40 yıldır Türkiye'de aynı sorunlar tartışılıyor: Ekonomik kriz, yüksek enflasyon, terör, Avrupa Birliği ve dış güçler…

Can yakan sorunlar çözülmüyor mu, çözülmek istenmiyor mu?

Mesut Yılmaz: Enflasyonu yüzde 5'e indireceğiz. Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne üye yapmak bize nasip olacak.

Deniz Baykal: Enflasyon 2 yılda tek rakama indirilecek.

Tansu Çiller: Enflasyonu düşürmeyi vaat ediyorum. Türkiye, Avrupa Birliği'nde ve 10 büyük ülke arasında yerini alacaktır. Biz ve siz el ele verdik mi dağları deleriz.

Bülent Ecevit: Gün gelecek, çok geçmeden Avrupa Birliği bizim kapımıza gelecek ve 'aramıza gel' diye ısrar edecek.

Necmettin Erbakan: Yıllarca halkımızı ezdiler, aç bıraktılar, işsiz bıraktılar, gavura uşak yaptılar.

Alparslan Türkeş: Türk milletini yok etmek istiyorlar. 

Besim Tibuk: Ne varsa satacağız. TRT'yi de satacağız.

Yeni nesil bu çeşitli vaatlerde bulunan liderleri bilmiyor olabilir. 

Bunlar bir dönem Türkiye'de parti genel başkanlığı yapmış siyasetçiler. 

Verdikleri vaatler, yaklaşık 40 yıldır çok farklı kişiler tarafından da verildi.

Ancak ne eski Anavatan Partisi (ANAP) Genel Başkanı Mesut Yılmaz ne Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Tansu Çiller ne de Cumhuriyetçi Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal'ın enflasyona ilişkin vaatleri hayata geçti. 

Enflasyon yıllardır bir türlü yüzde 2 ya da yüzde 5'e düşmedi. Ekonomik kriz, geçim sıkıntısı ise halkın hiç gündeminden çıkmadı. 

Türkiye'nin AB üyeliği hayal mi oldu?  

Avrupa Birliği'ne üye olma meselesine gelince zaman zaman Türkiye birliğe dahil olmaya çok yaklaştı. Fakat şimdilerde çok uzaklaşmış durumda. 

Merhum eski Başbakan Bülent Ecevit'in "yakında gelecekler, 'gelin aramıza' diyecekler dedikleri Avrupa Birliği üyesi ülkelerde çok siyasi lider değişti. Köprülerin altında çok su aktı fakat neredeyse Türkiye'nin AB üyeliği hayal aşamasına geldi. 

Vaatler yerine getirilmediği gibi bu sözleri veren siyasilerden bazılarının da yaşama veda etmelerinin üzerinden epey süre geçti. 

"Türk'ün Türk'ten başka dostu yok" mu? 

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan ve Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Bülent Ecevit, artık aramızda değiller. 

Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın da vedasının üzerinden geçenlerde bir yıl geçti. 

Bu liderlerden Türkeş'in söylemi hala sıklıkla dile getiriliyor. Üstelik sadece kendi partisinin üyeleri değil, AK Parti dahil olmak üzere farklı siyasi söylemde olan oluşumların mensupları da buna vurgu yapıyor. 

Özelleştirmeye gelince bu konuda eski Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Besim Tibuk haklı çıktı. 

Birçok kurum satıldı, TRT duruyor, Besim Tibuk siyaseti bıraktı

Kendisine Kamu İktisadı Teşekkülleri (KİT) olarak belirtilen şirketleri satmak nasip olmadı. Fakat birçok işletme özelleştirildi. 

Ama Tibuk'un satmayı vaat ettiği TRT hala bir devlet kurumu olarak yayın hayatını sürdürüyor. Üstelik hiç gündemden de düşmedi. Bugünlerde ise elektrik faturalarındaki payının sonlandırılmasıyla gündeme geldi. 

1980 ve 1990'lardaki siyasi parti liderlerinin arasında polemiklere konu olan sorunlar, bugünün siyasetçilerinin de arasında tartışılıyor. 

Üstelik daha sert ve hatta karşılıklı hakaretlere varacak nitelikte devam ediyor. 

turkiyenin-sorunlari-degisti-mi-3.jpg
Yapılan anketlerde Türkiye'nin en büyük sorunun ekonomik sıkıntı ve işsizlik olduğu belirtiliyor / Görsel: Türkiye raporu

 


Türkiye'nin en önemli sorunu ekonomi, hayat pahalılığı ve yoksulluk

"Türkiye'nin en büyük sorunları nedir?" diye sorulduğunda pek çok kişi bir çırpıda verdiği cevap 40 yıl önceki konu başlıklarıyla aynı. 

Zaten bu konuda sayısız kamuoyu araştırmaları yapılıyor. 

Onlarca araştırma şirketi tarafından gerçekleştirilen kamuoyu araştırmalarında Türkiye'nin sorunları hep aynı. 

Sadece dönem dönem bunların sıralamaları değişiyor. 

Bazen listenin başında "terör" bazen "enflasyon", bazen "yüksek enflasyon" bazen ise "salgınlar" yer alıyor. 

Ancak bunlara bakıldığında hiçbirisinin çözülmediği net bir şekilde görülüyor. 

Area anketine göre, Türkiye'nin en önemli sorunu ekonomi, hayat pahalılığı ve yoksulluk. Area Araştırma'nın Ekim 2021'deki "Türkiye'nin Siyasi Durum Araştırması"na katılanlar, yüzde 71,9 oranında hükümeti "başarısız" buluyor.  

"Hükümetin ekonomi politikasını başarılı buluyor musunuz?" sorusuna "Fikrim yok" diyenlerin oranı yüzde 5,7 iken, "başarılı" diyenlerin oranı yüzde 22,4. 

Ankette ekonomideki kötü gidişin sebebi olarak "hükümetin yanlış politikaları" olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 57,5 oldu. 

anket-turkiye-nin-en-onemli-sorunu-ekonomi-hayat-pahaliligi-yoksulluk-hukumetin-ekonomi-politikasi-basarisiz-940006-1.jpeg
Ankete katılanların yüzde 71,9'u sorunların çözümünde hükümeti başarısız buluyor / Görsel: Area



"Dış güçler" diyenlerin oranı yüzde 29,9, "fikrim yok" diyenler ise yüzde 9,9 olarak görüldü.

Ankette katılımcılara sorulan "Sizce, Türkiye'nin en önemli sorunu nedir?" sorusuna yüzde 65,7 oranında "Ekonomi / hayat pahalılığı / yoksulluk" yanıtı verildi.
"İşsizlik" diyenlerin oranı yüzde 8,3 olurken, "Eğitim sistemi / eğitimsizlik" diyenlerin oranı ise yüzde 4,5 olarak belirtildi.

Metropoll tarafından yapılan ankette de 'Türkiye'nin en önemli sorunu ekonomi ve işsizlik' olduğu ortaya çıktı. 

Araştırmaya katılanların yüzde 38,1'i ülkenin en önemli sorunu olarak ekonomiyi gösterirken yüzde 23,4 işsizlik/istihdam yanıtını verdi. İki yanıtın toplam oranı ise yüzde 61,5'i buldu.

Ekonomi ve işsizliği, yüzde 10,8'le koronavirüs salgını takip etti. Koronavirüs salgınının oranı Nisan 2020'de yüzde 39,3, Mayıs 2020'de ise yüzde 26'ydı.

183324836-metropoll.png
Metropoll tarafından yapılan ankette 'Türkiye'nin en önemli sorunu ekonomi ve işsizlik' olduğu ifade edildi / Görsel: Metropoll

 

Eğitim - terör – dış güçler

Eğitim yüzde 3,8'de kalırken, 'terör' ise yalnızca yüzde 0,7'de kaldı. 

'Terör' Ocak 2020'de yüzde 4,7 oranında en önemli sorun olarak görülüyordu. 

'Dış güçlerin' Türkiye'nin en önemli sorunu olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 1,1.

Türkiye'nin 12 ilinde 1501 kişi ile görüşülerek yapılan İstanbul Ekonomi Araştırma'nın anketinde "Türkiye'nin En Önemli Sorunu Nedir?" sorusu yüzde 33,9 "Ekonomi" olarak yanıtlandı. 

Ankete yüzde 19,5 "işsizlik" yanıtını verirken yüzde 4,2 "Koronavirüs Salgını" yanıtını verdi.
Avrasya Araştırma Şirketi tarafından çoklu cevap alınarak yapılan ankette ise en önemli sorun yüzde 72,3 "Ekonomik Problemler" olarak yanıtlandı. Ankete yüzde 64,5 "İşsizlik" yanıtını verirken yüzde 29,9 "Enflasyon-Pahalılık" olarak yanıtladı.

Miroğlu.jpeg
AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu / Fotoğraf: AA

 


"ABD'nin PKK ve Kürt sorunuyla alakalı stratejileri Türkiye'yi takatsız bıraktı"

Eski milletvekili ve AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu'na göre sorunlar zaman zaman sıralamada değişiklik gösterse de "terörle" mücadele nedeniyle Türkiye ekonomik olarak büyük zarar gördü. 

"ABD'nin PKK ve Kürt sorunuyla alakalı stratejileri Türkiye'yi takatsız bıraktı" diyen Miroğlu, "İhracatını 200 milyar dolara çıkarmak için mücadele eden bir ülke, PKK'yla mücadeleye 1 trilyon dolar harcadı. Var sen hesap et" dedi.

AB-Türkiye ilişkilerinin temelinde de Kürt meselesinin olduğunu dile getiren Miroğlu, "Uluslararası konjonktürün Türkiye ile olan hesaplaşması belki 100 yıllıktır. Ekonomi ekonomi dedin de şimdi Türkiye bu sene önümüzdeki yıl 200 milyar dolar hedefliyor. Kürt meselesinin çözümü konusunda bir sürü iş yapılıyor. Kürt kimliğinin tanınması, azınlık haklarının verilmesi muazzam bir Rönesans dönemi yaşandı. ABD mesela sert müdahalelerde bulunmadığı için kapı arkasında PKK'yı bir şekilde savaşa sokmak çabaları devam etti. Bugüne kadar, İslamofobi, ırkçılık filan… onlar epey yeni. Sorunlarla yüzleşilerek çözüm bulunabilir" ifadelerini kullandı.  

"Birçoğu kendi başımıza yarattığınız sorunlar" 

Ekonomist Mahfi Eğilmez ise "Kendime yazılar" isimli sayfasında Türkiye'de var olan sorunlara dikkati çekiyor. 

Bugüne kadar hep yapısal reformları anlatmaya çalıştığının altını çizen Eğilmez "Türkiye'nin Sorunlar Envanteri" başlıklı yazısında, hedef olarak kabul edilen muasır medeniyetler (çağdaş uygarlıklar) düzeyine çıkmayı engelleyen sorunların neler olduğunu ortaya koymaya çalıştığın belirtiyor.
 
"Bunlar aynı zamanda çağdaş dünyanın bize baktığında risk olarak nitelediği sorunlar" diyen Eğilmez, şunlara ifade ediyor: 

Bizim en ciddi sorunlarımızdan birisi çoğunu kendi başımıza yarattığımız sorunları, sorun olarak görmemek ya da onları birer sorun olarak kabul etmemek. Öyle olunca da sorunları azaltma ve çözme çabası içine girmiyoruz. Bırakın mevcutları çözmeyi her gün bu envantere yeni sorunlar ekliyoruz. Sonuçta sorun sayısı sürekli artıyor. Sorunları çözmek için önce başlıca sorunların neler olduğunu yazalım. Bu liste tam bir liste değil, buna eklemeler yapılabilir kuşkusuz.

 

turkiyenin-sorunlari-degisti-mi-4-1.png
Türkiye'nin en büyük sorunlarının ne olduğuna ilişkin bir başka anket / Görsel: Avrasya Araştırma



"Ortadan kaldırmadığımız gibi yenilerini ekliyoruz" 

Yazısında, hukuk, siyasal konular ve dış politika, eğitim, kamu hizmeti görevlileri, ekonomi ve maliye, yolsuzluklar, kurumsal eksikler ve yanlışlar, medya ve çevre gibi konu başlıklarıyla problemlere değinen Eğilmez, "çözüm yolu" noktasında ise şu ifadelere yer veriyor: 

Bu sorunları ortadan kaldıramadığımız hatta tam tersine üzerlerine sürekli yenilerini eklediğimiz için Venezuela ve Arjantin ile birlikte dünyanın en riskli ülkeleri arasında yer alıyoruz.  Çağdaş uygarlıklar düzeyini yakalamayı hedefleyen bir yapı değişikliği anlamında yapısal reform yapmak istiyorsak burada ele aldığım sorunları teker teker ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bu işe hukukun üstünlüğünü sağlayarak başlarsak attığımız her adımdan sonra Türkiye'nin risk priminin biraz daha düştüğünü görebiliriz. Hiç kuşkusuz asıl konu risk primini düşürmekten öte çağdaş uygarlık düzeyini yakalamak ve halkına bunu verebilmektir. Risk priminin düşmesi çağdaş uygarlık düzeyine ilerlemenin bir yan ürünü olarak karşımıza çıkacaktır.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU