Ekrem İmamoğlu: Çalışanların hakkını koruduğum için Sayıştay raporundayım

İmamoğlu: 6,5 milyon TL'lik zarar denilen şey, çalışanlarıma vermiş olduğum tavan ücretin üstündeki rakamlardan dolayı

Fotoğraf: Independent Türkçe

23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçiminin CHP adayı Ekrem İmamoğlu, Küçükçekmece Belediyesi tarafından yapılan Halkalı Gündüz Çocuk Bakım Evi’ni açtı. 

Açılışta konuşan İmamoğlu, sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

İmamoğlu’na, cumhur ittifakının AK Partili adayı Binali Yıldırım’ın bir televizyon programında kendisi hakkında Beylikdüzü Belediyesi’nde kamu zararı oluşturduğuyla ilgili iddiaları soruldu. 

İmamoğlu, “Doğru. Benimle ilgili Sayıştay raporunda, bir zarar raporu var. Belgesini de hazırladım. Yalnız şöyle bir fark var. Bu konuda ifadelerimiz de alındı. Bir davaya dönüşmedi bildiğim kadarıyla. Burada 6,5 milyon TL'lik zarar denilen şey, çalışanlarıma vermiş olduğum tavan ücretin üstündeki rakamlardan dolayı. Beylikdüzü'ndeki çalışanları düşündüğüm için Sayıştay'da sorgulanıyorum. Lüks araçlar veya usulsüz tahsisler vesaire değil. Ben unutmuştum. Binali Yıldırım hatırlattığı için teşekkür ederim. İBB'nin çalışanları nasıl bir belediye başkanı olduğumu görecekler Sayın Yıldırım sayesinde” dedi. 

“Ben kendime düşen etik davranışı yerine getirdim”

İmamoğlu, ortak yayının moderatörü İsmail Küçükkaya ile yayın öncesi yaptığı görüşme ile ilgili kendisine yöneltilen soruya da şu cevabı verdi:

Bu konuda görüşme yapılacağı konusunda karar birliği yapmıştı Sayın Mahir Ünal ile Engin Altay. Ondan sonrasını yönetecek olan moderatör. Zaten o da kendi açıklamalarını yapıyor. Bizi aradı, zaten bizimle görüşme yapacağı Mahir Ünal ile Engin Altay görüşmesinde ortaya çıkmıştı. Sayın Mahir Ünal böyle bir açıklama yaptı. Aradı, geldi. Bir talebimiz olup olmadığını sordu. Diğer açıklamaları zaten yaptım. Ben kendime düşen etik davranışı yerine getirdim. Diğer kısmında etik kim davranmadı? Sayın Yıldırım mı davranmadı veya davrandı mı onları bilemem. Onlar kamuoyunun takdirinde. Ben hiçbir şeye müdahale etmedim. Hiçbir zaman bu işi basite almadım. Altı aydır ısrar ediyorum bu işin olması için. Olması için en büyük çaba gösteren benim; bu işi teklif eden kişi de benim. Aynı zamanda bu işe 'vız gelir tırıs gider, kim olursa olsun' diyen de Sayın Yıldırım. Ben öyle bir şey de demedim. Onun ortaya koyduğu bütün önerileri de kabul ettim. Bu kadar basit. ‘O’ dedi, evet dedik. ‘Bu’ dedi, evet dedik. Kaldı ki ben bir kadın olması yönünde teklifimi yapmıştım, onu reddetti. Neden reddetti bilmiyorum. Böyle görüşmeler oldu. Birçok şeyde ben çok şeffafım. Hiç şüpheniz olmasın. Etik davranış konusunda ahlaki prensipleri yukarıdan aşağıya yazın. Kimin buna aykırı davrandığı konusunda çok net görürsünüz.

İsmail Küçükkaya daha önce yaptığı bir açıklamada, İmamoğlu’nun yayında 31 Mart’ı konuşmak istediğini belirtmişti. İmamoğlu bu konuda da, “Tabii ki Sayın Küçükkaya'ya böyle bir talepte bulundum ama bu talebi ben ilk başta Mahir Ünal ve Engin Altay görüşmesinde de gündeme getirdim.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İstanbul konuşulacak diye hatırlarsanız Sayın Yıldırım bir sınır çizmişti, İstanbul tabii ki konuşulacak ama 31 Mart sonucu da İstanbul’la ilgili bir konudur. Bu da konuşulacak. Ben bu talebimi ilk görüşme başladığında ilettim. O gün geldiğinde Sayın Küçükkaya'ya yine ilettim” dedi. 

“Kaybetme psikolojisinin yarattığı travma”

İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Sancaktepe mitinginde "31 Mart seçim sonuçlarına en çok Yunan medyası sevindi" sözlerine de cevap verdi:

Siyaset ve ahlak. Bunlar değerli kavramlar. Keşke herkes buna uygun hareket edebilse. Ben uygun hareket etmeye özen gösteriyorum. Keşke Cumhurbaşkanı karar verdiği üzere bu sürece dahil olmasaydı. Cumhurbaşkanlığı makamını hep farklı bir yere koydum. Koymaya da devam edeceğim. Devlet omurgası vardır bu ülkenin. Bu değişmemeli; taraf olunmamalı. İnsanların sığınacağı ve ortak akıl olarak göreceği makamlar olmalı. Bu kadar siyasallaşmamalı. Aşırı siyasallaşmanın bir sonucu. Belli ki yoğun bir kaybetme endişesi oluşmuş. Akıllarına ne geliyorsa konuşuyor herkes. Farklı farklı konuşuyor herkes. Sayın Cumhurbaşkanı, rakibimiz, Ekrem İmamoğlu'ndan sorumlu bakanların hepsinin konuşmalarına bakıyorum. Daha bilmediğiniz, bana ulaşan kamu kurumları üzerinden baskılar vs. Galiba kaybetme psikolojisinin yarattığı bir travma. Tehditler zaten 23'üne kadar.

“Milletin iradesine saygı duyulması gerektiğini en iyi Cumhurbaşkanı bilir”

İmamoğlu Erdoğan'ın, Ordu valisi'ne yönelik sözlerinin Belediye Başkanlığı için engel oluşturabileceği açıklamasına ise, “Dava açılabilir. Her şey olur. Biz de savunmamızı veririz. Bunu en iyi Cumhurbaşkanı bilir. Milletin iradesinin önünde hiçbir güç duramaz. Ve bizim her hareketimiz hukuk çerçevesindedir. Şu anda milletin iradesine saygı duyulması gerektiğini en iyi Cumhurbaşkanı bilir. 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU