HÜDA PAR: Asgari ücretin tanımı değişmeli

Milyonlarca işçiyi ve işvereni ilgilendiren asgari ücretle ilgili değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu, asgari ücretin, işçinin ailesini geçindirebileceği ücret olması gerektiğini söyledi

Fotoğraf: AA

​HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu, 2021 yılında geçerli olacak asgari ücret ile ilgili, “tanımı değişmeli” önerisinde bulundu ve çözüm önerilerini sıraladı.

Yapıcıoğlu, çalışanların neredeyse yarısını ilgilendirdiği için Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararının bir anlamda en geniş kapsamlı bir toplu sözleşme olduğunu ifade etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Milyonlarca çalışan, aileleri ile birlikte bu görüşmelerden çıkacak neticeyi merak ve heyecanla beklemektedir” diyen Yapıcıoğlu, “Refahın tabana yayılmasının en önemli araçlarından birisi asgari ücrettir. TL’nin alım gücü düşmüş, asgari ücret açlık sınırının altına inmiştir. Asgari ücret şu anda bekar bir işçinin zorunlu ihtiyaçlarına bile yetmemektedir. Asgarî ücret tespitinde ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durum, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumu ve geçim şartları göz önünde bulundurulur" ifadelerini kullandı.

Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:

İşçilerin içerisinde bulundukları geçim şartları bakımından dünyada iki farklı yaklaşım mevcuttur. Birinci yaklaşıma göre geçim şartlarının belirlenmesinde işçinin ve ailesinin ihtiyaçları esas alınmalı, asgari ücret buna göre belirlenmelidir. İkinci yaklaşıma göre ise asgari ücretin belirlenmesinde yalnızca işçinin ihtiyaçları hesaba katılmalıdır. Türkiye’nin kabul ettiği ve fiilen uyguladığı ikinci yaklaşımdır. Halen mevcut Asgari Ücret Yönetmeliği’ne göre asgari ücret: ‘işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir.

"Gelin önce asgari ücretin tanımını değiştirelim"

Yapıcıoğlu, "HÜDA PAR olarak teklifimiz şudur: Asgari ücreti belirlemeden önce gelin asgari ücretin tanımında anlaşalım. Şu anda mevcut resmi tanımda adalet yoktur. Çünkü bu tanımın içinde işçinin ailesi yani eşi ve çocuğu yoktur. Gelin önce asgari ücretin tanımını değiştirelim. Asgari ücret, işçinin sadece kendisini değil ailesini geçindirebileceği ücret olsun. Asgari ücretliler ve emeklilerin büyük çoğunluğu açlık sınırının altında bir gelirle hayatta kalmaya çalışıyorlar. Diğer taraftan istihdamın yarısından fazlasını oluşturan hizmetler sektörü başta olmak üzere çeşitli iş kolları Covid-19 salgını nedeniyle ağır bir krizle karşı karşıyadır. Asgari ücret konusunu değerlendirirken bu iki hususu da göz ardı etmemek gerekir" ifadelerini kullandı.

"Acı reçete bir kez daha dar gelirliye yazılmamalı”

Asgari ücretliden alınan vergilere değinen Yapıcıoğlu, "Sosyal devlet anlayışının ekonomik sıkıntılara kurban edilmemesinin yanında ekonomik dengeler de elbette gözetilmelidir. Ancak son bir yılda özellikle gıda fiyatları ve kiralardaki astronomik artışlar mutlaka göz önünde tutulmalıdır. Bir asgari ücretlinin işverene maliyeti, SGK ve İşsizlik Sigorta primleri ile birlikte 3 bin 458 liradır. Ancak işçinin cebine sadece 2 bin 324 lira geçebilmektedir. Devlet hem işverenden hem de işçiden ayrı ayrı vergi almaktadır. Yani işverenin cebinden çıkan 3 bin 458 lira ile işçinin cebine giren 2 bin 324 lira arasındaki fark devletin kasasına girmektedir. Bu fark net asgari ücretin yarısından fazladır: bin 174 TL. Salgın hastalık döneminde özellikle hizmet sektörünün içinde bulunduğu zor durum nedeniyle işverenin yükünü fazla artırmadan asgari ücretliye nefes aldırmak gerekir. Sosyal devlet olmanın gereği olarak bu dönemde devlet, elini daha fazla taşın altına koymalıdır. Acı reçete her zaman olduğu gibi bir kez daha dar gelirliye yazılmamalıdır. Bu kez acı ilacı ülke kaynaklarından daha çok istifade eden, ülkenin kaymağını yiyen kesimler içsin" ifadelerini kaydetti.

HÜDA PAR'ın önerileri

HÜDA PAR’ın asgari ücrete ilişkin önerileri sıralandı:

  • Asgari ücretin tanımı değişmeli, işçinin ailesi de tanıma dâhil edilmelidir. Geçim şartlarının belirlenmesinde işçinin ailesi ile birlikte geçim şartları esas alınmalıdır.
  • Asgari ücretin tamamı vergiden muaf tutulmalıdır. Asgari ücretin üzerindeki kazançların da gıda, giyim, barınma, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlar için gerekli miktar düşüldükten sonra geriye kalan kısmı vergilendirilmelidir.
  • Asgari ücretin net tutarı hiçbir şekilde işçinin ve ailesinin zaruri ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarın altında olmamalıdır.
  • Yeterince kaynak oluşturmak için vergi mevzuatı gözden geçirilmelidir. Hiçbir üretim faaliyetine katılmadan ve risk de almadan sadece paradan para kazananlara tanınan vergi muafiyetlerine son verilmeli, faizden geçinenlerin vergi oranları artırılmalıdır.

 

Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU