İstanbul’daki belediye başkanlığı seçimlerinin tekrarlanması Erdoğan'ı daha da zayıflatmaktan başka işe yaramayacak

Muhalefet adayı Ekrem İmamoğlu seçimden sonraki haftalarda kendinden daha emin hale geldi. Seçimin tekrarlanmasına yönelik protestoların ortaya çıkmasıyla, seçmenlerin ona desteği de 2’ye katlanacak

Fotoğraf: The Independent

Türkiye’deki Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) muhalefet adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı 31 Mart İstanbul Belediye seçimlerini iptal etmesinden ve seçimin 23 Haziran’da tekrarlanacağını bildirmesinden sonra tencere tava sesleri duyulmaya başladı.

Gürültü; ev hanımlarını, öğrencileri, gençleri ve yaşlıları da önüne katarak şehrin her tarafına yayılan bir kükremeye dönüştü. Bazıları da olayı protesto etmek için İstanbul sokaklarına akın etti.

“Hak, hukuk, adalet!” sloganları atıldı.

İmamoğlu’nun küçük bir farkla elde ettiği seçim zaferi sıradan bir an olarak kalabilirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vakit kaybetmeden şehre gelip, İmamoğlu'nun elini sıkabilir, onu tebrik edebilir ve ona önündeki devasa görevi hatırlatabilirdi. Ne de olsa, Erdoğan da ekonomik belirsizlik döneminde İstanbul belediye başkanı olarak da görev yapmıştı ve 2’si de Anadolu’nun mütedeyyin Karadeniz bölgesinden geliyordu.

Bunun yerine, sosyal medyadaki destekçiler ve hükümet yanlısı basın tarafından kışkırtılan Erdoğan’ın iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), hükümetin kendisinin denetlediği seçime dair belirsiz ve karanlık komplolar olduğunu öne sürerek şikayet etmeye başladı. Hükümet yanlısı eleştirmenler, yasadışı Gülen hareketinin “terörist” üyelerinin seçimi manipüle ettiğini söyledi.

Bunlar olurken İmamoğlu soğukkanlı kalarak, imzası haline gelen sözüyle destekçilerini sabırlı olmaya çağırdı: Her şey çok güzel olacak.

Bu hashtag, salı günü, Twitter’daki dünya gündeminde 1. sıraya yükseldi.

İmamoğlu pazartesi gecesi yaptığı konuşmada “Yüzünüzdeki gülümsemeyi, kalbinizdeki umudu kaybetmeyin” dedi.

Böylece, Türkiye'nin en büyük şehrinin belediye başkanını belirlemek için yapılan basit bir seçim, devasa boyuttaki bir siyasi ve sosyal savaşa dönüştü. Önümüzdeki 50 gün, ülkeyi daha fazla kutuplaştırmakla ve ekonomik krizin olduğu kemer sıkma döneminde toplumsal kaos yaratmakla tehdit ediyor. Aynı zamanda bazı AKP destekçilerinin AKP'nin centilmen davranmadığını şeffaf biçimde kabul etmesi, bu kişilerin muhalefeti açıkça desteklediğini söylemesi ve diğerlerinin de YSK’nin teknik detaylara dayanan iptal kararını eleştirmesi, Erdoğan partisinin önünde engel teşkil ediyor.

Hükümet yanlısı gazeteci Ömer Turan, “Hayatımda ilk kez, muhtemelen de son kez CHP’nin adayına oy vereceğim. Bu seçimde İmamoğlu'nu destekleyeceğim” dedi.

“Seçimi iptal etmek için somut kanıt yok” diyen akademisyen Cemile Bayraktar, “Verilen karar sorunlu. AKP’ye, YSK ve Türkiye'ye zarar veriyor” diye yazdı.

AKP’ye yönelik desteğin dayanaklarından biri olan, ülkenin en büyük iş derneği TÜSİAD bile, seçimin tekrarlanmasını tehlikeli bir oyalanma olarak nitelendirdi ve çoğu Türk'ün önceliğinin, “artan dış borçlarla enflasyon yüzünden yıpranan ekonominin, işsizliğin ve değer kaybeden para biriminin iyileştirilmesi” olduğunu söyledi.

Dernek, yapılan açıklamada “Kapsamlı bir ekonomik ve demokratik reform gündemine odaklanmalıyız” dedi.

Bütün ülkenin İmamoğlu'nun arkasında toplandığına ve muhtemelen ona daha da büyük bir zafer sağlayacağına dair kanıt var.

 

 

Türkiye’deki bazı havayolları, şehir sakinlerinin oy kullanmak için tatilden eve dönmesini sağlamak amacıyla 6 Mayıs ve öncesinde alınan gidiş ya da dönüş biletlerinin ücretsiz olarak iptal edilebileceğini veya değiştirilebileceğini açıkladı.

AKP'nin adayı olan eski meclis başkanı ve başbakan Binali Yıldırım, seçim kampanyalarında cansızdı. 31 Mart’a hazırlanılan haftalarda, belediye başkanı olmayı gerçekten istemediği ama mitinglerin çoğunu yöneten Erdoğan’ın onayı için yarıştığı izlenimini veriyordu.

Yeni kampanyanın yüzü, 63 yaşındaki Erzincan’lı Yıldırım mı yoksa Erdoğan mı olacak, henüz belli değil.

O kişi, zahmetli savaşla karşı karşıya kalabilir. AKP ve onun İslami kökenli öncülleri, seçimleri kazanmasının ardından, yıllar boyunca, Türkiye'deki laik ve asker seçkinlerin onları baskıladığına dair mağduriyet anlatısı geliştirdi.

Bu sefer, İmampğlu’nun 17 Nisan'da teslim aldığı mazbata elinden alındı. Mazbata (şimdilik) Erdoğan’ın atadığı İstanbul valisi Ali Yerlikaya'ya teslim edildi.

Gazeteci Şirin Payzın, "AKP'yi doğuran ve Erdoğan'ı bir lider haline getiren; yasa ihlalleri, sivil politikaya müdahaleler, partilerin kapatılması ve insanların cezaevine gönderilmesiydi. AKP şu anda bunların aynısını yapıyor. Sonuç olarak Ekrem İmamoğlu sahnede daha güçlü bir lider olarak beliriyor” dedi.

İstanbul’un nüfusunun muhtemelen yüzde 20’sini oluşturan, Türkiye’nin etnik Kürtlerini temsil eden partilerin hiçbiri, 31 Mart’taki belediye başkanlığı seçimlerine aday olmadı. Bunun yerine, kazanma ihtimali az görülen İmamoğlu’nu gönülsüzce desteklediler. Şimdi ise daha da kararlı olacaklardır.

İmamoğlu uzlaşmacı ve alçak gönüllü bir tutum takındı. Meydan okurken bile neşeli olan, dikkat çekici ve karizmatik bir hatip olarak ortaya çıktı. Sosyal medyayı belki de önde gelen tüm Türk siyasetçilerinden daha etkili bir şekilde kullanıyor. Kendisini İstanbul'daki mütevazı evinde oruç açarken gösteriyor veya kendini destekleyenlere hitap etmeden önce ceketini ve kravatını çıkarıyor.

49 yaşındaki İmamoğlu, seçimden sonraki haftalarda, ulusal lider olma yolunda dikkatle ilerleyerek, kendinden daha emin hale geldi.

İmamoğlu, YSK’nin seçim sonuçlarını iptal etme kararını öğrendikten sonra yaptığı konuşmada “Biz demokrasiye inanan ve adalete susamış Türk gençliğiyiz. Biliyorum ki, bu yolu yürürken ben asla yalnız yürümeyeceğim. Ben 16 milyon İstanbullu ile yürüyeceğim” dedi.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Nezir Sümerkan

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU