Türk futbolundaki kurumsallaşmış çaresizlik

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Türkiye'de futbol, uzun süredir çaresiz ve bu çaresizlik, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yönetimleri sayesinde kurumsallaşmış durumda.

Başkanın kim olduğu ya da yönetimde kimlerin olduğunun bir önemi yok. Ve en tuhafı da sanki bilinçli bir şekilde çaresizliğe ve başarısızlığa mahkûm Türk futbolu.

Milyonlarca euro neden harcanıyor, milyonlarca taraftar neyi izliyor, bilmiyoruz. Dünyanın birçok yerinde eğlence ve tutku alanı olan futbol, bizde gerginlik ve kaos sebebi.

Özellikle son bir aydır TFF ve kurullarından gelen tuhaf kararlar ile belirsiz bir dönemin içindeydi Türk futbolu.

Ve bu sürecin etkileri ile istifalar gelmeye başladı ve önce TFF Başkan Vekili Mehmet Baykan ve son olarak da Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, istifa etti. 

Nihat Özdemir, başarısız ve kaotik bir dönemin simge ismi olarak akılda kalacak muhtemelen.

Başarısız olan Milli Takım, şampiyonunu Şampiyonlar Ligi'ne gönderemeyen Süper Lig, düşen yayın gelirleri ve yapılamayan yayın ihalesi, tuhaf bir şekilde küme düşmenin kaldırılması, uygulanamayan ve delik deşik edilen harcama limitleri, tartışılan Bankalar Birliği anlaşması, yabancı kuralı sınırlaması ile başarısız bir dönem yaşadı Türk futbolu Nihat Özdemir ile.

Tarihte görülmemiş bir şekilde 13 hakemi görevden alan Merkez Hakem Kurulu ve bu kararı iptal eden Tahkim Kurulu arasındaki güç savaşı da onun döneminde yaşandı.
 

Fanatik.jpg
Fotoğraf: Fanatik

 

Başarısızlığın tek sorumlusu Nihat Özdemir mi?

Peki, bu yaşanan süreçlerin tek sorumlusu Nihat Özdemir mi gerçekten?

Ya da nerdeyse futbol kamuoyunun büyük çoğunluğunun başarısız bulduğu Nihat Özdemir, TFF'deki tek başarısız kişi mi?

Tek başarısız ya da sorumlu kişi değil Nihat Özdemir. Zaten onun gidişi de sorunlara çözüm getirmeyecek.

Çünkü Türkiye'de futbol, iki kale arasında bir topla oynanmıyor. Ve maalesef 22 oyuncu ve bir hakem de yok saha içinde. 

Başka maçlar yapılıyor Türk futbolunda.

İçinde oyuncu yerine güç devşirmesi yapmaya çalışan aktörler, hakem yerine kurullar, kendilerine avantaj sağlamaya çalışan başkanlar var maalesef. Dertleri de futbol değil zaten.

Artık kabul etmek lazım, futbolda isimlerinin bir önemi yok. Sürdürülebilir bir yönetimsizlik ve hasta olmuş bir sistem sorunu var.

Bunun en büyük sebebi de futbolu kendi konfor alanları için kullanan kişi sayısının fazla olması. Ve bu yüzden de sadece isimler değişiyor ama sonuçlar değişmiyor.

Mesela basına düşen haberlerde Nihat Özdemir sonrası adı geçen isimler, zaten yıllardır futbolun içinde ve yaşanan kaotik durumun sorumlularından.

Adı sürekli gündemde olan TFF Başkan Vekili Servet Yardımcı'nın, Nihat Özdemir kadar sorumluluğu yok mu şimdi?

Ya da sürekli futbol sisteminin ekran yüzlerinden olan ve Tahkim Kurulu'nun kendisine yakın olduğu konuşulan Göksel Gümüşdağ'ın?..
 

s1.jpg
Kolaj: Independent Türkçe

 

Her kulüp TFF'yi bir tarafından çekti ve ellerinde parçalar kaldı

Tabi ki bu uzun yıllardır bu sistemin hasta olmasına katkı yapan, bir de kulüp başkanları var.

Onların da en az Nihat Özdemir kadar sorumluluğu var bu dönemde.

Mesela istedikleri için küme düşme kalktı.

İstedikleri için harcama limitleri delik deşik edildi.

Yine kulüpler eli ile avantaj sağlamak için hakem manipülasyonları yapıldı ve gücü olan da hakem avantajı sağladı.

Yani her kulüp, bir tarafından çekti TFF'yi.

Ve her kulübün elinde, futbolsuzluğun bir parçası kaldı.

Şimdi artık kimseyi mutlu etmez o parçalar. Şampiyonluk da kurtarmaz hiçbir kulübü.

Daha yayın ihalesi yapamayan ve geliri düşen bir sistemde, kimin gelip gittiğinin, kimin TFF Başkanı olduğunun bir önemi yok.

Bu yüzden önce Lig'in şirketleşmesi ve TFF'nin ihtiyaçlara göre, yeniden düzenlenmesi ile delege yapısının değişmesi gerekiyor.

TFF'nin, Organizasyona, FİFA VE UEFA ile ilişkilere odaklanması ve oyunu koruyarak çocuklara, futbol topunu ulaştırması gerekiyor.

Kulüplerin yönetimine adam sokmaya çalıştığı ya da kurullar üzerinden avantaj sağlanan bir kurum zaten futbol yönetemez.

Ve bir de kabul etmek lazım.

Hep aynı aktörler, siyasete yakım isimler, iş insanları yönetemiyor futbolu. 

Öncelikleri de futbol değil zaten.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU