İdlibli doktorlar, devam eden hava saldırıları nedeniyle BM ile artık hastane koordinatları paylaşmayacak

Son bir ayda Suriye ve Rusya'ya ait birliklerin düzenlediği saldırılarda 25’ten fazla hastane bombalandı

Suriye'de rejim yanlısı güçlerin, geçen hafta Kefer Ruma'da düzenlediği saldırı sonrası olay yerinden kaçan bir kız çocuğu / Fotoğraflar: AFP  

Richard Hall & Borzou Daragahi - The Independent

Suriye’nin kuzeyinde muhaliflerin elindeki İdlib'de çalışan doktorlar, hava saldırılarına maruz kalmalarını engellemede başarısız olması nedeniyle tıbbi merkezlerin yer bilgilerini bundan böyle Birleşmiş Milletler’le (BM) paylaşmayacak.

Geçen ay 25 kadar hastane, muhaliflerin son kalesi İdlib’e doğru harekete geçen Suriye ordusu ve Rus birlikler tarafından bombalandı.

Vurulan hastanelerden 9’unun koordinatları, daha önce BM ile paylaşılmıştı. BM, bu bilgileri bombalanmalarını önlemek için Rusya’ya iletmişti ancak bu kurumlar da ateş altında kalmıştı.

Suriye’de faaliyet gösteren Kıtalararası Doktorlar Derneği’nden (PAC) Dr. Muhammed Zahid, The Independent’a yaptığı açıklamada, “Meslektaşlarımızın çoğu, bulundukları yerin koordinatlarını bir daha asla BM ile paylaşmayacak çünkü işe yaramıyor” dedi.

Koordinat bilgilerinin BM ile paylaşılmasının ardından 2018’de 6 hastanenin bombalandığını, geçen ay da 8 hastanenin saldırıya uğradığını söyleyen Dr. Zahid, “Dolayısıyla Suriye’de sivil toplum kuruluşları, bu sürece bir son verme kararı aldı” diye ekledi.

Atılan adım, sağlık tesislerine eşi görülmedik seviyede gerçekleşen saldırıların ortasında hastalarını tedavi etme mücadelesi veren İdlib’deki doktorlar ve sağlık ekiplerinin yaşadığı çaresizliğin geldiği boyutu gösteriyor.

 

Kefer Ruma AFP.jpg
30 Mayıs'ta Kefer Ruma'da düzenlenen saldırıda kurtarma çalışmaları 

 

Suriye hükümeti ve Rusya, İdlib’in geri alınması için nisan ayında saldırı başlatmıştı. Vilayetin büyük bölümü, eskiden El Kaide bağlantısı bulunan isyancı grup Heyet Tahrir Şam tarafından kontrol ediliyor. Suriye hükümeti, söz konusu grubun varlığını gerekçe göstererek bölgeye askeri harekat düzenliyor.

Ancak nüfusun kalabalık olduğu bölgelerde yoğunlaşan bombardımanlarda, saldırıların başladığı günden bu yana 270’den fazla sivil öldürüldü. Bu zaman zarfında 300 binden fazla kişinin yerinden olmasıyla birlikte İdlib, büyük bir insani felaketin eşiğine geldi. Vilayette 3 milyon kadar Suriyeli yaşıyor ve nüfusun yarısından fazlasını, ülkenin başka bölgelerinden gelmiş kişiler oluşturuyor.

Öte yandan dünya genelinde onlarca doktorun imzaladığı ve hafta sonu yayımlanan açık bir mektupta, Suriye hükümeti ve Rusya’nın sağlık kuruluşlarını hedef almasının “hastaneleri, olağanüstü hal şartlarında çalışmaya, yalnızca durumları en acil vakaların tedavi edilmesine ve rutin bakım gereken hastalarınsa tedaviden mahrum kalmasına zorladığı” belirtildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Suriye’deki iç savaşta sağlık tesislerinin hedef alınmasıyla ilk kez karşılaşılmıyor. ABD merkezli İnsan Hakları için Hekimler (PHR) örgütü, 2011-2018 yıllarında 350’den fazla sağlık merkezine 500’ün üzerinde saldırı gerçekleştiğini belgeledi. Raporlara göre, bu saldırıların yüzde 90’ını Suriyeli ve Rus hükümet güçleri gerçekleştirdi.

Ülkede şiddet nedeniyle doktorlar ya durumlara uyum sağlamak, ya saklanmak ya da yıkımla yüzleşmek zorunda bırakıldı. Kriz bölgelerinde tıbbi hizmet sağlayan uluslararası MedGlobal adlı kuruluşun başkanı Dr. Zahir Sahlul, İdlib’e gerçekleştirdiği bir haftalık ziyarette, bölgede doktorların saldırılardan korunma çabalarına bizzat şahit oldu. Hatta inceleme yaptığı hastanelerden biri, taşınmadan önce iki kez bombalandı.

The Independent’a konuşan Dr. Sahlul, “Hastaneyi dağın merkezine yapmışlardı. Mağara gibi ancak içerisi diğer hastaneler gibi. Buna rağmen bombaladılar, hizmet dışı kaldı” dedi.

 

Kefer Ruma saldırı AFP.jpg
Kefer Ruma'daki saldırı sonrası kaçışan siviller 

 

Rus ve Suriyeli birliklerin saldırılarda ileri teknoloji füzeler kullandığını kaydeden Dr. Sahlul, “Böyle yerleri hizmet dışı bırakmada çok başarılılar. Bunlar her gün yaşanıyor” diye konuştu.

Öte yandan bazı sağlık kuruluşları, saldırılara hedef olmaktan korunabilmek için taşınabilir seyyar klinikler kurmaya başladı.

Gezici kliniklerin de saldırı tehdidi altında olduğunu ifade eden Dr. Muhammed Zahid, şunları söyledi:

“Özel ve uzmanlık gerektiren hizmetlerin çoğu, seyyar klinikler vasıtasıyla yapılamıyor. Bir B planımız yok. Bu, yalnızca A planınız olmasını gerektiren bir sektör. Hastanelere saldırmamalısınız. Onlar, bu savaşın bir parçası olmamalı.”

Doktorlar, BM ile koordinatları paylaşmanın, saldırıları durdurmasa bile kuruluşa bir tür sorumluluk yükleyeceğini umuyordu. Suriye Amerikan Tıp Topluluğu’ndan (SAMS) Muhammed Kutub, bazı doktorların, artık bu tür paylaşımların kendilerini daha büyük bir tehlikeye soktuğunu düşündüğünü aktardı.

Vilayette tıp kurumlarının işleyişinden sorumlu Kutub, yerli personelin, verilen bilgilerin saldırıları önlemediğini, aksine hastanelere saldırı için kullanıldığını düşündüğünü dile getirdi.

 

Maaret el numan AFP.jpg
Maaret el-Numan'daki bombardıman sonrası yaralı bir çocuğu taşıyan sivil 

 

Hesap verme sorumluluğunun olmadığı algısı, İdlib’de çalışan çeşitli sivil toplum kuruluşlarının BM’yi eleştirmesine yol açtı.

İdlib’de sağlık hizmeti ve insani yardım dağıtan MedGlobal’in Başkanı Dr. Sahlul şöyle konuştu:

“BM’den, hangi hastanelerin yok edildiğini bildiren bir haber ajansı gibi davranması beklenmiyor. Bu tür detayları aktaran, her türlü insan hakları örgütü var. BM’den beklenen, koruma sağlaması ve birilerine sorumluluk vermesidir. Böyle davranmakta başarısız oldular. BM’de soruşturma ekibi oluşturma ya da sorumluluk yükleme yönünde hiçbir çaba yok. İnsanlar, ‘BM’nin gayesi nedir?’ diye soruyor.”

“Beyaz Baretler” olarak tanınan, ABD ve İngiltere destekli Suriye Sivil Savunması örgütünün başkanı Raid Salih de aynı düşünceleri paylaşıyor.

Geçen hafta İstanbul’da gazetecilere yaptığı açıklamada Salih, Batılı bir diplomatın kendisine, BM yetkililerinin İdlib’de artan ihtiyacı karşılamak için başvuruda bulunmadığını söylediğini belirtmişti.

Salih, “Açık havada, zeytin ağaçları arasında yaşayan 350 bin kişiden bahsediyoruz ve BM’nin net bir değerlendirmesi yok. Suriyeliler sanki bir rakamdan ibaretmiş gibi kimse Suriye’de ölen insanları konuşmuyor” demişti.  

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world/middle-east

Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU