İsrail-Gazze çatışmasının çocuklarda açtığı ruhsal yaralar kolay kapanmayacak

Tekrar eden şiddet döngüleriyle karşılaşmaya devam edenlerin yardıma ihtiyacı var

10 Mayıs'ta Gazze Şeridi'nin kuzeyinde, İsrail ile Filistin arasındaki şiddetin alevlendiği dönemde hayatını kaybeden bir Filistinlinin akrabası hastane önünde teselli edilirken (Reuters)

Gazzeli kız öğrenci Tala iki hafta önce ailesinin evi yakınlarında İsrail hava saldırıları sonucu öldürüldüğünde zaten Norveç Mülteci Konseyi'nin (NRC) sağladığı travma tedavisine devam etmekteydi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Henüz 13 yaşındayken Gazze'deki militanlarla İsrail ordusu arasındaki üç savaşın sonuçlarını yaşamıştı. Mayıs başlarında patlak veren 4. çatışma Tala için sonuncu olacaktı.

Ağabeyi Ömer de aynı psiko-sosyal destek programındaydı. Genç Ömer, 11 gün süren son çatışmadaki en ölümcül bombardımanların birinden mucize eseri sağ kurtuldu.

Ancak halihazırda aşmaya çalıştığı travmanın üstüne, şimdi ailesinin tümünün öldürüldüğü gerçeğiyle yaşamak zorunda. Ömer hastanede sersemlemiş ve afallamış görünüyordu, bana sürekli bunların neden başına geldiğini soruyordu.

NRC'ye göre İsrail'in Gazze'ye düzenlediği hava saldırılarında öldürülen 60'tan fazla çocuğun 11'i NRC'nin psikolojik programlarına katılıyordu. Çocukların yaşlarının 5 ila 15 olduğunu söylediler.

Tala'yı öldüren aynı bombardıman gecesinde kendi kliniğinin de ağır hasar aldığını belirten Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), 28 Mayıs'ta söz konusu çatışmaların Gazze'deki çocukların akıl sağlığı üzerindeki yıkıcı etkisine dair uyarıda bulundu.

Gazze'nin 2 milyonluk nüfusunun neredeyse yarısının 14 yaş altında olduğunu ve hayatlarının, Hamas'ın dar şeridin kontrolünü şiddetle ele geçirmesi sonucu uygulanan, İsrail ve Mısır ablukası altında geçtiğini söylediler.

Ayrıca 4 İsrail saldırısı ve 2018 ile 2019'da bastırılan Büyük Dönüş Yürüyüşü protestolarını yaşadılar. Büyük saldırılar haricinde bile Gazze'ye yönelik hava saldırıları, özellikle Filistinli militanların İsrail'e defalarca roket fırlattığı son birkaç yılda sık sık gerçekleştiriliyor.

Nitekim MSF, genç Gazzelilerin yüzde 40'ının duygudurum bozukluklarından, yüzde 60 ila 70'nin de travma sonrası stres bozukluğundan ve yüzde 90'ının stresle bağlantılı diğer rahatsızlıklardan mustarip olduğunu belirtti. İntihar ve intihar girişimlerinin sayısı 2020'de artarken, Filistin toplumundaki akıl sağlığı sorunlarına ilişkin damgalama sebebiyle bunlar yeterince bildirilmiyor.

Gazze'deki sağlık yetkilileriyle otururken, bana artan depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu vakalarından “gizli salgın” olarak bahsettiler. Birçoğu fazlasıyla tabu olduğu için bastırılıyor.

Yıllar içinde konuştuğum aileler yatak ıslatma, kusma, gece terörü, çığlık atma, öfke nöbetleri, titreme ve hatta konuşmama gibi kronik sorunlardan bahsediyor.

Hayır kurumu çalışanları da, bizatihi ebeveynler travmatize olduğu için özellikle pandemi tecritlerinde artan aile içi şiddetten bahsediyor.

Save the Children'ın 2014'te 50 gün süren çatışma sonrası gerçekleştirdiği araştırmada, Gazze'nin en ağır darbeyi alan bölgelerindeki 10 çocuktan 7'sinin bir yıl sonra hâlâ kabus gördüğü ve yüzde 75'inin düzenli olarak yatağını ıslattığı ortaya konuldu. Ebeveynlerin yaklaşık yüzde 89'u, çocuklarının sürekli korktuğunu ifade etti. 2018'de tırmanan gerginlik sonrası 2019'da yapılan araştırmalarda da benzer sonuçlar bulundu.

Dolayısıyla bu seferki çatışma da Ömer gibi çocuklar arasında sadece daha fazla akıl sağlığı sorununa yol açmış olacak.

Save the Children, yeraltı sığınağı ve uyarı sirenleri eksikliğinin, Gazze'deki çocukların yaşanabileceklere dair sürekli duyduğu korkuyu artırdığını belirtti.

Save the Children'dan Luma Tarazi, "Sinir sisteminin aşırı uyarılması sebebiyle vücutları sakinleşemiyor" diyor.

Şiddet sona erse bile çocuklar rahatlayamayacak veya uyuyamayacak. Bunun yerine endişeli vaziyette kalacaklar. Bu duygusal yükün çocukları oyun oynamaktan, rahatlamaktan, derslerine odaklanmaktan alıkoyacağını düşünüyoruz. İyileşmeleri uzun zaman alacak.

Güney İsrail'de aileler, birinin saklanacak bomba sığınağı olmayan iki çocuğu öldüren, ayrım gözetmeyen roket saldırısının korkunç piyangosu altında yaşıyor.

Aşkelon gibi şehirlerde benzerine rastlanmamış bir roket yağmuru vardı. Bazı zamanlar aileler her 10 dakikada bir bomba sığınaklarına koşuyordu.

Tanıştığım ve evi birkaç dakika önce bir militan roketiyle tahrip olan İsrailli bir kadın bana, sadece kendisi ve komşuları için değil aynı zamanda kendisinin de endişelendiği Gazze'deki aileler için de sükunet istediğini söylemişti.
 


Hem Gazze'deki hem de İsrail'in güneyindeki travmatize olmuş çocuklardan bahsetti ki bu yine insan hakları gruplarının uyarıda bulunduğu bir sorun.

Save the Children, Filistinli ve İsrailli çocukların ruhsal sorunlara yıllarca katlanmak zorunda kalacağını belirtiyor.

Öte yandan, tüm bunlarda yürek parçalayıcı, iç karartıcı ve öfke verici bir aşinalık var. Bu hafta, tıpkı 2012-2014 savaşlarında yaptığım gibi, yine Gazze'deki aynı hastanelerden, aynı morglardan, derme çatma sığınaklara dönüştürülen aynı okullardan ve bu kez yeni moloz yığınlarıyla henüz dolup taşan aynı sokaklardan haber geçtim.

Bir kez daha eşlerinin ve çocuklarının anlamsız ölümlerini anlamlandırmaya çalışan aileleri izledim. Delik deşik edilmiş yerlerde insanlar pamuk ipliğine bağlı ateşkesin sürmesi için sessizce dua etti. Birçoğu, savaşın bir sonraki çatışmaya hazırlandıklarını ve bundan korktuklarını itiraf etti.

İsrail'de bir kez daha evlerini onaran ve ölülerinin yasını tutan aileler de barışın sürmesi için dua etti.

Çocukların hayatta kalması için bu korkunç şiddet döngüsünün sonsuza kadar sona ermesini umuyorum.


https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU