Esed Tahran'da: İllüzyon zirvesi

Esed'in Tahran ziyareti, hızla değişen bölgede kartları yeniden karma girişiminden başka bir şey değildir. Esed ise bu noktada mantığını kullanmak yerine illüzyonlara başvuruyor

Fotoğraf: AA

Beşşar Esed, 2019'dan bu yana ikinci kez Tahran ziyaretinde bulunuyor.

Peki neden şimdi? Bu ziyaretin amacı ne olabilir?

Bilhassa Esed'in İran'ın kucağından kaldırılmaya çalışılması ardından gelen bu ziyaret ile ne demek isteniyor?

Yukarıdaki soruları cevaplamadan önce, İran televizyonunda yayımlanan iki açıklama üzerinde durmalıyız.

İlkinde Esed, "İran ve Suriye arasındaki stratejik ilişkiler, Siyonist rejimin (İsrail) bölgeyi kontrol altına almasını engelledi" açıklamalarında bulunuyor.

İkinci açıklamada ise İran Dini Lideri Ali Hamaney, Esed'e şöyle söylüyor:

Bugün Suriye, o zamanlar yıkım olmamasına rağmen, savaştan önceki Suriye ile aynı değil. Suriye'ye gösterilen saygı ve itibar eskisinden daha fazla; herkes bu ülkeyi bir güç olarak görüyor.


Bu iki açıklama; Tahran'daki zirvenin bir illüzyondan ibaret olduğunu, Esed rejimi ve İran'ın Rusya'nın Ukrayna'daki savaş ile ve aleyhinde 10 binden fazla uluslararası yaptırımla meşgul olduğu bir aşamayı tertip etmeye çalıştığını gösteriyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İllüzyonlar zirvesi dersek mübalağa yapmış olmayız. Esed İran-Suriye stratejik ilişkilerinden bahseder, Hamaney ise Suriye'nin gücü hakkında konuşurken hakikatlerin farklı olduğunu görüyoruz.

Zira İsrail, 2017'den bu yana Suriye'de 400'den fazla hava saldırısında İran'ı, Esed rejimini ve Hizbullah milislerini hedef aldı. İran ve Esed rejiminin suçları ise İsrail'in bölgedeki imajını iyileştirmeye katkı sağladı.

Esed'in İran ziyaretinde söylenenler çiğ propaganda ve yanılsamadan başka bir şey değil. Nitekim Tahran ve Esed rejimi, Rusya meşgul iken Suudi, ABD ve Körfez yakınlaşması beklentisiyle kartlarını yeniden karmaya çalışıyor.

Esed'in Tahran ziyareti aynı zamanda Esed rejimini kontrol altına alma ve İran'ın kucağından kaldırmaya yönelik tüm girişimlerin başarısızlığa mahkum olduğunu gösteriyor. Zira bazılarının kurtarma çabalarına rağmen tıpkı Suriye gibi rejim de bitmiş durumda.

Biri burada şunu söyleyebilir:

Esed'in Tahran'ı ve bölge ülkelerini İran ile diyalog halinde ziyaret etmesinden ne zarar gelir?

Buradaki fark büyük. Suudi Arabistan dahil olmak üzere bölge ülkeleri, Tahran'ın neden olduğu krizi yatıştırma yönünde rasyonel bir girişimde İran terörizmini durdurma umuduyla İran ile diyalog halinde.

Diğer yandan Suriye tüm İranlı milisler için bir tiyatroya dönüşmüş iken Esed ise Suriyelilerden korunmak için tüm kartlarını İran sepetine atarak Tahran ziyaretinde bulunuyor, Suriye'yi tümüyle dar bir mezhep köşesine sıkıştırmaya çalışıyor.
 


İşte Esed rejimi ile tüm bölge arasındaki farkı gösteren bir değerlendirme daha: Irak İran'ı ve milislerini reddederek ayaklanıyor.

Esed ise kendisini Suriyelilerden koruyacağı umuduyla Tahran'ın kollarına daha çok sığınıyor.

Burada bilhassa Batı ve ABD için çarpıcı husus ise; Esed İran'ı ziyaret ederken, İran Dini Lideri ABD'nin bölgedeki zayıflığına vurguda bulunurken, Batı ve ABD ise İran ile bir anlaşmayı tamamlamak için mücadeleye devam ederken Esed ile muamelede bulunanların Caesar (Sezar) Yasası ile cezalandırılması tehdididir.

Dolayısıyla Esed'in Tahran ziyareti, hızla değişen bölgede kartları yeniden karma girişiminden başka bir şey değildir. Esed ise bu noktada mantığını kullanmak yerine illüzyonlara başvuruyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU