Teknoloji şirketlerinin tekelciliği

Hükümetler bu şirketlerin şirket olarak rollerinden çıkarak daha büyük bir role bürünmediklerinden emin olmalılar

Fotoğraf: Reuters

Google, Apple, Amazon, Facebook ve Microsoft... Bu beş şirket tüm dünyada alanlarının öncüleridir. Piyasa değerleri yaklaşık 4 trilyon dolardır.

Örneğin Microsoft yazılımları, Amazon e-ticaret ağı, Google arama motorları ve akıllı telefon uygulamaları, Facebook sosyal medya uygulamaları ve Apple da akıllı cihazları ile büyük ölçüde teknoloji dünyasına hükmediyorlar.

Yeryüzündeki herhangi birinin bu beş şirketin uygulamalarını kullanmaması oldukça nadir görülen bir durumdur.

Akıllı telefon denilince akla iPhone veya Android, sosyal paylaşım siteleri denilince de Facebook, Instagram ya da WhatsApp geliyor. Ofis ekipmanlarını kullanmak denildiğinde de Microsoft…

Bu aşırı güç ve popülerlik teknoloji şirketlerinin kendileri ile rekabet edilmesini zor, hatta imkansız hale getirerek pazarları tekelleştirip pazar rekabet gücünü kontrol altına almalarını sağladı.

Bu da şirketlerin bazılarına haksız uygulamalarına karşı çok sayıda tekelcilik davası açılmasına yol açtı.

Söz konusu şirketler arasında bu davalar ile en çok karşılaşan Microsoft. Zira şirket, 1990'lardan beri onlarca kez tekelcilik suçlamasıyla karşı karşıya kaldı ve o dönemde bu davalar yüzünden iki farklı şirket olarak ayrılmak üzereydi.

En son suçlamalar da pandemi sırasında sosyal mesafeyi korumak adına yoğun olarak kullanılan Teams uygulaması ile birlikte tekelci faaliyetlerine karşıydı.

Zoom ve Slack gibi şirketler, Microsoft'u Outlook ve diğer ofis programlarının kullanıcıları da dahil olmak üzere geniş müşteri ağı üzerinden Teams programını pazarlamakla suçladılar.

Bunun kendisine diğer şirketlerin elde edemediği bir rekabet avantajı sağladığını öne sürdüler.

Sosyal medya devi Facebook ise birçok kez tekelci faaliyetler ile suçlandı. Bunarın en öne çıkanı, 2012 yılında bir milyar dolara Instagram'ı satın alması oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Söz konusu dönemde Instagram sadece 13 çalışandan oluşuyordu. Facebook bu satın almayla gelecekteki rakiplerine baskı yapmakla suçlandı.

İkinci davanın konusu da 2014 yılında 55 çalışanı olan WhatsApp uygulamasını 19 milyar dolardan fazla bir meblağ karşılığında satın alması oldu.

Bir dizi başsavcı şu an bu iki satın alma dosyalarını yeniden açmak için fırsat kollarken Facebook ise bunların o dönemde şeffaf ve yasal bir şekilde gerçekleştirildiğini savunuyor.


Google'a gelince… Tekelcilik faaliyetleri iki kısma ayrılıyor. İlk olarak arama motoru sonuçlarını kayıt dışı politikalarına göre yönlendirmesi (iddiaya göre). Google'ın arama motorlarından aldığı pazar payı yüzde 90'ı aşıyor.

İkinci olarak ise Android işletim sisteminin sahibi olarak uygulama mağazasındaki arama sonuçlarını kendi uygulamalarına yönlendirmekle suçlanması.

Nitekim bu, uygulamalarına diğer uygulamalarla rekabet etme avantajı sağlıyor. Bu suçlama, cihazlarını satarken bu uygulamaların birçoğunun otomatik olarak bulunmasının yanı sıra kendi uygulamalarına daha büyük avantajlar sağlayabilecek Apple'a da yöneltiliyor.


Diğer taraftan Amazon da gerek geçmişte kitapların satışını kontrol altına alması gerekse yayınevlerini kitap arama sonuçlarından uzaklaştırarak baskı yapması olsun tekelcilik faaliyetleri ile birçok kez suçlandı.

Şimdi kendi internet sitesindeki satıcıların ürünlerine tercih etmekle suçlanıyor. Aynı şekilde daha önce de rekabeti kalıcı olarak baskılamak için gelecekte kendisiyle rekabet etme potansiyeli olan şirketleri satın almak ve ardından da faaliyetlerini sona erdirmekle suçlanmıştı.


Teknoloji şirketlerinin her geçen gün artan güçleri hükümetler için sürekli bir endişe kaynağı oluşturuyor. Nitekim bu şirketler modern teknolojilerin üreticileri ve dünyayı bugünkü haline getirmede büyük payları var.

Ancak bu güçlerin yasalarla yönetilmesi gerekiyor. Söz konusu şirketlerin geniş kollarının olması onları kontrol etmeyi oldukça zorlaştırıyor.

Dünyadaki dijital içeriği kontrol ediyorlar ve reklamlar için en büyük pazarı oluşturuyorlar. Bu yüzden dünyanın her yerindeki kullanıcılara erişimleri ile birlikte diğer şirketleri ve pazarları etkileyebilirler.

Bu kontrol halinin devam etmesi, inovasyonu tehlikeye atar. Gelişmekte olan şirketlerin ileride büyük şirketlerle rekabet etme ihtimali yüzünden bastırılması, inovasyonu açıkça çürütmek ve tüketiciyi şirketler arasındaki rekabet nedeniyle elde edilen faydalardan mahrum bırakmak demektir.

Büyük şirketler, rakip şirketlerden arama sonuçlarını gizleyerek, sosyal kanallarında onlar için reklam vermekten kaçınarak ya da onları satın alıp bitirerek kullanıcıları uzaklaştırabilir.

Bu yüzden gelişen şirketleri korumak ve büyük şirketler üzerinde yasal kontrole sahip olmak hükümetlerin sorumluluğundadır.

Hükümetler bu şirketlerin şirket olarak rollerinden çıkarak daha büyük bir role bürünmediklerinden emin olmalılar.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU