Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ 6-8 Ekim olaylarını Sivas katliamına benzetti

Yüksekdağ "Kobane, Sivas katliamından sonra, paramiliter unsurların ve provokasyon taktiklerinin kullanıldığı en büyük kontr-devlet katliamıdır" ifadelerini kullandı

Fotoğraf: AA

4 yıldır cezaevinde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ kendisinin yaklaşık 15 ay önce, aylül ayında da 20 kişinin tutuklandığı 6-8 Ekim Kobani (Ayn el Arab) olayları soruşturması için "Tarihi bir yargılama süreci olacağı kesin. Ama bizim değil, iktidarın yargılandığı bir süreç olacak" dedi.

Yüksekdağ erken seçimle ilgili de "Çöküşten önceki son düzlükte, en azından toparlanma olasılığı varken inisiyatif gösterilmesi çok önemli. İktidar olağanüstü şartları ve sorumlulukları üstüne alınıp seçime gitmiyor diye muhalefetin Erdoğan ve Bahçeli’nin keyfini bekleme lüksü yok" ifadeleini kullandı.

Sivas katliamına benzetti

Figen Yüksekdağ Artı Gerçek'tan Derya Okatan'ın sorularını yanıtladı. Yüksekdağ, "6-8 Ekim Kobani olaylarıyla ilgili sizin de tutuklu olduğunuz soruşturmaya yeni isimler dahil edildi ve tutuklu sayısı 22’ye çıktı. Olaylar nasıl başladı, nasıl bu noktaya geldi, bir de sizden dinleyebilir miyiz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

Kobane soruşturması tam bir “yavuz hırsız” hikâyesi. Mahkemelerde anlattık, daha da anlatacağız. Tarihi bir yargılama süreci olacağı kesin. Ama bizim değil, iktidarın yargılandığı bir süreç olacak. Onların suçlarını itiraf etmelerini bekleyemeyiz, bizler her yönüyle teşhir ve deşifre edeceğiz. Kobane olaylarını başlatanlar, 'düştü düşecek' diyerek halkın sinir uçlarıyla oynayanlardır. Sokaklara provokatörleri, özel harp elamanlarını salanlardır. Biz devletin kozmik odasının önünden geçemeyeceğimize göre, karanlık ve çamur perdesi ile gizlemeye uğraştıkları katliamın faillerini bilen iktidardır. Onlarca canını yitiren de çamur atma taktiğiyle fail ilan edilen de bizleriz. Kobane, Sivas katliamından sonra, paramiliter unsurların ve provokasyon taktiklerinin kullanıldığı en büyük kontr-devlet katliamıdır. Aynı zamanda mevcut iktidarın 'FETÖ’yle kurduğu kıyıcı-yıkıcı ittifakın şahikasıdır. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Memlekette 'post hukuk' dönemi yaşanıyor"

Yüksekdağ "Operasyonun HDP’yi zayıflatmaya yönelik olduğu değerlendirmesi yapılıyor. HDP’yi zayıflatmak için neden 6 yıl önceki olaylar seçildi?" sorusunu da "4, hatta 5 yıldır zorlaya zorlaya, çamur atma ve iftira dışında bir suçlama dosyası oluşturmaya çalışıyorlardı. Ama iler tutar tek bir dayanak olmadığı için başaramadılar. 5 yıl önceki MYK’ya açılan soruşturma takipsizlikle sonuçlanmıştı bu yüzden. Ama şu anda suçlamak, hapsetmek için hukukun, usulün, aklın zerresine dahi ihtiyaç duymadıkları için bütün dizginleri koyverdiler. Memlekette "post hukuk" dönemi yaşanıyor. Kitap, hayat, hakikat, hepsi geçersiz. Bu suçlamayı 6 yıl sonra gündeme getirerek HDP‘yi zayıflatamazlar, aksine halkın hafızasını tazelerler. O hafızada da haklılığa duyulan güven vardır. Vicdansızlığa olan öfke vardır. Bugün HDP‘yi suçlayacak, güya “can evinden vuracak” hiçbir şey bulamayanlar, böyle dönüp dönüp geçmişi eşeliyor. Ama bizim geçmişimiz de bugünümüz de halka ve hakka ayandır. Bu tür özel savaş operasyonları asıl sırtlarından kirli, kanlı ittifak gömleğini çıkaramayanları zayıflatır" diye yanıtladı.

"Muhalefetin Erdoğan ve Bahçeli’nin keyfini bekleme lüksü yok"

Yüksekdağ erken seçim tartışmalarına ilişkin soruya şu ifadelerle yanıt verdi:

Erken seçimin nesnel şartları çoktan oluşmasına, hatta güçlenen ekonomik ve siyasal çöküş riskine karşı zorunlu hale gelmesine rağmen, iktidar bu seçeneğe yanaşmıyor. AKP-MHP-derin devlet güçleri ve Erdoğan bu şartlarda yönetmede ısrar ettikçe, ülke açısından durum daha da feci hale gelecek. Çöküşten önceki son düzlükte, en azından toparlanma olasılığı varken inisiyatif gösterilmesi çok önemli. İktidar olağanüstü şartları ve sorumlulukları üstüne alınıp seçime gitmiyor diye muhalefetin Erdoğan ve Bahçeli’nin keyfini bekleme lüksü yok. HDP’nin “hükümet-Erdoğan istifa etsin, seçime gidilsin” çağrısı bu açıdan çok önemli ve ortaklaşılması gereken bir çağrı. Tek tek bakanlara istifa çağrısı yapmak durumu değiştirmiyor. Aksine son dönemde görüldüğü gibi bakan feda edip ömürlerini uzatıyorlar. Asıl muhalefetin ve toplumun demokratik talep ve hareketinin basıncıyla erken seçime gidilebilir.

 

 

Artı Gerçek, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU