Uzmanlar yanıtladı: Kısmi kısıtlamalar salgınla mücadelede yeterli olur mu?

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkilerini azaltmak için alınan kararları, Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, Prof. Dr. Necmettin Ünal ve Prof. Dr. Kemalettin Aydın ile konuştuk

Fotoğraf: İHA

Kovid-19'a ilişkin net vaka sayısı Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanmasa da, artış hızının yüksekliği nedeniyle son haftalarda sık sık uyarılarda bulunuluyor.

Türk Tabipleri Birliği günlük vaka sayısının 80 binin üzerinde olabileceğini savunuyor.

Hastanelerdeki yatak sayısı yeterli olsa da hemşire bulmakta zorluk çekildiği, sağlık çalışanlarının 8 aydır aralıksız şekilde sürdürdüğü mücadele artık tükenme noktasına geldiği de konuşuluyor.

Hasta sayısı 3 bin 800'ü, can kaybı 100'ü aştı

Bakanlık tarafından dün akşam açıklanan verilere göre, kayıtlı ilk vakanın görüldüğü mart ayından bu yana ilk kez günlük hasta sayısı 3 bin 819'a yükselirken, 103 kişi hayatını kaybetti.

Hasta sayısı ve ölümlerin tırmanışa geçmesi nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam saatlerinde koronavirüsle mücadelede kısmi tedbirlerin alındığını açıkladı.

Okullarda yıl sonuna kadar tamamen uzaktan eğitime geçilirken, hafta sonu 10.00-20.00 saatleri dışında sokağa çıkmak yasaklandı.

Ayrıca restoranların, hizmet saatlerinde yalnızca al götür ve paket servisinde bulunmaları; sinemalar, halı sahalar ve kıraathanelerin ise yıl sonuna kadar kapatılmaları da kısmi kısıtlamalar arasında yer aldı.

Açıklanan kararlar, tartışmaları da beraberinde getirdi.

Kimileri kısmi kısıtlamanın salgının etkilerini azaltmada yeterli olmayacağını, tam kapanmaya gidilmesinin şart olduğunu ve sağlık personelinin daha fazla dayanacak gücünün kalmadığını savunurken, kimileri farklı önlemlerin getirilmesi gerektiği görüşünde.

Kimileri de ekonomik gerekçelerle mevcut kısıtlamalardan fazlasının yapılmasının mümkün olmadığı görüşünde.

Kısmi kısıtlamaların salgınla mücadeledeki muhtemel rolünü ve sağlık sistemindeki yükü hafifletip hafifletemeyeceğini, konunun uzmanlarıyla konuştuk.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Prof. Dr. Şenol: Şeffaf olun ve bilim kurallarını uygulayın

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol’a göre en büyük sorun, salgınla mücadelede ‘şeffaf davranılmayarak’ gerekli verilerin kamuoyuyla paylaşılmaması.

Salgınla ilgili bilgilerin, bilim ve kamuya aktarılmasının şart olduğunu belirten Şenol, bireylerin endişe ve anksiyetelerini giderecek dürüstlük ve güvenin tesis edilmesinin önemine vurgu yaptı.

Salgınla mücadelede açıklanan kararların yeterli olmayacağını da savunan Prof. Dr. Şenol, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Açıklananlar için önlem diyemeyeceğim, bunlar kısmi kısıtlama. Bu kısmi kısıtlamaların, hangi sonuca ulaşmak için ortaya koyulduğunu bilmek istiyorum. Kısmi kısıtlamaların sonucunda ne olması umuluyor? Ne olması halinde işe yaradıkları anlaşılacak? Bir şey ortaya koyulunca, hangi sonucu almak için uygulandığını açıklamak gerek. Taktik ve yöntem arasındaki fark budur. Uygulanması planlanan yöntemin beklenen sonuçlarının ne olduğunun ortaya konulabilmesi gerekir. Verileri açıklayın. Tüm verileri gerçekçi ve açık bir biçimde paylaşın. Şeffaf olun ve bilim kurallarını uygulayın. Bugüne kadar insanlığın baş etmekte zorlandığı hastalıklarla mücadelede başarılı olunması, bilimin kurallarının uygulanmasıyla olmuştur.

 

"Salgının bu evresinde ve hızında alınan önlemler yeterli değil"

Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, salgınla başa çıkabilmek için 10 gün kapanıp 4 gün çalışma modelinin uygulanması gerektiğini savundu:

Salgının bu evresinde ve hızında alınan önlemler yeterli değil. Çok daha metodolojik, etkin ve kapsamlı şekilde önlem alınması gerekirdi. Şu aşamada tüm Türkiye'de '10 gün kapan, 4 gün çalış' modeli en az 2 devre uygulanmalıydı. Virüsün inkübasyon (kuluçka) süresine ve salgının dinamiklerine uygun biçimde, aralıklı çalışma modeli uygulanırken, 4 günlük açılmalarda da hareketliliği önlemenin, kalabalıklaşmanın önüne geçecek tedbirler alınmalıydı. Tam kapanma ve kısmi açılma şart.

 

Prof. Dr. Esin Şenol .jpeg
Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol / Fotoğraf: Gazi Üni. 

 

"Testlerin ulaşılabilirliği konusu hızlıca çözülmeli"

Hastanelerin ivedilikle koronavirüs vakalarının alınmadığı temiz hastaneler ve pandemi hastaneleri olarak ikiye ayrılması gerektiğini savunan Şenol, testlerin ulaşılabilirliği konusunun da hızlıca çözülmesi gerektiğini, salgının yoğun olduğu şu aşamada bireylerin test yaptırmak için hastane başvurularında toplu taşımaya binmelerinin riskli olduğunu ifade etti. 

Şenol şöyle konuştu:

"Sahadaki tedavi yönetiminin akademiye bırakılarak düzenlenmesi ve koordine edilmesi, bu hastalık için onay almış ve ağır hasta tedavisinde kullanılacak ilaçların pandemi hastaneleri ve eczanelerde temin edilmesi, grip aşısı ve zatürre aşısı gibi eksikliklerin uygun lojistikle bireylere uygulanmasının sağlanması, insanların uygun koşullarda izolasyon ve karantina geçirebileceği ev dışı ortamların oluşturularak, bu kişilerin maddi ve fiziksel olarak desteklenmesi, denetimin gerçekleştirilmesi gerekli"

Esin Davutoğlu Şenol, altyapı eksikliklerinin (açılacak okullar ya da toplu taşıma gibi yerlerde havalandırma düzenlemeleri gibi) tamamlanmasının şart olduğunu da sözlerine ekledi.

 

Koronavirüs hastane ambulans Acil AA.jpg
Fotoğraf: AA

 

Prof. Dr. Ünal: Kısıtlamaların yeterli olacağını sanmıyorum

Sağlık Bakanlığı'nın koronavirüs salgınına ilişkin detaylı şekilde veri paylaşmamasını eleştiren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, Yoğun Bakım Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal, şeffaflık vurgusu yaptı. 

Ünal, "Şeffaflık olmadan, gerçek parametreler bilinmeden çözüm önerilerinin doğruluğu değerlendirilemez. Ancak gözlemlerime dayanarak, bu önlemler yeterli olmaz gibi görünüyor" yorumunu yaptı.

Prof. Dr. Ünal sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Bir problemi çözmek istiyorsanız, onunla ilgili doneleri iyi bilmeniz gerekir, öncelikle iki bilinmeyenli denklem mi yoksa üç mü? Elinizde ne var? Bazı bilinenlerin olması lazım ama bizim elimizde bilgi eksikliği var. Kaç vaka var? Pozitif oranı, hangi hastanede kaç hastanın yattığı, hastanelerin ne kadar dolu olduğu gibi veriler elimizde olmadan çözüm üretmek zor!

 

"Varsayımlar üzerinden giden her çözüm önerisi yanlıştır"

"’Şuyuu vukuundan beterdir’ sözünü hatırlatan Prof. Dr. Necmettin Ünal, "Sistem şeffaf olmayınca, abartılı sayılar, olmayan şeyler, komplo teorileri de ortaya çıkabiliyor. Bakanlığın bildirdiği günlük 3 bin küsur hastaya karşılık, günlük vakanın 50 bin olduğu söyleniyor. Hatta Türk Tabipler Birliği, 88 bin günlük vaka olabileceğini söyledi. 20 bin de olsa, 50 bin de 100 bin de 650 bin de... Test yapamadığınız için 10'la çarpmanız lazım, asemptomatiklere, temaslılara test yapılmıyor. Varsayımlar üzerinden gidiyoruz. Varsayımlar üzerinden giden her çözüm önerisi yanlıştır. Ben yoğun bakım açısından değerlendiriyorum ve alınan önlemlerin çok da yeterli olacağını sanmıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

 

Prof. Dr. Necmettin Ünal İHA.jpg
Prof. Dr. Necmettin Ünal / Fotoğraf: İHA

 

Prof. Dr. Aydın: Salgının yükselme hızının kesileceğini ve düşeceğini düşünüyorum

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Rektör Yardımcısı, Enfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kemalettin Aydın ise kısmi önlemlerin, salgının yükselme hızını düşürebileceği görüşünde:

Şimdilik, kamunun aldığı bu tedbirlere vatandaşların da uyumuyla, salgının yükselme hızının kesileceğini ve düşeceğini düşünüyorum. Bugüne kadar alınmış tedbirler de yeterli olabilirdi ancak halk uymadı, tabii ki toplu taşıma, çalışma alanları nedeniyle halkın imkanlarının da yeterli olamadığı durumlar oluştu. Kamusal tedbirler, yerel destekler ve milletin uyumu üçlüsü bir araya gelerek, sağlık okur yazarlığı ve bilinç yüksekliği ile başarılabilir ve bu vakalar hiç görülmeyebilirdi.

 

Prof. Dr. Kemalettin Aydın Sağlık Bİlimleri Üniversitesi Twitter Dr_K_Aydin.jpg
Prof. Dr. Kemalettin Aydın / Fotoğraf: Twitter / @Dr_K_Aydin

 

"Ev içi bulaşlar da büyük önem kazandı"

Tam kapanma uygulamasının yanlış olacağını savunan Prof. Dr. Aydın, özellikle ev içi bulaşlara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi:

Özellikle sokak bulaşlarının yanı sıra ev içi bulaşlar da büyük önem kazandı. Ev içinde de kurallara maksimum düzeyde uyulması lazım. Artık iki mottoyu bir arada uygulama zamanı: Evde kal, kalamıyorsan kontrollü sosyal yaşam.

Son olarak Kemalettin Aydın, "Şuan bizim için bir fırsat, daha büyük kapanmalara gitmemek için hepimizin sorumluluk üstlenmesi gerekir" ifadelerini kullandı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU