Kültür ve edebiyata adanmış bir hayat; Tehsin İbrahim Doski

M. Xalid Sadînî Independent Türkçe için yazdı

Tehsin İbrahim Doski'nin YouTube kanalı üzerinden yaptığı sohbetlerden bir kare 

Bir insan düşünün daha 50 yaşında olsun ve yaşadığı her yılına iki kitap yazmayı ve yayınlamayı başarmış olsun. Hem de Irak ve Irak Kürdistan Bölgesi’nin çok olumsuz olan ortamında. 

O, edebiyat, hadis, siyer, tefsir, tarih ve şiir yorumlarında yayınlanmış 115 adet eserin sahibi.

Ayrıca hem normal lisede hem de akşamları klasik medrese usulünde Arapça dersleri veriyor.

Biliyorsunuz, tarikatta hem Nakşibendi ve hem de Kadiri olana Zülcenaheyn diyorlar. 

Doğrusu bu tabir ona az gelir, belki Türkçedeki "on parmağında on marifet" deyimi daha çok uyar Tehsin İbrahim Doski'ye.

Bugün size bir arkadaşımdan, bana hayatımın en güzel hediyeleri olan Klasik Kürt Edebiyatının birçok eserini eski el yazmalarından derleyerek bağışlayan bir dostumdan bahsetmek istiyorum.

Adı Tehsin, Lügat-ı Naci'ye göre; 1. güzel kılmak, güzel kılınmak; 2. beğenmek, beğenilmek; 3.takdir, beğenme, anlamlarına geliyor. 

Hakikatte ise bütün bu sıfatlar Tehsin için az bile. 

Hayatımda ismiyle bu kadar müsemma olan çok az insan ile karşılaştım ben. 

O el değdirdiği her şeyi güzelleştiriyor, güzel kılıyor, onun yazdığı her kitap ziyadesiyle beğeniliyor ve kendisi takdire şayan bir hayat sürüyor.
 

M.Xalid Sadini ile Tahsin İbrahim Doski.JPG
M.Xalid Sadini ile Tehsin İbrahim Doski / Fotoğraf: Xalid Sadini


Babasının ismi İbrahim ve kendileri Doski aşiretine mensup oldukları için Doski lakabıyla tanınıyor. 

Esasen şiirlerinde kullandığı mahlası da Doskî'dir ve Dîwana Doski adıyla eski usul, yani Divan Edebiyatı usulüyle şiirlerini yazdığı bir divanı da vardır. 

Şiirlerindeki dil, ahenk ve aruz ile kafiye uyumuna bakıldığında zamanımızda yaşayan bir şairden ziyade yüzyıllar öncesinin bir divan şairini andırıyor.

Gerçi Tehsin Doski'nin diğer eserlerine de baktığımızda eski Müslüman alimlerden Cahız, İbn Cezviyye Gazali, İbni Teymiyye veya onlar gibi çok eser sahibi olan musannif ve müelliflerine benziyor.

Tehsin Doski, 1969 yılında Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin Duhok ilinin Germava köyünde dünyaya gelmiş. 

Dindar bir ailenin çocuğu olarak önce Kur'an-ı Kerim öğrenmiş ve ardından Mela Zahid ve dayısı Mela Ali'nin yanında klasik medrese eğitimi almış.

Duhok, Irak'ın diğer kentlerine göre o zaman kısmen geri kalmış bir ilçe idi. 

Musul'a bağlı olan Duhok ilçesine birçok sebepten dolayı hiç önem ve ihtimam verilmiyordu. 

Elbette ki bunun en önemli sebebi, Barzanîlerin 1900’lü yılların başında başlattığı hareketin bölgedeki aşiretler arasında çok yaygınlaşması idi.  

O zamana kadar bütün Duhok mıntıkasında 5-6 okuldan fazla okul yoktu ve halkın da bu medeni okullara bir ilgisi yoktu. 

Buna karşın her caminin bir hücresi vardı ve hemen her cami imamı aynı zamanda mahallesinin veya köyünün öğretmeni idi. 

Dolayısıyla dini eğitim, medeni eğitimden çok daha yaygındı.

Ama 1969 yılında Musul'a bağlı olan Duhok, yeni bir il merkezi oldu ve bölgedeki Zaho ve Amediye gibi tarihi ilçe merkezleri ile büyük bir il haline getirildi. 

Yeni yapılanma ile o güne kadar cami hücrelerinde verilen dini eğitim resmi bir hale getirildi. 6 senesi ilkokul, sonraki 6 senesi de ortaokul ve lise gibi hesaplandı. 

Aslında aynı imam-öğretmenler aynı; yani sarf, nahiv, mantık, hadis vb. dersleri bu kez resmi olarak ve daha formel bir şekilde verdiler.

Ayrıca 1970 yılında kabul edilen özerklik antlaşması bölgede Kürtçe eğitim konusunda kısmi bir rahatlama da getirmişti.

Gerçi gerek Irak olsun gerek diğer bütün Arap devletlerinde olsun eğitim ve öğretimden bahsederken, bizde veya diğer batılı ülkelerde var olan formel eğitim sisteminden ziyade oralara münhasır olan bir eğitim sisteminin varlığını aklımızdan ırak tutmamamız gerekir.
 

Thesin İbrahim Doski.jpeg
Thesin İbrahim Doski


Tehsin Doski, 1975 yılında başladığı bu yeni eğitim sistemine göre ilkokul, ortaokul ve liseyi bitirdikten sonra Bağdat'ta Bağdat Üniversitesi’nin Dar-uş-Şeria yani bizim İlahiyat Fakültesine benzeyen fakülteye girer. 

Bağdat ona göre çok büyük ve kaotik bir şehirdi. 

İran-Irak savaşı devam ederken, eli silah tutan her insan eğer asker olmaktan daha önemli bir şey yapmıyorsa askere alınıyordu. 

O da her tür sorumluluktan ve sevmediği işler yapmaktansa okumayı tercih etmişti. 

Gerçi o üniversitede öğreneceğinden fazlasını daha lisedeyken öğrenmişti. 

Çünkü bizim İmam-Hatip'e denk olan okulda formel eğitiminin yanı sıra klasik medrese eğitimine de devam etmiş ve neredeyse icazet alacak duruma gelmişti. 

Bundan dolayı da okuldaki dersler ona çok kolay geliyordu. 

Muhtemelen öğretmenlerinden daha çok biliyordu dersleri. 

Nihayet bizim İlahiyat Fakültesine eşdeğer olan lisans eğitimini 4 yılda tamamlayıp memleketi olana Duhok'a geri döndü.


İlahiyat Fakültesini bitirip memleketine dönünce, ne iş yapacağını kara kara düşünmeye başlar. 

Zira, o zamanlar onun yaşında olan insanların çoğu ya devlete bağlı askeri işlerden birini yapıyor ve peşmergeye karşı savaşıyordu ya da Peşmerge Kuvvetlerine katılıp Irak askeri kuvvetlerine karşı mücadele ediyordu. 

Ama o asker değildi ve savaşa karşıydı. Askeriyenin hiçbir türü onu ilgilendirmiyordu. 

Zira o daha lisedeyken meşhur Arap Şairi Mütenebbi'nin şiirlerini görmüş ve hayranı olmuştu. 

Yine o yıllarda büyük Kürt Şairi Melayê Cizirî'nin Divan'ının görmüş ve adeta çarpılmıştı. 

Ondan sonraki bütün hayatında Melayê Cizîrî etkisi vardır. Cizîrî'nin Divanının çoğunu ezberler.

Daha lise öğrencisi iken Melayê Cizîrî'ye özenerek aruz vezniyle şiirler yazmaya başlar.

Bazen, insanın şansı yaver gider ya, Tehsin Doski'nin de ilk defa şansı yüzüne gülmüş ve onun üniversiteyi bitirdiği yıla kadar sadece Din Bilgisi ve Kültürü dersleri verebilen Dar-uş- Şeria mezunları için Saddam Hüseyin bir kararname ile bundan sonra en az iki yıl askerlik hizmetlerini erteler ve Arapça Dil Derslerine girebileceklerine de karar verir. 

Gerçi Saddam Hüseyin'in, 1991'in Nisan ayından sonra askeri bir varlık olarak Irak Kürdistanı'nda bir hükmü kalmamıştı. 

Ancak 36. paralelin yukarısında bütün kurum ve kuruluşları deruhte edecek bir yönetim de oluşmadığından fiili olarak Irak Hükümetinin kararları geçerlidir ve Tehsin Doski'de 1991'in sonunda hem Arapça ve hem de Din Kültürü öğretmeni olarak atanır. 

Ayrıca fiili olarak kurtulduğu askerlik işinden resmi olarak da kurtulur.

Yeni yönetim her açıdan yeni ve acemidir. 

Yeni yeni kurumsallaşmaya başlayan yeni yönetime bir aydın öğretmen olarak katkıda bulunur. 

Yaptığı ilk işlerden biri de, bir komisyon içinde okulda öğreteceği Din Bilgisi ve Arapça Dil Bilgisi dersleri için Kürtçe kitaplar hazırlamak olur. 

Kendi öğreteceği derslerin kitabını hazırlamakta ona nasip olur.

Bölgede yeni kurumsallaşmaya başlayan Ulemalar Birliği'nin Duhok Şubesinde de çalışır ve onların yardımıyla Raste Rê/Doğru Yol adında aylık bir dergi yayınlar. 

Derginin başyazarı ve yönetmeni olur. 18 sayı yayınlanabilen bu derginin birçok yazısını kendisi yazar. 

Orada dini, sosyal, kültürel ve edebi onlarca makale yayınlar.

1995'te artık kendi başına ve hiçbir kuruma bağlı olmadan 3 aylık Vejîn/Diriliş Dergisi'ni yayınlamaya başlar.

Bölgede başlayan kültürel rönesansın önemli aktörlerinden olan Tehsin Doski, bu yeni dergisiyle bir çığır açar.

O güne kadar sadece adı duyulmuş, ama eserleri bilinmeyen Melayê Bateyî, Feqiyê Teyran, 'Elî Herîrî, Pertew Begê Hekkarî ve daha onlarca klasik Kürt şairinin şiirlerini ve o şiirlere yaptığı şerhleri yayınlar.

Aynı zamanda bölgede Kürtçe bir dini literatürün oluşmasına da vesile olur.

Zira 1993'te Duhok Radyosu'nda dini programlar yapmaya başlar.

1994'ten itibaren de hem radyoya devam eder hem de haftada 1 saat cuma günleri Duhok televizyonunda dini program yapar.

Radyo ve TV programları 18 yıl devam eder. Bu 18 yıl boyunca yaptığı programlara çok özenle hazırlanır ve her programını ayrı bir ders ve makale olarak değerlendirir.

Bunların tamamını önce dergilerinde, daha sonra da bağımsız kitaplar olarak da yayınlar.

Bundan dolayı da bölgede dini bir kültür ve edebiyat literatürünün oluşmasına da öncülük etmiş olur.

Bütün bu programları ile bütün bölgede bir fenomen haline gelir.

Onun söylediği her şey özellikle kadınlar arasında kutsal bir söylem olarak telakki edilir.

Başta İslami adları ile öne çıkmak isteyen partiler olmak üzere, dine karşı olmayan diğer grup ve partiler de onun bu şöhretinden dolayı onu saflarına katmaya çalışırlar.

Ama o hiç bir zaman hiç bir partiye meyletmez. Siyasete girmez ve siyasetle ilgilenmez de. Sadece ve sadece kendi işini yapar.

Vejîn/Diriliş Dergisi'ndeki edebiyat araştırma ve incelemelerini de peyderpey kitap olarak yayınlar.

Vejîn Dergisi 1995'ten 2007 yılına kadar düzenli olarak 3 aylık olarak yayınlanır.

Toplamda 39 sayı olan bu dergi aslında Kürtçenin en değerli bir dil, kültür ve edebiyat ansiklopedisi mesabesindedir.

Tehsin Doski, Üniversite bitirme tezi olarak Hafiz El-İrakî adında bir muhaddisin hayatını ve hadis ilmindeki yeri üzerine bir tez hazırlar ve bunu daha 1992'de Suudi Arabistan'da İmam-ı Şafii Yayınevinde yayınlatır.

Daha sonra da, 1997'de, Kürtçe ilk Mevlid-i Şerif'in yazarı olan Mela Hüseyin Bateyî'nin bir kaç şiirini kitap olarak yayınlar.

Bu arada Çad'lı bir sınıf arkadaşının Kürt edebiyatı ve şuerası ile ilgili birkaç sorusundan yola çıkarak onun için "Medxel li Dirasetiı- Kurdiyye" adlı bir eser daha hazırlar.

Bu kitabını arkadaşına verir ve daha sonra bu çalışmasını genişleterek iki cilt halinde yayınlar.

1192 yılında başladığı yazarlık faaliyetlerini günümüze kadar hiç aksatmadan devam ettirir.

Şimdiye kadar bağımsız birer kitap olarak 115 adet kitabı yayınlanmış.

Bunların içinde 8 cildi yayınlanan ve 15 ciltte tamamlamayı planladığı Kur'an-ı Kerim Tefsiri, 4 cilt olan Melayê Cizîri Şiirlerinin Şerhi başta olmak üzere birden fazla cilt olan kitapları da vardır.

İlk defa 2007 yılının kış aylarında Diyarbakır Belediyesi'nin yaptığı Ehmedê Xanî Sempozyumu'na katılmak üzere Türkiye'ye gelmiş ve ondan sonra bu bölgede olan konuyla ilgili onlarca sempozyum ve benzeri etkinliğe davet edilmiştir.

O da imkanları el verdiği ölçüde hepsine de katılım göstermiş ve tebliğler sunmuştur.
 

Ehmedê Xanî'nin Fikir Dünyası Sempozyumu.JPG
Prof.Dr. Kadri Yıldırım, Tehsin İbrahim Doski, Xalid Sadini ve Zeynel Abidin Zinar'ın katılı9mıyla gerçekleştirilen Ehmedê Xanî'nin Fikir Dünyası Paneli'nden bir kare / Fotoğraf: Xalid Sadini


İnsan olarak "meyveli ağacın dalı eğik olur" misali son derece mütevazi, haddini bilen, vefalı ve çok çalışkan bir insandır.

Gurur ve kibirden uzak, sürekli olarak kendi işiyle meşguldür. Sosyal ilişkilere çok önem vermez.

Bilir ki her sosyal olaya katılmak onun zamanını heder eder ve okunmamış, çözülmemiş bir el yazmasına sebep olur.

Bundan dolayı da düğün dernek, eğlence veya taziye gibi, beyhude ziyaretler gibi işlerden uzak durur.

Okulda normal derslerini, akşam saatlerinde de evinin yakınında bulunan rahmetli dayısının medresesinde ders verir.

Haftanın iki üç günü arkadaşı Şivan Tovi ile yürümek dışında çok fazla da dışarı çıkmaz.

Arkadaşı Şivan Tovi çok gezen, her şeyden haberdar olan, şehrin girdisini çıktısını bildiğinden yürüdükleri o saatlerde onunla sohbet eder.

Aslında daha çok Şivan sohbet eder. O da yaşadığı şehirden az da olsa haberdar olur ve yine bilgisayarının başına döner.

Tehsin Doskî tercümeler, uyarlamalar da yapar. Arapça ve Farsçadan Kürtçeye; Kürtçeden de Arapçaya.

Ömer Hayyam'ın ve Mevlâna'nın Rubailerini de Kürtçeye çevirdi.

Aslında çevirdi demek belki yanlış olur. Onları kendi dilinde yeniden söyledi.

Vezni, ahengi ve aruzu o kadar uyumlu ki kimse onların tercüme olduğunu anlayamaz...

Hele Muhammed İkbal'in Hicaz Armağanı'nı...

O halkı için Allahın bir ihsanıdır ki ismi Tehsin'dir.

Ona Rabbimden uzun ve bereketli bir ömür diliyorum...

 

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU