Batılı şirketler Rusya'yla bağlarını kopardı: Sırada Çin olabilir mi?

Çin'de büyük yatırımları olan şirketlerin ülkeden çıkmak zorunda kalma ihtimalini hesaba katması gerek

Çin'de uluslararası yatırımları meşru göstermek zorlaşacak (Reuters)

Rusya'yı dünya ekonomisinden ya da en azından dünya ekonomisinin şu anki gelişmiş ülkelerce yönetilen kısmından dışlamaya çalışmanın zorluğu kanıtlandı.

Batı, Rusya'dan doğalgaz, petrol ve başka ürünler almayı bırakabilir fakat bunu başarmak zaman alıyor ve beraberinde de epey maliyet getiriyor, ki aksi takdirde görülecek olandan daha yüksek bir enflasyona razı gelmek de buna dahil. Peki ya Batı, Çin'i dışlamaya çalışsaydı?

Bu soru henüz gündeme gelmiş değil ya da olsa olsa Çinli telekom şirketi Huawei'nin Birleşik Krallık da dahil bir dizi ülkede 5G ağı için teçhizat sağlamasından vazgeçilmesi gibi sadece belirli meselelerle gündeme geliyor. Fakat korkunç geçen son birkaç haftadan çıkarılan derslerden biri, Batılı şirketlerin Rusya'nın davrandığı gibi davranan bir ülkede faaliyet göstermeye devam edemeyeceğidir. Bu sadece bir yaptırım meselesi değil. Rusya'da faaliyet göstermenin neden olacağı itibar kaybı çok büyük. Yatırımcılar bu şirketlerin işini sürdürmesine izin vermez, diğer ülkelerdeki tüketiciler de mal ve hizmetlerini boykotla tehdit eder.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çin'in benzer bir hamlede bulunarak belki de Tayvan'ı istila edebileceğini öne sürmek hem abartılı hem de saldırgan görünebilir. Fakat Avrupa, Kuzey Amerika, Japonya ve benzeri yerlerdeki her çok uluslu şirketin yönetim kurulunun şimdi göz önünde bulundurması gereken zor soru bu. Pek çok şirket Rusya'da yaşananlara hazırlıksız yakalandı. BP oradaki işlerinin tamamını bilfiil kaybetti. Bu yüzden diğer şirketler de "ya olursa?" sorusunu sormak zorunda.

Ya Çin'deki tüm işlerimizi kaybedersek? Örneğin Volkswagen'i ele alalım. Şirketin yıllık raporunun da doğruladığı üzere 2020'de en büyük pazarları Çin'di. Şirketin kendini Renault'nun Rusya'daki pozisyonunda bulması mümkün mü? Renault şimdi Lada arabaları üreten şirketteki hakimiyetini sağlayan hissesinin mülkiyetini devretmeye çalışıyor.

Söylemek istediğim, Çin'le ilişkilerin bozulup Rusya'yla yaşanan ayrışmaya benzer bir şeye dönüşmesinin muhtemel olduğu değil. Basitçe ve tamamen ticari bir bakış açısıyla şunu söylemek istiyorum: Çin'de büyük yatırımları olan şirketler ülkeden çıkmak zorunda kalma ihtimalini hesaba katmalı ve yeni yatırımlar yaparken de itibarlarına yönelik muhtemel riskleri göz önünde bulundurmalı.

Bir veya iki yıl önce Çin pazarına girmeyi aktif bir şekilde düşünürken şimdi bunu yapmama kararı alan Avrupalı şirketler olduğunu halihazırda duyuyorum.
 


Bu ikinci mesele (Batılı girişimlerin Çin'e yeni yatırımlar yapmayı meşru göstermede zorlanacak olması) muhtemelen ülkeden aniden çıkma ihtimalinden daha mühim. Dünya ekonomisi için Çin, Rusya'dan son derece daha önemli. Çin dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve 2030 civarında ABD'yi geçerek birinciliğe yerleşmeye hazırlanıyor.

Rusya'ysa 12. sıra civarında, yaklaşık olarak İspanya'yla aynı boyutta. Rusya'nın enerji üreticisi ve tahıl ile bazı hammaddelerin tedarikçisi olarak orantısız bir öneme sahip olduğu doğru. Bunun etkisini bugünlerde de yaşıyoruz. Aynı zamanda nükleer bir güç. Fakat diğer ekonomik meselelerde önemi yok. Çin ise tam tersine fazlasıyla önemli.

O halde ne olacak? Ekonomistlerin jeopolitik konularda spekülasyon yapmasının yararlı olduğunu düşünmüyorum fakat Batı'nın Çin'le ekonomik bağlarını yavaş yavaş gevşetmesinin muhtemel olduğunu söyleyebileceğimizi düşünüyorum. Batılı şirketler hem ihracat hem de ithalatta başka pazarlara odaklanacak.

Çin'deki uluslararası yatırımları meşrulaştırmak zorlaşacak. Şirketler gelişmekte olan dünyanın başka yerlerindeki diğer tedarikçileri kalkındırmaya çalışacak. Kısa vadede bu daha yüksek fiyatlar ödemek anlamına gelebilir ama aynı zamanda şirketlerin üretimin daha büyük bir kısmını kendi ülkesine taşıması da demek. Buradaki mantık şu: Eğer bir şeyi yerel olarak üretebiliyorsanız neden dünyanın ta öbür ucuna gidesiniz? Bir nebze de olsa küreselleşme tersine çevrilecek.

Bu geri çekilme, dünya ekonomisinin son 30 yılki gelişimine (her ne sebeple olursa olsun) güvenmeyenlerin gözüne hoş görünebilir. Geçen haftaların en önemli derslerinden biri şu: Ekonomik ilişkilerde ahlaki bir unsur da var. Bir ülke kabul edilemez davranışlar sergilerse Batılı halklar onun ihraç mallarını satın almak istemez. Rusya'ya ekonomik yaptırımlar destekleniyor. Fakat bütün sonuçları göz önünde bulundurmadan diğer ülkelerle ilişkilerimizi kesmeye çalışırken dikkatli olmamız gerek.

Çin örneğinde, kısmen Batı'ya ihracatla sürdürülen ekonomik büyüme milyonlarca kişinin derin bir yoksulluktan kurtulmasını sağladı. Fakat bariz gerçek şu ki dünya ekonomisi son haftalarda henüz net olmayan açılardan değişti. Bu sadece Rusya'yla ilgili değil. Önümüzdeki 10 yılda ve sonrasında dünya ekonomisinin alacağı şekille de ilgili.

 

https://www.independent.co.uk/independentpremium/voices

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU