Kahveci: Vatan sevgisi adı altında yerli ve milli faiz artışına gidiyoruz

"Faiz takıntısı yüzünden sadece son 1,5 yılda ülkeye 2 trilyon lira maliyet yüklendi"

Fotoğraf: Reuters

Karar yazarı İbrahim Kahveci, yeni ekonomi yönetiminin faizlerde artışa gideceğini söyledi. Faiz artışı konusunda fikirlerini dile getiren kişilerin vatan haini ilan edildiğini söyleyen Kahveci, “Şimdi vatan sevgisi adı altında yerli ve milli faiz artışına gidiyoruz” dedi.

Kahveci, bugünkü köşe yazısında ekonomiyle ilgili son günlerdeki gündemi şöyle değerlendirdi:

Acaba neden oy istersiniz?   Dün dündür demek için mi?   Ya da en yakın arkadaşlarını dahi “Tüyü bitmemiş yetimin hakkını faiz lobisine yediriyorlar” diye suçlamak ve ardından da ‘Acı gerçekleri kabullenerek tüyü bitmemiş yetimin hakkını faiz lobisine vermek’ için mi?   Evet, artık faizler artacak; Merkez Bankası faiz artıracak. Piyasaya bu koşulsuz acı gerçek ilan edilmiş oldu. Daha dün bu gerçeği dile getirenler hain ilan edilirken şimdi vatan sevgisi adı altında Yerli ve Milli faiz artışına gidiyoruz.  

Yazısının devamında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı ekonomi programının daha gerçekçi olduğunun altını çizen Kahveci, şöyle yazdı:

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 4 temel eksende yeniden programı izah etti. İlk 2 kural tarihi önemde; 

1- Can ve Mal güvenliğinin sağlanması 

Maalesef ülkemiz açısından en sıkıntılı durum bu. Mülkiyet güvencesi bile piyasadan gittiği için 2015’ten beri özel yatırımlar geriliyor. Yatırım olmazsa büyüme ve istihdam da olmaz. 

2- Üretim seferberliği... 

Fakat buradaki üretim sadece fabrika üretimi değil. Öncelikle fikri üretim temeline dayanıyor. O nedenle fikri suçlar tarihe gittiği gibi fikri özgürlük teşvik bile ediliyor. Ama bu madde fikrini şeyhine veya liderine bağlamış kesimler için ciddi sorun olacak.  

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Türkiye’nin varlık içinde yokluk çeken bir ülke olduğu görüşünü dile getiren Kahveci, şunları yazdı:

Kimse umutsuzluğa düşmesin, çözümler çok geniş bir çerçevede planlanıyor. Mesela ertesi gün yönetime gelindiğinde Milli Eğitim politikasında hemen o saatte nelerin yapılacağı bile hazırlanmış.   Oysa bugün Türkiye tam bir yap boz tahtasına göre yönetiliyor. Bakınız faiz takıntısı yüzünden sadece son 1,5 yılda ülkeye 2 trilyon lira maliyet yüklendi bile. Ama şimdi ne olacak?   Faizleri yükseltip, tüketimi durdurunca kur düşecek ama esnaf kepenk kapatacak. Çünkü ülkede döviz kazandıracak üretim yok.  

Uzakdoğu’dan kaçması beklenen üretimin Türkiye’ye gelmesi için ucuz işgücü programı uygulayan AK Parti’ye en sert cümle şu olsa gerek: “Türkiye Avrupa’nın Çin’i olmayacak.”  Bu çok önemli nokta. Sağ partilerin her sıkıştıklarında ucuz işçiliğe dayalı politikalar uygulaması sanırım bardağı çoktan taşırdı.   Ortalama ücretin 500 doların altına düştüğü bu ülkede hangi okuyan ve bilim adamı kalır ki? Profesörün maaşı Avrupa’da çöpçünün maaşının gerisine düşmüşse nasıl bilimsel gelişme sağlanacak?  

Yoksa bütün işlerimizi itaat ve inançla halletmeyi mi düşünüyorsunuz? O zaman karşınızda kazandıran bir politik alternatif bulunuyor. Haberiniz olsun.   Fakirlik mahkumiyetinden kurtulmamız gerekiyor, yoksa evlatlarımız için bile çok geçe olacak.

 

Karar, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU