UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan: Küçük yaşta cinsel tacize maruz kalanların çoğu, yaşadıkları travmayı büyüdüklerinde de atlatamıyor

Türkiye'de 20 milyonu aşkın çocuğun bulunduğunu belirten Özkan, müfredata cinsel eğitimin konulması, okullarda avukat bulundurularak çocuklara haklarının öğretilmesi ve yetkililerin ev ziyaretleri yapmasının şart olduğunu savunuyor

Yalnızca kız çocukları değil, erkek çocukları da istismara maruz kalıyor. Çoğu zaman bu olayların üstü kapatıldığından, fail hiçbir ceza almadan, bir şey olmamış gibi yaşamını sürdürüyor. İstismar mağdurları ise çoğu zaman psikolojik destek almadan hayatına devam etmek zorunda kalıyor ve bu travmayı bir ömür boyu taşıyor / Fotoğraf: AA

Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkanı Saadet Özkan'ın istismara uğrayan bazı kişilerin kendisine gönderdiği mesajları sosyal medya hesabı üzerinden yayınlamasının yankıları sürüyor.

Kendisine sosyal medya üzerinden 3 günde 3 bini aşkın istismar vakası mesajı geldiğini belirten Özkan, toplumsal çalışma yapılmasının şart olduğunu söylüyor.

"Bu kişilerin çoğu, yakın tanıdığı kimseler tarafından istismar edilmiş"

Sadece kadınlardan değil, erkeklerden de çok sayıda mesaj aldıklarını aktaran Saadet Özkan, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Bana öz babasının istismarına uğrayan bir çocuğun mesajı ulaştı, etrafındaki herkes olayı kapatınca çocuk da susmak zorunda kalmış. Bu kişi, 'Herkes görsün benim acımı, paylaşın' deyince, ismini gizleyerek paylaştım. Genelde bana böyle mesajlar gelir, sadece adli mercilere destek için paylaşırız. Ama 'Ben de yaşadım, ben de yaşadım' diye üst üste mesajlar yağdı, gelmeye de devam edecek. Travmatik bir durum çünkü olanlar yazıdan ibaret değil, onlar birer hayat. Bu kişilerin çoğu, yakın tanıdığı kimseler tarafından istismar edilmiş. Biz büyük bir ordu kuruyoruz. İyi çocukluk yaşayanlar da o çocuklarla birlikte birlikte savaşmalı ve onları kurtarmalıyız. 

 

Kendi öz evladını istismar eden sapkınların, bunu diğer çocuklara da yapacağı uyarısında bulunan UCİM Genel Başkanı, "Çocuğuna cinsel istismarda bulunan bir baba, cezaevinden çıktıktan sonra bir başkasının ya da yeni çocuğuna da bunu gerçekleştirecektir. Cinsel istismar devam edecektir. 'Babamın bunu kuzenime, teyzeme de yaptığını öğrendim' diyen çocuklar var. İstismarcı, etrafındaki pek çok kişiye bu eylemini gerçekleştiriyor. Artık bu mücadele olmaktan çıktı, bir savaşa döndü. Bütün kadınlar, erkekler, çocuklar şunu istiyor: Artık biz anlatıyor ve mücadele etmek istiyoruz. İfşa etmek istiyoruz. '30 senelik acımla vedalaştım, herkesin içinde onun istismarcı olduğunu söyledim" diyen, bunu ifşa etmek isteyenler de var" şeklinde konuştu.

"Z kuşağı ile Alfa çocukları konuşmaya başladı"

Mağdur sayısının artmaması için harekete geçmenin şart olduğunu vurgulayan Özkan, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Sapıklar hep bizim aramızda, etrafımızdaymış. Kimi zaman babaymış, dedeymiş, kuzenmiş, komşuymuş… Bizlerin etrafındaymış... Aslında olan şu, Z kuşağı ile Alfa çocukları konuşmaya başladı. Biz aslında konuşan çocuklar yetiştirmeye başladık. Farkındalık artmış. Ben çağın değiştiğine inanıyorum.  Yeni çağın kadınları da konuşuyor. Anneler, geçmişte kendilerine yapılanın, evlatlarına yapılmaması için çabalıyor, susmuyorlar.

Saadet Özkan. jpg
Saadet Özkan / Fotoğraf: UCİM

 

"Küçük yaşta cinsel tacize maruz kalanların çoğu, yaşadıkları travmayı büyüdüklerinde de atlatamıyor"

İstismara maruz kalan çocuklara ilişkin davaları takip eden UCİM'in Genel Başkanı Özkan, küçük yaşta cinsel tacize maruz kalan bireylerin çoğunun, yaşadıkları travmayı büyüdüklerinde de atlatamamış olmasına dikkati çekti:

İstismara maruz kalan kişilerin çoğu, yıllarca hiçbir destek almıyor. Yaşadıkları travmayı, 30-40-50 ve hatta daha ileri yaşlara geldiklerinde bile atlatamıyorlar. Tüm yaşantıları etkileniyor. Aslında bu kişilerin terapiye ihtiyaçları var. Cinsel terapiye de ihtiyaç duyuyorlar. Güven sorunları var ve evliliklerinde de sorun yaşıyorlar.

 

"Cinsel istismarın başlama yaşı 6 değil, aslında bebeklikten başlıyor"

Özkan, cinsel istismara maruz kalınma yaşının genel olarak, en erken 6 olarak bilinse de aslında çok daha erken bu eylemlerin başladığını dile getirdi:

Cinsel istismarın başlama yaşı 6 diye bilinir çünkü öncesinde çocuk, kendisine yapılanı hatırlamıyor. Dolayısıyla bu yaş aslında 6 değil, bebeklikten başlıyor. Kundaktaki bebek bile taciz ediliyor, istismar ediliyor. İstismarcı eylemlerine çocuk kundaktayken başlıyor. Kötü dokunuşlarla başlıyor. Bu sorunlar gereken şey o evlere girmek, o evlerle ilgili toplumsal çalışmaları yapmak, multidisipliner çalışmaya başlamalıyız. Destek almayan her birey o travmayla yaşıyor ve büyüyor. Öncelikle ebeveynlerin eğitilmesi şart.

 

"Dil kalıplarımızı değiştirmeliyiz"

İstismar olaylarının hukuki olarak adli mercilere yansımamış olması, olayın vahameti diyen Saadet Özkan, bazı kalıplaşmış ifadelerin de hatalı olduğunu söyledi.

Özkan, "Bu kişiler, asla çocukluklarını, başlarından geçeni unutmuyorlar" diyerek, kendisine anlatılan bir olayı paylaştı:

İstismara maruz kalan biri, ‘Babamın katil olacağını düşünüp yıllarca gizledim, babama 37 yıl sonra olanları söylediğimde, babam yüzüme baktı ve bana ‘Eski defterleri açma’ dedi" diye anlattı. ‘Babam bilse katil olurdu, abim katil olurdu’ diye düşünerek susan çocuklar var. Çocuklar sevdiklerini korumak için susmuş. Dil kalıplarımızı değiştirmemiz lazım. Bu toplumsal sorunla mücadele etmemi gerekir. Kendi çocuklarına sahip çıkarak vatanın koruyacaksınız.

 

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Çocukları korumayı çocuklara yükleyemeyiz"

En büyük sorunlardan birinin söz konusu istismar olaylarının örtbas edilmesi olduğunu belirten Özkan, "Bunun (örtbas kültürü) önüne geçmeliyiz! Bu kültür, çocukların yaşarken katili oluyor. Anne örtüyor, kardeş susuyor. Çocukları korumayı çocuklara yükleyemeyiz" yorumunu yaptı.

"Yetkililerin ev ziyaretleri yapması şart"

Türkiye’de 20 milyonu aşkın çocuğun bulunduğunu ve bu bireylerin büyük kısmının bebeklik çağında olması nedeniyle evlerde bulunduklarını belirten Saadet Özkan, bu kişileri koruyabilmek için hanelerin yetkililer tarafından tek tek gezilmesinin şart olduğunu savundu.

Eğitimin de önemine vurgu yapan Özkan, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Eğitimlerle, ziyaretlerle, desteklerle bu koruma sağlanmalı. Yetkililerin ev ziyaretleri yapması şart. Evde olan çocuklar için Sağlık Bakanlığı’nın ebe hemşireleri ile sosyal hizmet, çocuk gelişimi uzmanlarının, psikolojik danışmanların, ruh sağlığı uzmanlarının ev gezileri yapması şart. Avrupa’daki gibi okullarda ruh sağlığı uzmanlarının olması gerekiyor, danışmanlık hizmeti alması gerekiyor. Bebeklikten itibaren ev gezilerine ihtiyaç var.

 

"Çocukların anne karnından itibaren korunması gerekli"

Özkan, çocukların geleceği için hiç zaman kaybetmeden harekete geçmek gerektiğini vurguladı:

Ağlayıp sızlamak yerine artık harekete geçme zamanı. Ulaşamadığımız, sosyal medya kullanamayan kesimi de unutmayalım. Biz aslında yapmamız gereken şeyi, büyük resmi gördük. Çocukların, anne karnından itibaren korunması gerekli.

çocuk tacizi sömürü Pixabay.jpg
Fotoğraf: Pixabay

 

"Okullarda avukatlar bulunmalı"

Okullarda avukat bulundurulması gerektiğini savunan Özkan, böylelikle çocuklara evrensel hukuk kavramını aşılamanın ve onlara hukuki açıdan haklarının bulunduğunu öğretmenin mümkün olabileceğini belirtirken, pek çok cinsel istismar olayının örtbas edilmesine karşı da harekete geçilmiş olunacağını ifade etti.

"Haklarını bilen çocuklar, güçlü bir toplum yaratır"

Saadet Özkan, "Düşünün derse girmiş bir avukat örneği var önlerinde ve çocuklara, ‘Sizin haklarınız var’ diyerek anlatıyor. Çocuklar bu durumdan güç alır. Bu ülkede avukatları sadece mahkeme koridorlarında mı göreceğiz? Bir cinsel istismar vakası geldiğinde, örneğin ensest vaka geldiğinde, o çocuğun hemen okulda bir avukatı olmalı. Onu yönlendirip, danışmanlık hizmeti vermeli. Olabiliyorsa her hafta, olamıyorsa da 15 günde bir çocuklar, haklarını duymalı. Haklarını bilen çocuklar, güçlü bir toplum yaratır. Milli Eğitim'in (bakanlık) görevi, çocukları da korumak" şeklinde konuştu.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU