Koronavirüs günlerinde İstanbul'un bir günü

Nüfusu 20 milyona yaklaşan İstanbul'da oldukça geniş bir tur attık ve koronavirüs tedbirlerinin sokağa nasıl yansıdığını görüntüledik

Dünyayı etkisine alan koronavirüs, Türkiye'de görülmeye başlandığından bu yana bilim insanlarının en sık tekrarladığı uyarı, mümkün olduğunca evden çıkılmaması, çıkılması halinde ise gerekli tedbirlerin alınıp sosyal mesafeye uyulması yönünde...

Nüfusu 20 milyona yaklaşan İstanbul'da oldukça geniş bir tur attık ve koronavirüs tedbirlerinin sokağa nasıl yansıdığını görüntüledik.

İstiklal Caddesi kalabalıktı

İlk durağımız Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi'ydi. 

Meydanda ve İstiklal'de alışılmış kalabalık yoktu ancak oraya giderkenki beklentimin üzerinde bir insan yoğunluğu göze çarpıyor.

"Cihangirli asidir ama..."

Bir sonraki adresimiz ise Cihangir'di. Cihangir'de otopark işleten Habib, semt sakinlerinin 'asi, kural tanımaz' bir profili olduğunu ancak koronavirüs nedeniyle alınan önlemlere uyulduğunu anlatıyor:

Gerekli önlemleri alıyorlar. Vatandaş duyarlı. Cihangir'in bir ruhu vardır, asidir. Ama gerçekten uyum sağlandı. Mekanların çoğu kapalı zaten. Cihangir'i mekanlar canlı tutuyordu.

"Minnet duyuyorlar, bahşişler arttı"

Habib'ten sonra motokurye Ömer Faruk'la konuştu. Ömer Faruk, koronavirüsten sonra insanların kendilerine yönelik davranışlarının değiştiğine değiniyor:

Sağlık çalışanları kadar olmasa da bir minnet duyuyorlar, teşekkür ediyorlar. Hatta bahşişlerde de artış oldu. Daha önce bu kadar yoktu.

Cihangir'den yola çıkıp, Tophane, Beşiktaş, Boğaziçi Köprüsü istikametinden Kadıköy'e doğru gidiyoruz. 

Kadıköy'de sakinlik hakim

Son yıllarda açılan mekanlarla birlikte kalabalığı artan Kadıköy'de, sokaklar çoğunlukla boş. İlçenin simgesi olan Boğa Heykeli'nin etrafında, Bahariye Caddesi'ndeki sakinlik göze çarpıyor. 

Market önlerinde sosyal mesafeye uygun kuyruklar Kadıköy'de dikkatimizi çekiyor.

Güneşli günlerde iğne atılsa yere düşmeyecek Moda Çay Bahçesi, önlemler nedeniyle kapalı. Etrafa sessizlik hakim. Ancak sahil yakınında sokağa çıkan az sayıda kişiye polisin uygulama yaptığını ve ceza yazdığını gözlemliyoruz. 

İstanbul'un uğultusu yoktu

Kadıköy'den ayrılıp, İstanbul'un en hakim noktası olan Çamlıca Tepesi'ne çıkıyoruz.. 

Olağan zamanlarda, tepeden İstanbul izlendiğinde duyulan şehrin uğultusu, bu kez yok. Bu da tedbirlere genellikle uyulduğunu gösteriyor. 

Çamlıca'nın ardından yine yola düşüyoruz ve durağımız İstanbul'da dar gelirlilerin yoğun olarak yaşadığı Bağcılar ilçesi oluyor. 

"İşçi çıkardık, kredi alamıyoruz"

Çekinerek de olsa yemek siparişi verdiğimiz mekanın işletmecisi Hüseyin, personelinin bir kısmını ücretsiz izne çıkardığını, bankalara yaptığı kredi başvurularından olumlu dönüş alamadığını anlatıyor:

Personeli ücretsiz izne çıkardık. 13 kişi çalışıyorduk, 7 kişiye düştük. Kamu bankaları, kendi müşterilerine öncelik tanıyıp kredi limitlerini bitiriyorlar. Yeni müşterilere kredi sağlamıyorlar.

"İzin çıksa memlekete gideceğim, hiç olmazsa tok yatacağız"

Bağcılar'daki turumuz devam ederken kepengi kapalı bir dükkanın önünde oturan iki kişi dikkatimizi çekiyor. Mikrofonu görünce biri uzaklaşıyor ama Batmanlı olduğunu söyleyen Mazlum, önünde oturduğu iş yerinde çalıştığını ancak patronunun dükkanı kapatmak zorunda kaldığını söylüyor ve işsizlik nedeniyle yaşadığı zorlukları anlatıyor:

İş yerimiz kapandı. Sokağa çıkma yasağı da oluyor. Maddi durumum yok. Kirayı daha ödeyemedik. Ev sahibi birbirimizi idare edeceğiz dedi. Devlet sözde yardım yapıyor ama gözle görülür bir şey yok. Kirayı, kredileri, faturayı ödeyemedik. İzin alabilsek memlekete gideceğiz. Burada aç kalmaktansa, memlekette en azından tok yatarız.

"İşler çok düşmedi, bir çalışanımızı ücretsiz izne çıkardık"

Mazlum'la sohbetimizin ardından, yan dükkanın sahibi Halis'le konuşuyoruz. İşlerinin az da olsa etkilendiğini söylüyor Halis. Çok büyük kaybı olmasa da bir çalışanını ücretsiz izne çıkardığını belirtiyor:

İnsanlar sokaktan çekilince ister istemez işlerimiz etkilendi ama aşırı derecede bir düşüşümüz yok. Bir personelimiz vardı, işler yarı yarıya düşünce biz de onu izne çıkarmak zorunda kaldık.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU