İran’a yönelik savaş oyunları, Trump'ın mirası ve Biden'ın köşeye sıkıştırılması

ABD, Trump’ın başkanlığının son haftalarında İran'a saldırmayacak

İran ordusu eylülde düzenlediği Zolphaghar 99 tatbikatında kısa ve uzun menzilli füzelerini test etti (Reuters) 

ABD Başkanı Donald Trump'ın görevdeki kalan 7 haftasında ABD'den İran'a yönelik bir saldırı olmayacak.

Ancak görünüşe göre, İran ve vekillerini tehdidin gerçekliğine ikna etmek isteyen birçok kişi var.

Gündemleri çeşitlilik arz ediyor olabilir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Trump yönetiminden bazı kişiler, Başkan'ın giderayak İslam Cumhuriyeti tarafından utanç verici bir duruma düşürülmemesini garantiye almak istiyor olabilir.

Bu kaygı, ABD başkanlık seçimleri sonrasında Tahran'ın Natanz'da yeraltındaki yeni ve gelişmiş santrifüj tesisinde bir dizi adım atarak ilerlemesi sebebiyle makul.

Aynı zamanda, Gazze'deki gruplar da İsrail'in güneyine çok sayıda roket attı.

Tüm bunlar, Trump sahneden çekilirken Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney'in vuruşunu yapma ve nükleer açmazda galip geldiğini gösterme çabasıyla bir girişimde bulunduğunun işareti olabilir.

Bu fikre karşı en az 4 medya sızıntısı veya hadise yaşandı.

Birçokları, Trump'ın ABD Savunma Bakanı Mark Esper'i görevden almasının muhtemelen İran'a saldırıyı da içeren riskli hamleler yapmak için görevde her dediğine evet diyen insanlar istediğinin göstergesi olduğunu iddia etti.

Sonrasında The New York Times'a sızan bilgide, Trump'ın seçenekleri sorması üzerine ulusal güvenlik ekibinin Başkan'ı İran’a saldırmama yönünde güçlükle ikna ettiği belirtildi.

Bu son zamanlardaki en tuhaf sızıntılardan biriydi.

Sızıntıyı, Trump’ı kuşatmak için durduran kimseler mi yoksa ayetullahları korkutmaya çalışan İranlı şahinler mi gerçekleştirmişti?

Dahası ABD Merkez Komutanlığı, B-52 stratejik bombardıman uçaklarının "saldırganlığı caydırmak ve ABD ortaklarıyla müttefiklerine güven vermek için Ortadoğu'ya kısa süreli ve uzun menzilli bir görev" gerçekleştirdiğini duyurdu.

B-52 duyurusu, Washington'ın İranlılara karşı herhangi bir provokasyona yanıt vermeye hazır olmakla kalmayıp bu yanıtın aynı zamanda hızla gerçekleşeceği yönünde açık bir meydan okuması gibi görünüyordu.

Ek olarak, İsrailli yetkililer Axios'a ilettikleri tuhaf bir sızıntıda, gerçekleşeceğini beklemeseler bile İsrail ordusuna İran'a karşı potansiyel bir ABD saldırısına hazırlanmasını söylediklerini belirtti.

Gerçekleşmesini ummadığınız bir şeye neden hazırlanırsınız?
 


Bu sadece Başbakan Binyamin Netanyahu'nun, medyayı ve dünyayı savaş ihtimali üzerine düşünmeye iterek, İranlıları yanlış bir adım attıkları takdirde ne olabileceği hakkında belirsizliğe sevk etme yönündeki klasik psikolojik savaşından ibaret.

İslam Cumhuriyeti’ni korkutmak Gazze'nin sakinleşmesine, Natanz'daki sürecin yavaşlamasına ve gelecek Biden yönetimini sıkıştırmaya yardımcı olabilir.

Joe Biden'in başkanlık seçimlerini kazanmasından bu yana İran'dan gelen seslerin çoğu, müzakereler hususunda tehditkar veya umursamaz oldu.

İsrailliler ve Trump yönetimi yetkilileri, bunun 2015 nükleer anlaşmasını bir şekilde yeniden tesis etmek için ayetullahlara diplomatik bir yol sunmak istediğini açıkça belirten Biden'ı zayıf bir anlaşmaya zorlayabileceğinden endişe ediyor olabilir.

Düzenli eylemler ve savaş söylemleriyle hem Hamaney'in daha uzlaştırıcı mesajlar vermesini hem de Biden yönetiminin Trump'a kıyasla daha zayıf görünmemesi için daha sert bir duruş sergilemesi gerektiğini düşünmesini sağlayabilirler.

Tüm bunlar, gelecek 7 hafta içinde ABD'nin saldırması fikrinin kağıttan kaplan olduğu varsayımına tabi.

Neden bunun boş bir blöf olduğu varsayılmalı?

Politik bazı meselelerde zikzaklar çizmesine rağmen, Trump herhangi bir büyük askeri çatışmadan kaçınma ve ABD'nin yurtdışındaki askeri taahhütlerini azaltmaya çalışma hususunda dikkate değer ölçüde tutarlı davrandı.

Tehdit ve korkutma yaklaşımına sahip oldu ama gerçek askeri güç kullanmadı.

İran'ın Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'ye ocakta düzenlenen suikast bir istisnaydı, ancak bu İran'ın ABD güçlerini öldürmesi ve Irak'taki ABD Büyükelçiliği’ne karşı şiddet içeren bir protestonun düzenlemesine yardımcı olması sonrasında gerçekleşti.

Bu durumda bile zafer ilan edip önüne bakmak isteyen Trump, İran'ın Irak'taki ABD üslerine düzenlediği karşı saldırıda düzinelerce ABD askerinin yaralandığını örtbas etmeye çalıştı.

Bunun dışında Trump, İran'ın 2019'da milyonlarca dolarlık bir ABD insansız hava aracını düşürmesi ve Tahran'ın büyük Suudi petrol sahalarını harabeye çevirmesi hadiseleri dahil olmak üzere güç kullanmaktan sürekli biçimde kaçındı.

Esper'in görevden alınması da muhtemelen Trump'ın Afganistan ve Irak'taki birlikleri büyük oranda geri çekmesiyle ilgiliydi.

Başka bir deyişle, elinde yeni bir büyük bölgesel savaşla görevden ayrılmak değil, ABD'nin yurtdışındaki askeri taahhütlerini radikal bir şekilde azaltmak istedi.

Tüm bunlardan sonra, blöfler faydalı olabilir.

İran ve Gazze şimdi geri çekilip, sorumluluklarını bir nebze daha hatırlayarak Biden yönetimiyle müzakere masasına oturursa bu büyük bir artı olacaktır.

Bu, savaş olasılığını azaltmak için psikolojik savaş tehdidinin kullanıldığı ilk örnek olmayacak.



* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

jpost.com/middle-east

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

DAHA FAZLA HABER OKU