Merkez Bankası'nın sürpriz faiz indirimine yerli ekonomist de tepkili yabancı ekonomist de

Ekonomistlere göre Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararı bir süredir uyarılarda bulunan piyasa katılımcılarına sert bir cevaptı. Bu cevabın muhatapları arasında TÜSİAD da var. Liranın değer kaybının devam edeceği beklentisi de güçlü

Merkez Bankası'nın faiz kararının ardından dolar/TL ve euro/TL'de yeni rekorlar kırıldı/ Fotoğraf: Reuters

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın 21 Ekim'deki Para Politikası Kurulu (PPK) sonrası aldığı 200 baz puan faiz indirimi kararı, piyasa beklentilerinin çok üzerindeydi. 

Zira Bloomberg HT ve Reuters gibi kurumların piyasa katılımcıları ile gerçekleştirdiği anketlerde faiz indiriminin 50 ile 100 baz puan arasında olması bekleniyordu. 

Faizleri yüzde 18'den yüzde 16'ya çeken bu sürpriz karara piyasanın da tepkisi sert oldu. Dolar/TL, 9 lira 48 kuruşu görürken, Euro/TL 11 liranın üzerine çıktı. 

Faiz kararının ardından TCMB'nin internet sitesinde yer alan basın duyurusunda, "Politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldı" açıklaması dikkat çekti. Bazı ekonomistler, "kasım ve/veya aralıkta da faiz indirimi gelebilir" şeklinde yorumladı. 

Dikkat çeken diğer bir açıklama ise şu şekildeydi: 
 

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. 


Merkez Bankası'nın internet sitesinde yer alan açıklamaya göre "Fiyat istikararı" şu anlama geliyor: Para politikasının uzun dönemli temel amaçları olan büyüme ve istihdama yönelik, ekonomik birimlerin karar alma süreçlerinde etkili olmayacak ölçüde düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranı. 
 

Temel amaçlarının fiyat istikrarını sağlamak olduğunu yineleyen Merkez Bankası şöyle devam ediyor: 

Fiyatların istikrarlı olması; fiyatların hiç değişmemesi değil, genel seviyesindeki uzun süren artış (enflasyon) veya düşüş (deflasyon) eğiliminin önlenmesi anlamına gelir. 

Bu sayede, Türk lirasının satın alım gücü, dolayısıyla bir para birimi olarak güvenilirliği korunur.


Gelinen noktada son bir senede, yıllık enflasyondaki artış yüzde 66, Türk Lirası'nın dolar karşısındaki kaybı ise yüzde 21 oldu. 

Ekonomist Uğur Gürses, Merkez Bankası Kanunu'nda yer alan "fiyat istikrarı" amacını Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu şekilde açıklıyor: Yasa gereği TL'ni değerini korumakla görevli Hükümet ve Merkez Bankası TL'yi feda ederken, yurttaşlar ve şirketler neden ve nasıl korusun parasını?
 


Timothy Ash: Başkanlık sarayındaki, para politikasının temellerini anlamayan insanlar tarafından alınan karar

İngiltere merkezli varlık yönetimi firması Bluebay Asset Management'ın gelişmekte olan ekonomiler uzmanı, kıdemli stratejisti Timothy Ash'e göre Merkez Bankası'nın faiz indirimi, "berbat bir karar". 

Enflasyonun yükselmeye devam edeceğini ve liranın değer kaybedeceğini söyleyen Ash, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada "Bu karar, TCMB'nin bağımsızlığının kalmadığını; Faiz kararlarının, başkanlık sarayındaki para politikasının temellerini anlamayan insanlar tarafından alındığını gösteriyor" dedi. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Enflasyon, Merkez Bankası'nın hedeflediğinden dört kat daha yüksek ve yükselmeye devam ediyor" diyen Timothy Ash, "TCMB, hangi akla hizmet faiz indiriyor? Politika faizi yüksek tutulmalı" ifadelerini kullandı. 

Piotr Matys: Piyasa katılımcılarına çok sert bir mesaj verildi

InTouch Capital analistlerinden Piotr Matys ise faiz indirimini, "Türk Lirası'ndaki hızlı değer kaybının yaratacağı olumsuz sonuçlara rağmen Merkez Bankası'nın para politikasını gevşetmek istediği yönünde piyasa katılımcılarına çok sert bir mesaj verildi" diyerek değerlendirdi. 

TCMB'nin açık bir şekilde piyasanın uyarılarını umursamadığını söyleyen Matys, Bloomberg'e yaptığı açıklamada, enflasyonun yüzde 20'ye yaklaştığı ortamda, çekirdek enflasyonun faiz indirimi için geçerli bir sebep olamayacağını hatırlatarak, bu kararın bir politika hatası olduğunu açıkladı. 

Viktor Szabo: Erdoğan'a karşı duracak kimse kalmadı

Aberdeen Asset Management'ın fon yöneticilerinden Viktor Szabo ise "Daha fazla indirim olup olmayacağı liranın performansına bağlı. Bu durumda da yabancı yatırımcı hemen hemen çıktığı için yerli yatırımcı önemli bir rol oynayacak" dedi. 

Bloomberg'e konuşan Szabo, "Dolarizasyon riski ve daha fazla altın altın alımı yükseldi. Yerli yatırımcı bir şekilde enflasyona karşı önlem alma ihtiyacında" dedi. 

Financial Times'a da konuşan Szabo, faiz kararını "Merkez Bankası'nın kredibilitesi için en kötü senaryo" diyerek açıkladı ve "Erdoğan'a karşı duracak kimse kalmadı" ifadesini kullandı. 

Türk Lirası tahvillerin getirisinin artmasının bile yabancı yatırımcıyı TL varlıklara çekmeyebileceğini söyleyen Viktor Szabo, "Para biriminde sonsuz bir kayıp var. 10 yıllık tahvilden yüzde 20 kazanıp, kurla her şeyi kaybedebilirsin" dedi. 

Özlem Derici Şengül: Kısa vadeli mevduat faizlerinde düşüşün devam etmesi dolarizasyonu körükleyecek

SPINN Danışmanlık Kurucu Ortağı Özlem Derici Şengül'e göre son iki faiz indirimi kararı da politika hatası. 

Merkez Bankası'nın karar metninde hem küresel ölçekte hem de yurt içinde enflasyonist risklerin olduğuna değindiğini hatırlatan Şengül, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada "Bizlerle örtüşmeyen kısım ise Merkez Bankası'nın bu risklerin geçici olduğunu değerlendirmesi" dedi. 

TCMB'nin fiyat istikrarı anlamında temkinli olmayan bir adım attığını belirten Şengül'e göre gelecek dönemde bu adımların iki türlü yansıması olacak: 
 

Biri kurdaki baskının devam etmesi olacak ki bu da enflasyonu besleyen bir unsur. 

İkinci olarak da uzun vadeli faizlerde artış söz konusu oldu. 

10 yıllık faizler yükselirken, kısa vadeli faizler düştü. Kısa vadeli mevduat faizlerinde düşüşün devam etmesi dolarizasyonu körükleyecektir. Bu da enflasyonist bir etki yaratacak. 

Kasım-aralık aylarında enflasyonda bir parça gerileme bekliyorduk ki benim beklentim yüzde 18,6 düzeyinde. Kur geçişkenliğindeki artış nedeniyle daha yüksek enflasyon oranı görebiliriz. 


TCMB'nin sınırlı bir indirim alanı kaldığını söylemesini "Muhtemelen önden yüklemeli bir indirimdi bu" ifadeleriyle değerlendiren Ekonomist Şengül, "Gelecek dönemde 200 baz puanlık bir indirim görmeyeceğiz ancak 50-100 baz puanlık indirimler gelebilir" dedi. 

Yahya Madra: TÜSİAD ile köprülerin atıldığını gösteriyor

"Faizlerin düşürülmesi sermayenin borç yükü altında olan kesimleri lehine, borç veren kesimler aleyhine bir hamle" diyen Drew Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yahya Madra, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nden (TÜSİAD) 19 Ekim'de yapılan açıklamalara dikkat çekti: 
 

Kuşkusuz içinden geçtiğimiz süreç sadece ekonomiden anlamayan bir şahsın kaprislerinin sonuncu olarak okunamaz.

Liberal, neoliberal ve kurumsal iktisatçıların artık bu ekonomi-politik körlükten sıyrılmaları gerekiyor.

Mesele tabii ki sermaye-içi bir tanzim harekatıdır. TÜSİAD'ın dün yaptığı açıklamalara karşı daha sert bir şekilde ‘utangaç kalkınmacılık' stratejisi deneniyor. 


TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası gibi kurumların bağımsızlığının tartışma dışı olması gerektiğini söylemişti. 

"Düşen sadece TL'nin değeri değil, su rezervlerimiz, birbirimize güvenimiz, ihracatımızda yüksek teknolojili ürünlerin payı, mutluluk ve huzurumuz da geriliyor" diyen Özilhan Türkiye'nin geleceği için hukukun üstünlüğü, çoğulcu demokrasinin güçlendirilmesi ve kuvvetler ayrılığına da vurgu yapmıştı. 

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski de işgücü piyasasında, en geniş tanımlı işsizlik oranının yüzde 22 gibi oldukça yüksek bir seviyede olduğuna dikkat çekerek, "En becerikli, eğitimli, yetenekli, hayalleri olan gençlerimiz, gözbebeklerimiz istikbali başka ülkelerde arıyor... Genç işsizliği, özgürlük alanlarının daralması, güzel bir hayat kurabilme olanaklarının azalması da bu yeni nesil göçün hızlanmasına yol açıyor. Doktorlarımız, yazılımcılarımız, girişimcilerimiz, yaratıcı beyinlerimiz, geleceklerini başka yerlerde kurmak üzere ülkemizi terk ediyor" diye konuşmuştu. 
 


Doç. Dr. Yahya Madra, Twitter'dan yaptığı açıklamasına, "Döviz artışı ithal ara mal bağımlısı olan ihracatçıları kıstırsa bile devalüasyon etkisi ve reel ücretlerdeki çöküş sermayenin borç yükü altındaki bu kesimleri için bir hareket alanı açıyor olabilir" diyerek devam etti. 

"Tüm bunlar Recep Tayyip Erdoğan'ın durumunun sağlamlığına değil, tersine artık ne kadar sıkıştığına işaret ediyor" diyen Madra, "Sermayeyi bu şekilde açık ve net bir biçimde kendine bağımlı hale getirmek üzere tanzim etmeye çalışması TÜSİAD ile (en azından şimdilik) köprülerin atıldığını gösteriyor" ifadelerini kullandı ve ekledi: 
 

Meseleyi "iktisat bilmemezlik" diye okumak, Türkiye kapitalizminin krizini tartışmanın ve dolayısıyla bu krize karşı toplumcu ve ekolojiyi merkeze alan bir seçeneğin önerilmesini önünü kapıyor, meseleyi <kötü yönetişim> vs. <teknokratik restorasyon> ikiliğine kıstırıyor. 


Haluk Bürümcekçi: Yılın son iki toplantısında 50-100 baz puan daha indirim olabilir

Bürümcekçi Araştırma ve Danışmanlık Kurucu Ortağı Haluk Bürümcekçi ise Reuters'a yaptığı açıklamada Merkez Bankası'nın "yıl sonuna kadar sınırlı indirim" dediğini ancak yeni yılda indirimlerin devamına kapıyı kapatmadığını söyledi. 

Bürümcekçi, yıl sonuna kadar faiz indirimlerinde sınırlı alanın kalmış olduğu açıklamasını, "Yılın son iki toplantısında toplam 50-100 baz puan aralığında daha indirim olabileceğini düşündürüyor" diyerek değerlendirdi. 

Haluk Bürümcekçi'ye göre faizlerde düşüş yıl sonuna kadar yavaşlayabilir. Ancak hangi hızla ve toplamda ne boyutta olabileceği açısından kritik gelişme, 28 Ekim'de yayınlanacak yeni enflasyon raporu'ndaki enflasyon patikasına ilişkin TCMB tahminleri olacak. 

İbrahim Turhan: Kur artışı düzenli hale gelecek. Enflasyon-kur sarmalından çıkmak artık mümkün değil

Borsa İstanbul'un eski Başkanı İbrahim Turhan ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada 200 baz puan indirime rağmen, kurdaki anlık tepkinin sınırlı kaldığını ve bunun normal olduğunu aktardı. 

Turhan, "Reel kur, cari denge, yurt içi yerleşiklerin döviz mevcudu, bankaların ve reel sektör firmalarının döviz likiditesi bu düzeydeyken, ekonomi politikalarındaki akıl dışılığa kur tepkisi sınırlı kalır" diye konuştu. 

Enflasyon-kur sarmalından çıkmanın artık mümkün olmadığını söyleyen Turhan, "Kur artışı düzenli hâle gelecektir. Yakında bütçe üzerindeki etkileri de görmeye başlayacağız. 1990'lara hoş geldiniz" değerlendirmesini yaptı. 
 


Enver Erkan: Mart ayından bu yana görevde olan sadece bir üye kaldı

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan ise paylaştığı notta faizin çekirdek enflasyonun da altına indirildiğine vurgu yaptı. 

13 Ekim'de Para Politikası Kurulu üyelerinin görevden alındığını ve mart ayından bu yana görevde olan sadece bir üye kaldığını hatırlatan Erkan, TCMB'nin eylülde başlattığı parasal gevşemenin devamını beklediklerini söyledi. 

Erkan, "Yüksek enflasyonun ise, gevşeme alanını bugün yapılan faiz indirimine göre daha sınırlı tutmasını öngörürüz" dedi. 

Enver Erkan, TCMB'nin enflasyonda düşüş beklentisinde olduğunu, bu durumunda faizlerin indirilmesi konusundaki isteğin ve eğilimin süreceğini gösterdiğini aktardı. 

Tera Yatırım Başekonomisti, "Bu dönemde artan finansal piyasa oynaklığı ile beraber liranın değer kaybının enflasyon konusunda daha zorlayıcı olacak olması, bu para politikası rotasına ilişkin çok önemli çekinceler potansiyelini de ortaya koymaktadır" dedi. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU