Kolombiya Başkanı Ivan Duque'ye yapılan suikast ve şifreleri

Hüsamettin Aslan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP

Kolombiya Cumhurbaşkanlığı Ofisi tarafından yapılan açıklamada; Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque ve kabine üyeleri, cuma günü Kolombiya'nın Cucuta kentinde helikopterle seyahat ederken silahlı saldırıya uğradığı ve Kolombiya Hava Kuvvetleri'ne ait bir helikopterin gusövdesinde kurşun deliklerinin görüldüğü fotoğraflar yayımlandı.

"Başkan Duque, Venezuela'ya sınır olan Catatumbo bölgesinde savunma ve içişleri bakanlarıyla birlikte seyahat ettiği sırada saldırıya uğradığını'' açıkladı.

İşte dünya bu açıklamalarla Kolombiya Başkanına bir suikast yapıldığını öğrendi.
 

-.jpeg
Duque, "Bizi şiddet veya terör eylemleriyle yıldırmazlar" dedi


Ayrıca helikopter içinde Başkan Duque'nin yanı sıra, Savunma Bakanı Diego Molano ve İçişleri bakanları Daniel Palacios ile Norte de Santander valisi Silvano Serrano'nun da seyahat ettiği açıklandı.

Duque yaptığı açıklamada, "Bu, başkanlık uçağında kurşun delikleri görebileceğiniz korkakça bir saldırıdır" dedi.

Bu saldırı 20 yıl sonra bir Kolombiya başkanına yapılan ilk saldırıydı. Kolombiya'da bir cumhurbaşkanına yönelik son saldırı, 2003 yılında dönemin Başkanı Alvaro Uribe'yi hedef alan bir bombalamaydı.
 


Havaalanı yakınlarındaki bir binaya gizlenmiş 20 kilogramlık bomba patlamış. Patlamada 15 kişi ölmüş, 66 kişi yaralanmış ve hükümet bu saldırıdan şu anda dağılmış durumdaki Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri (FARC) isyancı grubunu sorumlu tutmuştu.

Savunma Bakanı Diego Molano, "sorumluların bulunmasına yardım eden ve bilgi verenler için 3 milyon Kolombiya pesosu (yaklaşık 7 milyon TL) ödül verileceğini" duyurdu.
 

afp.jpg
Fotoğraf: AFP


Ancak saldırı/suikast kendi içinde birçok soruyu/nedeni/şüpheyi de beraberinde getiriyor. Zira Başkan Duque'nin Kolombiya toplumunda desteği kalmadı. 2022 seçimlerine de katılmıyor. 

İdeolojik saiklerle yanında duranlar ise; Duque destekledikleri için değil Solculara karşı oldukları için destekliyor. Nitekim Duque ve akıl hocası eski Başkan Uribe hakkında yolsuzluktan kara paraya, uyuşturucudan usulsüzlüklere kadar birçok suç(lama) var.

Bu bağlamda Haziran ayı içerisinde gerçekleşen 16 Haziran bombalı araba saldırısı, 24 Haziran'da bir mafya babası olan 'Memo'nun tutuklanması ve 25 Haziran Başkan Duque'nin helikopterine yönelik saldırı, barışın değil savaşın ne kadar karmaşık olduğunu gösteriyor. Suçun maddi failleri bilinmiyor ama tehlike ortamının sorumluları biliniyor.


Sorunlu NARKO-terör sınır bölgesi: Cucuta

Kolombiyalı yetkililer bu şüpheli saldırıda, açılan ateşin sınırın Kolombiya tarafından mı yoksa Venezuela tarafından mı yapıldığını açıklamadı. Saldırıya uğrayan helikopter Kolombiya'nın sorunlu Catatumbo bölgesi üzerinde, Norte de Santander'in başkenti Cucuta'ya doğru ilerliyordu.
 

-.png
Kolombiya ve Venezuela arasındaki sınırın siyasi haritası / Görsel: ResearchGate


Catatumbo, solcu bir silahlı grup olan Ulusal Kurtuluş Ordusu'na (ELN) kontrolünde; ABD ve AB'nin terör örgütü listesinde bulunuyor.

Kolombiya dünyanın en büyük kokain üreticisidir. Dağıtılan FARC isyancı grubu, Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN) adlı bir gerilla grubu, sağcı gruplar, Halk Kurtuluş Ordusu (EPL) ve diğer silahlı gruplar, Venezuela sınırı boyunca uyuşturucu kaçakçılığı yüzünden bölgede savaşıyorlar.

Başkan Duque, ülkenin koka yetiştirilen başlıca bölgelerinden biri olan bu Catatumbo sınır bölgesine gitmişti.
 

3.jpg
Fotoğraf: AFP


Sınır bölgesinde son zamanlarda uyuşturucu çetelerinin kendi arasında veya Kolombiya ordusuna karşı şiddetli çatışmalar yaşanıyordu. Nitekim 16 Haziran'da Cucuta'daki bir askeri üssün içinde bomba yüklü bir araba patladı ve 36 kişi yaralandı.

Bu üssün içinde bir ABD birliği de bulunmaktaydı ve saldırıda bazı ABD'li askerlerde yaralanmıştı. Hükümet, saldırının ELN'nin gerçekleştirmiş olabileceğini söylerken, isyancı grup bombalamada herhangi bir rolü olduğunu reddetti. Bu bağlamda ELN, Başkan Duque'ye yönelik 25 Haziran'da yapılan bu saldırıyla ilgili olarak da bir ilgisinin olmadığını açıkladı.

Kolombiya dünyanın en büyük kokain üreticisi ve Amerika Birleşik Devletleri ana tüketicidir. Ulusal Politika Ofisi Uyuşturucuyla Mücadele İdaresi (ONDCP) tarafından hazırlanan bir rapora göre, ülkedeki koka yetiştirme alanının 2020 boyunca 245 bin hektar genişlediği ve kokain üretim kapasitesinin yılda 1.010 metrik tona yükseldiği açıklandı.

Ancak saldırının/konunun uyuşturucu meselesiyle ilgili olup-olmadığı bilinmese de; Başkan Duque'nin açıklamalarından anlaşılıyor.

Başkan Duque, "Hükümet olarak uyuşturucu kaçakçılığı ve bölgede faaliyet gösteren kriminalize edilmiş gruplarla mücadelemizde bir dakika, bir gün bocalamayacağız" dedi.

Saldırıyla ilgili olarak Duque, hükümetinin "şiddet veya terörle gözünü korkutmadığını" söyledi ve "Devlet güçlü, Kolombiya güçlü. Devlet her yerde var" şeklinde bir açıklama yaptı.

Duque ayrıca, 'güvenlik özelliklerinin' 'ölümcül bir saldırıyı' engellediğini iddia etti ve uçağa ateş edenlerin 'takip edilmesi' emrini verdiğini söyledi.

Şu anda çok sayıda asker hakkında soruşturma başlatılırken, kışla güvenliğinden sorumlu görevliler de terhis edildi. Bu askeri tugay ve başkan Duque'ye saldırının yapıldığı bölge genellikle aktif gerilla grupları, paramiliterler ve uyuşturucu kaçakçılığı kartellerinin bulunduğu, Venezuela ile sınır bölgesinde konuşlandırılmış Kolombiyalı askerlerle birlikte çalışan ABD askeri danışmanlarının karargahı olduğu için kilit bir bölge kabul ediliyor.

El Nuevo Siglo gazetesi, "bölgede uyuşturucu kaçakçılığı ve gerilla muhaliflerinden kadın kaçakçılığı ve yasadışı madenciliğe kadar 21 farklı suç türü tespit edildiğini" detaylandırdı.


Uyuşturucu baronu 'Memo'nun yakalanması büyük olaylara neden olabilir

Kolombiyalı bir işadamı olarak bilinen Guillermo Leen Acevedo Giraldo, takma adı "Memo Fantasma", Kolombiya polisi tarafından Bogota'da tutuklandı. Memo Fantasma veya Acevedo olarak isimlendirilen iş adamı; aslında 'Hayalet narko' olmakla suçlanıyor.
 

Acevedo Giraldo.jpg
Guillermo Leen Acevedo Giraldo, "Memo Fantasma"


Eski bir milis lideri olan ve uzun süredir uyuşturucu kaçakçısı bilinmesine rağmen iş adamı perdesiyle siyaset, futbol, magazin ve iş dünyasında geniş bir çevreye tahakküm ediyor. Bir şekilde onlarca yıl hakkında soruşturma açılmadı ve 24 Haziran'da Kolombiya makamları tarafından 3 kişiyle birlikte yakaladı.

Ancak bu tutuklamanın nasıl yapıldığı bir sır olarak saklanıyor. Memo Fantasma (Sonra 'Ghost' diye üçüncü takma adını alacak), 1980'lerin sonlarında ve 1990'ların başında çeşitli uyuşturucu kaçakçılığı örgütleriyle çalıştığı için yeraltı dünyasında iyi biliniyordu.

1990'ların sonlarında, Kolombiya Birleşik Öz Savunma Güçleri'nin (Autodefensas Unidas de Colombia - AUC) bölümlerinden biri olan Central Bolivar Bloque'un (Bloque Central Bolivar - BCB) bir parçası oldu. 2004'te, Sebastian Colmenares takma adını kullanarak Acevedo ve yedi AUC lideri, hükümetle bir barış anlaşması için niyet mektubu imzaladı.

Bu jenerasyon içerisinde Acevedo (Memo), hapse atılmayan ve öldürülmeyen tek uyuşturucu baronuydu. Kolombiya Polisi ayrıca Bogota'da yakalanan Acevedo'nun kara para aklama, suç komplosu oluşturmak ve yasadışı zenginleşme suçlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi.

Uyuşturucu Baronu Memo, Kolombiya Başkan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Marta Lucia Ramirez'in ailesine ait gayrimenkul işletmesiyle çok sayıda iş gerçekleştirdiği de ortaya çıktı. Bogota da dahil olmak üzere Avrupa ve Güney Amerika'da holdingleri olan havacılık, sığır çiftliği ve emlak işi kurdu.
 

2.jpg
Memo Fantasma'nın Kolombiya'nın şu anki başkan yardımcısı Marta Lucía Ramírez'e ait bir şirketle gayrimenkul anlaşmaları paylaştığı doğrulandı / Fotoğraf: Twitter


Acevedo (Memo), Kolombiya'da uyuşturucu kaçakçılığının iki dönemini birleştirdi: Bunlar 1. Görünenler dönemi, 2. Görünmeyenler dönemi oldu.

Pablo Escobar görünenler döneminin özetiydi. Sadece gösterişli bir uyuşturucu kaçakçısı ve acımasız bir katil değil, aynı zamanda alternatif bir kongre üyesi ve hayırsever oldu.

Acevedo, 1990'ların başlarına kadar Escobar'ın Medellin Karteli ile bağlantılıydı. Ayrıca, 30 bine yakın paramiliter askeriyle, belki de görünürler çağının nihai doruk noktası olan AUC'ye bağlıydı.
 


Ancak medya onu gün yüzüne çıkarana kadar Acevedo(MEMO), aynı zamanda, kaba kuvvete, agresif popülizme ve paramiliter ordulara daha az güvenen ve daha çok arka planda siyasi anlaşmalar ve cömertkâr ticari yatırımlara güvenen yeni nesil insan tacirlerinin tam anlamıyla görünmeziydi.

Bu bağlamda Cucuta'da Başkan Duque'ye yönelik helikopter saldırısında olanlar/olmayanlar, beraberinde çeşitli senaryoları da getiriyor.

Bunlardan birincisi uyuşturucu kaçakçısı Memo'nun tutuklanmasına karşı bir misilleme saldırısı. İkincisi 4 ELN gerillasının ABD'ye iadesi.

Üçüncüsü ve zayıf olanı ise; Başkan Duque'ye sol tandanslı bir saldırıdan yola çıkarak muhafazakar-sağ toplumu konsolide etmeye yönelik organize bir eylem olarak değerlendirilebilir.
 

Fredy Amariles AFP.jpg
Fotoğraf: Fredy Amariles/AFP


Sonuç olarak, ELN'nin veya eski FARC savaşçılarının Helikopter saldırısını gerçekleştirip gerçekleştirmediği bilinmemekle birlikte; bu saldırının şiddetin yarattığı endişeye neden olduğu ortaya çıkıyor.

Bu durum/benzeri şiddet olayları Kolombiya halkını, korku ve şiddet ortamında tutuyor, özellikle sağcı partiler bir arada yaşama düzeni inşa etmekle ilgilenmiyor.

Yukarıda değindiğimiz uyuşturucu baronu Memo ile ilgili sunduğumuz 3 senaryo; aslında bu olayların bağlantılarıyla ilgili yine 3 üç hipotez oluşturuyor.

Birincisi uyuşturucu kaçakçılığı dünyasında bir hesaplaşma olduğu ve bunun için Kolombiya ve Venezuela arasında farklı gruplar üzerinden iki ülke karıştırılmak isteniyor.

İkincisi, Kolombiya'nın Venezuela sınırı, Cucuta ve bölgesi yoğun askeri yığınak yapılmış olmasına rağmen uyuşturucuyla mücadele ve asayiş olayları vatandaşlara daha fazla güvenlik anlamına gelmedi. Aksine, katliamlar ve yerinden edilmeler geri döndü. Kolombiya'da şiddeti teşvik eden siyasi kutuplaşmanın ortasında halk tutsaklaştı.

Üçüncüsü, farklı yasadışı silahlı grupların çoğaldığı bir bölgede meydana gelen saldırıyı şimdiye kadar kimse üstlenmedi. Ancak şiddet en doruk noktasına ulaşarak ülkenin Cumhurbaşkanını hedef haline getiriyorsa; uluslararası istihbarat servisleri kendi içerisinde bir paylaşım savaşı yapıyor demektir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU