Adalet Bakanı Gül: Geçmişte FETÖ’nün cübbeli hainleri uydurma iddialarla sanıkları peşinen suçlu ilan etti

Abdulhamit Gül, "Çamur at izi kalsın" anlayışının adaletle bağdaşmadığına dikkati çekti

Fotoğraf: AA

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yargıda reform konusunun tartışıldığı günlerde kritik açıklamalar yaptı. Gül, geçmişte “FETÖ’nün cübbeli hainleri” olarak tanımladığı hakim ve savcıların uydurma iddialarla sanıkları peşinen suçlu ilan ettiğini söyledi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bu yıl 'Ben Masumum' temasıyla düzenlenen 10. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nin akademik programında konuştu.

Gül burada yaptığı açıklamada yargı mevzuatında yaptıkları bazı düzenlemelerden bahsetti. Bu düzenlemeler sonucu artık her ihbar ve şikayetin, muhatabını 'şüpheli' yapmaya yetmediğini, 1 Ocak 2020'den bugüne kadar yaklaşık 172 bin 633 ihbar dosyasından, 120 bin 389'unda soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini aktardı. 

“İhbar edilen herkes şüpheli değildir”

Gül, şunları söyledi:

Çamur at izi kalsın anlayışı adalet değildir. İhbar edilen herkes şüpheli değildir, şüpheli sanık değildir, sanık hükümlü değildir. Bu kavramların her birinin temas ettiği haklar vardır. Bu hakları korumak ve geliştirmek, adalet politikalarımızın öncelikleri arasında yer almaktadır. Bu yılki festivalin tematik cümlesi 'Ben masumum', hiç şüphesiz adil yargılanma ve savunma hakkının özüdür. Şüpheli ya da sanığın peşinen suçlu sayıldığı bir sistemin adil ve güvenilir olması mümkün değildir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Böyle bir sistemde soruşturma kovuşturmaların ciddiyetinin kalmayacağına dikkati çeken Gül, şu ifadeleri kullandı:

Geçmişte hatırlayın FETÖ'nün cübbeli hainlerinin sahte delillerle, uydurma suçlarla sanıkları peşinen suçlu ilan ettiği, kamuoyunu da manipüle ettiği davalar vardı. Bunları hepimiz yaşadık, gördük. Hukukun araçsallaştığı dönemlerde şüpheden sanık yararlanmadı, çünkü yargı değil, önyargı vardı. Hakim görünümlü militanların ayaklar altına alma girişiminde bulunduğu hukuku, biz masumiyet karinesiyle, lekelenmeme hakkıyla, adil yargılanma hakkıyla en üstte tutma kararlılığındayız.

Masumiyet karinesi vurgusu

Masumiyet karinesinin, Anayasa'nın 38'inci maddesinde temel bir kural olarak yer bulduğunu, Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası belgelerde de ceza hukukunun evrensel ilkeleri arasında sayıldığını anlatan Gül, "Bize göre masumiyet karinesi, şüpheli veya sanığın muhakeme sürecinde diğer haklarına açılan kapının yegane anahtarıdır" dedi.

Lekelenmeme hakkı

Masumiyet karinesini tamamlayan bir ilke olarak lekelenmeme hakkının da önemine işaret eden Bakan Gül, şunları kaydetti:

Ceza muhakemesi işlemleriyle hak ve hürriyetler arasında gözetilmesi gereken hassas dengenin farkındayız. Elbette ceza muhakemesinin ilk aşamasında kuvvetli veya zayıf sadece bir şüphe bulunmaktadır. Ancak bu şüphenin varsayıma dayalı olarak soyut ve dayanaksız bir kuşku düzeyinde kalmaması gerektiğini de biliyoruz. Bu düzeyi aşan şüphe, muhakeme işlemlerini başlatmakta, şüphenin yenilmesiyle de bir hakikate, bir sonuca, yani hükme ulaşılmaktadır. Bu adli süreç içerisinde temel amaç, ceza adaleti sisteminin hiçbir hak ihlaline yol açmadan doğru ve adil biçimde işlemesidir. Suçla ve suçlulukla mücadele ederken masum vatandaşlarımızın incinmesini asla kabul edemeyiz, göze alamayız. Kuru ile yaşın, masumla suçlunun birbirinden titizlikle ayrıldığı bir adalet, mülkün temelidir ve hukukun temel hedefidir. Lekelenmeme hakkı da bu amaca matuf çok önemli reformlardan biridir.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU