Süper Lig'in jönü Avrupa'da figürana dönüştü

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Şampiyonlar Ligi'nde yer bulamıyor kendine Süper Lig şampiyonları. Büyük bir enerji harcanarak kazanılan, uğrunda büyük kavgalar verilen şampiyonluk, maalesef Avrupa'da bir anlam ifade etmiyor.

Yerel rekabette yaratılan kahramanların, Avrupa'da nasıl da sıradan bir yan role dönüştüğüne, şahit oluyor spor kamuoyu.

Aslında dört maçta hiç puan alamayan Beşiktaş'ın yaşadığı bu başarısızlık, Süper Lig'in seviyesini gösteriyor. Çünkü bakıldığında, yıllardır benzer sonuçları yaşıyor Süper Lig'in farklı takımları.

Peki, bu sonuçlar neden değişmiyor, ya da 4 maçta yaşanan 0 puan, sadece Sergen Yalçınlı Beşiktaş'ın başarısızlığı mı gerçekten?

Şampiyonlar Ligi'nde 2010 yılından itibaren 72 maçta 14 galibiyet, 41 mağlubiyet almış Süper Lig şampiyonları.

Bu maçlarda 65 gol atılmış ve 141 gol yenmiş. Ve 12 yılda 3 defa gruptan çıkılmış. Yani takımlar değişse de sonuçlar değişmemiş.

Aslına bakılırsa, bu başarısızlık her şeyden önce Süper Lig'in başarısızlığıdır.

Bu başarısızlıkta, sürekli takım değiştiren teknik adamların da payı var.

Bu başarısızlıkta, Beşiktaş'ın geçen yıl oynadığı oyuna karşı üst seviye bir direnç sunamayan ve oyun üretemeyen takımların da payı var.

Bu başarısızlıkta, futbolun gelişimine katkı sunmayan ve futbolu kötü yöneten Türkiye Futbol Federasyonu'nun da payı var.

Bu başarısızlıkta, kulüpleri kötü yöneten yöneticilerinin de payı var.

Bu başarısızlıkta, oyunu ve gerçekleri konuşmak yerine, kulüp medyası gibi çalışan bir takım spor medyasının da payı var.

Ve maalesef bu başarısızlıkta, karşılığında milyonlarca lira para alıp, profesyonel olarak görev yapan futbol adamlarına aşırı anlam yükleyen, sürekli transfer isteyen tüketici olmuş taraftarların da payı var. 

Ve sonuç olarak, ülke puanı ile 18. sıraya zor yükselen bir ülke ve harcanan milyonlarca euro var.
 

 

Süper Lig'in oyunu, Avrupa futboluna yetmiyor

Bununla beraber, aslında kulüplerin tercihleri, Avrupa'daki hedeflerini belirliyor.

Çünkü özellikle şampiyonluğa oynayan büyük takımların, hem transfer harcamaları, hem de teknik adam tercihleri, tamamen yerel rekabete göre belirleniyor.

Bu açıdan Beşiktaş'ın yaşadığı süreç de aslında yerel rekabetin dinamiklerine uygun ilerliyor.

Kulübün en zor anında, Beşiktaş'ın efsanesine sarılan yönetim, romantizmle harmanlanmış, yaşanan ekonomik sorunlara sahada isyan eden bir takım ve gelen dönemsel başarı.

Ama iş planlama, proje ve bir sistem kurulmaya geldiği zaman,  başarısızlık ve Avrupa'da puan alamayan bir takım ortaya çıkıyor.

Daha önce Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor'un yaşadığı gibi, resim büyüdükçe, Sergen Yalçın ve dolayısı ile Beşiktaş'ın Avrupa rekabeti için yeterli olmadığı gün yüzüne çıkıyor.

Yerel rekabete yeten oyun, Avrupa'ya yetmiyor maalesef. Çünkü Süper Lig'de çalışan teknik adamların yeterliliği, Avrupa'daki modern futbol için yetersiz kalıyor.

Ve bu süreçlerde, kulüplerin efsanesi olmuş ve tartışılmaya kapalı isimler, taraftarların da desteği ile oyun gelişiminden çok, yerel rekabetin popülizmine saplanıyorlar.
 

 

Para harcaya harcaya 18. sıraya geriledi Türk futbolu

Mesela Şampiyonlar Ligi'nde, 72 maçta 14 galibiyet alabilen Süper Lig şampiyonları, bu süreçte 280 milyon euro net harcama yaptılar.

Yani şampiyon olup, Şampiyonlar Ligi'ne gidebilmek için 4 takım, milyonlarca euroyu çöpe atmış oldu.

2010 yılında UEFA sıralamasında 11. olan Türkiye, 11 yılda 4 büyüklerin 280 milyon euro harcamasına rağmen, 7 basamak gerileyerek, 18. sıraya düştü. 

Bu kadar paranın karşılığında ise başarı ve üretimin yerine, borçlar artmış oldu.

Maalesef ne takımların oyunu, ne teknik adam kalitesi, ne de yönetimlerin becerisi, Avrupa için yeterli değil.

Para harcaya harcaya, UEFA sıralamasında geriye düştü; kurumsal sistemsizlikle, kendini tüketti Türk futbolu.

Hem futbol dünyasında, hem de spor medyasında, kendine anlam yükleyen birçok aktör yarattı bu 280 milyon euroya.

Ve artık her yıl Süper Lig'in jönü maalesef, Avrupa'da bir figürana dönüşüyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU