya geldiği her ortamda, mesela ev eğlencelerinde çalmaya devam ettikleri müzik buydu. Hatta, Amerika'daki Ermeniler bir süre, (…) ‘sıra geceleri'ne benzer, sadece erkeklerin katıldığı, Anadolu usulü yemeli içmeli, çalınıp söylenen ev eğlenceleri düzenlemeye de devam ettiler. Aileler de sık sık hep birlikte şarkı söylerlerdi ve burada Ermenice müzik Türkçe müzikten önde gelirdi. İkinci kuşak yetişkinlik yaşına geldikçe, gençlerin buluşması ve birbiriyle kaynaşması için danslar düzenlenmeye başlandı. Bu danslardan kef time [keyif, eğlence zamanı] adı verilen Amerikalı Ermeni geleneği doğdu. Bunlar, Amerika'da doğmuş Ermeni müzisyenlerden oluşan grupların gitar, saksafon ve piyano gibi ‘Amerikalı' enstrümanların yanı sıra ud, klarnet, darbuka, kanun, keman ve tef çaldıkları meşhur, bütün gece süren eğlencelerdi. Bugün artık çoğu ‘world music' dinleyicisi Richard Hagopian, Hachig Kazarian, John Berberian, Onnik Dinkjian, George Mgrdichian ve bu türde icrada bulunan birçok diğerlerinin kayıtlarına aşina. Ud, Amerika'daki Ermeniler arasında en yaygın enstrüman haline geldi ve bu açıdan bakıldığında Udi Hrant Kenkülyan'ın (Hrant Emre) etkisi, Türkiye'deki büyük şöhreti ve 1950'lerde Amerikalı Ermeni toplum nezdinde gördüğü sıcak takdir ve hayranlığın azımsanması mümkün değildir.

Ancak Amerika doğumlu bu tanınmış müzisyenlerin yükselişinden önce, elbette, Ermeni göçmenler vardı – Anadolu'da doğmuş, bu müziği Atlantik Okyanusu'nun bir yakasından diğerine taşıyanlar. Ermeni göçmenlerin Amerika'da çaldığı müzik, Anadolu'nun ve Kafkasya'nın her yanından etkiler taşısa da, ana etkiler olarak değerlendirebileceğimiz iki ana üslup vardı. Birincisi İstanbul ve İzmir gibi büyük kentsel merkezlerin müziğiydi. Diğeri ise (…) 10/8'lik curcuna ritmiyle çalınan kırsal halk şarkıları ve oyunlarıyla Harput ve Diyarbakır gibi doğu vilayetlerinin müziğiydi. Bunlardan başka, çok sayıda Türkçe şarkısı ve çiftetelli müziğiyle Kayseri ve Kilikya (Adana, Maraş ve Antep) gibi bölgelerin göçmenleri ve ayrıca çok sayıda enstrümantal Ermeni halk oyunuyla Sivas, Erzurum ve Van göçmenleri de sonraki kuşaklar üzerinde önemli bir etki bıraktılar.

abdalb.jpg
1885’te Diyarbakır’da doğan ve 1898’de annesiyle birlikte ABD’ye göç eden Mıgırdiç ‘George’ Parseğyan’ın 1924 yılında New Jersey - West Hoboken’da kurduğu plak şirketi M.G. Parsekian Records’un bir ilanı: “Ermenice ve Türkçe yeni plaklar, Eylül 1924”. Soldan sağa: 1889 Maraş doğumlu Kemani Harry Hasekian, 1882 İstanbul doğumlu Edward Bashian (Yetvart Khocabaşyan), 1885 Diyarbakır doğumlu darbukacı ve şarkıcı Karekin Proodian (Prudyan) Fotoğraf: Agos

 

Nasıl İstanbul gazinolarında Ermeni, Rum ve Yahudiler Türkçe şarkıları Türkler ve Romanlarla birlikte çaldılarsa, aynı âdeti New York'ta, Manhattan'ın 8. Caddesi'nde ‘Greektown', yani Yunan Mahallesi olarak bilinen bölgesindeki Yunan lokanta ve barlarında devam ettirdiler. İstanbul gibi bir metropolden gelmiş olmaları bu müzisyenler için New York gibi bir metropoldeki hayatı cazip kılmış gibidir. Ud, kanun, keman ve klarnet çalan tanınmış şarkıcı ve müzisyenler, Boston, Providence, New York, Detroit, Philadelphia, Kaliforniya ve başka yerlerde ayrıca iki ünlü Ermeni tatil bölgesinde, yani New Jersey sahilindeki Asbury Park'ta ve yukarı New York'ta Catskill Mountains'da, Yunanlara ve Ermenilere ait lokanta, bar, gece kulübü ve kahvehanelerden oluşan bir çevrede düzenli olarak çalmışlardır. Ancak çoğu New York'a yerleşti, kariyerini orada geliştirdi ve vaktinin çoğunu, Türkçe şarkılara getirdikleri yorum ve Türkçe telaffuzları Rum icracılardan daha otantik kabul edildiğinden, Ermeni müzisyenlerin Türkçe müzik yapmasına yönelik talebin yüksek olduğu Greektown'da çalarak geçirdi. Bu müzisyenler büyük oranda Harold Hagopian'ın Traditional Crossroads Plak Şirketi'nin yayınladığı kayıtlar, özellikle de ‘Armenians on 8th Avenue' [8. Caddede Ermeniler] başlıklı albüm aracılığıyla biliniyorlar

 

Agos

DAHA FAZLA HABER OKU