Ukrayna-Rusya savaşı

Altan Tan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Ukrayna-Rusya savaşı üçüncü ayına girmek üzere. 

İki ayda Ukrayna ölümcül yaralar aldı ve birçok şehri yerle bir oldu. 

Başladığından bu yana neredeyse tüm dünya bu savaşı konuşuyor.

Tabi Türkiye'nin de en önemli gündem maddelerinden biri Ukrayna savaşı.

Bizde adettir, önüne mikrofon uzatılan herkes bilsin bilmesin hemen o konuda ahkam kesmeye başlar.

Bu meselede de öyle. Televizyonlarda ve gazetelerde söylediklerini kendileri de anlamayan 'allamelerden' geçilmiyor.

Bu savaş niye başladı?

Rusya, Ukrayna'ya niye saldırdı?

Varmak istediği hedef ne?

Ukrayna'ya yıllarca AB üyeliği vaadiyle gaz veren ABD ve Avrupa Birliği neden hiçbir şey yapmıyor?

Ve daha cevap bekleyen onlarca soru var.

Biden gelmeden önce 'Manyak Trump gidecek, demokrat Biden gelecek, Avrupa Birliği ile birlikte hareket ederek hem dünyaya bir nizam verecek, hem de bizi Erdoğan'dan kurtaracak' diye gün sayan bizim süper aydınlarımız adam akıllı şaşırmış durumdalar.

Demek ki ilimleri buraya kadarmış!

Olan biteni kısaca özetlemek gerekirse;

ABD-AB ittifakı olmadı, ABD-İngiltere ittifakı oluştu.

ABD Başkanı Biden da, ABD'nin 'derin' çıkarları doğrultusunda Trump'ın politikalarını uygulamak zorunda kaldı.

Trump gitti, Jokey değişti ama, atın istikameti değişmedi!

ABD-İngiltere ittifakı bir şekilde Rusya'yı yanına aldı ve Avrupa Birliği'ni Rusya eliyle dövmeye başladı. 

ABD-İngiltere ikilisi AB Rusya birlikteliğini bozmuş bulunuyor. 

'NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti, Avrupa Birliği kendi ordusunu kumalı' diyen Macron'a haddini bildiriyorlar.

Bildiğiniz gibi Almanya petrol ihtiyacının yüzde 42'sini, doğalgaz ihtiyacının ise yüzde 55'sini Rusya'dan karşılıyor. 

Geri kalan kısım ise ABD-İngiltere nüfuz bölgesinden Ortadoğu'dan karşılanıyor.

Diğer Avrupa ülkelerinin durumu da aynı.

AB ülkelerinin iki büyük zaafı var;

  1. Enerjileri,
  2. Orduları yok.

ABD'nin Avrupa'da birçok üssü ve 100 bine yakın askeri var. Sadece Almanya'da 47 bin ABD askeri bulunuyor. 

NATO harcamalarının yüzde 80'i ABD tarafından finanse ediliyor.

Özetle ABD ve İngiltere ikilisi AB'nin hem güvenliğini hem de enerji ihtiyacını karşılıyor.

AB ise Rusya ile anlaşarak Çin'le yeni bir egemenlik oluşturmak istiyor.

Yeni dengede dıştan Rusya ile çatışıyor gözüken ABD-İngiltere ittifakı aslında perde gerisinde Rusya ile paslaşıyor.

Rahmetli Mahir Kaynak, BOP çerçevesinde ABD Irak'ı işgal etmeye başladığında 'Operasyonun adı Irak ancak kod adı Türkiye'dir. Bu işler dönüp dolaşıp Türkiye üzerinde yoğunlaşacaktır' demişti.

Bugün de anlayan için operasyonun adı Ukrayna ancak esas dövülen Avrupa Birliği.

ABD-İngiltere bayramının kurbanı ise daha şimdiden 5 milyonu yurt dışına sığınmak zorunda kalan Ukrayna halkı.

Merak edilen asıl soru ise şu;

Rusya, Almanya ile kurduğu köklü ilişkiye rağmen neden AB karşıtı bir konum aldı?

Rusya'ya Avrupa'yı bırakması karşılığında neler verildi?

Önümüzdeki dönemde Rusya nüfuz bölgesi olan eski Sovyet ülkelerinde ne gibi hamleler yapabilir? 

Dümeni Avrasya yönünden tekrar ABD-İngiltere ittifakına kıran ve bu doğrultuda Mısır, İsrail, Suudi Arabistan, BAE ile (sırada Suriye de var) ilişkilerini düzelten Türkiye dış politikası nasıl ve nereye evrilecek?

Bu yeni rotanın iç politikaya yansımaları neler olacak? 

Bizim analistlere çok iş düşüyor!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU