"Rant müessesesi kurulmuş, bununla Ege ve Akdeniz kıyılarının getirisinin aktarımı amaçlanmış"

MUÇEV şirketinin "kıyıları ticarileştirme politikasında" kullanıldığını öne süren İYİ Parti Muğla Milletvekili Prof. Dr. Metin Ergun ile Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, kıyıların yağmalandığını savundu

Ptof. Dr. Metin Ergun ve Bedri Yaşar / Fotoğraf: İYİ Parti Basın Birimi

İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı ve Muğla Milletvekili Prof. Dr. Metin Ergun ile Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, Meclis'te ortak basın toplantısı düzenledi.

Ege ve Akdeniz kıyılarının "yağmalandığını" savunan Prof. Dr. Ergun, MUÇEV adlı şirketin 2014 tarihinde "rant müessesesi" olarak kurulduğunu savundu. 

MUÇEV Turizm, Ticaret, Limited Şirketi'nin sermayesinin yarısının "Muğla'ya Hizmet Vakfı'na", diğer yarısının ise "Türkiye Çevre Koruma Vakfı'na" ait olacak şekilde kurulduğunu ifade eden Metin Ergun, şirketin yönetiminde bazı Cumhurbaşkanlığı bürokratları, eski kamu görevlileri ve gazetecilerin olduğunu öne sürdü.

MUÇEV'in şeffaf olmayan bu yapısına ve faaliyetlerine baktığımızda, AK Parti döneminin alamet-i farikası olan kamu kaynaklarının yandaşlara dağıtılması politikası ile karşı karşıya olduğumuz ortadadır. Yani bir rant müessesi kurulmuş, bununla Ege ve Akdeniz kıyılarının rantının aktarımı amaçlanmıştır.

"Kıyıları ticarileştirme politikası uygulanmıştır"

MUÇEV'in "rant" projeleriyle bilindiğini savunan Ergun, şu ifadeleri kullandı:

MUÇEV; Akyaka'da, Ölüdeniz'de, Datça'da, Bodrum'da, Fethiye'de ve Muğla'nın daha pek çok farklı noktasındaki plajların, koyların, iskelelerin işletme hakkını ihalesiz bir şekilde devralmıştır. Yani deyim yerindeyse  "MUÇEV modelinde somutlaşan kıyıları ticarileştirme politikası" nedeniyle, Muğla'da şezlong parası vermeden denize girilebilecek bir kıyı alanı bırakılmamıştır. Bilinmelidir ki, iktidarın bu tutumu, anayasamızın 43. Maddesi ile 3621 Sayılı Kıyı Kanunu'na açık bir şekilde aykırılık teşkil etmektedir. Zira Kıyı Kanunu'nun 5. Maddesi'nde; "Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir" denilmektedir.

"Millet İttifakı belediyelerince işletilen kıyı alanları, MUÇEV'e devredilmiştir"

Şirketin faaliyetlerinin Muğla ile sınırlı kalmayıp, Türkiye'nin kıyı şeridine yayıldığını savunan İYİ Partili Ergun, daha önce Millet İttifakı belediyelerince işletilen kıyı alanlarının MUÇEV'e devredildiğini öne sürdü.

"Dalyan'daki İztuzu plajı ile Antalya'daki kimi kıyıların işletmeleri de MUÇEV'e devredildi"

Buna en iyi örnek olarak Dalyan'daki İztuzu Plajı'nın verilebileceğini ifade eden Ergun, yerel seçimlere kadar AK Partili belediyelere ait olan Antalya'nın kimi kıyılarının işletme yetkilerinin de Millet İttifakının seçimi kazanmasının ardından MUÇEV'e devredildiğini iddia etti.

Demre ilçesindeki Kekova İskelesi'nin işletmesinin de haber dahî verilmeden İYİ Partili belediye yönetiminden alınarak MUÇEV'e verildiğini savunan Metin Ergun, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından üç yıl boyunca işletilen ve 3. derece doğal sit alanı olan Aysultan Plajı'nın işletmesinin de yerel seçimlerden sonra MUÇEV'e kiralandığını öne sürdü.

"Yapılanlar Kamu İhale Yasası'na aykırı"

Yaşananların Kamu İhale Yasası'na açık bir şekilde aykırı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ergun, özel bir şirket olan MUÇEV'in ihalesiz bir şekilde kamusal alanlarda kiralama, kullanma ve işletme hakkına sahip kurum gibi çalıştığını öne sürdü.

Danıştay'ın Muğla 2. İdare Mahkemesi'nin MUÇEV'e ihalesiz işletme hakkı devrinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle verdiği "işletme protokolünün iptali kararı"nı onadığını belirten Metin Ergun, şöyle konuştu:

Bu karar, MUÇEV'e yönelik ihalesiz işletme hakkı devir işlemleri için tüm Türkiye çapında emsal teşkil etmesi gerekmektedir. Danıştay'ın bu kararına rağmen; aynı işlerin, aynı şekilde, ülkemizin farklı noktalarında yapıldığını ne yazık ki görmeye ve duymaya devam ediyoruz. MUÇEV, işletme haklarını ihalesiz devraldığı bu yerleri özel şahıs ya da şirketlere son derece fahiş ücretlerle kiralamaktadır.  Buna bağlı olarak MUÇEV'in kiracısı olan işletmeler de bu yüksek fiyatları vatandaşlarımıza yansıtmaktadırlar. Bu şekilde; İlk olarak, vatandaşlarımız ödedikleri yüksek ücretlerle adeta cezalandırılmaktadır. İkinci olarak, Millet İttifakı'ndan seçilen belediyelerin kıyılardaki işletme yetkileri ellerinden alınmakta ve belediyeler ciddi gelir kayıplarına uğratılmaktadır. Üçüncü olarak, bu işlemler sonucunda kimlerin nasıl kullandığı meçhul olan büyük bir rant elde edilmektedir.

"MUÇEV vergi ödüyor mu?"

MUÇEV ile ilgili rant iddialaırnın yanı sıra şirketin vergi ödemeleri ile ilgili de çeşitli soru işaretlerinin bulunduğunu savunan Prof. Dr. Metin Ergun, MUÇEV vergiden muafsa hangi yasal çerçevede bu muafiyetin sağlandığını; değilse de şimdiye kadar ne kadar vergi ödediğinin kamuoyuyla paylaşması gerektiğini savundu.

"Yasalarımızda öngörüldüğü gibi kıyılarımız halkın kullanımına açık olmalıdır"

"Yasalarımızda öngörüldüğü gibi kıyılarımız halkın kullanımına açık olmalıdır" diyen Ergun, sözlerini "Ege ve Akdeniz bölgelerindeki kıyıları korumak amacıyla bu tahsis veya kiralamalar yapılıyorsa, o zaman şartları belirlenmek ve halkın kullanımına açık olmak şartıyla bu alanların halka en yakın kamu kurumları olan belediyelerin eliyle işletilmesi gerek. İlgili bakanlıklar ise yalnızca denetim yapmalı" dedi. 

"İktidar partisi kıyı alanlarını rant aracı olarak görmekten bir an önce vazgeçmeli"

Metin Ergun sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

İktidar partisi kıyı alanlarını rant aracı olarak görmekten bir an önce vazgeçmeli, belediyeler üzerinden bu alanların gerçek sahibi olan vatandaşlarımızı "Nasıl daha iyi yararlandırabiliriz?" sorusuna cevap aramalıdır.

Prof. Dr. Ergun'un ardından söz alan İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar ise, şu açıklamayı yaptı:

İktidar mevzi kaybettikçe yeni mevzileri nasıl kazanırız şeklinde bir uygulaması var. Yani Büyükşehir belediyelerini kaybettik bunların gelirlerini nasıl azaltırız, bunları nasıl yok ederiz. Budan sonraki seçimlerde bu belediyeleri tekrar nasıl kazanırıza yönelik faaliyetler var mesele bundan ibaret. Yerel yönetimlerle ilgili özellikle büyükşehirle ilgili bizim bir çalışmamız var inşallah gün olur devran döner biz de göreve geldiğimiz takdirde ilk olarak bu büyükşehir yasasına özellikle köylerle ilgili planlamaları gözden geçirerek işe başlayacağız. İktidar yüzde 51'i bulamayacağını biliyor. Bunların tamamı iktidarın irtifa kaybettiğinin delaletidir. Farklı metotlarla seçimi nasıl kazanırıza yönelik faaliyetler olarak değerlendiriyoruz.

 

Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU