Pandemi kısıtlaması restoran ve kafeleri vurdu, 2 milyon kişiye istihdam sağlayan sektör can çekişiyor: "100 yılda bir gelen salgın mücbir sebep sayılmayıp destek verilmeyecekse, ne zaman verilecek?"

Salgının başlangıcında 75 gün kapalı kalan işletmeler, bu kez de kısmi kısıtlama nedeniyle zorda. Büyüklüğü 110 milyar liraya ulaşan sektörün 2020'deki toplam kaybının on milyarlarca lirayı bulacağı ifade ediliyor. İşletmeler, devletten destek bekliyor

2019'da 110 milyar liraya ulaşan sektörün, bu yılı on milyarlarca liralık gelir kaybıyla kapatacağı belirtiliyor / Fotoğraf: AA

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, pek çok sektörü olduğu gibi 2 milyon kişiye istihdam sağlayan ev dışı yeme-içme sektörünü de vurdu.

Yılın ilk döneminde 75 gün boyunca kapalı kalan işletmeler, bu kez de kısmi kısıtlama kapsamında yalnızca gel al ve paket servis hizmeti verebiliyor.

Geçtiğimiz hafta sonu hayata geçirilen kısıtlama, 'salgının faturasının restoranlara kesildiği' yorumlarına neden oluyor.

Ev dışı yeme-içme sektörünün büyüklüğü 110 milyar lira

Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği'nin (TURYİD) 2019'da açıkladığı verilere göre, ülkedeki ev dışı yeme-içme sektörünün büyüklüğü 110 milyar lira.

Ancak 2020'de sektörün kritik oranda daralması ve sayıları 100 bini bulan toplam işletme sayısının azalması öngörülüyor.

Darboğazdaki sektör çalışanları, yetkililerden Avrupa'dakine benzer destek talep ediyor.

Durumu en belirsiz meslek gruplarından biri garsonlar. Pek çok kişi ücretsiz izinde. Aralarında işsiz kalıp memleketine dönme kararı alanlar da var, farklı sektörlerde iş arayışına girenler de.

Diğer yandan otellerdeki mekanların durumu tartışılıyor. Zira buralarda yer alan kafe ve restoranlar, otel müşterilerine hizmet vermeyi sürdürüyor. Bir anlamda, mali durumu elverişli kesim restoran hizmeti almayı sürdürebiliyor.

Uzun yıllardır sektöre hizmet veren isimler, salgın nedeniyle çekilen sıkıntılar ve kısmi kısıtlama kapsamında ev dışı yiyecek-içecek alanında yaşananları, Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

 

boş cüzdan iflas para nakit Pixabay.jpg
Fotoğraf: Pixabay

 

Şahin: Restoranlar gibi, yiyecek ve içecek tedarikçileri ve lojistik sağlayan firmalar da bu süreçte çok zorlanıyor

Anadolu Halk Mutfakları Derneği Başkanı Adnan Şahin, "Şüphesiz, bu durum sadece hizmet veren işletmeleri değil, tedarik sağlayan üreticileri de aynı derecede olumsuz etkiliyor. Restoranlar gibi, yiyecek ve içecek tedarikçileri ve lojistik sağlayan firmalar da bu süreçte çok zorlanıyor. Elbette Kovid-19 konusunda önlem alınması ve insan hayatı hepimizin önceliği" yorumunu yaptı.

"Her işi yarım yamalak yapma alışkanlığımız devam ediyor"

Ancak mevcut kısıtlamaların yeterli olmayabileceği uyarısı yapan Şahin, "Salgını, parça parça önlemlerle yenmeye çalışmak yerine, 14 günlük bir tam kapama ile daha nihai bir çözüme ulaşmak bana daha doğru geliyor. Çünkü bu şekliyle muhtemelen yakın zamanda tekrar bir ek önlem alınacak. Yani mevcut önlemler, ne hastalık konusunda kesin sonuç verecek ne de işletmelerin kaygılarını dizginleyecek. Korkarım, her işi yarım yamalak yapma ya da  sevimli görünme alışkanlığımız devam ediyor. Sağlık Bakanlığı'nın en alt kademesinden sayın Bakan Koca'ya kadar herkese şükran borçluyuz. Son söz, bizi bizden daha iyi kimse koruyamaz. Sosyal mesafe ve maske" yorumunu yaptı.

 

Adnan Şahin.jpg
Adnan Şahin / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Karabayır: Etiler'de de sıkıntı var, Fatih'te de, işletmelerin birçoğunun yedek akçesi bitti

Sektöre pek çok mekan kazandıran Uğur Karabayır, yiyecek-içecek sektörünün pandemiden önce de sıkıntıda olduğunu, salgınla birlikte ise sorunların katlanarak, can çekişme noktasına gelindiğini ifade etti:

Etiler'de de sıkıntı var, Fatih'te de. Gelir yoksa herkes sıkıntıda. Bugün yaptığı ciro ile ayakta işletmeler, günlük para kazanır bu sektör. Dünü, yarını yok. Mart ortasından haziran başına kadar restoranlar kapalı kaldı. Zaten 75 günlük gelir kaybı, işletmelerin birçoğunun yedek akçesini bitirmişti. Pek çoğu da kapattı. Kalanların çoğu sıkıntıda.

 

"100 yılda bir meydana gelen salgın 'mücbir sebep' sayılmayıp işletmelere destek verilmeyecekse, ne zaman verilecek?"

Sözleşmelerdeki "mücbir sebep" maddesine değinen Karabayır, 100 yılda bir meydana gelen salgının mücbir sebep sayılmamasını eleştirdi:

Mücbir sebep denilen madde herkesin sözleşmesinde var. 100 yılda bir meydana gelen salgın hastalık mücbir sebep sayılmayıp, kira ödemesi, banka ödemesi durmayacaksa, işletmelerin ayakta kalmasına destek verilmeyecekse, ne zaman verilecek? Mücbir sebep maddesi ne zaman geçerli olacak? İşletme sahibinin vefatı mı lazım?

Uğur Karabayır Independent Türkçe.jpg
Uğur Karabayır / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Fast-food firmaları ya da büfeler, kısıtlamadan etkilenmedi, restoranlar ve gastronomiye hizmet eden mekanlar etkilendi"

Kısmi kısıtlamanın restoran ve kafeleri vurduğunu belirten Uğur Karabayır, haksız bir durumun ortaya çıktığını savundu:

"Hafta sonundaki görüntüler ortada. Avm'lerin yemek katında millet çökmüş yemeğini yiyor. Oteller, otel müşterilerine restoranların hizmet verdiğini söylüyor. Burada bir adaletsiz durum var. Fast-food firmaları ya da büfeler, kısıtlamadan etkilenmedi, restoranlar ve gastronomiye hizmet eden mekanlar etkilendi. Bu işletmelere finansal destek verilebilir, borçlar ötelenebilir" yorumunu yaptı.

"Kapalı olan iş yerlerininin birçoğuna icra gelecek, restoranların ayakta kalmasını beklemek hayalcilik"

Karabayır, mevcut düzende işletmelerden hayatta kalmalaırnı beklemenin 'hayalcilik' olduğu yorumunu yaptı:

2 ay sokağa çıkma yasağı varken bu işletmeler kira ödedi. 2 milyon kişinin istihdam edildiği, 100 milyar lirayı aşkın ciro elde edilen bir sektör. En az inşaat sektörünün destek olduğu kadar farklı sektöre destek olan, onları besleyen bir sektör. Kapalı olan iş yerlerininin birçoğuna icra gelecek. Bu adaletsizlik. Banka kredileri ödemeleri için devlet 180 gün esnetme yaptı. Marttaki kredi taksidi, bu aya denk geliyor. İş yerini kapayan, bu kredi taksidini ödeyemezse ne olacak? İşletmelerin kiraları ile ilgili ‘mücbir sebep' açıklaması yapılmalıydı. 2.5 ay kapalı kalan bir işletmeyi açılır açılmaz hemen nasıl finanse edeceksin? Banka kredisi, çeki, senedi olanlar mağdur. Ödemelerde 180 gün hak tanıdı devlet ama o da astronomik faizlerle! Prestiji, kredibilitesi gitti. Bu kısıtlamalardan Taksim'deki, Beşiktaş'taki dönerciler, fast-foodcular ya da Avm'lerin yeme-içme katındakiler fazla etkilenmez. Müşteriyi masada ağırlayıp, hizmet veren işletmeler, asıl etkilenenler. Zaten 8 aydır bir düzen yok. Ne zaman açılacağı belli olmayan bir sektörün ilk kapanmadan gelen 75 günlük yükü, yazın getirdiği ekstra yük ve şimdi de önünde belirsizlik var. Restoranların 6 ay nakit akışı bozulmuşken, ayakta kalmasını beklemek hayalcilik. Mağduriyetler giderilirse ölünmez, sürünülür ama yaşam devam eder. Aksi takdirde telafisi mümkün olmayacak.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Dalmaz: Ekmek teknemiz göz göre göre elimizden gidiyor, sırayla iflas ediyoruz

Beşiktaş Esnafları Derneği Yöneticisi ve Beşiktaş'taki bir mekanın sahibi Mehmet Mehdi Dalmaz da aylardır çekilen sıkıntılara karşılık resmi kurumlardan destek talebinde bulundu.

Dalmaz, "Sürecin başında destek sunulmadan kapılarımıza kilit vuruldu. Konuyu anlayışla karşılayarak kepenklerimizi indirdik ve beklemeye koyulduk. Aylarca kira, fatura ve çalışan ödemelerinin altında ezilmeye başladık. Haziran ayı itibarıyla kısıtlamalar birçok sektörde kaldırıldı. Ancak bizimle ilgili bir normalleşme planı veya destek paketi sunulmadı. Akabinde biriken kiralarımızı ve borçlarımızı ödeyebilmek adına nargile satışı yapmadan işletmelerimizi açık tutmaya çalışsak da giderlerin altında ezildik. Mecburen tekrar kepenk indirdik" şeklinde konuştu.

Pek çok işletmenin kapandığını belirten Mehmet Mehdi Dalmaz, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Yüzbinlerce insan tek bir kuruş geliri olmadan aylarca beklerken, kimseden destek bulamadık. İşletmelerimizi tekrar açacağımız umuduyla elimizde avucumuzda ne varsa geçimimiz için harcadık. Son aşamada ise icralar ile boğuşuyoruz. Ekmek teknemiz göz göre göre elimizden gidiyor. Sırayla iflas ediyoruz, dükkanlarımızı boşaltıyoruz. Ailelerimizle huzursuzluk yaşıyoruz. Ülkemizin de içinde bulunduğu pandemi krizinin ve genel ekonomik krizin tüm yükünü omzumuzda hissediyoruz. Geleceğimizi karanlık görüyoruz.

 

 

Dural: Küçük işletmeler olarak ölüme terk edilmiş gibi hissediyoruz

Karaköy'deki bir restoran ve kafenin sahibesi Yıldız Dural da büfeler, fast-food restoranları ve kahve zincileri gibi işletmelerin açık olduğu, otellerin ise kendi müşterilerine restoran hizmeti verdiği bir ortamda, küçük işletmelere yaşam şansı tanınmadığı görüşünde: 

Tam kapanma yaşansaydı anlardık ancak kısmi kısıtlama hiçbirimizin işine yaramıyor, salgında vakit kaybediyoruz.Turistler de yerli müşteri de mekanda oturamadığı için artık gelmiyor. Çok turist müşterimiz vardı, gelenler hep dönüyor.  Ama otellerin restoranları, otel müşterilerine açık. Zengin kesim, otelde oda tutup restoranlardan faydalanabiliyor. Ortada adaletsiz bir durum var. Ayrıca Avm'lerde, sahillerde yerlerde oturulup, yenililiyor, içiliyor. Pandemiyi çözme anlamında bu karar bir fayda sağlamıyorken, bizler işimizden oluyoruz. Otellerin, büfelerin, fast-food firmalarının, Starbucks gibi zincirlerin açık olduğu bir yapıda, küçük işletmeler olarak ölüme terk edilmiş gibi hissediyoruz.

 

"İnsanlar hala sokakta dolaşabiliyorsa, büfeler açıksa, biz neden kapalıyız?"

Kısa çalışma ödeneğine de değinen Dural, "Haziran ayından sonra işe başlayanlar bu uygulamadan faydalanamıyor. Tutar da zaten günlük 39 lira, asgari ücreti de kapsamıyor. Paket servisle ayakta kalmaya çalışırken, tam maaş ödemeye uğraşıyoruz. İnsanlar hala sokakta dolaşabiliyorsa, büfeler açıksa, biz neden kapalıyız? İki arada, bir derede kalınarak alınmış bir karar, işimize yaramıyor. Ülkece tamamen kapatalım, sonra da hep beraber açalım, ona razıyız. Şu durumda kafeler, restoranlar boş olunca, mağazalar da iş yapamıyor. Bu bir zincir, hepimizi etkiliyor" yorumunu yaptı.

 

boş sokak AA.jpg
Fotoğraf: AA

 

"Yeni düzen sadece gıdada değil, tüm sektörlerde online oluyor"

Üsküdar'daki bir restoranın sahibi Serhat Kasap ise kısıtlamaya gidilmesini bir süredir beklemekte olduklarını belirterek, 2.5 ay kapalı kaldıkları dönemin ardından paket siparişler ve kuryelerle, yeniden salgın ya da herhangi bir ihtimale karşı evlere siparişe ağırlık verdiklerini söyledi. Kasap, "Lokantaların mağdur olduğu zamanlar oldu, şimdi de öyle belki ama kısa çalışma ödenekleriyle, ücretsiz izinlerle gardımızı almış durumdayız. Çalışan kişilerin nerede yiyeceğine dair de bir belirsizlik var. Yeni düzen sadece gıdada değil, tüm sektörlerde online oluyor" yorumunu yaptı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU