Prestijli, hakemli tıp dergisi The Lancet’in son sayısındaki bir ifade tartışma yarattı. Kıdemli bir editörün, derginin kapağına taşınan sözleri, sosyal medyada bazı kullanıcıların tepkisini çekti.
Derginin 25 Eylül tarihli son sayısında yer alan ve tartışmanın fitilini ateşleyen alıntıda "Vajinalı bedenlerin anatomisi ve fizyolojisi tarih boyunca ihmal edildi" deniyor.
Tepkinin ana kaynağı "vajinalı bedenler" ifadesi, editör Sophia Davis'in Londra'daki Vajina Müzesi'nde yer alan bir sergiyi incelediği iki sayfalık yazısına ait.
Derginin resmi Twitter hesabından "Yeni sayımız çıktı" notuyla yapılan duyuru söz konusu yazı nedeniyle büyük bir tartışma başlattı.
Zira Davis’in ifadelerine tepki gösteren sosyal medya kullanıcıları "kadınlar" yerine "vajinalı bedenler" ifadesinin kullanılmasına karşı çıktı.
O kullanıcılardan biri olan Jane Castles, dergideki bir başka makalede yer alan "erkek sağlığı" ifadesini eleştirdi ve cinsiyete dayalı ayrımcılık yapıldığını öne sürdü:
Buradaki esas soru şu: Makaledeki 'erkek sağlığı' ifadesi de 'penisli beden sağlığı' olmalıydı.
The key question. “Men’s health”on this article should be “bodies with penises’ health”. Waiting for the bodies with penises in power over there to explain the inconsistency. Still waiting.
— Jane Castles (@janecastles) September 24, 2021
Bazı kullanıcılarsa eleştirilerini daha ileri bir boyuta taşıdı ve The Lancet’in tutumunu seri katillerle ve hatta Taliban’la kıyasladı.
Sivil toplum kuruluşu Kadınlar için İskoçya’nın (For Women Scotland) Twitter hesabından yapılan paylaşımda "'Vajinalı bedenler' seri katillerin dilidir. Ayrıca 'penisli bedenler'den bahsediyor musunuz? Yoksa erkeklere, onları uzuvlarına indirgenmeme onurunu mu bahşediyorsunuz?" ifadelerini kullandı.
"Bodies with vaginas" is the language of serial killers.
— For Women Scotland (@ForwomenScot) September 24, 2021
Do you also talk about "bodies with penises" or do you grant men the dignity of not being reduced to body parts?
Britanyalı gazeteci Suzanne Evans da, "Bunu bilerek ve isteyerek, biz kadınları trollemek, zarar vermek ve silmek için mi yaptınız? Taliban tarafından ele mi geçirildiniz?" diye yazdı.
Did you do that deliberately to troll, harm, and erase us women? Have you been taken over by the Taliban?
— Suzanne Evans (@SuzanneEvans1) September 25, 2021
The Lancet’e sosyal medyadan gelen tepkilerin çoğu olumsuz nitelikli olsa da editör Davis’in tutumunu takdir eden kullanıcılar da vardı.
Örneğin Nisar Mirza isimli bir kullanıcı, "Kapsayıcı olduğunuz için teşekkür ederiz. Diğer cinsiyetlere ve özellikle tıbbi çalışmalarda yapılan tarihsel adaletsizliklerin çözümü için ilk adımı attınız" dedi.
Thank you for being inclusive , It's a first step to address the historical injustices done to Other genders and specifically in medical studies.
— Nisar Mirza (@Mirzaraja14) September 25, 2021
Nessie Avery ismini kullanan bir diğer kullanıcı da "Trans erkekleri ve non-binary (ikili cinsiyet sınıflandırmasının dışındaki kimlikler için kullanılan tanım - ed.n.) bireyleri de dahil ettiğiniz için teşekkür ederim. Aldığınız tepkiler için üzgünüm. Aferin size" ifadelerini kullandı.
Thank you for including trans men and non-binary people, and I'm so sorry you're getting shit for it. Good on you
— Nessie (@NessieAvery) September 25, 2021
Öte yandan The Lancet’in başlattığı bu tartışma aslında türünün tek örneği değil.
Harry Potter serisinin yazarı J.K. Rowling de geçen yıl benzer bir tartışmanın fitilini ateşlemişti.
Devex isimli internet sitesinde yayımlanan "Kovid-19 sonrası Regl Olan Kişiler İçin Daha Eşit bir Dünya" başlıklı yazıyı sosyal medya hesabında paylaşan Rowling, şöyle yazmıştı:
'Regl olan kişiler'. Eminim bu kişiler için bir ifade kullanıyordu. Biri bana yardım etsin. Wumben miydi? Wimpund muydu? Woomud muydu? (Rowling, kadın’ın ingilizce karşılığı woman ifadesiyle kelime oyunu yapıyor, ed.n.).
Bazı Twitter kullanıcıları, bu paylaşımın ardından trans erkeklerin de regl olabileceğini, trans kadınlarınsa olamayacağını söylemiş ve Rowling’i "transfobik" diye nitelemişti.
Independent Türkçe, Russia Today, Sputnik International
Derleyen: Çağla Üren