Ölü Deniz Parşömenleri'yle ilgili keşif, yazmaların kökenine ilişkin gizemi artırıyor

“Tapınak Parşömeni’nin kökenine ilişkin merak uyandıran sorulara” yol açan kimyasallar keşfedildi

İlk kez 1947'te keşfedilen Ölü Deniz Parşömenleri'yle ilgili araştırmalar o günden bu yana devam ediyor (AP)

Ölü Deniz Parşömenleri’nin en iyi korunan metinlerinden biri, yazmanın korunması için bölge dışından kimyasalların kullanıldığını ortaya çıkaran bir araştırmayla daha da gizemli hale geldi. 

Çoğunlukla İbranice yazılmış eski bir Yahudi metinleri koleksiyonu olan Ölü Deniz Parşömenleri’nin ilki, 20. yüzyılın ortalarında, kaybolan keçisini arayan Bedevi çobanlar tarafından 1947’de keşfedilmişti.

Keşif, tuz gölünü çevreleyen 11 mağarada yıllarca süren arkeolojik çalışmalar başlatmış ve şimdiye kadar bulunmuş en iyi korunan antik metinlerden bazılarını ortaya çıkarmıştı.

 

 

Tapınak Parşömeni bölgedeki testilerde keşfedilen 900 metnin en büyük ve en iyi korunanları arasında bulunuyor. 8 metreyi aşan uzunluğuyla bu parşömenlerde inşa edilmemiş bir Yahudi tapınağından ve kurban ve tapınak uygulamalarına ilişkin kurallardan bahsediliyor.

Ancak Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (Massachusetts Institute of Technology - MIT) araştırmacılar tarafından yapılan çalışma, metnin çevre bölgelerde bulunmayan mineraller tarafından korunduğunu ortaya çıkardı. Bu da eski yazıların nerede ve nasıl üretildiğiyle ilgili sorulara yol açtı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Science Advances adlı bilimsel yayında yer alan çalışma, “Ölü Deniz bölgesinde yaygın olarak bulunmayan” sülfat mineralleri globerit ve tenardit tabakasının metnin üzerine yayılmış halde olduğunu belirledi.

Araştırmanın yazarları keşfin “Tapınak Parşömeni’nin kökenine ilişkin merak uyandıran sorulara” yol açtığını yazdı.

Çalışmada yer alan Almanya’daki Hamburg Üniversitesi’nden ve Federal Materyal Araştırma ve Test Etme Enstitüsü’nden Dr. Ira Rabin, MIT’nin haber departmanına şunları söyledi:

Bu araştırmanın Ölü Deniz Parşömenleri’nin ötesine geçen kapsamlı sonuçları bulunuyor. Örneğin, Ortadoğu’da parşömen yapımının başlangıcında Orta Çağ’da tek tekniğin kullanılmasına tam tezat teşkil edecek şekilde birkaç tekniğin kullanıldığını gösteriyor.

Mağaralarda bulunan parşömenler üç tür işleyişe ayrıldı. Deri parşömenler, doğu kültürüne özgü bir stilde tabaklanmış kahverengi parşömenler ve batı uygulamalarına özgü, tabaklanmamış fildişi rengi parşömenler.

Uzmanların ikiye bölünmüş bir hayvan derisinin üzerine işlenmiş olabileceğini ileri sürdüğü çok ince bir sayfalık malzeme olan Tapınak Parşömeni tabaklanmamış metinler arasında bulunuyor. Ancak Tapınak Parşömeni, Ölü Deniz bölgesi dışından sülfit kullanarak potansiyel olarak korunduğu belirlenen tek metin durumunda.

Nemdeki en ufak değişimi dahi potansiyel tahrip edici hale getiren tuz yapısının açığa çıkarılmasıyla keşfin, metnin gelecekte daha iyi korunmasını sağlayacağı umuluyor.

Rabin, sözlerini şöyle sürdürdü:

Nemdeki küçük çaptaki değişikliklerde bile öngörülmeyen bir hassasiyet olabilir. Önemli nokta şu ki bozulmalarını hızlandırabilecek tuzların varlığına dair artık kanıtımız var… Bunlar göz önünde bulundurulması gereken muhafaza durumları.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world/middle-east

Independent Türkçe için çeviren: Cenk Korkmazer

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU