Kılıçdaroğlu ve Akşener'den seçim çağrısı

Kılıçdaroğlu ve Akşener düzenledikleri ortak basın toplantısında seçime gidilmesi gerektiğini vurguladı

Fotoğraf: AA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i parti genel merkezinde ziyaret etti. Ziyaretin ardından iki genel başkan ortak basın toplantısı düzenledi.

Her iki lider de açıklamalarında erken seçime gidilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Akşener, "Arınç'ın açıklamalarının ardından Türkiye’nin makas değiştirdiğini söylemiştiniz, Bahçeli ve Perinçek’in yanıtını merak ettiğinizi söylemiştiniz. Perinçek, Türkiye’de bir darbe olursa ancak o zaman Demirtaş’ın tahliye edileceğini söyledi yorumunuz ne olacak? sorusuna şu yanıtı verdi:

Ben Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinin birbirlerine laf çarptırmasına dikkat çekmiştim. Sayın Adalet Bakanı Abdülhamit Gül Adalet reformundan bahsetmişti. Sayın Erdoğan, bu reform sözüne ekonomiyi de katarak destek vermişti. Sonra ana muhalefetin sayın lideri Kılıçdaroğlu hapisten yeni çıkmış biri tarafından tehdit edildi.  Bu tehdit, milli iradeye yapılmış bir tehditti. Hepimiz kınadık, doğrusu da bu. 

Sonrasında bu tehdidin sahibi Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı tarafından sahiplenildi. İlk defa bir siyasetçi tehdidin sahibine sahip çıktı. O zaman şunu söylemiştim: Evet, tehdit sayın Kılıçdaroğlu’na. En şiddetli bir şekilde kınadığımız bir saldırı, bir davranış. Buna yönelik AK Parti Genel Başkanı ve AK Parti yöneticileri ne yapacaklar? Sonra sayın Arınç bir konuşma yaptı, sayın Cemil Çiçek telefonla katıldı. Bir makas değişikliği gerekiyorsa sayın Bahçeli ve Sayın Perinçek ne yapacaklar. Bu konuşmadan sonra Sayın Arınç İstifa etmek zorunda kaldı.

"Küçük ortak büyük ortağı esir almış durumda"

Kılıçdaroğlu da kendisine yöneltilen "AK Parti’de İhsan Arslan’ın da partiden ihraç sürecinin başlatılacağı bir disiplin kararı alında bu bağlamda Erdoğan demokrasi derken hem Arınç’ın YİK’ten istifa ettirilmesini hem de Arslan’ın disipline gönderilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu "Uzun süredir Türkiye yönetilmiyor zaten, Türkiye savruluyor. Yönetim olabilmesi için devlette liyakat olması lazım, sorunların sağlıklı tespit edilmesi lazım. Sorunlar çözülüyor mu? Çözülmüyor. Sorunlar büyüyor ve derinleşiyor. Buna karşın bir çözüm üretiliyor mu? Çözüm üretilmiyor. Çözüm üretmek isteyenler var mı ak Parti’nin içinde? Çözüm üretmek isteyenler var, iyi niyetle birşeyler söylemek isteyenler var ama küçük ortak büyük ortağı esir almış durumda. Ne Bülent Arınç ne de bir başkası düşüncelerini özgürce ifade edemiyor. Çünkü ifade ettiği zaman küçük ortağı tarafından tehdit ediliyor. Ak Parti gibi bir partinin, Türkiye’yi tek başına 18 yıldır yöneten bir partinin küçük bir partinin tutsağı haline gelmesi Türkiye’nin yönetilemediğini gösteriyor. Bir iarede sergilenemiyor dolayısıyla Türkiye yönetilmiyor, içeride dışarıda her alanda Türkiye yönetilmiyor, Türkiye tam anlamıyla savruluyor" ifadeleriyle yanıtladı.

İYİ Parti lideri Akşener de Kılıçdaroğlu'nun sözlerine katıldığını ifade ederek şunları söyledi:

Genellikle Sayın Erdoğan’dan bugüne kadar gördüğümüz tavır siyaset biliminde balon uçurmak. Yani Sayın Arınç gibi bası kişiler üzerinden bazı sözleri söyletir. Burada ilginç olanı üç gün beklemesi. Üç gün sonra gelen tepkilere ve küçük ortakların tavrına ve kendi seçmenini dönüştürdüğü için Erdoğan sonuçta göze alamadı ve Sayın Arınç’ı tahkir eden bir konuşma yapmak durumunda kaldı. Bütün bu sorduğunuz kişilerle ilgili atılan adımların arkasında o uçurulan balona verilen tepkiler, sonuçlar olarak görüyorum. Dolmabahçe mutabakatında biraraya geldiniz, Sayın Erdoğan’ın bilgisi dışında siyasiler o masaya oturabilirler mi? Mümkün değil, sonra aynı şey oldu, sonra ne oldu ölçüldü problem var görüldü, Sayın Erdoğan elini yıkadı çıktı sonra da o kişiler gitti, benzer bir şey burada var. Sayın Erdoğan bu partili cumhurbaşkanlığı sistemini çok istedi, geldi gördü ama kazın ayağının öyle olmadığı anlaşıldı şu anda seçimler konusunda Sayın Bahçeli hadi seçime gidiyoruz dediği zaman bunu da Sayın Erdoğan’ın göze alması mümkün görülmüyor.  Ben 20 Ocak 2020’den beri esnaf geziyorum kendilerine yüzde 80-85 oy vermiş ilçelerde gördüğüm manzara vahim, insanlar aç, insanlar siftah yapmadan dükkan kapatıyor, esnafın yanında çalışanların durumu perişan, verilen kredilerin ödemesi geldi dolayısıyla hakikaten bu yolun sonu görülüyor. Şimdi Sayın Eroğan’ın çevresindeki seçim isteme durumunda olan Sayın Bahçeli ve onun arkadaşlarını pış pışlama dönemi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Ekonomiye güven yok"

Akşener bir gazetecinin yönelttiği "Erken seçim beklentisi mi var?" sorusuna da seçim istediklerini belirterek yanıt verdi. Akşener "Muhalefet olarak biz seçim istiyoruz Türkiye bu halde götüremez, liyakat yok, şeffaflık yok, tek kişinin iki dudağı arasında bir Türkiye. Kodamanlara aktarılan paralar, fakirin fukaranın açılıktan ölümü mahkum edildiği bir Türkiye. Hesap verebilirlik yok, adalet yok, hukukun üstünlüğü yok, demokrasi yok, bunlar olmadığı için ekonomiye güven yok. Bizim konumuzdaki ülkelerin binde 0,75’le borçlandığı bir dünyada biz yüzde 6 faizle para bulamayıp 7,5’la para bulma peşine düşen bir Türkiye’den bahsediyoruz. Tüm bunlar biraraya geldiğinde elbette biz seçim istiyoruz vatandaşın rahat etmesi için. Bizim Meclis’teki sayımız bunu getirmeye yetmiyor. O nedenle Sayın Bahçeli seçim isterse yandı gülüm keten helva arkadaşlar açısından diye bir durum var diye görüyorum" diye konuştu.

"Halktan korkmamak lazım"

Kılıçdaroğlu da erken seçim sorusuna şu yanıtı verdi:

Geçen her gün toplumun üzerindeki maliyet artıyor, fakirin fukaranın üzerindeki maliyet artıyor. Türkiye’nin hem kendi içinde hem uluslararası alanda ciddi bir zafiyet yaşadığı gerçektir. Türkiye’nin buradan çıkması lazım, bundan kurtulması lazım. Türkiye’de hukukun ve adaletin olması lazım, hukukun üstünlüğü kavramının dokularımıza işlemesi lazım. Bunun yolu bellidir. Diyecekler ki, Türkiye’yi yönetemiyoruz, Türkiye’yi yönetmek için halk kimi istiyorsa halkın hakemliğine başvurmaktır, demokrasilerde kural budur. Halkın hakemliğine başvurmak kadar değerli bir şey yoktur. Gidersiniz vatandaş istiyorsa zaten tekrar getirir iktidara. Halktan korkmamak lazım. Bütün sorunların çözümünde halk temel adrestir. Demokrasilerde kural budur, bir yerde çözülemeyen sorun varsa, sorunun çözümü için milletin hakemliğine başvurursun.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU