Medyadan uzak durmayı tercih eden Tebliğ Cemaati'nin merkezi Mescid-i Selam'da bir gün… Onlardan, neyi niye yaptıklarını dinledik

Bir süredir gündemden düşmeyen Tebliğ Cemaati aslında bütün dünyaya yayılmış kalabalık bir grup. Türkiye'deki merkezleri ise Sultangazi'deki Mescid-i Selam

Cemaatin Türkiye'deki merkezi, Mescid-i Selam olarak bilinen bölgedeki bir vakıf. Tebliğciler, Japonya'dan Ortadoğu'ya kadar geniş bir coğrafyada faaliyette / Fotoğraf: Arşiv

Bazen bir meyhanenin bazen de bir barın önünde ortaya çıkıyorlar.

Kimi zaman sokakta yürürken kimi zaman da metroda karşılaşıyorsunuz.

İnsanlara günah işlememelerini ve böylece Allah'ın hoşnutluğunu kazanmalarını telkin ediyorlar. 

Muhatapları onları bazen dikkatle dinliyor bazen de "sen ne karışıyorsun" diyerek tepki gösteriyor.

Ramazanın gelmesiyle birlikte haberler ve sosyal medya onlardan daha fazla bahsetmeye başladı. 

Kimileri bunun bir özgürlük olduğunu söyledi, kimileri insanların özgürlüklerini ihlal ettiklerini savundu.

Bahsettiğim yapı, dünyanın en kalabalık Müslüman cemaati olarak bilinen Tebliğ Cemaati.

Herkes onları konuşurken biz bu cemaatin merkezini ziyaret ettik ve onlarla konuştuk.

 

Ekran Resmi 2022-04-07 14.19.27.png
Bir barda içki içenlere yönelik tebliğ faaliyetinde bulunan bir cemaat mensubu / Fotoğraf: Twitter


Hindistan'ta kuruldu, tüm dünyaya yayıldı

Hindistan merkezli olan bu cemaat 1926 yılında Mevlana Muhammed İlyas tarafından Delhi'de kuruldu.

Mevlana İlyas'ın 1944'teki vefatının ardından cemaatin başına, oğlu Mevlana Yusuf geçti.

Yusuf, cemaatin Ortadoğu, Avrupa, Amerika ve Japonya'ya yayılmasını sağladı.

Bangladeş'te yapılan yıllık toplantılar, Hacdan sonra en çok Müslüman'ın bir araya geldiği organizasyon olarak kayıtlara geçti. 

1988'de Lahor'da yapılan yıllık toplantıda onlarca ülkeden 1 milyon cemaat mensubu katılmıştı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Siyasetle ilişkileri yok

Diyanet İslam Ansiklopedisi'ne göre bu cemaat siyaseti "önemsiz" ve "gereksiz" buluyor. Liderleri cemaat üyelerine siyasetten uzak durmalarını nasihat ediyor. 

Türkiye'de bir şura sistemiyle yönetilen cemaatin başında, İsmailağa ekolünden bir isim, Ömer Vanlıoğlu var.

Hem kendisi hem de babası Ahmet Vanlıoğlu, İsmailağa lideri Mahmut Ustaosmanoğlu tarafından yetiştirildi. 

Türkiye'deki merkezleri, Sultangazi'deki "Mescid-i Selam."

Mescid-i Selam İlim ve Hayrat Vakfı'na ait bir kompleks içinde çalışmalarını sürdürüyorlar. Burada bir de cami var. 

 

Ekran Resmi 2022-04-07 02.45.27.png
Mescid-i Selam / Fotoğraf: Arşiv

 

 "Buyurun gelin"

Bir gün önce röportaj yapma talebini iletmek için aradığım Ömer Vanlıoğlu kısa bir durgunluğun ardından "Buyurun gelin" dedi.

Vakfa ulaştığımızda öğlen namazı sona ermek üzereydi. Namazlarını kılan cemaat mensupları üst katlardaki diğer bölümlere çıkarak günlük rutinlerine devam etti. Buranın her zaman kalabalık olduğunu, Türkiye ve dünyanın pek çok yerinden çok sayıda cemaat mensubunun buraya gelerek günler ve haftalar süren inzivalara çekildiğini öğrendik. 

Öğlen namazının ardından bizi kabul eden Vanlıoğlu, kameraman arkadaşım Burak Ütücü'nün kamerasını kurmaya hazırladığını görünce onu kibarca durdurdu. Aslında niyetinin bir röportaj vermek olmadığını, bizimle tanışmak, konuşmak (belki de oraya giden iki gazeteciye tebliğ yapmak) olduğunu anlıyoruz. 

Cemaat prensiplerinin medyada görünmemek olduğunu, çok sayıda gazetecinin röportaj talebi ilettiğini ancak kabul etmediklerini söyledi. "Ama herkes sizden bahsediyor" deyince, "Medya bizi konuşabilir ama biz medyaya konuşmak istemiyoruz" dedi.

"Tebliği aslında kendimiz için yapıyoruz"

Bir cemaat mensubu, Allah'ın insanlara verdiği görevlerden birinin "anlatmak" olduğunu söyleyerek, "Biz tebliğ yaparken aslında kendimiz için yapıyoruz. Sadece karşımızdaki muhatabımız değil anlatanın da ihtiyacı var. Bu çift taraflı bir kazanım" ifadelerini kullandı. 

Birkaç saat geçirdiğimiz Mescid-i Selam, dışarıya kapalı bir görüntü verse de içeride birçok milletten gelen cemaat mensubuyla birlikte bir canlılık hakim.

Şöhreti "afet" olarak görüyorlar ve Cüneyt Arkın ya da Hülya Avşar gibi aile hayatı yaşayan ünlüler dışında çoğu ünlünün yaşamlarının son dönemlerinde sefalet içine düştüğünü ifade ediyorlar.

 

Ekran Resmi 2022-04-07 02.45.53.png
Mescid-i Selam'da, yerli ve yabancı çok sayıda cemaat mensubu var / Fotoğraf: Arşiv

 

"Psikoloğa gitmeyin buraya gelin"

Cemaat üyeleriyle yaptığımız temaslarda şöyle cümleler işitiyoruz: 

"Yeryüzünde böyle bir tebliğ çalışması var ve yıllardır devam ediyor. Bunu anlatmak bir röportaja sığmaz. Medyada akşama kadar tebliğ etsen de kimseye bir faydası olmaz. Ama sokakta birine bir cümle ediyoruz, o cümle adamın kalbine işliyor. İddialı olarak söylüyoruz, herkes psikoloğa, psikiyatra gidiyor. Onlar buraya gelseler, burada biraz otursalar bu 50 terapiye bedel. Buralar aslında dünyalık hastalıkların tedavi yeri. Buraya şeyhler de gelse cumhurbaşkanı da gelse tedavi olacak.

Pakistan'ın ünlü şarkıcılarından biri vardı; Cüneyd Cemşit. Türkiye'de Tarkan neyse Pakistan'da da Cemşit o. Pakistan müzik piyasasını sallayan bir adam. Bizim cemaatimizle tanıştıktan sonra hayatı değişti. O da insanlar anlatmaya başladı. Gittiği köylerde camiler tıka basa dolardı. Bir seferden dönerken uçağı düştü. Allah yolunda son nefesini verdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Ünlü şarkıcıların adres ve telefonlarını bulup onlarla konuşmak istiyoruz"

Meşhur şarkıcıların adreslerini, telefonlarını bulmak ve onlarla da konuşmak istiyoruz. Belki Allah ona hidayet verir. Cemaatimizin Urfalı üyeleri İbrahim Tatlıses'e gitti. Tatlıses bizi dinledi ve 'Siz iyi insanlarsınız' dedi. Konuşmamızdan sonra umreye gitmeye niyet etti.

Her hafta 3 gün seferlere çıkılır. Cuma, cumartesi ve pazar. Bu günleri insanların işine-gücüne mani olmasın diye seçiyoruz.

Eskiden sokakta daha çok tepki görürdük. Şimdi tepkiler daha az. Yıllar önce Trakya'da bir çalışma yapmıştık, Edirne'de köyleri dolaştık. 9 yaşında bir çocuk beni görünce sakalımı işaret edip 'Bu ne' diye sormuştu. Ama şimdi öyle şeylerle karşılaşmıyoruz. Herkes alıştı. Muğla'da kadınlar, 'Siz ne güzel insanlarsınız, hep gülüyorsunuz dişleriniz görünüyor' diyor. Şimdi çoğu yerde o eski tepki yok. 

90-100 sene önceki İstanbul fotoğraflarına bakın, hep sakallı sarıklı insanlar. Bu giysiler Pakistan'dan gelmedi ki. Zaten kullanılan giysiler. Allah dileseydi bütün insanlığı tek bir ümmet olarak yaratırdı. Bu, ayetin ifadesi. Ama 'ayağa gideceksiniz ve fert fert anlatacaksınız' da diyor." 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU