Burhan Kuzu’nun oğlundan "Fatma Mavi" iddialarına yanıt

"Bu tür fotoğraflardan çıkarım yapmak, anlam yüklemek doğru olmaz"

Fotoğraf: Twitter

Cumhurbaşkanı Danışmanı Burhan Kuzu’nun oğlu Süleyman Kuzu, babasının Fatma Mavi isimli bir kadın ile fotoğrafları üzerinden yapılan haberler ile ilgili bir açıklama yaptı. Süleyman Kuzu, “Bu tür fotoğraflardan çıkarım yapmak, anlam yüklemek doğru olmaz” dedi

Odatv, önceki gün Burhan Kuzu ile fotoğrafları olan Fatma Mavi isimli kadınla ilgili bir haber yayımladı. Haberde Mavi’nin bir cinayete kurban gittiği, Kuzu’nun da kadından bir gün sonra Kovid-19’dan dolayı yaşamını yitirdiği ifade edildi. Odatv, Kuzu’nun Kovid-19’a yakalandığı bilinmezken ani olarak değerlendirilen ölümü ile ilişkilendirilen cinayet konusunda bazı imalarda bulundu.

Hürriyet’ten Musa Kesler’e konuşan Süleyman Kuzu da bu haberle ilgili şunları söyledi:

Babamın herkesle fotoğrafı olabilir. Beraber girdiğimiz birçok ortamlarda yüzlerce fotoğraf çektiren oluyordu. Bir siyasetçiydi. Parti mensupları da, vatandaşlar da fotoğraf çektirmek istiyordu. Başka partilerin mensupları bile… Bütün siyasetçilerin herkesle fotoğrafı olabilir. Yanına gelen birine ‘Sen kimsin, niye fotoğraf çektirmek istiyorsun’ diye hiçbir siyasetçi sormaz. Dolasıyla bu tür fotoğraflardan çıkarım yapmak, anlam yüklemek doğru olmaz.

"Her hastada olmuyormuş"

Süleyman Kuzu babasının Kovid-19’a yakalanması ve bunun duyurulmamasıyla ilgili olarak da şu açıklamalarda bulundu:

Babam 17 Ekim’de rahatsızlandı. Ateşi yükseldi. Bana ‘Oğlum ne olur ne olmaz, bir test yaptırayım’ dedi. Hastaneye gitti. Testler yapıldı, pozitif çıktı. Ateşi yükseliyordu. Tedaviye aldılar. Birkaç gün sonra kan değerleri iyice düşmeye başladı. İlaçlara vücudu cevap vermiyordu. ‘Sitokin Fırtınası’ diye bir durumdan bahsetti doktorlar. Bağışıklık sisteminin sağlam hücrelere yönelik bir saldırısı şeklinde. Bu her hastada olmuyormuş. Bir ara düzeldi kan değerleri. İyiye gitmeye başladı. Ama ikinci defa ‘Sitokin Fırtınası’ başlayınca bütün değerleri altüst oldu. Kan değerleri düştü, kurtarılamadı maalesef. İlk günden itibaren biz de süreci yakından takip ettik. Durumu ağırlaşmadan önce telefonla da görüşebiliyorduk. Babamın tedavi gördüğü hastane en güvendiğimiz hastane. O yüzden oraya gittik zaten. Babamın hastalık süreçleri gözümüzün önünde gerçekleşti. Yapılan her işlemle ilgili bilgilendiriliyorduk. Her şeyi yakından takip ettik. Bu konudaki bütün iddialar asılsızdır. Hiçbir kıymeti yok.

"Duyurmak aklımıza gelmedi"

Olayın heyecanı ve üzüntüsü içinde babamın hasta olduğunu duyurmak aklımıza gelmedi. Zaten öyle hemen duyurmak gibi bir mecburiyet de yok. İnsan kendi derdine düşüyor. O telaş halinde aklımıza öyle bir şey gelmedi. Hastaneye her gün gidiyorduk ama babamı göremiyorduk. Gizli saklı bir durum da değildi ama o halde ne duyurmak geldi aklımıza ne de paylaşmak. Zaten babam da duyulmasını istemedi ‘gerek yok oğlum’ diyerek.”

 

Hürriyet, Odatv, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU