Prof. Dr. Aykan: Pandemi dönemindeki aşırı eve kapanma umarım önümüzdeki yıllarda bir kanser patlaması olarak topluma dönmez

Dünyada her yıl 20 milyon civarında yeni kanser vakasının görüldüğünü, bu sayının yaklaşık 2,5 milyonunu ise meme kanserlerinin oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Faruk Aykan, salgın nedeniyle kontrollerin ertelenmesinin olumsuz etkilerine de dikkati çekti

Erken teşhisin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Aykan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle kanser tanı ve tedavilerinin bir yıldır aksadığını söylüyor / Fotoğraf: Pixabay

Kanser hakkında bilinçlenme ve bu hastalıktan korunma konusunda farkındalığı artırmak amacıyla, her yıl 1-7 Nisan tarihleri "Ulusal Kanser Haftası" olarak bilinir.

Düzenlenen etkinliklerde özellikle erken teşhisin önemine dikkat çekilerek, gerekli kontrollerin yapılmasının hayatiliğine vurgu yapılır. 

Ancak bir yılı aşkın süredir etkisini devam ettiren Kovid-19 salgını nedeniyle polikliniklere başvuruların azaldığına işaret eden uzmanlar, pek çok kanser hastasının 'virüs bulaşır' korkusuyla muayenelerini aksattığını söylüyor.  

Vaka sayılarının 40 bine yaklaşmasıyla, başta kanser olmak üzere birçok hastalığın erken teşhis ve tedavisinin ertelenmesinin sürmesinden endişe ediliyor.

Kanser vakalarındaki artışı, pandemi sürecinin özellikle kanser hastaları üzerindeki etkilerini ve alınabilecek tedbirleri konuştuğumuz İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Prof. Dr. Faruk Aykan da bu konuya dikkati çekti.

Kovid-19 salgınının diğer hastalar gibi kanser hastalarını da çok olumsuz şekilde etkilediğini belirten Prof. Dr. Aykan, pek çok muayene ve kontrollerin ertelendiğini, virüs bulaşır korkusu yaşayan hastaların randevularını aksattığını, bazı kanser hastalarının da bu süreçte Kovid-19 geçirdiğini anlattı.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Pandemi, Kovid-19'a yakalanmadıkları takdirde kanser hastalarının tedavisine engel değil"

Uluslararası kılavuzların da doğrultusunda birtakım kuralları uygulamaya koyduklarını belirten Aykan, salgının, Kovid-19’a yakalanmayan kanser hastalarının tedavisine engel olmadığına da vurgu yaptı. 

Herkes için geçerli olan maske takmak, hijyen kurallarına dikkat etmek ve kalabalık ortamlarda başkaları ile aralarında en az 2 metre mesafe bırakmak gibi durumların, salgından korunmada en önemli tedbirler olduğuna değinen Aykan, her hasta için ayrı bir değerlendirme yapıldığını ve kimilerinin hastaneye geliş sıklığını azaltmak için tedavilerini evde kullanabilecekleri ilaçlarla değiştirdiklerini aktardı.

"Her hasta için ayrı ayrı karar verdiğimizi de unutmamak gerekiyor"

Prof. Dr. Aykan, şunları kaydetti:

"Damlacık enfeksiyonunu azaltmak için kalabalıkta yüksek sesle konuşmamak da düşünülmelidir. Sırası gelen tüm hastalarımıza aşılanmalarını da öneriyoruz. Hastane gibi riskli ortamlara geliş sıklıklarını azaltmak için tedavileri tamamlanmış, kontrol altındaki hastalarımızın randevularını erteledik. Bunların bir kısmını online görüşmeler şeklinde yaptık. Aktif kanser tedavisi devam eden bazı hastalarımızda hastaneye geliş sıklığını azaltmak için damardan yapılan bazı ilaçları evde kullanabilecekleri ağızdan tabletler alma şeklinde değiştirdik. Her hasta için ayrı ayrı karar verdiğimizi de unutmamak gerekiyor. Hastanemizde kemoterapi bekleme ve uygulama salonlarında temizlik ve izolasyon kurallarını sıkı sıkıya uyguladık. Onkoloji biriminde hekim, hemşire ve tüm sağlık personeli ile kanser hastalarının hastanedeki Kovid-19 vakaları ile temas etmemesi için tüm izolasyon tedbirleri uygulandı. Semptomu olan kuşkulu hastalarımıza mutlaka PCR testi yaptırdık. Kovid-19'a yakalanan kanser hastalarında iyileşinceye kadar kanser tedavilerine ara verdik. Onları spesifik merkezlere yönlendirdik."

"Dünyada her yıl 20 milyona yakın yeni kanser vakası görülüyor"

İçinde bulunduğumuz haftanın Kanser Haftası olduğuna değinen İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Faruk Aykan, dünyada her yıl 20 milyona yakın yeni kanser vakasının görüldüğünü kaydetti.

Son verilere göre meme kanserinin akciğer kanserini geçerek ilk sıraya yerleştiğini belirten Aykan, tüm kanser grupları içinde her yıl 2,5 milyona yakın yeni meme kanseri vakasının görüldüğünü söyledi.

Meme kanseri neden yükselişte?

Bunun nedenlerini de sorduğumuz Faruk Aykan, kadınlarda obezitenin artması, sigara tüketiminin devam etmesi, alkol kullanımı, gıdalardaki hormonal katkı maddelerinin varlığı, erken adet görme, geç menopoza girme, ilk doğumun ileri yaşta olması, süt emzirmenin azalması ve fiziksel aktivitenin azlığı gibi nedenleri sıraladı.

 

Prof. Dr. Faruk Aykan İstinye Üniversitesi Liv Hospital Tıbbi Onkoloji.jpg
Prof. Dr. Faruk Aykan / Fotoğraf: İstinye Üniversitesi

 

"İdeal kilonuzu koruyun, düzenli fiziksel aktivite yapın, sağlıklı ve dengeli beslenin, meme kanseri tarama testlerini ihmal etmeyin"

Prof. Dr. Aykan, kadınlara ideal kilolarını korumalarını, düzenli fiziksel aktiviteyi, özellikle işlenmiş hayvansal gıdalardan ve aşırı karbonhidratlı yiyecek ve içeceklerden kaçınmayı, bol sebze ve meyve tüketmelerini önerirken, özellikle ailesinde kanser vakası bulunan bireyler için meme kanseri tarama testlerinin de öne alınması uyarısında bulundu. 

"Kanserlerin yaklaşık yüzde 10'unda kalıtımın rolü var"

Kanserin genel anlamda bir genetik rahatsızlık olup olmadığına ilişkin ise Aykan, "Evet, kanserlerin yaklaşık olarak yüzde 10'unda kalıtımın rolü vardır. Meme, kolon ve over kanserlerinde buna özellikle dikkat edilmelidir" yorumunu yaptı.

"Pandemi dönemindeki aşırı eve kapanma umarım önümüzdeki yıllarda bir kanser patlaması olarak topluma dönmez"

Aykan sözlerini, "Pandemi dönemindeki aşırı eve kapanma umarım önümüzdeki yıllarda bir kanser patlaması olarak topluma dönmez" ifadeleriyle noktaladı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU