Yönetmen sineması: Franco Zeffirelli Vakfı; 70 yıllık sinema ve tiyatro arşivi

Mehmet Erduğan, Independent Türkçe için İtalyan yönetmen, tasarımcı ve opera, tiyatro, sinema ve televizyon yapımcısı Franco Zeffirelli ile Franco Zeffirelli Vakfı'nı yazdı

Fotoğraf: AP

15 Haziran 2019'da 96 yaşındayken Roma'daki evinde hayata veda eden ve fakat ölümünden birkaç yıl öncesine kadar bile hala sanatsal içerikler üretmeye devam eden Floransa doğumlu İtalyan yönetmen, tasarımcı ve opera, tiyatro, sinema ve televizyon yapımcısı Franco Zeffirelli hakkında Türkçe kaynaklarda ne kadar az bilgi olduğunu fark ettim.

Sinema yazarlarından birileri onun çalışmalarına kısmi olarak ilgi göstermişse de bu yönetmene dair herhangi bir kapsamlı dosyaya denk gelmedim.

Yok sayılacak, görmezden gelinecek ya da az önemsenecek bir yönetmen değil halbuki.
 


Franco Zeffirelli Vakfı: 70 yıllık sinema ve tiyatro arşivi

İtalyan sinemasının ustası Franco Zeffirelli, 12 Şubat 1923'te Floransa'da doğmuş ve geçen sene şubat ayında, onun adını taşıyan vakıf, kendisi henüz hayata veda etmeden önce memleketinde 96'ncı doğum gününü kutlamak için bir dizi etkinlik düzenlemişti.

Bu etkinlikler kapsamında, Floransa metropol bölgesindeki tüm sakinler, vakıf binasındaki yirmi iki odada yönetmenin filmlerinde kullanılan kostümler de dahil olmak üzere yetmiş yıllık kariyerini gösteren etkileyici bir sergiye ev sahipliği yapan Zeffirelli Müzesi'ni ücretsiz ziyaret etme fırsatı bulmuştu.

Geçen sene, henüz pandemi nedeniyle hayatlarımız kısıtlanmadan önce yapmış olduğum bir İtalya seyahati sırasında benim de yolum Floransa'ya düştüğünde Piazza San Firenze'de bulunan; Franco Zeffirelli'nin oğlu Pippo Zeffirelli'nin başkanlık ettiği bu vakfı elbette bu etkinliklerden habersiz bir şekilde ziyaret ettiğimde karşılaştığım bu kapsamlı sergi benim için de büyük bir sürpriz olmuştu.
 


Floransa'nın kalbinde bulunan bu yer; aslen kentin ilk mahkemesiymiş ama şimdi Franco Zeffirelli Vakfı'nın prestijli merkezi olarak kullanılıyor.

Aslında burayı sadece vakıf olarak tanımlamak eksik olur: Okul, müze, arşiv, kütüphane, restoran ve hatta konserler ve geçici sergiler gibi kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan gerçek bir kültür merkezi burası.
 


Uluslararası Performans Sanatları ve Eğitim Merkezi'ni içinde barındırmanın yanı sıra usta yönetmenin kendi kişisel kütüphanesini, koleksiyonlarını ve arşivini de ziyaretçilerine açan vakfın film koleksiyonlarına dair binlerce dokümantasyon ve notlardan senaryolara, storyboardlardan eskizlere, mektuplardan çizimlere, set ve kostüm tasarımlarına, fotoğraflar ve basın değerlendirmelerine varıncaya kadar neredeyse her prodüksiyonla ilgili pek çok materyalin bulunduğu Zeffirelli sergisi, sanatçının kendisini drama, sinema ve opera gibi dünya çapında ünlü yapan disiplinlerdeki hem tasarım hem de yönetmenlik yolculuğunu çarpıcı bir kronoloji ile gözler önüne seriyor.
 


Carlo Centolavigna, Caterina d'Amico ve Giuseppe Zeffirelli'nin küratörlüğünü yaptığı müze, Zeffirelli'nin çalışmalarına adanmış kalıcı bir sergiden oluşuyor.
 


Genel olarak sergi güzergahı sırasıyla sanatçının drama, opera ve sinema çalışmalarıyla ilgili kronolojik olarak ilerliyor.
 


Serginin ilk odaları, Zeffirelli'nin kariyerinin başlangıcında ve eğitiminde en büyük etkiye sahip olan iki kişiye; akıl hocası Luchino Visconti ve idolleştirdiği büyük Maria Callas'a adanmış.
 


Ayrıca sergide, Serafin, Giulini, Kleiber, Pavarotti, Domingo, Freni gibi çalışmalarında ona eşlik eden ve onu etkileyen büyük sanatçılar ve Dallas Operası da dahil olmak üzere ona ev sahipliği yapan New York Metropolitan Opera Binası ile Kraliyet Opera Binası'nın yanı sıra Old Vic of London, Staatsoper of Vienna, La Scala of Milan, Arena of Verona gibi büyük tiyatroların ölçekli maketleri ve bu tiyatrolarda sahnelenmiş oyunların görselleştirilmiş anıları da yer alıyor.
 


Sergide sanatçının drama çalışmalarına adanmış bölümlerinde Shakespeare; opera çalışmalarına adanmış bölümlerinde ise yine sanatçının bu defa Maria Callas ile olan profesyonel iş birliği öne çıkıyor.
 

 


Sergi son olarak sanatçının sinemadaki çalışmalarına yer veriyor ki bu yazının esas amacı da bu dosya vesilesiyle biraz bu filmleri hatırlamak olacak.
 


Zeffirelli'nin hayal dünyasına doğru bir yolculuk

Sergi güzergahının ortasında yer alan ve ziyaretçisini bambaşka bir boyuta taşıyarak büyüleyen Zeffirelli koleksiyonunun kalbindeki Inferno Odası'nda İtalyan yönetmenin bir zamanlar çekmek için üzerinde çalıştığı fakat tamamlayamadığı Dante'nin Cehennemi üzerine hiç gerçekleşmemiş bir film uyarlaması mevcut.
 


Yönetmene ait eskizlerin şaşırtıcı bir şekilde yeniden yaratılması sonucu ortaya çıkan ve bu çok özel müzeyi zirveye çıkaran yaklaşık sekiz dakika süren bu kısa film, büyük Şair'in karanlık ormana girişini, Virgilio'yla buluşmasını, cehenneme erişimini ve yeryüzüne yeniden dönüş yolculuğunu tasvir ediyor.
 


Tarihte, herhangi bir teknolojinin çok ötesinde böylesi bir vizyona sahip çok az sanatçı var; Zeffirelli bunlardan biri.

Tabii ki, gerçekleşmemiş başyapıtı tam olarak takdir etmek için, bu görkemli çalışmayı odada tam boyutunda görmelisiniz.

Elli beş taslak burada sergileniyor, tavana ve duvarlara muhteşem bir şekilde yansıtılıyor. Bu ambiyansı kesinlikle tecrübe etmelisiniz.
 


Leonardo da Vinci'nin torunu

Cesur fikirleri ve bitmeyen enerjisi sayesinde yirminci yüzyılın en yaratıcı ve üretken yönetmenlerinden biri olan Franco Zeffirelli'nin sanatsal ufkunun, dünya çapında ünlenmesine sebep olan yaşamının ve kültürel gelişiminin izini sürmek için elbette en doğru yol onun geçmişine inmekle mümkün olabilir.
 


Annesi ile gönül eğlendiren bir tüccarın gayri meşru çocuğu olan Zeffirelli, Floransalı bir moda tasarımcısı olan Alaide Garosi ve Vinci kasabasından yün ve ipek tüccarı olan Ottorino Corsi arasındaki bir ilişkinin sonucu, İtalya'nın Floransa eteklerinde Toskana'da, Gian Franco Corsi Zeffirelli adıyla dünyaya gelmiştir.

Böylesi bir ilişkiden sonra ona soyadını annesi kendisi vermiştir; Alaide, Mozart'ın operası Idomeneo'da çok sevdiği "küçük esintiler" olarak geçen "Zeffiretti" ismini çocuğuna soy isim olarak seçmişse de nüfusa kayıt edilirken yapılan bir yanlışlık sonucu soy ismi Zeffirelli olarak kalmıştır.
 


İtalyan araştırmacılar, kilise arşivleri ve tapu kayıtları gibi belgelerden yararlanarak Zeffirelli'nin, Leonardo da Vinci'nin geriye doğru soyu takip edilip akrabalığı ispat edilebilen bir avuç insandan biri olduğunu ortaya çıkardıklarında Zeffirelli'nin İtalyan Rönesans dehası Da Vinci'nin kardeşlerinden birinin soyundan geldiği ve Leonardo da Vinci'nin torunu olduğu açıklanmıştır.
 


Ancak Zeffirelli, annesinin erken ölümüyle birlikte teyzesi Lide'ye emanet edildiğinde Floransa'daki İngiliz gurbetçi topluluğunun himayesinde büyümek zorunda kalır ve bu durum elbette onun çocukluğunda ve ergenliğinde kalıcı izler bırakır.

Bu süre içinde bir İngilizce öğretmeninden Shakespeare tiyatrosu ve geçmişin büyük ustalarının sanatını öğrenir.
 


Bu öğretilerin her ikisi de genç Zeffirelli'nin kendisini yıllar içinde sürekli geliştirdiği, kültürlü ve liberal bir eğitimin temellerini atmasını sağlamıştır.

Zeffirelli, 1941 yılında Floransa Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun olduktan sonra kendisine verilen tavsiyelere uyarak sanat ve mimarlık okumak üzere Floransa Üniversitesi'ne girmiştir.
 


Savaş ve sonrası

Mimar olmak için başladığı eğitim hayatı İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'nın İtalya'yı işgal etmesi nedeniyle yarıda kalır.

İkinci Dünya Savaşı başladıktan sonra savaşta, İskoç Muhafızları için tercüman olmadan önce İtalyan partizanlarının arasında savaşır, müttefiklerin ülkeyi işgali ile birlikte İngiliz ordusu için tercümanlık yapar.

Ancak savaştan sonra eve döner dönmez çalışmalarına devam etmek için yeniden Floransa Üniversitesi'ne yazılır.

Burada Floransa Radyosu ile iş birliği yapmaya ve üniversite tiyatrosunda oyuncu olarak deneyim kazanmaya odaklanır.

Savaş sonrası dönemde Zeffirelli, Alessandro Brissoni'nin tiyatrosu Il Carro dell'Orsa minöre ile çalışarak burada odağını nesir ve müziğe doğru çevirir.

Opera sanatçısı Inez Alfani-Tellini tarafından Siena'daki bir akademide düzenlenen sahne sanatları dersleri sırasında küçük operalar için set ve kostüm tasarımcısı olarak çalışan Zeffirelli'nin "renkli kanatlarla uçan mükemmel bir böcek" eskizleri oldukça dikkat çeker.
 

Franco Zeffirelli & Laurence Olivie(33).jpg
Franco Zeffirelli ile Laurence Olivier / Fotoğraf: Alpha Free Press


Ancak Zeffirelli, 1945 yılında, Laurence Olivier'ın yönetmenliğe ilk adım attığı bir üçlemenin ilk bölümü olan Beşinci Henry filmini gördüğünde kariyerine bu yönde devam etmeye karar verir.

Zeffirelli kafasındaki bu planlarla Floransa'da bir doğa ressamı için çalışırken Luchino Visconti ile tanıştırılır ve Visconti tarafından işe alınır.
 

Franco Zeffirelli & Luchino Visconti.jpg
Franco Zeffirelli ile Luchino Visconti / Fotoğraf: Valerio Caprara


Zeffirelli'nin Luchino Visconti ile karşılaşması onun verimli kariyerinde çok önemli bir sıçrama noktası olur.

Figüratif ve mimari becerileriyle saygın bir set tasarımcısıyken bir yönetmenin asistanı olarak Roma'ya giden Zeffirelli, ilerleyen zamanlarda Visconti'nin 1948'de gösterime giren La Terra Trema adlı filminde yönetmen yardımcısı olarak görevlendirilir.
 

Zeffirelli & Visconti.jpg
Zeffirelli ve Visconti / Fotoğraf: BBC


1950'lerden itibaren önce ressam, set ve kostüm tasarımcısı, ardından yönetmen olarak çalışan Zeffirelli'nin daha sonraki çalışmalarında Visconti'nin metotlarından etkilendiği oldukça aşikardır.

İlk yönetmen yardımcılığı sonrasında Zeffirelli, Vittorio De Sica ve Roberto Rossellini gibi yönetmenlerle de çalışır.
 


Yönetmenliğe doğru

Sergi sırasında edindiğim bilgilere göre; onu keşfettiklerinde, Franco Zeffirelli sadece bir set ve kostüm tasarımcısıymış ama şöhret basamaklarını çok hızlı tırmanmış.

Figüratif tarzının ve resmetme kabiliyetinin; Toskana'nın kendi tarihi ve coğrafi güzelliği ile birlikte Floransa'da aldığı mimarlık eğitiminden geldiği düşünülmekte.
 


Teknik olarak orantı ve boyutları, "gösterme" sanatına nasıl uyarlayacağı konusunda çok yetenekli ve tecrübeli olan Zeffirelli'nin mimari resim ve çizim ile ilişkisindeki başarısının yanı sıra hem mesleğindeki titizliği hem de tiyatro tutkusu onu renk ve kompozisyon konusunda detaylı çalışmalarında öne çıkarmış, özellikle müzikal tiyatroya yönelik yarattığı görsel tasarımlar onu bu sahnelerin vazgeçilmezi kılmış.
 


1700'leri sahneye taşıdığı ilk prodüksiyonlarında renklerle beslenen bir canlılık, iç dekor ve manzaraların düzeninde her zaman ilham veren bir denge dikkat çekermiş.

Nihayetinde hiç kimsenin hayal ve cesaret edemeyeceği günlerde Zeffirelli çalışmalarını Avrupa'daki tiyatrolara taşır; Milano, Cenova, Napoli ve Palermo'daki tiyatrolarda 18'inci ve 19'uncu yüzyıl operalarının sahnelerini yönetir.
 


Kişisel bir eleştirel gözle ve dinamik bir hayal gücüyle operanın ve bestecisinin geçmişine ve tarihsel anlayışına ihanet etmeden teatral ve müzikal bir metne yaratıcı bir özgünlükle eklediği görsel manzaralarla her sahnesinde dikkatleri üzerine çekmeye başlar.

O andan itibaren Franco Zeffirelli'nin sanatsal kariyeri, dünyanın en özel sahnelerinde oynanan eserlerdeki çalışmalarıyla uluslararası sanat camiasında en beğenilen İtalyan yönetmen olana değin sürekli yükselir.

1960'larda Londra ve New York'ta kendi oyunlarını tasarlayıp yöneterek adını duyuran ve kısa süre sonra fikirlerini ve tecrübelerini sinemaya aktarmaya başlayan Zeffirelli aynı yıl içinde İtalyan melodramının doğuşunun alamet-i farikası olan İtalyan besteci Jacopo Peri'nin Euridice prodüksiyonu ile Floransa'daki Boboli Bahçeleri'ne geri döner.
 


Zeffirelli'nin Karanlık Yüzü

Zeffirelli'nin başarılar ve övgülerle dolu hayatının yanı sıra bazı iddialara ve itiraflara dayanan bir karanlık yüzü de yok değil.

Romeo ve Juliet filminde Benvoliosu'yu oynayan Bruce Robinson ile Sparrow filminde rol alan Johnathon Schaech, çekimler sırasında Zeffirelli tarafından tacize ve cinsel saldırıya uğradıklarını, onun kendilerine karşı çok acımasız davrandığını ve çoğu zaman sözlü hakaretlerle küçük düşürüldüklerini iddia etmişlerdir.

Ayrıca beş yaşından beri reklamlarda ve pembe dizilerde rol alan eski bir çocuk oyuncu olan ve Hollywood'un #MeToo hareketinden aldığı güçle ilk kez halka açık bir şekilde konuşan Justin Vetrano da Zeffirelli'nin 1991'de on sekiz yaşındayken babasının kuzeninin evini ziyaret ettikleri sırada kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu söylemiştir.
 


Bunların yanı sıra Zeffirelli'nin bir dönem çalkantılı bir siyasi geçmişi de olmuş; çoğu zaman tartışmalara sebep olan siyasi görüşlerini dobra bir şekilde dile getiren yönetmen, İtalyan senatosunda Silvio Berlusconi'nin merkez sağ görüşlü Forza Italia partisinde iki dönem milletvekilliği yapmış.

Bu dönemlerde komünistleri; "ülkemi ele geçirmeye çalışan sahtekârlar" şeklinde tanımlayan Zeffirelli, kürtaj yaptıran kadınlar için ölüm cezasının verilmesini savunan kilisenin bu tutumunu açıkça desteklemiş.

Ayrıca 1996 yılında eşcinsel olduğunu açıklamış olsa da LGBT toplumu tarafından, Katolik Kilisesi'nin eşcinsellere bakışını savunan görüşleri nedeniyle sertçe eleştirilmiş.
 


Muhafazakâr bir Roma katoliği olan Zeffirelli, filmlerinde İncil'deki figürlerin dine hakaret edecek şekilde temsil etmesinden dolayı da dini grupların eleştirilerini almış.

Diğer taraftan da Martin Scorsese'nin Günaha Son Çağrı (The Last Temptation of Christ, 1988) adlı filmini "Hristiyan dünyasına her saldırma şansını kullanan Yahudi kültürel pisliğin bir ürünü" olarak tanımladığı için antisemitizm suçlamalarına maruz kalmış.

2006 yılında bir gazeteye; çocukken bir rahip tarafından cinsel istismara uğramasına rağmen herhangi bir zarar görmediğini söylediğinde yine tartışmalara yol açmış.
 


Çocukluğunun karanlık kısmına ışık tutan filmler

Zeffirelli'nin sorunlu çocukluğu, savaş deneyimleri, dinle ilişkisi ve Shakespeare'e duyduğu büyük ilgisi yavaş yavaş çektiği filmlerde de hayat bulmaya başlar.

Tiyatro sahnelerinde olduğu gibi yönettiği filmlerde de kimi zaman metne sadık kalarak uyarladığı Shakespeare klasikleriyle kimi zaman da insan ruhunun en anlaşılmaz yönlerini filmde tasvir etme yeteneği ve çocukluğunun pek çok karanlık kısmına ışık tutan hikayeleriyle hem genel sinema seyircisinin hem de sinema eleştirmenlerinin pek çok kez beğenisi ve övgüsüne mazhar olur.

Sinemadaki çalışmalarının yanı sıra her zaman büyük bir sevgi beslediği Floransa'yla ilgili çektiği belgeseller ile milyonları ekran başına çeken epik televizyon filmleri ve dizileri büyük beğeni toplar.
 


Kraliçe II. Elizabeth, Zeffirelli'ye Shakespeare dramalarıyla yaptığı çalışmaların yanı sıra dünyaca ünlü olduğu sinemaya uyarladığı yeniden yapımlar için İngiliz İmparatorluğu Düzeni Şövalyesi olarak onursal bir şövalyelik verir.

Zeffirelli'nin adını sinema tarihine yazmasını sağladığı bu filmleri kronolojik olarak aşağıda sizin için özetlemeye çalıştım.


Kamp Zamanı

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Marisa Allasio, Nino Manfredi, Paolo Ferrari, Lyla Rocco, Kaida Horiuchi, Francesco Luzi, Pina Cei, Franca Mazzoni, Herbert Knippenberg, Francesco Mulè, Piero Cicoletti, Giovanni Cimara, Delia Valle, Henry Deheneffe, Roberto Paoletti, Mario Cianfanelli, Lamberto Antinori, Don Marino Barreto Jr., Pasquale Campagnola, Pietro Ceccarelli, Luciano Melani, Roberto Miali, Paolo Poli, Valerio Ruggeri, Amerigo Santarelli, Alessandro Tedeschi, Maria Tedeschi, Vittorio Vittori / Süre: 94 dakika
 


Zeffirelli'nin 1958 yılında çektiği komedi türündeki Camping (Kemping) adlı bu ilk uzun metrajlı filminde; Tao ve Valeria adlı nişanlı iki genç sevgili, bir motosiklet ile günlük rutinlerinden kaçarak ebeveynlerinden uzakta, samimi bir kamp ortamında kendi mahremiyetleri içinde güzel bir tatil geçirmeye karar verirler.

Ama Valeria'nın anne ve babası kızının nişanlısına güvenmediği için ikisinin tek başına tatile çıkmasını istemezler.

Bu nedenle Valeria'nın erkek kardeşi Nino'nun da onlarla birlikte gitmesi konusunda ısrar ederler.

Kamp alanına varmadan önce, üçlü bir dizi yol macerasına atılırlar; önce çadırlarını kısa süre içinde kaçmak zorunda kaldıkları bir alana kurarlar, daha sonra bir fuarın gerçekleştiği bir şehre uğrarlar ama bu yerin de atmosferinden kısa sürede sıkılırlar.

Böylesi bir yol macerasının ardından çoğunluğu Alman uyruklu olan çeşitli ülkelerden gelmiş turistlerin olduğu bir kamp alanına ulaştıklarında içine düştükleri durum daha da kötü bir hal almaya başlar.

Valeria, bir Don Juan edasıyla ortalarda dolaşan genç bir adam ile flörtleşirken, erkek kardeşi Nino da genç adamın kuzeni Nanni'nin kalbini kazanmaya çalışır.

Kendisini bu seyahat boyunca erkek arkadaşı ve kardeşinin kontrolü altında bulan huysuz Valeria'nın çapkın tavırları ve büyüleyici güzelliği kamptaki pek çok erkeği etkileyince üçlü bir kıskançlık, kin ve yanlış anlaşılmalarla dolu bir oyunun içinde kendilerini bulurlar.

Eleştirmenlerin; tiyatro ve opera dünyasının pırıltılı ismi Zeffirelli'nin imzasını taşımasa pek dikkate alınacak bir film olmayacağını belirttikleri bu komedi, Valeria'nın sürekli erkekler tarafından kovalanması ve üç ana karakterin lunapark ve yabancı turistlerle dolu kamp alanında geçen hikayesiyle her şeye rağmen seyircisini neşelendirebilen bir film.
 

Franco Zeffirelli (38).jpg
Franco Zeffirelli ile Burton


Hırçın Kız

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Elizabeth Taylor, Richard Burton, Cyril Cusack, Michael Hordern, Alfred Lynch, Alan Webb, Giancarlo Cobelli, Vernon Dobtcheff, Ken Parry, Anthony Gardner, Natasha Pyne, Michael York, Victor Spinetti, Roy Holder, Mark Dignam, Bice Valori, Tina Perna, Alberto Bonucci, Milena Vukotic, Alfredo Bianchini, Valentino Macchi, Roberto Antonelli, Salvatore Billa, Lino Capolicchio, Liana Del Balzo, Gianni Magni, Michael Wilding Jr., Christopher Edward Wilding / Süre: 122 dakika
 


Eleştirmenlerin pek dikkate almadığı Camping filmini saymazsak Zeffirelli'nin esasen sinemada yönetmen olarak adını duyurduğu ve dikkatleri üzerine çektiği ilk filmi; 1967 yılında çektiği The Taming of the Shrew (La Bisbetica Domata) ile olmuştur.

Aslında başlarda filmin başrolleri için Sophia Loren ve Marcello Mastroianni isimlerini düşünmüşse de sonunda Elizabeth Taylor ve Richard Burton'ın başrolleri almasında her iki oyuncunun da prodüksiyonun finansmanında yardım etmeleri ve ücret yerine filmin elde edeceği kardan yüzde almayı kabul etmelerinin etkisi büyük olmuştur.

William Shakespeare'in aynı adlı komedisinden uyarlanan filmde; zengin Baptista'nın evlilik çağına gelmiş Katharina ve Bianca adlı iki kızı vardır.

Küçük kız Bianca görgülü ve kibar biridir, üstelik pek çok erkek onunla evlenmek istemektedir. Katharina isa kız kardeşinin aksine çekilmez ve ağzı bozuk biri olduğu için pek talibi yoktur.

Baptista, küçük kızı Bianca ile evlenmek isteyen ve bunun için de birbirleriyle yarışan Hortensio ve Gremio'ya bir şart koşar:

"Önce Katharina'nın evlenmesini sağlayın. Onu alacak bir adam bulun, Bianca'nın ikinizden biriyle evlenmesine izin veririm…" diyerek bu iki talibi başından defeder.

İki aşık bu duruma bir çare ararken, Hortensio, Verona'dan yeni gelen dostu Petruchio'ya bu konuyu açar.

Onun anlattıkları Petruchio'nun ilgisini çeker ve böylelikle Katharina'yı yola getirmek için kolları sıvar.

Ancak bu Petruchio'nun sandığından daha zor olacaktır…


Romeo ve Juliet

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Leonard Whiting, Olivia Hussey, John McEnery, Milo O'Shea, Pat Heywood, Robert Stephens, Michael York, Bruce Robinson, Paul Hardwick, Natasha Parry, Antonio Pierfederici, Esmeralda Ruspoli, Roberto Bisacco, Roy Holder, Keith Skinner, Dyson Lovell, Richard Warwick, Roberto Antonelli, Carlo Palmucci, Ugo Barbone, Salvatore Billa, Andrés José Cruz Soublette, Claudio De Davide, Bruno Filippini, Maria Fracci, Aldo Miranda, Laurence Olivier, Dario Tanzini, Paola Tedesco / Süre: 138 dakika
 


Zeffirelli'nin sinema kariyerindeki en büyük sıçraması elbette 1968 yılında yine bir Shakespeare uyarlaması olan Romeo and Juliet filmiyle gerçekleşir.

Kendi adını altın harflerle sinema tarihine yazdığı bu filmin başrollerini ise henüz tanınmayan genç oyuncular, Leonard Whiting ile Olivia Hussey'e verir.

Ancak film, on beş yaşındaki başrol oyuncusu Olivia Hussey'nin çıplak sahneleri nedeniyle tartışma da yaratır; birçoklarına göre, aktris bu rol için zaten çok fazla gençtir.

Genç başroller nedeniyle film özellikle gençler arasında çok popüler olur ve bazı sinema okulları tarafından "tiyatro oyununun kusursuz film versiyonu" olarak nitelendirilerek uzun yıllar boyunca öğrencilere eğitimleri sırasında gösterilir.

Pek çok filme esin kaynağı olan Shakespeare'in Romeo & Juliet trajedisinin 1968 yılında Franco Zeffirelli'nin yönetmenliği ile beyazperdeye aktarılan filmin günümüzde de artık klasikler arasında anılan ve popülerliğini hala koruyan bu versiyonu sinema tarihinde en iyi uyarlamalardan biri olarak kabul edilmektedir.

Filmin "En İyi Yönetmen" ve "En İyi Film" dahil olmak üzere dört ayrı kategoride Akademi Ödülleri'ne adaylığı bulunurken "En İyi Sinematografi" ve "En İyi Kostüm tasarımı" kategorileri ile de Akademi'nin Oscar ödüllerine sahip olmuştur.

Nina Rota'nın unutulmaz müzikleri eşliğinde yüreklere dokunan film, İtalya'nın Verona kentinde, birbiriyle düşman olan Montague ve Capulet ailelerinin ergenlik çağındaki çocuklarının ilk görüşte içine düştükleri aşkın ebedi hikayesini anlatmaktadır.

Filmde, Romeo ve Juliet karşılaştıkları andan itibaren birbirlerine âşık olmuş iki gençtir. Ama önlerinde büyük bir engel vardır; aileleri birbirlerine düşmandır.

Önlerinde uzun ve çetrefilli bir yol olan iki aşığı sonrasında zor günler beklemektedir.

Juliet ailesini yok saymaya karar veremez ama aşkının önündeki bu engeli aşabilmek için kendi hayatını tehlikeye atmaya kararlıdır.

Bu konuda rahibin yardımını alarak onu bir süre derin bir uykuda tutacak bir zehir içer, böylece herkes onu öldü bilecektir.

Ama elbette genç aşığın bu planı amaçladığı gibi gitmeyecektir; bu haberi alan Romeo kente geri döndüğünde Juliet'in gerçekten öldüğünü zanneder ve bir an önce ona kavuşmak için o da kendisini öldürür.

Sinema tarihinin en iyi uyarlamalarından biri olan filmde ana konusunu en yalın haliyle beyazperdeye aktaran film, aşkın ölümü bile göze aldığı temasını oldukça duygusal bir şekilde vurgulamıştır.

Zeffirelli her ne kadar bu filmle adını sinema tarihine perçinlemiş olsa da daha sonraki çalışmalarının hiçbiri Romeo ve Juliet'in etkisine erişememiştir.


Ay ve Güneş Kardeşler

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Graham Faulkner, Judi Bowker, Leigh Lawson, Kenneth Cranham, Lee Montague, Valentina Cortese, Alec Guinness, Michael Feast, Nicholas Willatt, John Sharp, Adolfo Celi, Francesco Guerrieri, Peter Firth, Robin Askwith, Rossano Attrotico, Pierre Baldini, Alfredo Bianchini, Aristide Caporale, Massimo Foschi, Carlo Hintermann, Guido Lollobrigida, Franca Mazzoni, Carlo Pisacane, Gianni Pulone, Robert Rietty, Franca Sciutto, Renato Terra, Fortunato Arena / Süre: 121 dakika
 


Shakespeare'in iki başarılı film uyarlamasından sonra Zeffirelli, 1972 yılında, özel mülkü reddeden ve ruhun kurtuluşu için yoksulluğu zorunlu bir koşul olarak gören Assisili Françesko adlı bir İtalyan keşişin hayatını anlatan Brother Sun, Sister Moon (Fratello sole, sorella luna) filmi için yönetme koltuğuna oturmuştur.

Tanrı ve kulun arasına herhangi bir kuruluşun veya kurumun girmesini mantıksız bulan, bu yüzden kilisenin ve dolayısı ile Papa'nın güçlenmesine karşı çıkan ve Hazreti İsa gibi mütevazı bir hayat sürmeyi savunan, Fransisken rahiplerinin lideri olan Assisili Françesko'nun basit ama "müjdeli" hayatının bir bölümünü kadrajına alan film, BAFTA ve Oscar adaylıklarının yanı sıra çeşitli festivallerden toplamda üç ödül kazanmıştır.


Şampiyon

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Jon Voight, Faye Dunaway, Ricky Schroder, Jack Warden, Arthur Hill, Strother Martin, Joan Blondell, Mary Jo Catlett, Elisha Cook Jr., Stefan Gierasch, Allan Miller, Joe Tornatore, Shirlee Kong, Jeff Blum, Dana Elcar, Randall ‘Tex' Cobb, Kristoff St. John, Gina Gallego, Jody Wilson, Reginal M. Toussaint, Bob Gordon, Gene Picchi, Anne Logan, Bill Baldwin, Rita Turner, Dorothy Streisin, Lionel Dozier, Charles W. Camac, David Peden, William Fuller, Vanna Salviati, Maurice Pete Mitchell, Ernesto Molinari, Robert Sutton, Philip Tuersky, Micki Varro, Geoff Marlowe, George Stidham, Willie White, Curtis Jackson, Wally Rose, Dick Young, Sonny Shields, Larry Duran, Lars Hensen, Jeff Temkin, Eddie ‘El Annimal' Lopez, Ralph Gambina, Mario Bellini, Jack Berle, Boyd Cabeen, Tony Dante, Daniel Elam, Levi Forte, Tremel James, Patricia Jimenez-rojo, Sam Levene, Clyde McLeod, Christine Page, Stan Rodarte, Eddie Smith, Nico Stevens, Dana Winseman / Süre: 121 dakika
 


Zeffirelli'nin 1979 yılında çektiği The Champ adlı bu spor draması; hayatındaki en önemli şey sekiz yaşındaki oğlu olan Billy Flynn adındaki eski bir boks şampiyonunun hikayesini anlatıyor.

Billy Flynn eski bir boks şampiyonudur ama küçük oğlu TJ hariç bütün dünya onu alkol ve kumara yenik düşmüş bir kaybeden olarak görmektedir.

Babasının bu tarafını bilmeyen TJ ise onun sakatlanarak boksu bırakmak zorunda kaldığını sanıyordur ve babası onun için her zaman "şampiyon" olarak kalacaktır.

Ayrıca seneler önce boksa veda ederek ringlerden uzak kalmış olan Billy karısından da ayrılmış ve boşandığında oğlunun vesayetini üzerine almıştır.

Ailesini idame ettirebilmek için bir at eğitmeni olarak çalışan Billy kendisine adeta tapan küçük oğluyla beraber yaşarken arada önemsiz maçlara çıkarak içki parasını denkleştirmeye de devam etmektedir.

Hayatını böylesi bir rutine bağladığı sıralarda bir gün aniden eski karısı Annie ortaya çıkar ve çocuğunu geri almak ister.

Oğlunu görmek istediğini söyleyen Annie'yi kendilerinden uzak tutmak isteyen Billy, iyice yaşlanmış ve çaptan düşmüş olsa da oğlunu korumak için yapabileceği tek şeyin ringlere geri dönmek ve son bir dövüşe katılmak olduğu gerçeğini kabul eder.


Sonsuz Aşk

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Brooke Shields, Martin Hewitt, Shirley Knight, Don Murray, Richard Kiley, Beatrice Straight, James Spader, Ian Ziering, Robert Moore, Penelope Milford, Jan Miner, Salem Ludwig, Leon B. Stevens, Vida Wright, Jeffrey Marcus, Patrick Taylor, Jamie Bernstein, Tom Cruise, Jeffrey B. Versalle, Jami Gertz, Maria Todd, Douglas Alan-Mann, Steve Calicchio, Rob Kahn, Jeremy Bar-Illan, ScottCushman, David Willis, Barry Pruitt, Amy Whitman, Kenneth Cory, Nole Cohen, Teri Shields, Sylvia Short, Ethelmae Mason, Anna Be rger, Joan Glasco, Jane Fleiss, Mark Arnold, Kathy Bernard, Philip Lenkowsky, Arthur Epstein, Leonard H. Pass, Lawrence Sellars, Ron Perkins, Gilbert Stafford,Marvin Foster, Millidge Mosley, Walt Gorney, Willie Wenger, Robert Altman, Ruth Last, George Kyle, Lee Kimball, Martin Pinckney, Duffy Piccini, David Adamson, Shea Chambers, Frank Ferrara, Marianne Muellerleile, Richard Wiese / Süre: 116 dakika
 


Zeffirelli'nin 1981 yılında yönetmen koltuğuna oturduğu Enless Love adlı filmin çağdaş hikayesinde; gençlik yıllarında birbirlerine tutkuyla âşık olmuş iki lise öğrencisinin yaşadıkları anlatılmaktadır.

Modern bir Romeo ve Juliet hikayesi olan filmin yine aşkın gücünü anlatan olay örgüsünde duygular yine o kadar kuvvetli ve şiddetlidir ki etrafındaki herkesi etkiliyor ve içten içe yiyip bitiriyordur.

Ama bu aşk öyle bir aşk ki; karı-koca arasında olan aşk, anne, baba ve çocuklar arasındaki sevgi ve iki gencin arasındaki şehvet dolu aşk hepsi birbirine karışıyor.

Ayrıca bu film Tom Cruise'un kariyerinde rol aldığı ilk filmi olarak da biliniyor.

Filmi biraz özetlemek gerekirse; David ve Jade, birbirlerine tutkuyla aşık iki lise öğrencisidir. Ancak Jade'in ailesi özellikle babası bu ilişkiden oldukça rahatsızdır.

Bir müddet sonra yasaklar, kısıtlamalar nedeniyle iki sevgili birbirlerini göremez olurlar ama David yine de pes etmez.

Bir gün evde verilen bir partinin ardından eve gizlice girmeye çalışan David, yanlışlıkla devirdiği şamdan yüzünden evin yanmasına sebep olur ve o korkuyla hemen oradan kaçar.

Bu olaydan sonra David'den daha da uzaklaşan Jade ile aralarına iyice mesafe girmişse de David, bu aşkı bitirmemekte ısrarcıdır.


Kötü Yola Sapan Kadın

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Teresa Stratas, Plácido Domingo, Cornell MacNeil, Allan Monk, Axelle Gall, Pina Cei, Maurizio Barbacini, Robert Sommer, Richard Oneto, Renato Cestiè, Dominique Journet, Tony Ammirati, Ariel Bybee, Geraldine Decker, Ferruccio Furlanetto, Russell Christopher, Michael Best, Richard Vernon, Charles Anthony, Yekaterina Maksimova, Vladimir Vasilev, Gabriella Borni, Erminio Bianchi Fasani / Süre: 109 dakika
 


Zeffirelli'nin 1982 yılında, Francesco Maria Piave'nin oyunundan uyarladığı La Traviata; bu defa Violetta ve Alfredo'nun birbirine âşık olup birlikte kaçma hikayesini anlatıyor; bir süre mutlu ve mesut yaşayan çiftin huzuru elbette yine dış etmenler yüzünden kısa zamanda bozulacaktır.

Filmde Violetta, Alfredo ile tanışır ve ona ilk gördüğü anda âşık olur. Aşıklar birlikte kaçtıktan sonra da kısa bir süreliğine de olsa mutluluk içinde yaşarlar.

Ancak, Alfredo'nun babası Giorgio, Violetta'nın kötü şöhretinin Alfredo'nun kız kardeşinin evlilik beklentilerini etkileyeceğinden endişe duyarak iki aşığın ilişkisine müdahale etmeye başlar.

Bunun üzerine Violetta isteksizce Alfredo'dan ayrılır, ancak aşkı o kadar güçlüdür ki bu onu trajik sonuçları olan eylemlere yönlendirir.

Bu filmin de yine iki Oscar adaylığı, BAFTA'dan aldığı ödül de dahil çeşitli festivallerden kostüm, prodüksiyon ve sanat yönetmenliği kategorilerinden kazandığı altı ödülü vardır.


Otello

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Plácido Domingo, Katia Ricciarelli, Justino Díaz, Petra Malakova, Urbano Barberini, Massimo Foschi, Edwin Francis, Sergio Nicolai, Remo Remotti, Antonio Pierfederici, Enzo Marino Bellanich, Gabriella Borni, Peter Lapres, Alessandro Spadorcia, David Allen Mann, Daniela Merlo / Süre: 118 dakika
 


Zeffirelli'nin 1986 yılında yönetmenliğini üstlendiği Otello; Giuseppe Verdi'nin bestelediği dört perdelik opera eserinden uyarlanarak beyazperdeye aktarılmıştır ki bu eser de yine Liberetto Arrigo Boit tarafından ünlü İngiliz oyun yazarı William Shakespeare'in Othello adlı oyunundan uyarlanarak hazırlanmıştır.

Sadece birkaç istisna dışında film opera ile aynı olay örgüsünü ve orijinal müziğini takip ediyor; Iago, Otello'yu karısı Desdemona'nın genç Teğmen Cassio ile bir ilişki içinde olduğuna ikna ederek Otello'nun çöküşünü planlıyor ve Otello'yu kör bir öfkeyle onu öldürmesi için kışkırtıyor.

Sonrasında kıskançlığın ardından trajedi, ardından intikam geliyor.

Ancak kıskançlığın yıkıcı etkilerini tasvir eden filmde Otello, Iago'yu sonunda kendisine mızrak atarak öldürürken, sadece kılıcıyla yaraladığı sahne versiyonundan bu haliyle farklılaşıyor.

Bu film ABD Ulusal Sinema Filmleri İnceleme Kurulu tarafından 1986 yılının en iyi yabancı filmi olarak seçildi, ayrıca aynı kategoride BAFTA Ödülü ve Altın Küre'ye aday gösterildi.


Genç Toscanini

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: C. Thomas Howell, Elizabeth Taylor, Sophie Ward, John Rhys-Davies, Pat Heywood, Philippe Noiret, Franco Nero, Carlo Bergonzi, Irma Capece Minutolo, Nicolas Chagrin, Simon Gregor, Leon Lissek, Elsa Agalbato, Andrea Aureli, Luciano Bacchielli, Norman Caro, Alessandra Di Marco, Donald Hodson, Barry Martin, Carlo Mucari, Anna Maria Picci, Anna Righi, Richard Shaw, Harriet Thorpe, Raymond Young, Giovanna Stella Lanocita, Madalena Maria Furtado Costa, Maria Irondina Furtado Costa, Victor Baring, Martin Benson, Márcia Breia, Jean-Pierre Cassel, Valentina Cortese, Teresa Côrte-Real, Johnny Dennis, Albert Evansky, Márcio Ferreira, Leslie French, Eva Griffith, Steven Hartley, Adelaide João, Ayub Khan-Din, Nabila Khashoggi, Spencer Leigh, Jenny Lipman, Lucinda Loureiro, André Maia, Margarida Marinho, John Maxim, Leonie Mellinger, Aprile Millo, Peter Rutherford, Julie Sergeant, David Shelmerdine, Clive Swift, Patrícia Tavares, Arturo Venegas, Gordon Warnecke / Süre: 109 dakika
 


Zeffirelli'nin 1988 yılında yönetmen koltuğuna oturduğu, biyografik drama türündeki Young Toscanini (Il Giovane Toscanini) adlı bu film, 1886 yılında Aida'yı ezbere çaldırarak on dokuz yaşında Rio De Janeiro'da ilk konserini yöneten ve bu performansıyla dünyada yankılar uyandıran Arturo Toscanini'nin kariyerinin başlangıcını ve aşklarını anlatıyor.

Amerika'da Metropolitan Opera'da orkestra şefliği yapmış olan ve tüm zamanların en iyi şefi olarak anılan Arturo Toscanini filmde Claudio Rossi'nin orkestrasında bir iş bulduğunda, kısa süre sonra kendisini Güney Amerika turuna çıkmış bulur ve Rio'nun pastoral dünyasında onu bir dolu macera ve ideolojiyle mücadele bekliyordur.

Filme fon olan harikulade müzikleri, oyuncuların ikna edici performansları ve neredeyse kusursuz denebilecek düzeyde estetik sahneleriyle dikkat çeken film hiçbir ödüle sahip olmasa da gönüllerdeki tüm ödülleri alabilecek bir etkiye sahiptir.


Hamlet

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Mel Gibson, Glenn Close, Alan Bates, Paul Scofield, Ian Holm, Helena Bonham Carter, Stephen Dillane, Nathaniel Parker, Sean Murray, Michael Maloney, Trevor Peacock, John McEnery, Richard Warwick, Christien Anholt, Dave Duffy, Vernon Dobtcheff, Pete Postlethwaite, Christopher Fairbank, Sarah Phillips, Ned Mendez, Roy York, Marjorie Bell, Justin Case, Roger Low, Pamela Sinclair, Baby Simon Sinclair, Roy Evans, Lance L. Edwards, Barrie Holland, Graham Riddell / Süre: 135 dakika
 


Zeffirelli'nin 1990 yılında bir kez daha bir Shakespeare uyarlaması için yönetmen koltuğuna oturduğunda ortaya çıkan şey Hamlet'in yine dikkat çekici bir uyarlaması olmuştur.

Hamlet, Kral babasının ölümünden sonra Danimarka'ya döner.

Annesi Gertrude çoktan Hamlet'in amcası ve yeni kral olan Claudius ile evlenmiştir ama bu da yetmezmiş gibi çevresindekiler Hamlet'in Ophelia ile evlenmesi için baskı yapmaktadır.

Fakat bir gün babasının hayaleti ortaya çıkar ve Hamlet'e kendisini öldürenlerin Claudius ve Gertrude olduğunu söyler.

Filmin ana karakterleri 90'lı yılların en iyi oyuncuları tarafından paylaşılmıştır, ancak filmin en dikkat çeken sürprizi, Hamlet'i Mel Gibson'un canlandırması olmuştur.

Hamlet'in Mel Gibson başta olmak üzere son derece iyi bir kadroyla perdeye aktarılması hem yönetmen hem de aktör için cesurca bir karar olarak nitelendirilir, ancak film yine de eleştirmenler tarafınca ortalama bir puanla değerlendirilir.

Mel Gibson'a gelen eleştiriler, onun vücudunda ruh bulan Hamlet'in çok asık suratlı, hatta biraz ahmak görünümlü olduğu yönündedir.

Zeffirelli de seyirciye olayları Hamlet'in gözünden aktarabilmek için çokça hareketli kamera kullandığı ve olay geçişlerini çok hızlı yaptığı için karakterleri bozmakla eleştirilir.

Yine de Hamlet o yıl en iyi sanat yönetmeni ve kostüm dallarında Oscar'a aday gösterilir ve diğer bazı festivallerden de üç ödül ile döner.


Serçe

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Angela Bettis, Johnathon Schaech, Eva Alexander, Andreá Cassar, John Castle, Valentina Cortese, Sinéad Cusack, Frank Finlay, Mia Fothergill, Pat Heywood, Janet Maw, Denis Quilley, Vanessa Redgrave, Annabel Ryan, Gareth Thomas, Sheherazade Ventura, Claudio Collovà, Donald Hodson, Isabella Libra, Mariella Lo Sardo, David Maunsell, Marina Ninchi, M. Grazia Privitera, Fabio Gailuzzo, Caterina Intelisano, Barbara Liva    , Laura Marconi, Salvatore Murabito, Donald O'Brien, Santo Santonocito, Leonardo Sicurello, Maurizio Cucé / Süre: 106 dakika
 


Zeffirelli'nin yine kostüm tasarımlarıyla dikkat çeken 1993 yılında yönetmenliğini üstlendiği Sparrow (Storia di una capinera) adlı film; 1864 yılı Sicilya'sının Catania şehrinde geçiyor.

Filmde, çok ciddi bir kolera salgını yöre insanlarını tehdit etmektedir.

Bu şehirde yaşayan ve henüz on altı yaşında olan küçük Maria da bir rahibe adayıdır.

Salgın tehdidi baş gösterdiğinde ailesine yardım maksadıyla evine döner, ancak burada Maria'yı zor bir durum beklemektedir.

Üvey annesi ve üvey kız kardeşi, Maria'nın normal bir genç gibi yaşamasına izin vermezler.

Onlara göre; Maria, Tanrı'ya bir söz vermiştir, o artık "Tanrı'nın gelini" olmalıdır.

Bu yüzden sıradan kızlar gibi yaşaması son derece uygunsuz olacaktır.

Fakat, tam da olmaması gereken şey olur; Maria, yakışıklı komşusu Nino'ya vurulmuştur. Nitekim Nino da ona karşı boş değildir.

Zalim üvey anne, bu aşkı fark eder ve Maria'yı zorla manastıra geri yollar, amacı; Nino'yu kendi kızına yamamaktır.

Ancak Maria'nın aşkı manastırın duvarlarından taşacaktır ve Maria, aşkına ulaşabilmek için buradan kaçmanın yollarını arayacaktır.


Jane Eyre

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Anna Paquin, Nic Knight, Nicola Howard, Sasha Graff, Fiona Shaw, John Wood, Geraldine Chaplin, Amanda Root, Leanne Rowe, Charlotte Gainsbourg, Richard Warwick, Judith Parker, Joan Plowright, Joséphine Serre, Billie Whitelaw, William Hurt, Simon Beresford, Chris Larkin, Elle Macpherson, Miranda Forbes, Ann Queensberry, Sheila Burrell, Sara Stevens, Oriane Messina, Marissa Dunlop, Julian Fellowes, Barry Martin, Walter Sparrow, Steffan Boje, Golda Broderick, Edward de Souza, John Tranter, Samuel West, Charlotte Attenborough, Ralph Nossek, Peter Woodthorpe, Maria Schneider / Süre: 112 dakika
 


Zeffirelli'nin 1996 yılında Charlotte Bronte'nin aynı adlı romanından uyarlayarak yönetmenliğini üstlendiği Jane Eyre adlı bu film; Yorkshire'ın kırsal kesiminde yaşayan zengin bir Lord'un evine mürebbiye olarak gelen genç Fransız kızı Jane Eyre'in yaşamını konu ediyor.

Fakir bir genç kadın olan Jane Eyre rahibelere benzer görüntüsüyle nazik, mütevazı tavırlarına rağmen içinde bastırmakta zorlandığı güçlü tutkuları vardır ve düşüncelerini ifade etme konusunda kararlı bir duruşa sahiptir.

Fakat bu malikanede Jane'nin pek anlayamadığı bazı garip şeyler de vardır; zaman zaman çatı katından sesler gelmekte nedenini sorduğunda garip cevaplar almaktadır.

Üstelik hiç kimsenin çatıya çıkmasına izin verilmemektedir. Evdeki ahalinin çoğu iyi olmasına rağmen bu konakta da tuhaf şeyler olduğu aşikardır.

Bir süre sonra Jane Eyre, malikanenin sahibi Rochester'a âşık olur ve ilerleyen süreçte onu başka bir kadınla görmeye dayanamayacağını anlayarak evi terk etmeye karar verir.

Franco Zeffirelli'nin farklı sınıftan iki kişi arasındaki bir aşkı ve zor ve mutsuz günler geçiren Jane'nin mutlu sona ulaşması konusunu toplumda yaşanan dini baskı, sınıf ayrımı ve erkek üstünlüğü temalarından kopmadan hikâyeyi iki saatlik bir zaman içinde etkili bir şekilde anlatabilmek için, kitabın son çeyreğindeki olay örgüsünün çoğunu ortadan kaldırmasına rağmen genel hatları itibariyle orijinal esere sadakati nedeniyle edebiyat tutkunlarının kaçırmaması gereken bir yapıt olarak gösterilir.


Mussolini ile Çay

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Cher, Judi Dench, Joan Plowright, Maggie Smith, Lily Tomlin, Baird Wallace, Charlie Lucas, Massimo Ghini, Paolo Seganti, Claudio Spadaro, Mino Bellei, Paul Chequer, Tessa Pritchard, Michael Williams, Paula Jacobs, Bettine Milne, Hazel Parsons, Helen Stirling, Kathleen Doyle, Gisella Mathews, Gianna Giachetti, Chris Larkin, Giovanni Nannini, Pino Colizzi, Jackie Basehart, Giacomo Gonnella, Clemente Abete, Roberto Farnesi, Chris Tattanelli, Claudia Piccoli, Allan Caister Pearce, Hermann Weiskopf, Benedetta Magini, Beppe Landini, Giuseppe Rossi Borghesano, Marcellina Ruocco, Ferdinando Ferrini, Massimo Salvianti, David Agranov, Steven Blake, Gavino Bondioli, Fabio Fulco, Rizia Ortolani, Luca Padrini, Maria Weiss / Süre: 117 dakika
 


Zeffirelli'nin 1999 yılında yönetmen koltuğuna oturarak çektiği Tea with Mussolini (Un tè con Mussolini) adlı bu film; İkinci Dünya Savaşı'nın başında İtalya'da yaşayan, sanata aşık bir grup İngiliz aristokrat kadının ve zengin bir Amerikalının hikayesini anlatmaktadır.

1934 Floransa'sında geçen bu filmi Zeffirelli kendi hayatından esinlenerek çekmiştir.

Filmde değişik kültürlerden gelme bir grup hanımefendi her gün öğleden sonra çay içmek için bir araya gelmektedir.

Britanya'nın eski İtalya büyükelçisinin dul eşi Random, artist ve şarkıcı olan Arabella, aşırı heyecanlı Amerikalı arkeolog Georgia ile kendi başına buyruk Elsa bu grubun bazı üyeleridir.

İçlerinden birisi olan Mary, Luca adlı küçük bir çocuğun velisi olur ve kısa süre sonra da tüm grup bu küçük çocuğu sanki kendileri evlat edinmişler gibi sahiplenmeye ve onu yetiştirmek üzere çalışmaya başlarlar.

Ancak bu benzersiz topluluğun düzenli giden yaşantısı politik ortamın değişmesinden etkilenir ve büyümekte olan Luca artık kendi başının çaresine bakmanın yollarını aramak ve önüne çıkacak zorluklara göğüs germek zorunda kalır.


Daima Callas

Yönetmen: Franco Zeffirelli / Oyuncular: Fanny Ardant, Jeremy Irons, Joan Plowright, Jay Rodan, Gabriel Garko, Manuel de Blas, Justino Díaz, Jean Dalric, Stephen Billington, Anna Lelio, Alessandro Bertolucci, Olivier Galfione, Roberto Sanchez, Achille Brugnini, Eugene Kohn, Maria del Mar Rivas, Concha Lopez, Bryan Jardine, Bill Avery, Sorin Popa, Onochi Seietsu, Ann McElhinney, Tara Marie Anderson, Tomi Cristin, Razvan Popa, Barry Mulligan, Florin Piersic Jr., The Ballets Espagnols, Lucía Real, Angel Muñoz, La Corrala de la Danza, Maria Andrei, Monalisa Basarab, Philippe Nevo, Ignacio Paurici, Gabriela Romanov, Dana Rotaru, Gabriel Spahiu / Süre: 111 dakika
 


Zeffirelli'nin 2002 yılında yönetmen koltuğuna oturarak beyazperde için çektiği son filmi Callas Forever; yaşamı boyunca kendisi için bir idol olan Maria Callas'a bir saygı niteliğindedir.

Elli üç yaşında sesini kaybeden ve Carmen'de oynaması teklif edildiğinde, bu teklifi geri çeviren dünyaca ünlü opera sanatçısı Maria Callas'ın hayatının anlatıldığı filmde, Callas gerçeğin aksine Carmen'de oynamayı kabul eder.

Ancak yetersiz sesinin de farkında olduğu için film, dublajlı olarak çekilir.

Diva'nın, bütün dikkatleri üzerine toplaması, yağdırdığı emirler, bunlardaki ısrarı tamamen gerçeği yansıtmaktadır.

 

Kronolojik olarak diğer çalışmaları

  • Cezalandırılmış Çapkın / Don Giovanni (TV Filmi, 1958)
  • Maria Callas Covent Garden'da / Maria Callas at Covent Garden (TV Belgesel Filmi, 1964)
  • Floransa: Yıkım Günleri / Per Firenze (TV Belgesel Filmi, 1966)
  • Nasıralı İsa / Jesus of Nazareth (TV Mini-Dizisi, 1977)
  • Canlı Sanatlar: 1. Bölüm / The Lively Arts: 1. Episode (TV Belgesel Dizisi, 1978)
  • Maskeli Balo / Un Ballo in Maschera (TV Filmi, 1978)
  • Palyaçolar / Pagliacci (TV Filmi, 1982)
  • Köylü Namusu / Cavalleria Rusticana (TV Filmi, 1982)
  • Turandot (TV Filmi, 1983)
  • Size Öyle Geliyorsa Öyledir / Così È: Se Vi Pare (1986)
  • 12 Şehir İçin 12 Yönetmen: Floransa / 12 Registi Per 12 Città: Firenze (Belgesel, 1989)
  • Reklamların Kralı: Annabella Pavia / The King of Ads: Annabella Pavia Commercial (Belgesel, 1991)
  • Don Carlo (TV Filmi, 1992)
  • Roma'ya Saygı / Omaggio a Roma (Kısa Film, 2009)
  • Zeffirelli'nin Cehennemi / Zeffirelli's Inferno (Kısa Film-Video Art, 2017)


*Not: Bilgiler için Franco Zeffirelli Vakfı'nın sergi kaynaklaından istifade edilmiştir.


*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU