Ev sinemasından vizyona bu hafta: Kötü babaların kötü çocukları; Sardunya

Mehmet Erduğan, Independent Türkçe için bu hafta çevrim içi platformlarda ve sinema salonlarında gösterime girecek filmler ile "Festival ajandası"nı yazdı

Festival yolculuğundan sonra ilk kez MUBI iş birliğiyle çevrim içi bir şekilde izleyiciyle buluşan Sardunya, Türk sinemasında pek örneği olmayan hikayesiyle dikkat çeken bir film.

Özellikle kusursuz bir sinematografiye ve görsel olarak harika karelere sahip olan film kendine has çağdaş anlatım dili sayesinde "bir ilk film" olmanın ötesinde tadire değer bir olgunluk barındırıyor ve açıkçası Çağıl Bocut'un sonraki çalışmaları için de güzel bir beklenti yaratıyor.


Kötü babaların kötü çocukları; Sardunya

Yönetmen: Çağıl Bocut / Oyuncular: İlayda Elif Elhih, Ali Seçkiner Alıcı, Evren Duyal, Zeyno Eracar, İrem Taşdemir, Tansu Biçer, Ahsen Eroğlu, Cemalettin Çekmece, Ahmet Özer, Özay Özgür, Mehmet Tolga Girgin, Murat Çelik, Şahin Yılmaz / Süre: 83 dakika
 

 

Toplumsal ilişkilerin genelinin bir yansıması olarak da görülebilecek, romantizme edilmemiş bir aile hikayesi…


Özenle seçilmiş filmlerle sinemaseverlere zengin bir içerik sunan MUBI'nin şubat ayına ait gösterim programı kapsamında bu hafta izleyiciyle buluşan Sardunya adlı bu film; on dokuz yaşındaki Defne ile babası arasındaki bağı, tüm çelişkili halleriyle anlatıyor.

İstanbul Film Festivali'nde En İyi İlk Film dahil üç ödül kazanan Çağıl Bocut'un bu ilk uzun metrajlı filmi, suçluluk, sevgisizlik ve çeşitli ihmallerden oluşan bir sarmalın içinden geçerek ailenin nasıl güvenilmez ve tekinsiz bir yer olabileceğine işaret ediyor.
 


Kişiler arasındaki ilişkilerin ince gözlemler ve ayrıntılarla işlendiği hikâye örgüsünde tartışmaya açık rahatsız edici ve sarsıcı pek çok konu varsa da filmin tüm bunları sakin bir şekilde anlatıyor olması oldukça dikkat çekiyor.

Nihayetinde Sardunya, hayata ve olaylara bakışında yeni kuşak bir yönetmenin eski kuşak yönetmenlerden çok daha farklı şeylere dikkat ettiğinin izlerini düzgün bir şekilde izleyicisine aktarmayı başarıyor.
 

 

Bir baba-kız portresi

İzmir'in bilindik doktorlarından biri olan Nadir, karısı öldükten sonra kendini bir daha toparlayamamış ve bu kaybına dayanma gücünü anti-depresan ilaçlarında bulmuştur.

Bu süreçte kızı Defne ile olan ilişkisinde hoyrat davranmış, kırmış, dökmüş, aralarındaki bağın zayıflamasına sebep olmuştur.

Defne babaevinin huzursuz ortamından uzaklaşabilmek için çareyi eğtim bahanesiyle İstanbul'a gitmekte bulmuştur.
 


Küçük kızı Yasemin'le kalan doktor, Defne'den esirgediğini küçük kızına vererek vicdanını rahatlatmaya, geçmiş günahlaını temize çekmeye çalışmıştır.

Günlerden bir gün, İstanbul'da üniversitede okuyan Defne, ehliyet sınavı sırasında gelen bir telefonla babasının felç geçirdiğini öğrenir.

Aldığı bu haber sonrasında, üniversite sınavlarına haftalar kala, babasına yardım etmek için apar topar memleketi Urla'ya, babaevine dönmek zorunda kalır.
 


Nadir'in rehabilitasyon seansları, baba ve kızın geçmişten gelen iletişimsizliğini telafi etmek, hasarlı ilişkileini düzeltmek için bir fırsat gibi görünür, ancak evdeki halanın hastalığı aile içindeki ilişkileri daha karmaşık hale getirir.

Filmin başlarında kendi hayatının direksiyonunu elinde tutan, lafını esirgemeyen, babasıyla yüzleşmekten çekinmeyen ve karşılatığı sorunları soğukkanlıkla göğüsleyen biriyken yavaş yavaş bir aile dramının içine çekilen Defne, aynı evde yaşayan halasının kanser hastası olduğunun kendisinden gizlendiğini öğrenince bu durumdan rahatsız olur.
 


Defne, kız kardeşinin hastalığının geç teşhisinden dolayı kendini suçlu hisseden babasının, ülser olduğuna ve yaşadığı ağrıların da akciğerinin su toplamasından kaynaklandığına inandırdığı halasının gerçeği bilmesi gerektiğini düşünür.
 

 

Fakat Nadir kızının aksine, bu bilginin ona hiçbir fayda sağlamayacağını, son günlerini içine kapanarak geçirmeye başlayacağına, bu yüzden de kanser olduğunu bilmemesinin kız kardeşi için daha iyi olacağına inanır.

Buna rağmen Defne doğru olanı yapmak için halasına kanser olduğunu söyler.
 


Ama aile içinde bazı şeylerin değişmesine sebep olup baba ile kızın yüzleşmelerini ve hesaplaşmalaını sağlayacak olan da Defne'nin ileri derecede hasta olan halasının akıbeti olacaktır.

Çünkü kısa bir süre sonra Defne, inançlı bir kadın olmasına karşın hastalığını öğrenen halasının, ağrılarını dindirmek için arkadaşının eczanesinden reçetesiz aldığı ilaçları içerek intihar etmesine tanık olur.
 

 

Nur'un ölümüyle birlikte adli bir soruşturma başlar, bu süreçte evin kaçak çalışanı Gürcü Mari yavaş yavaş günah keçisine dönüşür.

Olayların geldiği noktada vicdani bir çıkmaza giren Defne, içindeki adalet kavramını sorgularken vicdanı ve özgürlüğü arasında bir tercih yapması gerekir.

Nihayetinde kuşaklar arası çatışmayı en sert biçimde yaşayan Defne, yaşadıklarıyla ilgili tüm sırları büyümenin bir parçası olarak kabullenip geçmişe gömmeye karar verir.
 

 

Duygusal yükler

Çoğunlukla kurgusal filmlerde saf bir gerçeklik görmek gibi bir derdim olmasa da filmde benim açımdan "böyle bir dünya yok" diyebileceğim bazı detaylar vardı, ama filmin yapımcıları senaryoyu kendi yaşadıklarından yola çıkarak yazdıklarını belirttikleri için söylemek istediklerimi yutmak zorunda kaldım.

Ama diğer taraftan kurgusal dahi olsa aklımda soru işareti yaratmış olmalarını, rahatsız etmelerini de doğrusu başarılı buldum.
 


Nihayetinde, baba-kız arasındaki ilişkiyi ölüm, adalet ve etik kavramlarıyle irdeleyen, çocukluktan bu yana biriken duygusal yüklere, suçluluk ve pişmanlıklara odaklanan Sardunya, büyürken açılan yaraları ve ailenin tekinsiz doğasını merkezine alırken, yer yer polisiye bir hikâyeye eviriliyor.
 

 

Taşrada ya da şehirde yaşamanın, eğitimli veya eğitimsiz olmanın ataerkil düşünceyi değiştirmediğine yönelik ince bir eleştiri de ortaya koyan film nihayetinde kadrajına aldığı karakterlerin iyi mi yoksa kötü mü olduğu konusunu kısmen muallakta bırakıyor.

Ama ele aldığı tüm bu konular itibariyle kâğıt üstünde karamsar bir film intibası yaratsa da film karakterlerinin soğukkanlılığı ve (açıkçası çok beğendiğim) insana huzur veren sinematografisiyle, olay örgüsünün sonuçlarının normalde bırakacağı duygulara tezat diyebileceğim bambaşka bir seyir sağlıyor.
 

 

31'inci Cottbus Uluslararası Film Festivali'nde En İyi İlk Film Ödülü'nü kazanan, Türkiye prömiyerini gerçekleştirdiği 40'ıncı İstanbul Film Festivali'nde En İyi İlk Film, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Sinematografi ödüllerini toplayıp, ardından 32'nci Ankara Film Festivali'nde de En İyi İlk Film ödülüne layık görülen Sardunya adlı bu filmi şimdi MUBI'de izleyebilirsiniz.


Haftanın diğer filmleri

Şubat ayında birbirinden farklı filmlere ev sahipliği yapan sinema salonları farklı türlerden merakla beklenen yerli ve yabancı filmleri sinemaseverlerin beğenisine sunarken çevrim içi dijital platformlar da vizyona girememiş en yeni filmleri izleyiciyle buluşturmaya devam ediyor.

Vizyonda yer alan filmlerin yanı sıra, "Afacanlar: İş Başa Düştü", "Arekalar", "Dilberay", "Kabus Sokağı", "Kürtaj" ve "Moonfall" gibi filmler bu hafta vizyonda kendine yer buluyor.


80 Günde Devriâlem

Yönetmen: Samuel Tourneux / Oyuncular: Damien Frette, Julien Crampon, Kaycie Chase, Céline Ronté, Véronique Augereau, Emmanuel Garijo, Gabriel Le Doze, Serge Biavan, Michaël Aragones, Grégory Quidel, Heather Bambrick, Juan Chioran, Cory Doran, Katie Griffin, Deven Christian Mack, Brandon McGibbon, Stephany Seki, Shoshana Sperling, Rob Tinkler, Jamie Watson / Süre: 82 dakika
 

 

Çocuklar için macera dolu bir yolculuk hikayesi…


Netflix'in Kitaplardan Uyarlanan Belçika Yapımı Çocuk ve Aile Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime giren Around the World in 80 Days (Le tour du monde en 80 jours) adlı bu heyecan veren animasyonda; tedbirli bir maymun ve cüretkâr bir kurbağa, dünya çapında bir geziyi rekor sürede tamamlamak için kar, kum ve denizde olağanüstü bir yolculuk için bir araya gelir.

Açgözlü, kurnaz ve sakar bir kurbağa olan Phileas bir gün herkesi karşısına alarak seksen günde dünyayı gezerek bir rekor kıracağını ve bu süreçte on milyon istiridye toplayacağını iddia eder.

Phileas'ın bu iddiayla yola çıkacağını duyan ve hayali hep dünyayı keşfetmek olan kitap kurdu küçük maymun Passepartout da onun peşine takılır.

İkili yolculukları boyunca ormanlardan, okyanuslardan, hiç bilmedikleri adalardan ve çöllerden geçerek kendilerini eğlencesi bitmeyen sürprizlerle dolu bir serüvenin içinde bulur.


Afacanlar: İş Başa Düştü

Yönetmen: Enes Ateş / Oyuncular: Berat Efe Parlar, Gürgen Öz, Burak Hakkı, Gaye Balım Bayrak, Bedir Bedir, Umut Avcı, Duru Hoşver / Süre: 86 dakika
 

 

Eğlencenin dibine vurmaya hazır mısınız?..


Sinemalarda bu hafta gösterime giren Afacanlar: İş Başa Düştü adlı bu filmde; on üç yaşındaki Emirhan bir AVM'de güvenlik müdürü olarak çalışan Sedat Yılmaz'ın oğludur.

Mahalleden arkadaşları Ege ve Berkcan ile AVM'de bir gece geçirip VR oyunları oynama hayali kuran Emirhan, Kral Menua'nın hazinesine ait ünlü bir eserin AVM'de sergileneceği gün erkenden kalkar, babasına destek olmak için AVM'nin yolunu tutar.

O gün bir talihsizlik sonucu babası gece nöbetine kalınca Emirhan da arkadaşlarını oraya davet edip durumu fırsata çevirmeye karar verir.

Fakat aynı günün gecesinde iki hırsız tabloyu çalmak için AVM'ye gizlice girince işler iyice karışır.

Hırsızlar, AVM'de hemen etkisiz hale getirdikleri güvenlik personeli dışında kimsenin bulunmadığını düşünmektedir, ancak onları sabahın ilk ışıklarına kadar çeşitli numaralarla zorlayacak olan ve kendilerine Bisikletli Çılgınlar diyen bir grup afacan çocukdan bihaberlerdir.


Arekalar

Yönetmen: Doruk Tüzel / Oyuncular: Mert Engin, Hülya Yüksel, Reza Molazadeh, Ayşe Hasbin Ortaç, Hasan Çitil / Süre: 88 dakika
 

 

Boyutlar arasında gizemli bir yolculuğa hazır mısınız?..


Sinemalarda bu hafta gösterime giren Arekalar adlı bu korku filminde; bir grup botanikçi araştırma görevlisi, aradıkları yaşlı çınar ağacını bulmak için bir yolculuğa çıkarlar.

Tesadüfen rastladıkları bir köyde inceledikleri bir ağaç, onları tahmin ettiklerinden daha derin ve gizemli olaylara götürür.

Kayıp bir kız aracılığıyla ağacın sırrına ulaşmaya çalışan ekip, bilinenden çok daha farklı ruhani boyutların varlığıyla yüzleşir.


Aşk Dalgaları

Yönetmen: Kristoffer Rus / Oyuncular: Sonia Mietielica, Jakub Sasak, Waleria Gorobets, Sebastian Dela, Agnieszka Zulewska, Marcin Perchuc, Sonia Bohosiewicz, Grzegorz Malecki, Antoni Zuchowski, Marta Ojrzynska, Ilona Ostrowska, Kornelia Strzelecka, Jakub Kuzia, Jakub Czachor, Wlodzimierz Press, Karol Dziuba, Bitamina, Mateusz Dopieralski, Amar Ziembinski, Maciej Matysiak, Tomasz Soltys, Nikodem Bakowski, Brian Massaka, Karol Dobrowolski, Karolina Józwiak, Paulina Ziólkowska, Ewa Sadowska, Marta Trzcionkowska, Martyna Golinczak, Magdalena Turowska, Bogumila Kapica, Pawel Kapica, Krzysztof Jakub Szwarc, Przemyslaw Teszczotka, Dariusz Barra, Aleksander Kurtyka, Ignacy Raczynski, Dominik Zakrzewski, Tomasz Karwan, Jan Szwocher, Mateusz Mosiewicz, Kamil Gabrychowicz, Piotr Laznowski, Maciej Sulikowski, Maciej A. Maciejewski, Maria Debska, Wojciech Gassowski / Süre: 107 dakika
 

 

İnsanın içini kıpır kıpır eden bir yaz meditasyonu…


Netflix'in Polonya Yapımı Gençlik Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime giren Into the Wind (Pod wiatr) adlı bu filmde; deniz kenarındaki bir otelde özgür ruhlu bir uçurtma sörfü eğitmenine gönlünü kaptıran ayrıcalıklı bir genç kız dalgaların, güneşin ve tutkunun eşliğinde ilk aşkı tadar.

Zengin bir aileden gelen bir genç kız hayatındaki en önemli sınavdan sonra biraz tatil yapmak için ailesiyle birlikte Hel adlı sahil kasabasında gelir.

Burada deniz kenarında uçurtma sörfü yapan çekici bir sporcuyla karşılaşır; o da prestijli bir liseden mezun olup, Londra'da tıp okumuştur, ama hayatındaki en büyük tutkusu olan uçurtma sörfünü bir işe dönüştürerek verdiği eğitimlerle para kazanarak hayatını idame ettiriyordur.

Kısa süre içinde ikisi arasında ortaya çıkan duygu, kızın ailesini ve arkadaşlarını memnun etmez.

Sonrasında Ania ve Michal'in ilişkisi, olumsuzlukların üstesinden gelip ciddiyete mi bineceği veya sadece bir tatil aşkı mı olacağı merak konusu olur.

Derinlikli bir film olmasa da samimi, duygusal ve romantik hikayesiyle film, izleyicisine, hayattaki değerleri ve hedefleri açısından nasıl farklılık gösterebileceğini samimi bir şekilde hatırlatır.


Ayrıcalık

Yönetmen: Felix Fuchssteiner, Katharina Schöde / Oyuncular: Max Schimmelpfennig, Lea van Acken, Tijan Marei, Milena Tscharntke, Lise Risom Olsen, Roman Knizka, Horst Janson, Nadeshda Brennicke, Jan Andreesen, Dieter Bach, Christof Düro, Caroline Hartig, Mike Hoffmann, Maurice Lattke, Christine Rollar, Janina Agnes Schröder, Swetlana Schönfeld, Leonas Sielaff, Laurenz Wiegand / Süre: 107 dakika
 

 

Daha verimli bir toplum vadeden ayrıcalıklı bir dünya…


Netflix'in Almanya Yapımı Korku Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime giren The Privilege (Das Privileg) adlı bu filmde; insanlık üzerinde şeytani niyetleri olan güçlü iş adamlarından oluşan gizli bir topluluk geleceği şekillendirmeye çalışır.

Seçkin bir özel okula giden zengin bir genç ve arkadaşları ise bir dizi tuhaf doğaüstü olayı araştırırken bu karanlık komployu ortaya çıkarır.


Barut Kokteyli

Yönetmen: Navot Papushado / Oyuncular: Karen Gillan, Carla Gugino, Lena Headey, Michelle Yeoh, Freya Allan, Angela Bassett, Paul Giamatti, Ralph Ineson, Chloe Coleman, Michael Smiley, Ed Birch, Adam Nagaitis, Samuel Anderson, Ivan Kaye, Joanna Bobin, Robert Maaser, Mai Duong Kieu, Jack Bandeira, Anita Olatunji, David Zimmerschied, Joshua Grothe, David Burnell IV, Jonathan Failla, Luka Omoto, Ahmed Chaer, Billy Buff, Maik Müller, Matthias Dittmer, Ronnie Paul, Michael Behrens, Konstantin Widjaja / Süre: 114 dakika
 

 

İntikam buz gibi içilen bir kokteyl gibidir…


Tivibu'nun aksiyon, gerilim ve suç filmlerine ağırlık veren Sinema Aksiyon kanalının Adrenalin Kuşağı'nda bu hafta gösterime girerek ilk kez televizyon izleyicisiyle buluşan Gunpowder Milkshake adlı bu film; işinin ehli seçkin bir suikastçı olan annesi tarafından on iki yaşında terk edilen ve on beş yıl sonra annesi gibi ölümcül bir suikastçı olan Sam'in, bir görev sırasında ortada kalan sekiz yaşındaki bir kızı korumak için suikastçı örgütünü karşısına almasını konu ediniyor.

Yüksek düzeyli bir suikastçı olan Scarlet kendisini öldürmeye gelen silahlı adamları öldürür ve ardından geride üzgün kızı Sam'i bırakarak kaçmak zorunda kalır.

Sam, mesleği suikastçı olan annesi Scarlet'in işinin ters gitmesi üzerine şehirden ayrıldığını öğrendiğinde öylece yapayalnız ortada kalınca annesinin çalıştığı acımasız suç örgütü The Firm tarafından büyütülür.

Bu olaydan on beş yıl sonra Sam, annesinin çalıştığı bu firmada suikastçı olarak çalışmaya başlar.

Kendisine verilen bir görev sonrasında Sam işi tamamlar, adamı öldürür ve parayı alır.

Silahlarını yenilemek için kütüphane olarak gösterilen silah deposuna giden Sam, orada annesi Scarlet'in eski ortakları olan Madeline, Anna May ve Florence isimli kişilerle tanışır.

Bu üçlü habersiz geldiği gerekçesiyle Sam'i öldürmeyi akıllarından geçirirler, ancak kim olduğunu öğrendikten sonra bundan vazgeçerek Sam'e temiz silahlar verirler.

Sam, yeni bir görevinde, çalıntı bir parayı geri almak amacıyla bir otel odasına sızar ve hedefindeki adamı vurur.

O sırada vurulan adamın telefonu çalınca Sam aramaya kulak misafiri olur; bu aramada adamın parayı çalma sebebinin aslında kaçırılmış olan kızını kurtarmak olduğunu öğrenir.

Vurduğu adamın tedavi olması için Sam onu çalıştığı şirketin özel doktoruna götürür ve ardından para değişimine kendisi gider.

Bu görevi ayarlayan Nathan bu planı öğrendikten sonra Sam'i durdurması için adamlarını onun üzerine salınca, Sam gücünü annesinin ölümcül ortakları The Librarians ile birleştirerek, annesinin çalıştığı korkunç şirketi yok etmek için kullanır.


Bitmeyen Döngü

Yönetmen: Aakash Bhatia / Oyuncular: Bhupesh Bandekar, Alistar Bennis, Tahir Raj Bhasin, Dibyendu Bhattacharya, Rajendra Chawla, Shreya Dhanwanthary, Raghav Raj Kakker, Varun Pande, Taapsee Pannu, Manik Papneja, Gaurav Pareek, Sameer Kevin Roy, K.C. Shankar, Abhinay Raj Singh, Mukul Kumar Mk Singh, Suresh Triveni, Hani Yadav, Nikhil Yadav / Süre: 131 dakika
 

 

Bir döngüde sıkışıp kalanların soluk soluğa bırakan hikayesi...


Sundance'te Seyirci Ödülü'nü kazanan Koş Lola Koş adlı filmin yeniden uyarlaması olan ve Netflix'in Hindistan Yapımı Romantik Komediler kategorisinde bu hafta gösterime giren Loopa Lapeta adlı bu filmde; Savi'nin erkek arkadaşı bir gangsterin parasını kaybedince Savi durumu düzeltmek için zamanla yarışır, ama önce çıkmazlarla dolu tuhaf bir döngüden kurtulmalıdır.

Savina 'Savi' Borkar, kariyeri dizinden sakatlanarak mahvolmuş, gelecek vaat eden bir atletizm sporcusudur.

Hastanedeki ameliyattan kurtulduğunda intihar etmeye karar verir, ancak küçük çaplı, asla iyi olmayı başaramayan bir sahtekâr olan Satya tarafından durdurulur.

Sonrasında birbirlerine âşık olurlar ve babası Atul'un onaylamadığı bir ilişkiye başlarlar.

Bir gün, Satya patronu Victor tarafından uyuşturucu sevkiyatı olduğu ima edilen bir görevle kendisine verilen adrese bir paket teslim etmek ve seksen dakika içinde 5 milyon Rupi toplamakla görevlendirilir.

Satya paketi teslim eder ve parayı toplar, ancak Victor'un payını geri vermek yerine kazancı zimmetine geçireek kumar oynamaya karar verir.

Ancak bu planla bir kumarhaneye giderken, bir yabancıyla kafayı bulur ve bindiği otobüste para çantasını kaybeder.

Victor'un parasını geri vermezse hayatının tehlikede olduğunu anlayan Satya, panik içinde Savi'yi arar ve sonrasında bitmeyen bir döngüde soluksuz bir macera başlar.


Dilberay

Yönetmen: Ketche (Hakan Kırvavaç) / Oyuncular: Büşra Pekin, Ayberk Pekcan, Nursel Köse, Zeliha Kendirci, Selen Uçer, Deniz Hamzaoğlu, Doğukan Güngör, Deniz Erdoğan / Süre: 129 dakika
 

 

İz bırakan acıların merkezinden zirveye…


Sinemalarda bu hafta gösterime giren Dilberay adlı bu film; zorlu bir hayattan gelip müziğiyle insanlara ses olan Dilber Ay'ın iniş çıkışlarla dolu hayat hikâyesini odağına alıyor.

Kahramanmaraş'ta, sekiz çocuklu, fakir bir ailenin kızı olarak, çadırda başladığı hayatına birçok üzüntü ve hüzün sığdıran Dilber Ay; on üç yaşında para karşılığı, kendinden yaşça büyük bir adama satılır, evlendirilir, çocukları olur.

Şarkı söylediği için dayak yer, işkence çeker ama o, yaşadığı bütün acılara inat, Allah vergisi sesinden aldığı güçle adım attığı sahnelerde zirveyi de görür, hapishaneyi de ama hiçbir şey onu yıldırımaz.

Girdiği dipsiz kuyulardan hep şarkı söyleyerek çıkar ve hayatın bir yerlerinde ihtiyaç duyduğu huzuru arar.

Sesiyle kaderini baştan yazan, hafızalarda iz bırakan şarkılarıyla, hayata karşı dik duruşuyla her yaştan dinleyicinin beğenisini kazanan ses sanatçısının yaşamını çocukluğundan başlayarak satırbaşlarıyla anlatan film, erken ölümüyle hayranlarını üzen sanatçıya saygı duruşu niteliği taşıyor.

Bir yandan çok büyük bir dramı, bir yandan da gücün ve azmin başarısını ele alan filmde, yoksulluk ve dinmeyen acılarla şekillenen kaderine güçlü sesiyle başkaldıran Dilber Ay'ın çevresini saran karakterler onu derin bir acının merkezine sürüklüyor.


İnek

Yönetmen: Andrea Arnold / Süre: 94 dakika
 

 

Herhangi bir diyalog ve konuşma olmasa da çok şey anlatan sarsıcı bir film…


74'üncü Cannes Film Festivali'nin en çarpıcı filmlerini şubat programında izleyiciyle buluşturan MUBI'nin mreakla beklenen seçkisiyle bu hafta sinemaseverlerle buluşan Cow adlı bu film; Luma isimli bir ineğin günlük yaşamını adımlıyor.

Akvaryum (2009) ve American Honey (2016) ile günümüz sinemasının en özel yeteneklerinden biri olduğunu kanıtlayan İngiliz yönetmen Andrea Arnold, karakterlerine duygudaşlıkla yaklaşan sinemasını bu kez çok farklı bir ortama taşıyor.

Mandırada beslenen Luma isimli bir süt ineğinin yaşamını takip eden bu belgesel, onun emek dolu yaşamıyla derin bir bağ kurmamızı sağlıyor.

Andrea Arnold'ın belgeseli, Luma'nın yaşadığı acıyı anlamanın, herhangi bir insanı anlamaktan daha az kıymetli olmadığını hatırlatıyor. 

Cow, sinemasal gücüyle iz bıraktığı gibi, insan olmayan varlıkların haklarının giderek daha çok konuşulmaya başlandığı, insan merkezci bakışın sorgulandığı bir dönemin de ruhunu taşıyor.

Usta yönetmen Andrea Arnold bu ilk belgeseli ile insanlar ve hayvanlar arasındaki bağa dair sert ve uzlaşmaz vizyonu, empati ve şefkati ortaya çıkarıyor.


Kabus Sokağı

Yönetmen: Guillermo del Toro / Oyuncular: Bradley Cooper, Cate Blanchett, Toni Collette, Willem Dafoe, Richard Jenkins, Rooney Mara, Ron Perlman, Mary Steenburgen, David Strathairn, Mark Povinelli, Peter MacNeill, Holt McCallany, Paul Anderson, Lara Jean Chorostecki, Jim Beaver, Clifton Collins Jr., Tim Blake Nelson, David Hewlett, Sarah Mennell, Mike Hill, Caleb Ellsworth-Clark, Dian Bachar, Troy James, Matthew MacCallum, Samantha Rodes, Jesse Buck, Perry Mucci, Bill MacDonald, Dan Lett, Catherine McGregor, Martin Julien, Natalie Brown, Daniel Falk, Tim Post, Will Conlon, Stephen McHattie, James Collins, Lili Connor, Danny Waugh, Walter Rinaldi, Andrew Locke, Calvin Desautels, Derrick Moore, Linden Porco, Grant Bradley, Dani Klupsch, Vikki Ring, Vanessa Botbyl, Michael Bridgeman, Charles Langille, Paul Taylor, Clyde Whitham, Stu Arthur, Bob Bozek, Diana Brugos, Melania Fedyna, William David Hobbs, J. Timothy Hunt, Kim Janveau, Olia Kashevarova, Liam Kinahan, Raimo Kurppa, Jeff Lasky, Christine Lauer, Keith Lukowski, Doug MacDougall, Mandi Maxwell, Martin R Mlodozeniec, Kaz Morgan, Drew Nelson, Bobbie Peterson, Sylvain Plasse, Kerry Streams, Neil Whitely, Shannon Widdis / Süre: 150 dakika
 

 

Yaklaşın ve evrenin açıklanamayan gizemlerinden birine tanıklık edin…


Dram ve gerilimi son dönemlerde en iyi yaşatan filmlerden biri olan ve sinemalarda bu hafta gösterime giren Nightmare Alley adlı bu film; bir karnavalda öğrendiği insanları manipüle etme yeteneğiyle ünlü bir mentalist olmanın kapılarını aralayan Stanton'ın, en az kendisi kadar hırslı bir kadın Dr. Lilith Ritter ile yakınlaşması sonrası gelişen olayları anlatıyor.

Gizemli bir şekilde yaşadığı yerden ayrılan Stanton 'Stan' Carlisle kasaba kasaba dolaşan bir karnavalın ekibine katılır, amacı ise Matmazel Zeena'nın ve alkolik kocası Pete'in "zihin okuma" numaralarının sırrını çözmektir.

Karizmatik fakat şanssız bir adam olan Stan, bu gezgin karnavalda kendini kâhin Zeena'ya ve onun falcı kocası Pete'e sevdirdikten sonra, 1940'ların New York sosyetesinin zengin seçkinlerini dolandırmak için yeni edindiği bilgileri kullanarak kendisine, başarıya giden altın bir bilet hazırlar.

Ancak bu öyle kolayca elde edebileceği türden başarı değildir.

Kendisi bunun henüz farkında olmasa da Stan ile Zeena arasında artık korkunç bir savaş başlamıştır.

Bu arada tatlı bir flört ile başlayıp sonra da birlikte bir yol çizmeye karar veren Molly'nin sadık bir şekilde desteklediği Stan, şimdiye kadar karşısına çıkan en zorlu rakibi olabilecek gizemli bir psikiyatristin yardımıyla tehlikeli bir iş adamını dolandırmayı kafasına koymuştur.

Ama Stan henüz boyundan çok büyük bir düşmanla savaşa girdiğinin farkında bile değildir.


Kamiari Ayının Çocuğu

Yönetmen: Takana Shirai / Oyuncular: Mia Sinclair Jenness, Mark Allen Jr., Luci Christian, Morgan Laure, Stephen Fu, Michael Sorich, Kirk Thornton, Madeleine Morris, Keith Silverstein, Daman Mills, Dawn Michelle Bennett, Emily Bauer, Kayleigh McKee, Kira Buckland, Rachel Slotky, Miyu Irino, Aju Makita, Maaya Sakamoto / Süre: 99 dakika
 

 

Bu hem yeni hem de nostaljik hikâyede Tokyo'dan Izumo'ya dünya durma noktasında…


Netflix'in Japonya Yapımı Fantastik Animeler kategorisinde bu hafta gösterime giren Child of Kamiari Month (Kamiarizuki no kodomo) adlı bu film; Tanrıların soyundan gelen on iki yaşındaki bir kız olan Kanna'nın hikayesini anlatıyor.

Ailesinin, Japonya'nın dört bir yanından Izumo'daki Tanrıların toplantısına adak sunma görevi vardır.

Kanna'nın annesi görevi tamamlayacak olsa da ölümü Kanna'yı görevi bitirmeye sevk eder ve yolculuğunun sonunda Tanrıların ülkesinde ölü annesiyle tekrar bir araya gelebileceğini umar.

En sevdiği "koşu"yla yüzleşemeyen küçük kız, aydaki umutsuzluğun kıyısında annesinin hatırasına dokunduğunda çarklar dönmeye başlar ve Tanrı'nın bir elçisi olarak ortaya çıkan bir tavşan Kanna'yı Izumo'ya seyahat etmeye davet eder.

Annesini kaybettikten bir yıl sonra Kanna, Japonya'yı uçtan uca geçerek Tanrıların kutsal Izumo diyarındaki yıllık toplantısına gitmesi gerektiğini öğrenir.

Bu sırada İblis'in soyundan gelen Yaksha her ne kadar yolları kapatıp ona engel olmaya çalışsa da kendine inanan Kanna bu ada ülkesinin merkezine doğru koşmaya kararldır.


Karanlık Geçmiş

Yönetmen: Christian Sesma / Oyuncular: Mickey Rourke, Michael Jai White, James Russo, Gillian White, Jessica Uberuaga, Paul Sloan, Nick Vallelonga, Jay Montalvo, Priscilla Walker, Chris Browning, David Will No, Vince DeCosta, Victoria Rani, Emily Unnasch, Lucia Romero, Kristine Lazar, Leandra Romero, Arie Thanasoulis, Jay Giannone, Viktoriya Dov, Erkan Isiktel, Russell Jones, Adam Rote, Griffin Wade / Süre: 89 dakika
 

 

Ne yaparsan yap geçmişin bir gün gelip seni yakalayacak…


beIN CONNECT'in Aksiyon Filmler kategorisinde bu hafta gösterime giren Take Back adlı, duygu aktarımı yönünden çok katmanlı bu aksiyon filmi; insan kaçakçılığına karşı verilen bir mücadeledeki adalet ve intikam hikâyesini anlatmaktadır.

Zara Sanders, sahip olmak istediği her şeye sahip gibi görünen orta yaşlı bir kadındır; iyi bir hukuk kariyeri yapmıştır ve bu kariyer iyi olduğu ve aynı zamanda sevdiği bir kariyerdir, sevgi dolu bir aile ve güzel bir yuvası vardır.

Ancak bir gün, Zara, bir kafede insanları taciz eden bir serseriyi ölünceye kadar insanların içinde döver ve bu kahramanlık eylemi internette viral hale gelir, hatta haberlere konu olur.

Sonrasında ise eski düşmanı Jack Devlin, onu televizyonda bir haberde gösterilen güvenlik kamerası görüntülerinde gördüğünde işler onun için değişir, çünkü Zara birden kendini geçmişinden bir hayaletle başa çıkmak zorunda bulur.

Nihayetinde Zara ve kocası Brian'ın mükemmel küçük kasaba hayatları, Zara'nın gizli geçmişinden gelen bir yabancının kızlarını kaçırmasıyla birlikte, bambaşka bir hal alır.


Kürtaj

Yönetmen: Audrey Diwan / Oyuncular: Anamaria Vartolomei, Kacey Mottet Klein, Luàna Bajrami, Louise Orry-Diquéro, Louise Chevillotte, Pio Marmaï, Sandrine Bonnaire, Leonor Oberson, Anna Mouglalis, Cyril Metzger, Eric Verdin, Madeleine Baudot, Alice de Lencquesaing, Fabrizio Rongione, Isabelle Mazin, Julien Frison, Édouard Sulpice, Leïla Muse, François Loriquet, Louis Bédot, Emeline Weickmans, Gabriel Washer, Lomane de Dietrich, Mélodie Adda, Michaël Assié, Gabriel Ecoffey, Gateane Vacelet, Elsa Barthélémy, Lucile Beaudouin, Eva Juan, Caroline Marcos, Matisse Bonzon, Cédric Meusburger, Cindy Renou, Marie Cornillon, Fleur Lecoeur, Sacha Pichol, Cédric Omont, Lucile Saget / Süre: 100 dakika
 

 

Hayat üstesinden gelmemiz gereken pek çok sınavdan ibarettir…


Yönetmen Audrey Diwan'ın Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan Ödülü'nü kazanan ve sinemalarda bu hafta gösterime giren L'événement (Happening) adlı bu filmi; Fransa'da henüz kürtajın yasal olmadığı 1963 yılında, istenmeyen hamileliğini bitirmeye çalışan bir genç kadının hikâyesini anlatıyor.

Hayatının dönüm noktasındaki Anne'in yaşadıklarını yargılamadan aktaran film, kürtaj yasağının genç bir kadının hayatı üzerindeki olası etkilerine odaklanıyor.

Geleceği parlak bir öğrenci olan Anne'in hayatı, hamile olduğunu öğrenmesiyle alt üst olur.

Zor bir dönemden geçen Anne, eğitimini bitirmek ve proleter ailesinin sosyal kaderinden kaçmak için kürtaj yaptırmaya karar verir.

Annie Ernaux'nun, 1960'larda Fransa'da hâlâ yasa dışı olan kürtajla ilgili deneyiminden yola çıkarak kaleme aldığı aynı adlı romanının bu uyarlamasında istediği okulu kazanıp yaşadığı şehirden çıkabilmek için sınavlara hazırlanan Anne, beklenmedik bir şekilde hamile kalınca yasal olmadığı için gizlice kürtaj olmak için çeşitli yolları dener, bir şekilde yardımına koşacak birini bulmaya çalışır.


Moonfall

Yönetmen: Roland Emmerich / Oyuncular: Halle Berry, Patrick Wilson, John Bradley, Charlie Plummer, Michael Peña, Carolina Bartczak, Zayn Maloney, Ava Weiss, Hazel Nugent, Chris Sandiford, Jonathan Maxwell Silver, Eme Ikwuakor, Stephen Bogaert, Maxim Roy, Ryan Bommarito, Kathleen Fee, Donald Sutherland, Frank Schorpion, Sebastian Pigott, Jaa Smith-Johnson, Adam LeBlanc, Frank Fiola, Katy Breier, Josh Cruddas, Kyle Gatehouse, Tyrone Benskin, Gerardo Lo Dico, Michelle Langlois-Fequet, Tyler Elliot Burke, Andreas Apergis, Andre Bedard, Zachary Amzallag, Piotr Michael, Steven Piovesan, Jake Lewis, Christopher Albanese, Susan Almgren, Massimo Diem, Kiril Mitev, Krista Marchand, Sebastien Cimpaye, Delia Lisette Chambers, Achilles Montes-Vamvas, Harry Standjofski, Randy Thomas, Robert Brewster, Alex Gravenstein, Derek Johns, Steven Goss, Jane Gilchrist, Maia Guest, Karl Walcott, Frank Marrs, Kwasi Songui, Anthony Jones Nestoras, Azriel Dalman, Lori Graham, David Tyler, Christopher de Courcy-Ireland, Ian Geldart, Nicole Leroux, Orla Johannes, Layla Tuy-Sok, Elisabeth Etienne, Christian Jadah, Julia Thomas, Eric Poirier, Martin Doepner, Paul Batah, Alexis Bellefeuille, Michel Gregory Dagenais, Francesco Giannini, Michael Hearn, Jimmy Caspeur Leblanc, Matthew Alan Taylor, Nathaly Thibault, Wenwen Yu / Süre: 130 dakika
 

 

İnsan için küçük, insanlık için dev bir adım…


Sinemalarda bu hafta gösterime giren Moonfall adlı bu film; Ay'ın yörüngeden çıkıp, Dünya'ya doğru yaklaşması karşısında insanların yaşadıklarını konu ediyor ve yeryüzündeki yaşamın sonunu getirecek olaya nasıl engel olabileceğine dair bir fikri olan eski bir astronot ile ona inanan birkaç kişinin bu felaketi durdurma çabasını anlatıyor.

"The Day After Tomorrow", "Independence Day", "Independence Day: Resurgence", "Godzilla" gibi başarılı filmlere imza atan ve her filminde sinema sektöründe yeni ufuklar açan yönetmenler arasında yer alan Roland Emmerich'in 2012 yılından bu yana NASA'da görevli bilim insanlarının danışmanlığıyla yürüttüğü bu ustalık eseri, izleyicisine, efektleri ve etkileyici prodüksiyonuyla görsel bir şölen sunuyor.

Dünya büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır.

Gizemli bir güç Ay'ın Dünya çevresindeki yörüngesinden çıkıp, Dünya'ya doğru hareket etmeye başlamasına neden olur.

Çarpışmanın gerçekleşmesine sadece haftalar kala NASA yöneticisi ve eski astronot Jo Fowler, Dünya'nın yaklaşmakta olan sonunu önlemek için bir çözümü olduğuna inanır, ancak ona sadece astronot Brian Harper ve komplo teorisyeni K.C. Houseman inanır.

Üçü, sevdiklerini geride bırakarak neredeyse imkânsız olan bir yolculuğa çıkar.

Onların kurtarma görevlerinde Ay hakkında öğrendikleri, akıllarını alt üst edecek ve olaylara yepyeni bir ışık tutacaktır.


Ölümcül Dövüş

Yönetmen: Simon McQuoid / Oyuncular: Lewis Tan, Jessica McNamee, Josh Lawson, Joe Taslim, Mehcad Brooks, Matilda Kimber, Laura Brent, Tadanobu Asano, Hiroyuki Sanada, Chin Han, Ludi Lin, Max Huang, Sisi Stringer, Mel Jarnson, Nathan Jones, Daniel Nelson, Ian Streetz, Yukiko Shinohara, Ren Miyagawa, Mia Hall, David Field, Kris McQuade, Angus Sampson, Alice Nassery, Damon Herriman, Michael Coward, Mike Foenander, Patty Glavieux, Amy Rose Hancock, Tegan Nottle, Everett Osborne, Jack Wong, Bingchen Ye / Süre: 110 dakika
 

 

Tarih boyunca birbirinden farklı kültürler şampiyonların katıldığı büyük bir turnuvadan bahseder. Bu turnuvanın adı Mortal Kombat'tır…


Tivibu'nun SinemaTV kanalında, Kırmızı Halı Kuşağı'nda bu hafta gösterime giren Mortal Kombat adlı bu, ünlü dövüş oyunu Mortal Kombat'ın aynı isimli yeni sinema uyarlaması; kendisini bir anda kadim savaşçıların arasında bulan Cole Young'un hikayesini ve iki alem arasındaki ölümcül dövüşü anlatıyor.

Cole, para için dövüşen, geçmişinden ve kendisine kalan mirastan haberi olmayan bir gençtir.

Bu sırada İmparator Shang Tsung, en iyi adamı olan Sub-Zero'yu Cole'u yenmesi için gönderir.

Ailesinin güvenliğinden şüphe duyan Cole, Sonya Blade'i aramak üzere yola düşer ama nihayetinde Cole kendini Lord Raiden tapınağında Liu Kang, Kung Lao, Kano gibi savaşçılardan eğitim alırken bulur.

Başta sadece sıkı bir eğitim aldığını düşünen Cole, çok geçmeden, çok yakında Dış Dünya (Outworld) dövüş şampiyonları ile dövüşeceği gerçeğini de anlar ve önünde sadece kendisi ve ailesini değil, kendi dünyasını da korumak adına vereceği zorlu dövüşleri olduğu gerçeğini kabul eder.

1992 yılında çıkan ilk oyunuyla birlikte kısa sürede dövüş oyunlarının en popüler serilerinden birine dönüşen Mortal Kombat'ın 90'lı yıllarda gösterime giren iki film uyarlaması, hayranlar tarafından video oyun serisinin hakkını veremeyen yapımlar olarak değerlendirilmişti.

Yaklaşık otuz yıllık bir külliyata sahip olan ve önceki bölümlerinden bağımsız bir şekilde çekilen Mortal Kombat'ın bu yeni uyarlaması, özellikle video oyun serisine aşina sinemaseverler tarafından heyacanla karşılandı çünkü bu bir "reboot" yapım yani seriyi yeniden başlatacak olan bölüm olma özelliğini de taşıyor.


Paralel Anneler

Yönetmen: Pedro Almodóvar / Oyuncular: Israel Elejalde, Aitana Sánchez-Gijón, Rossy de Palma, Julieta Serrano, Auria Contreras, Carmen Flores, Alice Davies, Ainhoa Santamaría, Adelfa Calvo, Arantxa Aranguren, Inma Ochoa, Trinidad Iglesias, Julio Manrique, María Jesús Hoyos, Chema Adeva, Pedro Casablanc, Penélope Cruz, José Javier Domínguez, Ana Peleteiro, Daniela Santiago, Milena Smit, Mar Vidal / Süre: 123 dakika
 

 

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından gerçekleştirilen İKSV Galaları'nda Pedro Almodóvar'ın yönettiği Parallel Mothers (Madres paralelas), vizyona girmeden önce 22 Şubat Salı 21.30'da City's Nişantaşı-Cinewam'da gösterilecek.

2019 yılında Acı ve Zafer ile Cannes'da ödüllendirilen, İnsan Sesi ile kısa metrajda da yetkinliğini gösteren Almodóvar'ın son filmi ilk gösterimini 2021 Venedik Film Festivali'nin açılışında yaptı.

Yönetmenin "Anneliğin Don Kişot'u" dediği Paralel Anneler, doğum için hastaneye giden iki hamile kadını izliyor: Orta yaşlı, pişmanlık duymayan Janis ile korkularını aşamayan, pişmanlık dolu gencecik Ana.

Hastanede tanışan bu iki kadın doğumu beklerken koridorda birbirleriyle çok şey paylaşır.

Bu zaman diliminde paylaştıkları birkaç kelime, şans eseri gelişen ve karmaşıklaşan hayatlarını kesin bir şekilde değiştirecek, ikisi arasında çok yakın bir bağ oluşturacaktır.

Başroldeki Penélope Cruz'a muhteşem performansıyla prömiyerini yaptığı Venedik Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü getiren film, Almodóvar'a özgü sürprizler, acı veren seçimler, tutku dolu karakterleriyle unutulmayacak bir melodram olma özelliğini taşıyor.

Paralel Anneler rogerbert.com'dan The Hollywood Reporter dergisine birçok listede 2021 yılının en iyi filmleri arasında gösteriliyor.

Film, İspanya Sinema Akademisi'nin verdiği Goya Ödülleri'nde de yedi dalda aday gösterildi.

Biletler

Paralel Anneler biletleri, Lale Kart üyeleri için indirimli ön satışların ardından, 17 Şubat Perşembe 10.30'da genel satışa açılacak.
Biletler passo.com.tr/tr üzerinden, Passo perakende satış noktalarından ve İKSV gişesinden alınabilir.


Seni Geri İstiyorum

Yönetmen: Jason Orley / Oyuncular: Charlie Day, Jenny Slate, Scott Eastwood, Gina Rodriguez, Manny Jacinto, Clark Backo, Luke David Blumm, Giselle Torres, Isabel May, Quinn Cooke, Pete Davidson, Claudia Rocafort, Jami Gertz, Kysen Acevedo, Lauren Halperin, Betsy Sligh, Braxton Alexander, Thy Bui, Jordan Carlos, Mason Gooding, Saya Watkins, Marco Schittone, Franco Castan, Dylan Gelula, Jessi Goei, Ben McKenzie, Manny Magnus, Lynne Ashe, Polly Craig, Dax Dupuy, Yanni Kitas, Spencer Murrill, Kenneth Rouché, Austin Seifert, Julian Williams, Marcia Adams, Aleks Alifirenko Jr., Chloe Asbell, Elizabeth Carlile, Christopher Cocke, Abby Colville, Liam Colville, DaeSun Cupid, Linda D Gaines, Ava Ann Gale, Daniel Garcia, Grant Henley, Tyrell Hill, Myrom Kingery, Jeannie Ledford, Christie McLendon, Kerstyn Murray, Babatunde Oyewo, Josh Royston, Juan Szilagyi, Rachel Trautmann, Niquitta S. Wolfe / Süre: 116 dakika
 

 

Kendi türünde izleyicisini oldukça şaşırtan ve memnun eden keyifli bir film…


Amazon Prime Video Türkiye'de bu hafta gösterime giren I Want You Back adlı bu romantik komedi; beklenmedik anda sevgilileri tarafından terk edilen otuzlu yaşlarındaki Peter ve Emma'nın sevgililerinin farklı aşklara yelken açtığını keşfetmelerinin ardından yaşadığı olayları ekranlara taşıyor.

Başrollerini Charlie Day ve Jenny Slate'in paylaştığı filmde, otuzlu yaşlarında yeni terk edilen Peter ve Emma, eski sevgililerinin yeni ilişkilerini sabote etmek ve onları sonsuza kadar geri kazanmak için bir araya gelir.

Sonsuza dek mutlu olma şanslarını kaybettiklerini düşünen ve her şeye yeniden başlamak zorunda kalma ihtimali karşısında dehşete kapılan Peter ve Emma, hayatlarının aşklarını geri kazanmak için umutsuz bir plana girişir.

Eski sevgililerinin yeni ilişkilerine son vermek ve onları yeniden kazanmak için ne gerekiyorsa yapacaklardır.


Flashback

Vakti zamanında kimi festivallerde, kimi sinemalarda kimi de ev videosu ve televizyon ekranlarında seyirciyle buluşan ama şimdi hem çevrim içi platformlarda hem de televizyon kanallarında bu hafta yeniden gösterime girecek olan 2021 öncesinde çekilmiş diğer filmleri sizin için derledim.


beIN CONNECT

Dijital içerik platformu beIN CONNECT; şubat ayında kütüphanesine eklediği birbirinden keyifli içerikleriyle evlerinizi ısıtacak, neşenize neşe katacak.

Türkiye'nin ödemeli televizyon sistemi Digitürk'ün izleyicilerine diledikleri zaman diledikleri içeriklere ulaşma imkânı sağlayan dijital içerik platformu beIN CONNECT'in zengin kütüphanesinde şubat ayının bu ikinci haftasında öne çıkan filmler şöyle;

  • Ben, Tonya (I, Tonya, 2017)
  • Buz Üstünde Aşk (Christmas on Ice, 2020)
  • Enid (2009)
  • Komşu (The Neighbor, 2017)
  • Kötü Öğretmen (Bad Teacher, 2011)
  • Süpernova (Supernova, 2020)

FilmBox

FilmBox+ ile aşk, şubat ayında dilediğiniz yerde sizinle!

6 kıtada, 69 ülkede milyonlarca kişiye hizmet veren SPI International'in, FilmBox+ streaming platformu, Sevgililer Günü'nü kutlayacağımız şubat ayında birbirinden güzel romantik öyküleri izleyicilere sunuyor.

Uluslararası medya kuruluşu SPI International'in, yeni ve gelişmiş özelliklere sahip izleyici odaklı yeni nesil streaming platformu FilmBox+, tercihi yayın akışının keyfini çıkarmak ya da seç-izle seçeneğinin sunduğu esneklikten faydalanmak olan kullanıcılarına, farklı tercihlere hitap eden bir çözüm sunuyor.

Kullanıcısına internet bağlantısının olduğu her yerde, dilediği içeriği dilediği cihazdan kesintisiz izleme olanağı sunan ve "seç-izle" seçeneklerinin yanı sıra, sürekli yayın yapan FilmBox kanalıyla da dikkat çeken FilmBox+, tematik film seçkileriyle izleyicilerin hayatını renklendiriyor.

Sevgililer Günü'nü kutladığımız şubat ayında FilmBox+, gişe rekortmeni Hollywood filmlerinden, bağımsız sinemaya ve Türk filmlerine uzanan bir yelpazede romantik filmlerle havaya aşk kokusu katıyor.

Ayrıca, 14 Şubat Sevgililer Günü'nde, aşkın farklı yüzlerini anlatan, romantizm ve eğlenceyi birleştiren birbirinden güzel dört film, keyifli filmlerin adresi FilmBox ekranlarında yer alıyor.

Şubat ayının bu ikinci haftasında, FilmBox ve FilmBox+ ekranlarında izleyebileceğiniz film prömiyerlerinden bazıları şöyle;

  • Aşk Bilmecesi (Casse-tête chinois / Chinese Puzzle, 2013)
  • Aşk Olsun Baba! (My Dad's Christmas Date, 2020)
  • Aşk ve Mutluluk (A Tale of Love and Darkness, 2015)
  • Aşkım Benim (Bel Ami, 2012)
  • Bir Varmış Bir Yokmuş (2015)
  • Duvak (The Painted Veil, 2006)
  • Deli Aşk (2017)
  • Kazara Koca (The Accidental Husband, 2008)
  • Milyoner (Slumdog Millionaire, 2008)
  • Mutluluk Zamanı (2017)
  • Paris'te Gece Yarısı (Midnight in Paris, 2011)
  • Seni Seviyorum Berlin (Berlin, I Love You, 2019)
  • Sevdiklerini Öldür (Kill Your Darlings, 2013)
  • Sihirbaz (The Illusionist, 2006)

MUBI

MUBI, izleyicilerin uzun zamandır beklediği 74'üncü Cannes Film Festivali'nin öne çıkan filmlerini şubat ayı programında sinemaseverlerle buluşturuyor.

Sinemanın her türlü form ve büyüklükteki ekranda izlenmesi gerektiğine inanan ve 10 milyondan fazla sinemaseveri aynı çatı altında buluşturan MUBI'nin, dünyanın her yerinden en yeni yönetmenlerden en çok ödül kazananlara uzanan zengin programı yepyeni içeriklerle izleyiciyle buluşmaya devam ediyor.

Uzman ekiplerin festivalleri tarayarak bulup çıkardıkları birbirinden güzel, heyecanlı ve orijinal filmlerle hazırladıkları; özel kuşakları, yönetmen retrospektifleri, önde gelen film festivallerinden gösterimlerin yer aldığı yapımlar arasında şubat ayının bu ikinci haftasında öne çıkan filmler şöyle;

  • Ablam (2019)
  • Bulutları Beklerken (2003)
  • Lübnan Semaları (Sous le ciel d'Alice / Skies of Lebanon, 2020)
  • Kumun Altında (Sous le sable / Under the Sand, 2000)
  • Teddy (2020)

Netflix

190'dan fazla ülkede 214 milyonu aşkın ücretli kullanıcının farklı türlerde ve dillerde diziler, belgeseller ve sinema filmleri izlediği, dünyanın eğlence odaklı lider yayın hizmeti sunan Netflix'in şubat ayının bu ikinci haftasında kütüphanesine eklediği filmler şöyle;

  • 47 Metre Derinde: Kafes (47 Meters Down: Uncaged, 2019)
  • Av (The Hunt, 2020)
  • Benim Komşum Bir Melek (St. Vincent, 2014)
  • Brokeback Dağı (Brokeback Mountain, 2005)
  • Elveda (The Farewell, 2019)
  • Fotoğraf (The Photograph, 2020)
  • Gizem (Jindabyne, 2006)
  • Hachi: Bir Köpeğin Hikâyesi (Hachi: A Dog's Tale, 2009)
  • June Again (2020)
  • Ölüm Düğümü (The Clovehitch Killer, 2018)
  • Seni Bulmak (Finding You, 2020)
  • Tarafsız Bölge (Patria / No Man's Land, 2014)
  • Yabancıların Nezaketi (The Kindness of Strangers, 2019)

PuhuTV

Doğuş Holding çatısı altında kurulan ve "Sen Nasıl İzlersen" sloganıyla faaliyetlerini sürdüren PuhuTV; bilgisayar, mobil cihazlar ve akıllı televizyonlar üzerinden erişilebilen uygulama yayımlarının yanı sıra film, dizi, çocuk türlerinde yerli ve yabancı içerikler sunmaya devam ediyor.

İnternet üzerinden hizmet veren bir medya sağlayıcısı olan PuhuTV'nin yabancı filmler kategorisinde şubat ayının bu ikinci haftasında öne çıkan filmler şöyle;

  • Annem ve Babam (Mom and Dad, 2017)
  • Aşkın Çekimi (Their Finest, 2016)
  • Aşkın Dili (Gemma Bovery, 2014)
  • Axel 2: Uzay Çocuklarının Serüvenleri (Axel 2: Adventures of the Spacekids, 2017)
  • Bana Bak Philip (Listen Up Philip, 2014)
  • Columbus (2017)
  • Enayi (Sucker, 2015)
  • İki Paralık Vals (Two-Bit Waltz, 2014)
  • Len İnzivada (Len and Company, 2015)
  • Ölüm Ormanı (Backcountry, 2014)
  • Öpüşmeyi İcat Eden Kız (The Girl Who Invented Kissing, 2017)
  • Roma'da Aşk Başkadır (All Roads Lead to Rome, 2015)
  • Sen Benimsin (A Bigger Splash, 2015)
  • Terminal (2018)
  • Yıldızlar Asla Ölmez (Film Stars Don't Die in Liverpool, 2017)

Tivibu

Türkiye'nin bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi Türk Telekom'un dijital televizyon platformu Tivibu, dramdan komediye, fantastikten bilim kurguya birbirinden özel içeriği seyircisiyle buluşturmayı sürdürürken bu hafta Sevgililer Günü'ne özel filmleri de ekrana getiriyor.

"Menüde Aşk Var" klasörüne eklenen "Not Defteri", "Bir Yıldız Doğuyor" ve "Unutursam Fısılda" gibi romantik yapımların yanı sıra "Selvi Boylum Al Yazmalım" gibi unutulmaz Türk filmleri de izleyiciyle buluşuyor.


Tivibu'da şubat ayında menüde 'aşk' var

Nicholas Sparks'ın aynı isimli romanından uyarlanan "Not Defteri" sararmış bir not defterinden anlatılan ve yıllar öncesinden kopup gelen bir aşk hikâyesini konu ediyor.

Yine bir kitap uyarlaması olan "Senden Önce Ben"de, yaşamını tekerlekli sandalyeye bağlı sürdüren genç bir adam ile bakıcısının aşkı anlatılırken, güneş alerjisi olan ve sadece akşamları evden çıkabilen genç bir kızın çocukluk aşkı ile karşılaşmasının ardından yaşadıklarını konu alan "Akşam Güneşi", 16 Şubat-16 Mart arasında Tivibu Vitrin/Menüde Aşk Var klasöründe yer alacak yapımlar arasında bulunuyor.


Müziğe adanmış hayat: Bir Yıldız Doğuyor

2020 yılında En İyi Film Şarkısı Oscar'ını kazanan müzikal romantik drama türündeki "Bir Yıldız Doğuyor" Tivibu'da yayımlanacak; Bradley Cooper ve Lady Gaga'nın başrollerini paylaştığı filmde, yetenekli müzisyenler Jackson Maine ile Ally'nin zorlu kariyer basamaklarında yaşadıkları aşk öyküsü ekranlara getiriliyor.

Tivibu ekranlarında, son yılların en başarılı romantik yerli yapımları da izleyiciyle buluşuyor; "Aşk Sana Benzer", "Unutursam Fısılda", "İkimizin Yerine", "Sonsuz Aşk", "Su ve Ateş" gibi filmler bu ay dikkat çeken yapımlar arasında yer alıyor.


Herkes ikinci şansı hak eder

Özcan Deniz'in ve Nurgül Yeşilçay'ın başrollerinde yer aldığı "İkinci Şans"ta matematik öğretmeni Yasemin ile restoran sahibi karizmatik gurme Cemal'in geçmişlerinden kurtulmak isterken yaşadıkları yolculuk konu ediliyor.

Senaristliğini ve yönetmenliğini Çağan Irmak'ın yaptığı "Unutursam Fısılda" alzheimer hastalığına yakalanan eski bir pop sanatçısının eski evine dönüp, şöhrete nasıl kavuştuğunu düşünürken, hayatını mahvettiğine inandığı ablasıyla yüzleşmesini anlatıyor.

İlyas ve Asya'nın aşkını yansıtan ve kahramanların iç sesleriyle gönülleri kazanan unutulmaz yerli yapım "Selvi Boylum Al Yazmalım" da "Menüde Aşk Var" klasörüne eklenen filmler arasında yer alıyor.

Ek olarak Sinema TV'de 14 Şubat'a özel Sevgililer Günü Kuşağı'nda "Yazın Tadı", "Menüde Aşk Var" ve "Davetsiz Aşk"ın aralarında olduğu birbirinden güzel sekiz film izlenebilecek.

Pandemiden dolayı sinemada gösterime girememiş en yeni filmleri ekranlara getirmeye devam eden Tivibu'nun izleyicisine sunduğu komediden aksiyona, bilimkurgudan festival filmlerine uzanan geniş seçkisinde şubat ayının bu ikinci haftasında öne çıkan filmler şöyle;

  • Aslı Gibidir (2018)
  • Aşkı Beklerken (Deux moi / Someone, Somewhere, 2019)
  • Aşkın Algoritmasi (Zoe, 2018)
  • Banyo Duvarındaki Kelimeler (Words on Bathroom Walls, 2020)
  • Bay ve Bayan Adelman (Mr & Mme Adelman, 2017)
  • Bay Darcy ile Evlenmek (Marrying Mr. Darcy, 2018)
  • Beni Unutma (2011)
  • Davetsiz Aşk (Hampstead, 2017)
  • Düzenbazlar Kulübü (Billionaire Boys Club, 2018)
  • Hareket Sekiz (2019)
  • Hızlı ve Tüylü (Manou the Swift / Birds of a Feather, 2019)
  • İhtiyar Adam ve Silah (The Old Man & the Gun, 2018)
  • İlk Mucizem (My First Miracle, 2015)
  • İstikamet: Düğün (Destination Wedding, 2018)
  • Karlar Prensi Elliot (Elliot the Littlest Reindeer, 2018)
  • Kefernahum (Capharnaüm, 2018)
  • Menüde Aşk Var (Off the Menu, 2018)
  • Müsaadenizle Büyükler (2018)
  • Oray (2019)
  • Selvi Boylum Al Yazmalım (1977)
  • Senin İçin Grace (Running for Grace, 2018)
  • Sonsuz Aşk (2017)
  • Tomris (The Legend of Tomiris, 2019)
  • Yazın Tadı (A Taste of Summer, 2019)
  • Zombi Ekspresi (Busanhaeng / Train to Busan, 2016)

TRT 1 & TRT 2

Diziler, belgeseller, çizgi filmler ve özel gösterimlerle dolu yayın kuşağıyla seyircisine ulaşan TRT'nin en çok izlenen kültür sanat kanalları izleyenlerine sinema şöleni yaşatmaya devam ediyor.

Her akşam ödüllü ve prestijli filmleri orijinal dilleriyle sinemaseverlerle buluşturan ve birbirinden değerli yapımları ekrana getiren TRT 1 ve TRT 2'nin şubat ayının bu ikinci haftasında yayın kuşağında öne çıkan filmler şöyle;

  • Bir Zamanlar Anadolu'da (2011)
  • Bizim Köyün Şarkısı (2018)
  • Buğday (2017)
  • Fırtınadan Sonra (Umi yori mo mada fukaku / After the Storm, 2016)
  • Gülşah (1975)
  • Güzel Aileler (Families / Belles familles, 2015)
  • Hücre 211 (Celda 211 / Cell 211, 2009)
  • Kırık Tomurcuklar (Broken Blossoms / The Yellow Man and the Girl, 1919)
  • Kış (El Invierno / The Winter, 2016)
  • Rampage: Büyük Yıkım (Rampage, 2018)
  • Satıcı (Forushande / The Salesman, 2016)
  • Tulsa (1949)

Festival ajandası

Akbank Sanat ve Psikesinema & Psikeart

Akbank Sanat ve Psikesinema & Psikeart iş birliğiyle düzenlenen Sinema & Psikiyatri Seminerleri yeni sezonda "Sinemanın Hayat Bilgisi Dersleri" başlığı ile devam ediyor.

Koordinatörlüğünü Prof. Dr. M. Emin Önder'in yaptığı seminer dizisi Haziran 2022'ye kadar Akbank Sanat YouTube kanalında yayımlanacak.
 

 

Seminer serisinin üçüncüsü 16 Şubat Çarşamba günü "Sinemanın Hayat Bilgisi Dersleri: Kibir" başlığı altında "To die for (Sonsuz İhtiras)" filmi üzerinden gerçekleşecek.

Yönetmen Gus Van Sant'ın "To die for" filminin konuşulacağı oturumun konuşmacıları ise Prof. Dr. Bedirhan Üstün (Oturum Başkanı), Sevcan Karakoç, Buse Arslan, Haydar Ergülen ve Serpil Vargel olacak.

Oturumda "Kibir en sevdiğim günah", "Korkakların maskeli balo merakı ve sinema", "Kibir bir dağ mı?", "Doymamış ruhların fakirliği" başlıkları konuşmacılar tarafından ele alınacak.

Sinemanın Hayat Bilgisi Dersleri temalı etkinlik dizisi Vicdan, Affetmek, Yalan, Kibir, Ötekileştirme, Merhamet, Uzlaşma ve Nefret alt başlıklarından oluşuyor.

Belirlenen başlıklar kapsamında seçilen filmler yönetmen, yazar, oyuncu ve psikiyatristlerin katıldıkları tartışma bölümleriyle gerçekleşiyor.
 

 

16 Şubat 2022 Çarşamba

Sinemanın Hayat Bilgisi Dersleri: Kibir

Seyredilmesi gereken film: "To die for" (Sonsuz İhtiras) / Gus Van Sant, 1995

Panel: Ölüm bizi ayırana dek

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Bedirhan Üstün

Konuşmacılar:
• Sevcan Karakoç – Kibir en sevdiğim günah
• Buse Arslan - Korkakların maskeli balo merakı ve sinema
• Haydar Ergülen - Kibir bir dağ mı?
• Serpil Vargel - Doymamış ruhların fakirliği: "Sonsuz İhtiras" filmi


Bir Pazarlık Miyazaki Seçkisi

Atlas 1948 Sineması, 20 Şubat tarihinde, "Bir Pazarlık Miyazaki Seçkisi" ile ünlü Japon yönetmen ve anime sanatçısı Hayao Miyazaki'nin üç filmini perdesine taşıyor.

Atlas 1948 Sineması, yenilenen dijital alt yapısı ile film festivalleri, galalar, ülke sinemaları, vizyon filmlerinin yanı sıra çok özel film seçkileriyle de ziyaretçilerini sanatla buluşturmaya devam ediyor.

Animasyonun en büyük ustalarından Miyazaki'nin fantastik dünyasının Atlas 1948'in tarihi atmosferiyle buluşacağı seçkide; Yürüyen Şato, Komşum Totoro ve Prenses Mononoke gibi en sevilen animeleriyle sinemaseverleri bir süre her şeyden uzaklaştırıp, keyifli bir yolculuğa çıkaracak.
 

 

Bu büyülü dünyaya perde açan seçkiye ait gösterim programı şöyle:

  • Yürüyen Şato (Hauru no ugoku shiro / Howl's Moving Castle, 2004) | 20 Şubat Pazar 15:30
  • Komşum Totoro (Tonari no Totoro / My Neighbor Totoro, 1988) | 20 Şubat Pazar 17:45
  • Prenses Mononoke (Mononoke-hime / Princess Mononoke, 1997) | 20 Şubat Pazar 19:45


İstanbul Film Festivali

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen İstanbul Film Festivali bölümlerinden "Genç Ustalar", bu yıl yarışmalı bir bölüme dönüşüyor.

İstanbul'da ikâmet eden 18-25 yaş arası sinema öğrencilerinden oluşturulacak beş kişilik jüri, Genç Ustalar bölümündeki filmleri değerlendirecek.

Nespresso Genç Jürisi için başvurular 15 Şubat-1 Mart arasında yapılabilecek.
 

 

İstanbul Film Festivali'nin geleneksel bölümlerinden, genç yönetmenlerin çektikleri ilk veya ikinci filmlerin yer aldığı Genç Ustalar bölümü, bu yıl uzun yıllardır sanatı ve sinema yeteneklerini destekleyen Nespresso'nun katkılarıyla yarışmalı bir bölüme dönüşüyor.

Bu yıl ilk defa Genç Ustalar bölümündeki filmler, Nespresso'nun genç sinema profesyonellerini desteklemek amacıyla bir araya getireceği Nespresso Genç Jürisi tarafından ödüllendirilecek.

Festivalin İstanbul'da ikâmet eden 18-25 yaş arası sinema öğrencilerinden oluşturacağı beş kişilik Nespresso Genç Jürisi, Genç Ustalar bölümündeki filmleri değerlendirecek ve bir filmin yönetmenine yine Nespresso'nun katkılarıyla Genç Usta Ödülü'nü verecek.

Nespresso'nun 3 bin Avro parasal ödülle desteklediği Genç Usta Ödülü, festivalin 19 Nisan akşamı yapılacak kapanış ve ödül töreninde, kazanan yönetmene verilecek.

Nespresso Genç Jürisi, festivalin resmi jürilerinden biri olacak, jüri üyelerine festival tarafından tam akreditasyon verilecek; geleceğin sinema profesyonelleri olarak festivalin tüm etkinliklerine katılacak, festivalin konuklarının yanı sıra diğer jüri üyeleri ve sinema profesyonelleriyle tanışarak festivali deneyimleme fırsatına sahip olacaklar.

İstanbul Film Festivali'nin ilk Nespresso Genç Jürisi'nin beş üyesi, festivale yollayacakları film ve festival tutkularıyla neden jüri üyesi olmak istediklerini belirttikleri yarım sayfalık bir yazının değerlendirilmesiyle seçilecekler.

Nespresso Genç Jürisi başvuru yazıları 15 Şubat-1 Mart arasında festivale yollanabilecek.

Seçim ve başvuru sürecine dair bilgi festivalin resmî sitesi film.iksv.org'da.
 

 

OMM ve MUBI'den Özel Film Seçkisi

OMM - Odunpazarı Modern Müze ve MUBI, "Maziye Bakma Mevzu Derin" sergi programı kapsamında hazırladığı özel film seçkisini sinemaseverlerle buluşturuyor.

Kutuplaşan bireysellik anlayışının hakimiyet sürdüğü bu dönemde "ifade özgürlüğü nedir?" sorusuna cevap arayan sergiye paralel hazırlanan seçki, Türkiye dışındaki coğrafyalarda aynı soruya cevap arıyor.
 


Özenle seçilmiş 12 filmi, MUBI üzerinden izlemek için mubi.com/omm adresinden 30 günlük deneme üyeliğini başlatmak yeterli.

Milyonlarca sinemaseveri aynı çatı altında buluşturan MUBI koleksiyonundan, serginin temasına uygun olarak bir araya getirilen A Short Film About Love (Krzysztof Kieślowski, 1991), Bicycle (Serhat Karaaslan, 2010), Chocolat (Lasse Hallström, 2000), La jetée (Chris Market, 1962), Japan (Carlos Reygadas, 2002), Masculin Féminin (Jean-Luc Godard, 1966), Melancholia (Lars von Trier, 2011), The Beekeeper (Theodoros Angelopoulos, 1986), Vagabond (Agnès Varda, 1985), Valparaíso (Joris Ivens, 1962), Workers (José Luis Valle, 2013) ve 2 or 3 Things I Know About Her (Jean-Luc Godard, 1962) filmleri OMM takipçileriyle bu işbirliği kapsamında ücretsiz olarak buluşuyor.


"Maziye Bakma Mevzu Derin"

OMM, 31 sanatçıyı bir araya getirdiği Maziye Bakma Mevzu Derin isimli karma sergiye 31 Mayıs 2022 tarihine kadar ev sahipliği yapıyor.

OMM'un tüm katlarına yayılan sergi, toplumsal normlara dayanan alışkanlıklara ve "öteki"yi tanımlama biçimlerine odaklanırken tabu, özgürlük ve ifade alanları gibi kavramları sosyal düzen ve bu düzenin ritüelleri üzerinden sorguluyor.


OMM Podcast

Adını bir kamyon arkası yazısından alan "Maziye Bakma Mevzu Derin" sergisine paralel olarak Aposto!'nun desteği ile hazırlanan podcast serisi Spotify ve Google Podcast üzerinden dinleyicilere ulaşıyor.

OMM Editoryal Direktörü Büşra Erkara, bu podcast serisinde sergide işleri yer alan sanatçılarla eserleri aracılığıyla günümüz Türkiye'sinde toplumsal aidiyet ve birey olmanın tanımları üzerine konuşuyor.


OMM Hakkında

Dünyaca tanınan Japon mimarlık ofisi Kengo Kuma and Associates'ın (KKAA) imzasını taşıyan ve etkileyici tasarıma sahip 4,500 metrekarelik müze alanıyla OMM, eğitim programları, seminerler, sanatçı buluşmaları, atölye çalışmaları ve dinamik sergi programıyla kültürel gelişimin artırılmasını ve gençlerin sanatsal birikiminin güçlenmesini hedefliyor.

Polimeks Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve koleksiyoner Erol Tabanca tarafından Eskişehir'de kurulan ve 8 Eylül 2019 tarihinde kapılarını ziyaretçilerine açan OMM'da koleksiyon sergilerinin yanı sıra, farklı disiplinlerden çağdaş sanatın uluslararası isimleri evrensel bir bakışla süreli sergi programında yerini alıyor.

OMM'da gerçekleşen güncel sergi, etkinlik ve eğitim programlarını takip etmek için www.omm.art adresini ziyaret edebilirsiniz.


Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali

Kadın Yönetmenler Derneği tarafından 27 Şubat- 8 Mart 2022 tarihleri arasında İzmir'de düzenlenecek olan 5'inci Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali'nin seçkileri belli oldu.

Prof Berrak Taranç, Dr. Öğr. Üyesi Dilaver Bayındır ve yönetmen Dilek Çolak'ın yer aldığı ön jüri, 59 ülkeden gelen 245 film arasından finalistleri belirledi.

28 ülkeden 98 filmin yarışacağı ve gösterileceği filmler İzmir Fransız Kültür Merkezi'nde İzmirli sinemaseverlerle buluşacak.

Bazı bölümleri çevrim içi etkinlikler şeklinde de düzenlenecek olan 5'inci Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali'nde Altın Makara için yarışacak filmlere ödül olarak dünyadaki pek çok festivale filmleri ile katılabilmeleri için ücretsiz başvuru kodları ödül töreninde takdim edilecek.
 

 

Bu yıl teması "sınırlar" olan festival, sınırları aşmaya devam ediyor!

Kamera Göz Ulusal Belgesel Kategorisi Finalistleri

  • Acı ve Tatlı (Didem Şahin)
  • Bekleyiş (Aslı Akdağ)
  • İçtima (Nuray Kayacan)
  • Kişi ve Mekan (Zuhal Kaya)
  • Sıradan Birkaç Gün (Pınar Okan)
  • Vatansız (Esra Yıldız)

Uluslararası Altın Makara Finalistleri

  • A Butterfly's Heart (Inesa Kurklietyte, Litvanya)
  • First Snow (Nathalia Konchalovsky, Rusya)
  • Iron Deficiency (Azadeh Abadpour, İran)
  • La Lupa Manon Décor (Michele Salimbeni, Fransa)
  • Marianne (Valentina Canavesio, Fransa)
  • White Whale (Tatyana Fedorovskaya, Rusya)

Kısa Candır Ulusal Kısa Film Finalistleri

  • Bayrak (Pınar Göktaş)
  • Dostlar (Elif Büşra Keleş)
  • Mamaville (Irmak Karasu)
  • Paylaşılan Yalnızlık (Nurbanu Atalay)
  • Plastik Rüya (Merve Bozcu)
  • Siz Biraz Uzak Kaldınız (Elif Refiğ)
  • Teslimat (Doğuş Özokutan)

Kamera Göz Ulusalararası Belgesel Finalistleri

  • 80.000 Schnitzel (Hannah Schweier, Almanya)
  • EN CAMINO - México, Machismo And Clouds (Isabella Cortese, Federico Fenucci, Giuditta Vettese, İtalya)
  • For What Sın!? (Maryam Ebrahimvand, İran)
  • Identıty Es (Alena Cıncerova, Çek Cumhuriyeti)
  • My Upside Down World (Elena Goatelli, İtalya)
  • Sweeping Yerevan (Nairi Hakhverdi, Ermenistan)
  • What Nobody Talks About (Hansine Killingmoe Såstad, Norveç)

Animasyon Uluslararası Finalistler

  • Fish Out of Water (F. Nur Özkaya, Türkiye)
  • Korosi (Burcu Özkan, Türkiye)
  • Larvae Story (Hyemin 'Roda' Kim 'Na', Kore)
  • Pandora (Tova Beck-Friedman, Amerika)
  • Steve&Steve (Merve Çaydere, Türkiye)
  • The Classmate (Anastasia Dimitra, Yunanistan)

Deneysel Uluslararası Finalistleri

  • Doll Story (Shakila Samavati, İran)
  • I Don't Want to Be A Human Anymore (Martina Selva, İtalya)
  • Malumun İlamı (Dilara Mutlu, Türkiye)
  • Misplace (Maede Jenab, İran)
  • Pass (Elika Abdollahi, İran)
  • The Third Slaughterhouse (Sogol Izadi Fard, İran)
  • The Women of Icarus (Marie M'alaya Saurat, Fransa)
  • What a Circus (Anita Pico, Birleşik Krallık)
  • Women - A Documentary About The Status of Women in The Society (Kateřina Wiecková, Çek Cumhuriyeti)

Kısa Candır Uluslararası Finalistler

  • 2 Lınes / 2 Lıves (Alyona Kaporina, Ukrayna)
  • 201 Days (Zınn-Justın Anne, Fransa)
  • A Superheroes' One Chon (López Solano, Spain)
  • Ancora Non Lo So (Maaria Sayed, İtalya)
  • Ashes (Saeedeh Dalirian, İran)
  • Chınese Fusion (Siyu Yan, Çin)
  • Comrade Tito (Olga Kosanović, Almanya-Avusturya)
  • Coo-Coo (Svetlana Belorussova, Rusya)
  • Delphyne (Vasilisa Forbes, Birleşik Krallık)
  • Dirty Hands (Rosselet Ruız Hélène, Fransa)
  • Dish (Rana Vaezi, Ozra Khan Khajeh, İran)
  • Emergency (Maryam Esmıkhanı, İran)
  • Eyelashes of the Exodus (Zoé Simpson, Victor Picard, Fransa)
  • Fish Like Us (Raphaela Schmid, Avusturya)
  • Flawless (Anaïs Lonkeu, Fransa)
  • Flee (Xinyi Hong, Birleşik Krallık)
  • Havens – Rıfugı (Elena Grıggıo, İtalya)
  • Housemaid #2 (Roxanne Stam, Hollanda)
  • Il Dısordıne Del Mosaıco (Vittoria Rizzardi Penalosa, İtalya)
  • Matryoshka (Yalda Zadvan, İran)
  • The Jackpot (Alice Von Gwinner, Almanya)
  • The Palace of the Sunflower Seeds (Beatriz Velilla, Hernán Cabo, İspanya)    

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU