"İddianameye istifa eden genel müdür ile bakan da eklensin..." Çorlu tren kazasında iki kızlarını ve iki torunlarını kaybetmişlerdi

Güvenç çiftinin avukatları iddianame yazımına başlayan savcılığa başvurdu

Çorlu tren kazası faciasında, aralarında çocukların da bulunduğu 25 kişi hayatını kaybetmişti

Çorlu tren kazası faciasında 2 kızıyla 2 torununu kaybeden Remzi-Mürüvvet Güvenç çiftinin avukatları, iddianamenin yazımı devam ederken yeni suçlamalarda ve yeni taleplerde bulundu.

Sosyal Haklar Derneği yöneticisi avukatlar, vekaletini üstlendikleri Güvenç çifti adına, soruşturmayı yürüten Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na ayrıntılı bir talep dilekçesi sundu.

Başvuruda yazımı süren iddianameye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Genel Müdürü, TCDD 1. Bölge Müdürü ile bürokratların dahil edilmesi istendi.

Davacı taraf, iki bilirkişi heyeti üyesine de, davalı TCDD ile ticari ilişkide bulundukları iddiasıyla itiraz etti.

“İki bilirkişi tarafsız değil”

Güvenç çifti adına ilk itiraz, bilirkişi heyetinde yer alan Mustafa Karaşahin ve Bekir Sıddık Binboğa Yarman için yapıldı.

İki ismin tarafsız olmadığı savunulan başvuruda bilirkişiliğe ve tespitlerine itiraz edildi.

Bilirkişi Mustafa Karaşahin’in, Ulaştırma Bakanlığı’na danışmanlık verdiği, facianın yaşandığı hat dahil bir çok hatta danışmanlık yaptığı belirtildi.

Karaşahin’in danışmanlıktan ayıldıktan sonra hızlı tren hatları danışmanlığına ve bilirkişi atayan Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu üyeliğine getirildiği öne sürüldü.

 

 

"Danışmanı, Bakanlık aleyhine rapor düzenleyemez"

Başvuruda Karaşahin için "Kendisinin danışmanlık yaptığı hatla ilgili Bakanlık aleyhine rapor düzenlemesi beklenemeyecektir” denildi.

Güvenç çiftinin avukatları, bilirkişi heyetindeki ikinci isim Bekir Sıddık Binboğa Yarman’ın ise trenin devrildiği hattın sinyalizasyon ihalesini alan Savronik şirketinin yönetim kurulu üyesi olduğunu belirtti.

Her iki bilirkişinin tarafsız olmadığı vurgulanan başvuruda, bilirkişi raporunda TCDD Genel Müdürü, 1. Bölge Müdürü, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı ile Bakanlık bürokratlarının sorumsuz olduğuna dair yapılan tespitlere itiraz edildi.

TCDD Genel Müdürü'nün söylediği kadar yağmur yağmadı

TCDD’nin kısa süre önce görevden alınan Genel Müdürü İsa Apaydın’ın gerçeğe ve bilimsel verilere aykırı açıklamalarla, kurumsal sorumluluğun üstünü kapatmaya çalıştığı iddia edildi.

Davacılara göre Meteoroloji Genel Müdürlüğü olaydan 2,5-3 saat önce bölgeye metrekarede 30 kg. yağış düştüğünü açıkladı. TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın, faciayla yaptığı bütün açıklamalarda, yağış miktarını metrekareye 70 kg. olarak verdi.

Apaydın’ın bu açıklamayı yasal olarak meteorolojik verileri açıklama yetkisine sahip Meteoroloji Genel Müdürlüğü yerine, yasaya uygun kurulmamış “Karfrut” isimli bir şirkete ait olduğu öne sürülen bir istasyondan aldıklarını iddia ettiği belirtildi.

 

 

Meteoroloji ile protokol kazadan sonra mı imzalandı?

TCDD ile Meteoroloji Genel Müdürlüğü arasında bir protokol olmadığı, kazadan sonra iki kurum arasında protokol imzalama görüşmelerinin başladığı öne sürülen dilekçede şöyle denildi:

“Veri nereden alınmış olursa olsun, olay günü olay yerindeki yağış, olaydan 2,5 saat önce gerçekleşmiştir. Bilimsel gereklere uygun şekilde denetim yapılmış olsa idi, hattın kapatılması ve facianın önlenmesi yine mümkün olacaktı. Dolayısıyla, yağış miktarı her ne olursa olsun, olayın sebebinin yağış olmadığı, alınacak önlemler ile yağışa rağmen facianın önlenebileceği açık ve tartışmasızdır.”

Personel yarıya düşürüldü, hat gözlemi tek bekçiye kaldı

Hattın bakım ve onarımını TCDD’nin yaptığı hatırlatılan başvuruda facianın yaşandığı hatta sinyalizasyon alt yapı eksikliği bulunduğu için personel tarafından gözle kontrol edilmesi gerektiği vurgulandı, şu iddialarda bulunuldu:

“TCDD’nin 2017 faaliyet raporunda açıklandığı üzere, 1 yıl içinde personel sayısı 24 bin 385’ten 13 bin 953’e düşürülmüştür. Personel eksikliği nedeni ile ray bekçi kadrosunda bir kişi bulunmaktadır, o kişi de Pazar günleri izinlidir. Yani Pazar günleri personel tarafından hat dolaşılarak gözlem yapılmamaktadır. Soruşturma konusu facia da Pazar günü gerçekleşmiştir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile TCDD Genel Müdürlüğü’nün denetim görevlerini yerine getirmemeleri nedeni ile facianın gerçekleştiği açıktır.”

 

"Kapasiteden fazla bilet satışı gizlendi"

Remzi-Mürüvvet Güvenç’in avukatları, 9 Temmuz 2018 tarihli “Olay Yeri İnceleme ve Keşif Tutanağında”  kapasiteden fazla miktarda, 563 adet bilet satışı yapıldığı bilgisinin yer aldığını kaydettiler.

Bilirkişilerin taraflı davranarak Bakanlık ve TCDD’nin sorumluluğunun üstünü örtmek için, bu bilgiye bilirkişi raporunda yer vermedikleri öne sürülen dilekçede şöyle denildi:

"Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile TCDD’nin sorumluluğu, üstü örtülemeyecek kadar ortadadır. Bilirkişiler tarafsız değildir. Maddi ilişki içinde oldukları kurumları koruyabilmek için, asli kusurlunun Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile TCDD olduğunu söyleyememişlerdir.”

"Bakan ve bürokratlar, kasten adam öldürmekten yargılansın"

Dilekçede Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) göre tarafsız olmayan bilirkişilerin hazırladığı rapor üzerinden soruşturma yürütülemeyeceği, iddianame düzenleyemeyeeceği vurgulandı.

Davacı avukatları, Bakan, ilgili bürokratlar ve TCDD yöneticilerinin TCK 21/2, 22/3, 81 ve 83 maddeleri uyarınca, kasten adam öldürme ve bilinçli taksir suçlarından 15-25 yıl hapis istemiyle yargılanmaları istendi.

DAHA FAZLA HABER OKU